T.C.
İSTANBUL
13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ
( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI
ESAS NO :2008/209
CELSE NO :89
CELSE TARİHİ :22.05.2009
BAŞKAN :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298
ÜYE :HÜSNÜ ÇALMUK 32346
ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILIOĞLU 37266
C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954
C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924
KÂTİP :BATTAL İNAL 120250
22.05.2009 günü saat 11.10’da oturum açıldı.
Tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz, Selim Akkurt, Doğu Perinçek, Murat Çağlar, Semih Tufan Gülaltay ve Sedat Peker Dışındaki tutuklu sanıkların cezaevinden getirildikleri görüldü.
Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.
Tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, Behiç Gürcihan ile bir kısım sanıklar müdafilerinden,
Sanık Kemal Kerinçsiz müdafii Av. Gönül Kerinçsiz, Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partililer müdafii Av. İbrahim Erdoğan
Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partililer müdafii Av. Servet Bora’nın geldikleri görüldü ve huzurdaki yerlerine alındı.
Dünkü duruşmada verilen ara kararı uyarınca, sanıklardan Yusuf Görüm, Recep Gökhan Sipahioğlu, Coşkun Çalık, Ayhan Çelik, Satılmış Balkaş, Atilla Aksu ve Raif Görüm’ün bu günkü duruşmada savunmalarını yapmak üzere hazır edilmeleri konusunda yazılan yazıya cevap verilmediği gibi sanıkların hazır olmadığı ve mazeretli bildirilmedikleri anlaşıldı.
Bu durumda savunmaları alamayacağız. Talepte olan beyanda bulunacak olan varsa alabiliriz. “
Sanık Erkut Ersoy söz istedi verildi:“ Sayın başkanım Sayın heyet söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Birkaç konuşmam gereken önemli nokta vardı o huzurunuzda bunları ifade etmek istedim. Yalnız bunları ifade etmeden önce bir konuyu açıklık getirmek istiyorum. Duyumlarımıza göre yani basında yazıldığı kadarıyla işte gazetelerde ve dergilerde bir takım haberler duyuyoruz. Bu haberlerden benim mahkemenin dikkatini çekmek istediğim önemli bir konu var bazı basın yayın organlarında emniyetin 8 tane hassas donanım aracı aldığı yani izleme ve ortam dinlemeye müsait işte mikro kameraların olduğu uydu haberleşme sistemlerinin olduğu efendim işte içerisinden dünyanın her noktasına veri aktara bilecek iletişim modem cihazlarının olduğu İsrailli firmadan bir mühendislik firmasından 8 tane aracın alındığı haberleri yazılıyor çiziliyor. Bu 8 tane aracın Türkiye’ye girişi yapıldığı tespit edilmiş basın yayın organlarınca bu duyumlara göre söyleniyor Türkiye’ye girişi yapılmış ancak alımı yapılan emniyete bu araçların tespit edilmediği söyleniyor ve gene aynı kalemlere göre bu araçların Ergenekon davasını takip etmek üzere ön delil toplamak amacıyla emniyetin, emniyetle diğer bağlantı kurulamayacak sivil şahıslara verildiği ve bu sivil şahıslar tarafından emniyete yakın olan bu sivil şahıslar tarafından emniyetle illiyet bağı olmayan bu sivil şahıslar tarafından bu cihazların Ergenekon davasında adı geçen kişilerin evlerinde iş yerlerinin önlerinde önlem alarak hassas takip ve ortam dinlemesi yapıldığı söyleniyor. Hatta bu son zamanlarda yutub’a düşen ortam dinlemelerinin ve bir takım işte komutan eşlerinin sözlerinin ortam dinlemeleriyle alınıp illegal olarak mahkeme kararı olmadan bu şeylerde sitelerde diğer organlarda yandaş medya tarafından söylenildiği bahsedildiği düşünülüyor. Bu konuda mahkememizce eğer mümkünse bir tedbir kararı alınmasını veya böyle bir şeyin olup olmadığının resmi makamlara emniyet ve diğer kurumlara yazılı olarak sorulmasını ve bizim tarafımızdan da cevabı gelmesi halinde tarafımıza bildirilmesini ben arz ediyorum. Çünkü bu önemli bir konu mahkeme kararı olmadan biliyorsunuz hiçbir zaman dinleme yapılamaz hele ortam dinlemesi zaten suçtur. Dolayısıyla böyle bir şey varsa mahkeme tarafından aydınlatılmasını talep ediyorum. Şimdi Sayın başkanım ben 12 Mayısta huzurunuzda bir açıklama yapmıştım ona ek olarak gene hakkımda bazı kuvvetli şüphe iddiaları söyleniyor Sayın savcılık makamı tarafından onu aydınlatmak maksadıyla gerçi bana söylenmedi kuvvetli şüphe şudur diye ben kendi kafamda kendimle ilgili olan ekleri klasörlerdeki delilleri inceledim bunlar mı acabadır diye bir şey hazırladım izninizle onu okumak istiyorum. Sayın başkanım 234. delil klasörünün 219 ve 222. sayfalarına eklenmiş ve emniyet müdürlüğü arşiv dokümantasyon büro amiri Sabahattin Özbek’in 23.01.2008 tarihli sağ terör masasına gönderdiği resmi yazıda benim de içinde bulunduğum bazı sanıkların yurt dışı giriş çıkış kayıtlarının mevcut olduğu ve bilgisayar çıktılarının ekte gönderilmiş olduğu belirtilmiş olsa da ben Osmanlı bankasında görevliyken sadece 1998 yılında Kıbrıs’a gittim. Başkaca bir yurt dışı çıkışım olmamıştır. Bu durumun somut olarak anlaşılabilmesi maksadıyla tüm pasaport kayıtlarımın ve yurt dışı giriş çıkış kayıtlarımın bir kopyasının yüce mahkeme kanalı il tarafıma verilmesini saygılarımla talep ve arz ediyorum. Öncelikle bu arzımı belirteyim. “
Mahkeme Başkanı: “ o dilekçeleri vereceksiniz değil mi bize “
Sanık Erkut Ersoy :” vereceğim efendim. Sayın başkanım 3 Mart 2009 tarihinde gerekse 12 Mayıs 2009 tarihinde Sayın savcılık makamının hakkımdaki iddialarını ayrıntılı şekilde yanıt verdiğime inanıyorum ancak birkaç konunun altını çizmekte yarar görüyorum. Size 12 Mayıstaki duruşmada huzurunuzda Kuvai Milliye 1919 derneği üyesi olmadığımı ve Sayın Fikri Karadağ ile 10 kez Sayın Hüseyin Görüm ile 2 kez görüşmem dışında hiçbir görüşmem ve irtibatımın olmadığını cep telefonu operatörüm olan Vodafone firmasından gelen görüşme dökümleriyle ispatladım. Ayrıca 2003 yılından bu gününe kadar düzce ilinde ikamet ettiğimden dolayı ve ayrıca 2003 yılından bu güne kadar sadece 20 gün düzce ili dışında bulunduğumu da baz istasyonu kayıtlarından anlaşıldığın göre gerçekte Kuvai Milliye 1919 derneğinde ne gibi bir faaliyet yürütüldüğünü bilebilmem mümkün değildir. Ömrü hayatımda sadece adı geçen derneğe 2–3 kez ziyaret ettiğim için dernekte ne gibi çalışmalar yürütüldüğünü bilmem mümkün değildir. Ben sadece biz Türklerin kutsal saydığı bir ad taşımasından ve saygımdan dolayı derneğe uzmanı olduğum bilişim konusunda yardımcı olmak istediysem de derneğin maddi sıkıntısından dolayı kalacak yer ayarlayamadığım için derneğe her hangi bir maddi ve manevi mesleki bir katkım olmamıştır. Dolayısıyla benim Kuvai Milliye 1919 derneği ve yöneticileri ve üyeleriyle irtibatlandırılmam son derece yanlıştı. 270. delil klasörünün 180–195. sayfaların arasında bulunan Kuvai Milliye 1919 derneği tüzüğü ve kuruluş bildirgesine ve 73. delil klasörünün 30. sayfasında bulunan dernek kurucu listesine bakılacak olursa benim derneğin ne kuruluşunda ne kurulduktan sonra hiçbir yetkimin ve üyeliğimin olmadığı daha net görülecektir. Aynı şekilde 72. klasörün 352. ve 378. sayfaları arasında bulunan dernek kurucu ve yönetici listesinde de adım ne kurucu ne de yönetici olarak yer almaktadır. Yüce mahkeme dilerse içişleri bakanlığı dernekler masasından da adı geçen dernekle ilgili bir üyeliğimin olup olmadığını yazılı olarak sorabilir. Ayrıca yine 3 Mart tarihindeki sorgulanmam esnasında ayrıntılı olarak belirttiğim gibi derneğin çeşitli suçlarla mücadele etmek üzere 2 bin kişilik coplu ve telsizli bir motorize tim kurduğu ya da kurmayı planladığı da bildiğim kadarıyla doğru değildir. Derneği 2006 yılında ilk ziyaretimde ileri de maddi imkân bulduklarında bir sosyal toplum projesi olarak yaşlı ve yardıma muhtaç insanlara engelli ve özürlü insanlara bir yerden bir yere gitmek istediklerinde onları taşıyacak yaşlı insanlara yardımcı olacak alış verişlerinde yardımcı olacak yeri geldiğinde sokaklardan çöp toplayacak bir sivil toplum girişimi planladıklarını bunları bir biriyle haberleşmeleri için de motorize olmaları ve telsizli olmalarını planladıklarını söylemişlerdi. Ancak derneğin o dönem elektrik ve su faturalarını dahi ödeyemeyecek kadar maddi sıkıntısı olmasından dolayı bu sosyal proje başlamadan bitmiş oldu. Yani bu konuda hiçbir gelişim olmadı. Benim kendi mail gurubuma bu projeyle ile atmış olduğum, iddianamenin 2153. sayfasının 2. ve 3 paragraflarında ve 2154. sayfanın 1 ve 2. paragraflarında bu konuda atıldığı söylenen her iki mail mesajı da abartılı ve yanlış anlama sonucu atılan mail mesajları olup gerçek değildir. Kısacası tempo muhabiri Tutkun Akbaş’ın bu konuda Tempo dergisinde yayınladığı bu haber tamamen hayal ürünüdür. Dernek eski basın müşaviri Sayın Ali Özoğlu 277. delil klasörünün 240 ve 241. sayfasında ülke müfettişlerine verdiği yazılı beyanında da bunu açıkça teyit etmektedir. Ek delil klasörlerinin 277. klasöründe 146 ve 179. sayfaları arasında derneğin bu konuda gerek içişleri bakanlığı dernekler masası ve tempo dergisine verdiği tekzip mesajları yer almaktadır. Sayın başkanım ben sadece güvenlik ve istihbarat gibi konulara özel ilgi duyan internette bu konuları araştıran ve benim gibi bu konulara güncel siyasete ilgi duyan çeşitli meslek guruplarından insanlarla mail yoluyla fikir alışverişi yapan aynı zamanda internette suç kapsamına giren konularda kendi tespit ettiğim ve üyelerimin gönderdiği illegal konuları devletin resmi kurumlarına telefon ya da mail yoluyla ileten duyarlı bir Türk milliyetçisiyim. 2001 yılından bu güne kadar internette araştırma yapıyorum. 97. delil klasörünün 405 ile 410. sayfaları arasında göreceğiniz gibi yüzlerce yerli ve yabancı mail gurubunu binlerce yerli ve yabancı web sitesini takip ediyorum. Sayın başkanım, delil klasörleri de görebileceğiniz gibi burada 97. delil klasöründe burada üye olduğum mail gurupları var. Burada tek tek bütün üye olduğum mail guruplarını görebilirsiniz. Önemli gördüğüm konularda benim gibi bu konulara meraklı kişilerin yararlanması maksadıyla özel büro mail gurubunda ve özel büro.com adlı web sitemde yayınlıyorum. Sizinde takdir edeceğiniz gibi internette Google gurup ve you gurup gibi portallarda aynı benim kurduğum özel büro mail gurubu gibi binlerce yerli ve yabancı mail gurubunu da insanlar ilgi duydukları konularda aleni olarak özgürce fikir alışverişi yapmakta ve haberleşmektedirler. Özel büro mail gurubu bir fikir ve yorum paylaşma platformudur. Ve aynı zamanda devletin resmi istihbaratı ve güvenlik kurumlarına internetten tespit ettiği terör ve suç kurumları hakkında bildirim yaparak üzerine düşen vatandaşlık sorumluluğunu fazlasıyla yerine getirmiştir. Sayın başkanım burada gene delil klasörlerinde hemen size göstereceğim bakınız Sayın başkanım 333. klasörün 196. sayfasında emniyetin bir yazısı var aynen şöyle yazıyor özel büro istihbarat dışimsekört isnet.net adresinden çeşitli tarihlerde güvenlik şube müdürlüğü ve çeşitli emniyet müdürlüklerimize ait internet adreslerine gönderilen e posta bilgilerinde ihbar niteliğinde çeşitli haberlerin yer aldığı tespit edilmiştir. Bu emniyetin kendi yazısı efendim 333. klasörün 196,197 ve 198. sayfalarında emniyetin yazmış olduğu resmi yazıyı koymuşlar. Aynen yazmış olduğu yazıyı okuyorum. Yani benim emniyet göndermiş olduğum ihbarları emniyet kabul ediyor. Reddetmiyor evet bize yardımcı oldu emniyet. Fakat aynı zamanda emniyet şunu da diyor daha doğrusu emniyet demiyor da direk emniyetin ağzından duymadım ama Sayın savcı Zekeriya Bey benim aynı zamanda hem emniyete yani devletin resmi kurumlarına hem de Ergenekon ‘a istihbarat verdiğimi söylüyor. Hâlbuki bu tezat böyle bir şeyin olması mümkün değil. Bir terör örgütü üyesi hiçbir zaman hem terör örgütüne çalışacak hem de aynı zamanda devletin resmi güvenlik kurumlarına çalışacak yani böyle bir şey olması bir kere her halde işin tabiatına aykırı. 2. sınıf emniyet müdürü Mustafa Aktaş’ın organize şube müdürü Mutlu İkizoğlu’na göndermiş olduğu 8.8.2007 tarihli resmi yazıda da bu aynen teyit edilmektedir. 333. klasörün 196,198 arası ve 98. klasörün 2 ile 31. sayfaları arası. Biraz önce gösterdiğim yazılar var. Bunun dışında başka yazılar da var. Onları da ben size şimdi izninizle bahsedeceğim aynen resmi yazısını okuyorum Sayın başkanım, İstanbul valiliği emniyet müdürlüğünün içişleri bakanlığına yazdığı yazı, delil klasörü şu anda hatırlamıyorum net ama delil klasöründe yer alıyor. Diyor ki devletin güvenlik güçlerine eş güdüm bir kurum olmadıkları bir takım şeylerin daha erken sonuçlanması ve netice alınmasında yardımcı oldukları polise gitmekte çekinen insanlar için aracı vazifesi gördükleri ihbar hattı kuracakları bütün çalışmalarının devletin istihbarat örgütlerinin bilgisi dahilinde olduğu ve bu kurumların kendilerini kolladıkları şeklinde beyanlarda bulunduğu, bu aynen doğrudur Sayın başkanım. Yani ben bu devletimin resmi istihbarat ve güvenlik kurumlarına istihbarat aktarırken onlarla son derece içli dışlıydık. Birazdan ne kadar içli dışlı olduğumu da size arz edeceğim ne kadar onlarla görüştüğümü bu emniyetteki arkadaşlarım ve diğer istihbarat kurumlarındaki arkadaşlarım ben bu istihbaratları onlara verirken çok memnunlardı. Hep teşekkür ediyorlardı takdir ediyorlardı. Hatta benim bilgisayarım incelenecek olursa Outlook mail adresimde emniyetten mitten ve genelkurmaydan çok sayıda takdir mesajı aldığımı göreceksiniz. Bizzat temuğun ağzından bana atılmış bir mesaj var verdiğim ihbarlarla istihbaratlarla birçok konunun aydınlandığı terör örgütüyle ilgili birçok konunun aydınlandığını bana bildiriyorlar. Hatta bu mesaj atanlar içerisinde Sayın Hanefi Avcı Sayın Cerrah’ta bulunuyor. Ben çünkü her yılbaşında ve bayramlarda tüm emniyet müdürlüklerine tüm genelkurmaya bayram ve yılbaşı tebriki atıyorum. Her halde bu konuda onu da ben birazdan göstereceğim bakın size göndermiş olduğum bayram mesajları yılbaşı tebrikleri her halde dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir terör örgütü mensubu devletin resmi kurumlarına istihbarat servislerine yılbaşında bayramlarda değerli amirim değerli komutanım diye yılbaşı bayram tebriki çekmez. Her halde hiçbir örgüt mensubu böyle bir şey yapmaz. Bunu yapan her halde dünyadaki tek örnek terör örgütü olarak mensubu olarak benim her halde Sayın başkanım. Şimdi onu ben size arz edeceğim. Bakın delil klasörü 97 ve 99 178. ve 185. sayfaları arası ve 193. sayfa Sayın müdürüm diye başlıyor. Aynen okuyorum Sayın müdürüm özel büro olarak ekibinizin ve tüm asayiş şube personelinin yeni yılını kutlar saygılarımı sunarım. Aynı şekilde gönderdiğim tebrik ve yılbaşı mesajları burada delil klasöründe var. Yani bu şunu gösteriyor ben çok affedersiniz safım bir terör örgütü mensubu olarak emniyete mite genelkurmaya yılbaşlarında bayramlarda bütün emniyet müdürlüklerine yanlış anlaşılmasın yani sadece düzce emniyet müdürlüğü ve İstanbul değil tüm emniyet müdürlüklerine mit ve genelkurmayın tüm adreslerine her yılbaşında ve her bayramda bayram ve tebrik mesajı atıyorum. Yılbaşı tebrik mesajı atıyorum. Yani bu da her halde benim terör örgütü mensubu olmadığımın en büyük kanıtıdır diye düşünüyorum. Onların benimle ne kadar içli dışlı olduğunu gösteren net bir hukuki gerekçedir veya hukuki bir kanıttır diye düşünüyorum. Ayrıca yüce mahkemenin bana vermiş olduğu dinleme ses dosyalarımın içinde bulunan 150 141 041 ve 108 245 138 kayıt nolu ve telekomünikasyon iletişim başkanlığından gelen kayıtlı dosyalarımda bilişim suçu amiri başkomiser Dinçer Ay’a PKK terör örgütüyle ilgili bir ihbar konuşmasını net olarak duyurmaktadır. Size geçen sorgulanmamda da arz etmiştim o kayıtları dinlerseniz DVD olarak vermiş olduğum ses kayıtlarını, oradan da siz kendi kulaklarınızla dinleye bilirsiniz. O yüzden bu iki kaydın yüce başkanımdan ve heyetten dinlenmesini talep ediyorum. Aynı şekilde yine bilgisayarımın hard diskinin içinde yer alan gelen giden ihbarlar klasörünün içerisinde başta terör örgütlerinin sanal faaliyetleri olmak üzere bilişim suçları dolandırıcılık çocuk pornografisi organize suçlar ve kara para gibi suç konularında resmi güvenlik ve istihbarat kurumlarının yetkililerine yazılmış 200 civarı ihbar ve bildirim mesajı bulunmaktadır. Fakat bakıyoruz emniyetin hard disk inceleme tutanağına onlar bir özel programla hard diskin incelemesini yapıyorlar. Fakat bu çok yanlış hard diskin incelemesini yapan o özel program hard diskin bütün kalstırlarındaki bir bilişimci olarak söylüyorum bütün kalstırlarındaki bilgiyi dökmüyor. Sadece klasörlerin adlarını veriyor. Hâlbuki klasörlerin içeriğine bakılırsa yazışmalara tek tek açılıp kontrol edilirse bu yapılmıyor orada benim devletin resmi kurumlarına yapmış olduğum ve resmi makamlarına yazmış hitaben başlayan yazı karakteriyle 200 tane bildirim mevcut. O yazışmalar incelenirse bu çok daha net anlaşılacak. Ama 356. delil klasörünün 1 ile 45. sayfalar arası emniyet müdürlüğünün hard disk inceleme tutanağında maalesef bu yer almıyor bu bildirimlerim yer almıyor. Bu lehime delil olmasına rağmen Sayın savcılık makamı sadece aleyhime olan delilleri koymuş bu lehime olduğu halde lehime olan bu delili koymamış. Her halde atlamış diye düşünüyorum. Yine aynı şekilde İstanbul emniyet müdürlüğünde baş komiser olan Dinçer Ay ve ekibiyle irtibatlı olduğumu ve ona istihbarat aktardığımı hukuki olarak ispatlayacak Dinçer baş komiserin makam ve cep telefonları da ne ilginçtir ki delil klasörlerinde yer alan cep telefonum rehber inceleme tutanağında yer almamaktadır. Hâlbuki cep telefonumda Sayın baş komiser Dinçer Ay’ın ve ekibinin hem makam telefonu hem de cep telefonları yer almaktaydı. Onlar koyulmamış ben inceleme tutanağına baktım telefon inceleme tutanağına orada yok. Sanki görünmez bir el benim devletin resmi istihbarat ve güvenlik kurumlarına değil de hiçbir irtibatım olmadığı halde Ergenekon sanıklarına istihbarat verdiğime yönelik yüce mahkemeyi yönlendirmeye çalışıyor. Ben o şekilde algıladım. Sanırım bu durumu en iyi açıklayan ifade budur. Hâlbuki yüce mahkeme tarafından bana verilen dijital ses dosyaları içinde yer alan 107 141 041, 108 936 985, 109 274 687, 118 465 629, 119 966 927,121262 208,135 296 380, 138 553 729, 138 553 738, 138 568 170, 146 753 289, 148 300 223 dinleme kayıtları yüce heyet tarafından dinlenirse bu görünmez elin çabaları nafile olacaktır. Çünkü bu dinleme kayıtlarında bizzat istihbarat aktardığıma dair üyelerimden gelen topladığım bilgileri aktardığıma dair konuşmalar var. Ayrıca Dinçer baş komiserle birkaç kez de makamında görüştük. Yüce mahkeme 14.3.2007 tarihli asayiş şubesi Gayrettepe de bulunan asayiş şubesinin günlük ziyaretçi listesini kontrol ettirirse benim o gün Dinçer baş komiserle toplantıda olduğum görülecektir. Sayın başkanım uzun lafın kısası ben Ergenekon örgütü üyesi değilim. Veya Ergenekon’a istihbarat sağlamadım. Duyarlı bir Türk milliyetçisi olarak zamanımı paramı ve enerjimi harcayarak devletimin resmi güvenlik kurumlarına yardımcı oldum. Bu makamlardan çok sayıda yazı ve sözlü takdir ve teşekkür aldım. Hatta temuh tan yani Terörle Mücadele Harekât başkanlığından gelen bir teşekkür mesajı bilgisayarımın hard diskinde mevcuttur. Ama sanıyorum o görünmez el işine gelmediği için bunun da ortaya çıkmasını istemedi. Hatta onlarla o kadar içli dışlıyım ki işte biraz önce size arz etmiş olduğum bayram tebrik mesajlarını bile emniyetin ve genelkurmayın adreslerine hem mail yoluyla hem de evimdeki faks yoluyla onlara tebrik mesajları attım. her halde bir terör örgütü üyesi böyle bir şey yapmaz veya yapan tek bir örnek benim dünyada. Bununla beraber ben 1998 yılında Kıbrıs’a gidişim haricinde hiç yurt dışına çıkmadığım halde emniyet müdürlüğü arşiv dokümantasyon büro amiri Sabahattin Özbek’in 23,1,2008 tarihli sağ terör masasına gönderdiği resmi yazıda benim de içinde bulunduğum bazı sanıkların yurt dışı giriş çıkış kayıtlarının mevcut olduğu ve bilgisayar çıktılarının ekte gönderildiği belirtilmiştir. 234. klasörün 219 ile 222. sayfalarında bu yer alıyor. Bu denenle ben hiç yurt dışına çıkmadım. Bu nedenle yüce mahkemenin hiç yurt dışına giriş çıkış yapıp yapmadığımın ilgili kurumdan resmi yazıyla sorulmasını ve gelen cevabı yazının tarafıma verilmesini talep ediyorum. Yine hakkımdaki yalan beyanlardan birisi de emniyet müdürlüğüne gönderilen bir isimsiz bir mail mesajıdır. Bu yalan beyana göre ki bu beyan deliller klasöründe mevcuttur. Kuvai Milliye 1919 derneği başkanı Sayın Fikri Karadağ bir ifadesinde yurt içinde yurt dışın 13500 kişilik bir vatan haini olduğunu iddia ediyor. İhbarı yapan şahıslar ifadesinde bu 13500 kişilik vatan haini listesinin benim el koyulan bilgisayarımda bulunduğunu iddia ediyor. Sayın başkanım, bu da tamamen yalandır. Benim el koyulan bilgisayarımda kesinlikle böyle bir liste yoktur. Yüce mahkeme bilgisayarımı bilirkişi heyetine inceletirse böyle bir listenin olmadığını teyit edecektir. Daha önce de arz ettiğim gibi gerek bilgisayarımda gerekse harici taşınabilir hard disklerimde sadece internetten derlediğim ve 333 nolu delil klasörünün 264 ve 267. sayfaları arasında net olarak göreceğiniz konular yer almaktadır. Hangi konular yer almaktadır Sayın başkanım arz edeyim onları da söylüyorum Sayın başkanım bakınız bu 333. klasörün 235 ve 237. sayfaları arasında tek tek burada konular yer alıyor. Bakınız birkaç tane okuyorum. Askeri bilgiler ve NATO’yla ilgili önemli çalışmalar. Atamızla ilgili çeşitli yazılar ve resim dosyaları, ulusal ve uluslar arası bilgi güvenliği binlerce e-book arşivi doğal kaynaklarımız dosyası, sözde ermeni soykırımı hakkında şu ana kadar paylaşılan makale yazılar ve slâytlar Filistin ve Lübnan meselesi harp ve para psikoloji iliminati ve bunun gibi konular. Benim bu bilgisayarımda yer alan konular tamamen internetten derlediğim konular hiç birisi askeri ve istihbari gizlilik kapsamında değil herkesin internetten kısa bir sürede bakmasını bilirseniz tabi kısa bir sürede öğrenebileceğiniz konular. Hiç birisi gizlilik derecesinde değil. Zaten gizlilik derecesinde olsaydı her halde benim Sayın savcılık makamı örgüt üyeliğimin yanında bir de onu eklerdi gizli belgeleri bulundurmayı eklerdi. Son derece normal konular yani biz toplantılarımızda özel büro mail gurubu toplantılarında bu konuları işledik Sayın başkanım yani internetten derledik ben aynı zamanda bana gönüllü olarak yardımcı olan arkadaşlardan da rica ettim onlarda derlediler bir sunum haline getirdik ve toplantılarımızda bu konuları onlara aktardık. Hem bilgi sahibi olduk hem ülkemizin meseleleri hakkında fikir ve yorum paylaştık. Çözüm önerilerimizi konuştuk yani konuştuğumuz hiçbir konu ne darbeyle ilgili konular ne şiddet içerikli konuşmalar. Zaten katılan üyelerin de benim bilgisayarda mevcut yani delil klasöründe de yer alıyor adresleri telefonları Sayın mahkeme onlara da sorabilir. Yani bu toplantılar ki açık toplantılar. Sayın savcılık makamı hem örgütsel gizlilik toplantı gizli toplantı yapıldığını söylüyor hepsi açık toplantılar. İstanbul’un göbeğinde Ankara’nın göbeğindeki otellerde yapılan toplantılar. Aynı zamanda Sayın savcılık makamı toplantıları örgütün finanse ettiğini söylüyor bu da doğru değil. Çünkü toplantılara ben dahil kendi cebinden katılarak para ödeyerek katıldı ve İstanbul’un göbeğinde normal önceden aleni şekilde ilan edilerek toplanıldı. Yani hiç birisi örgütsel bir toplantı değil. Konuşulan konularda bunlar Sayın başkanım gördüğünüz gibi hiç birisi örgütsel içerikli konuşmalar değil. Herkesin çok rahatlıkla internetten derleyebileceği edine bileceği bilgiler. Yani bir arşiv oluşturdum ben bu arşivi Sayın üyelerime mail gurubu üyelerime aktardım fikir ve yorum paylaştık. Bir diğer konuda şahsen tanışmadığım hiç telefon görüşmem olmadığı halde Doç. Dr. Ümit Sayın ile irtibatlandırılmamdır. Sayın iddia makamına göre hiçbir somut gerekçe olmadığı halde kendisiyle örgütsel bir bağlantım olduğu belirtilmektedir. Hatta bu nedenle Doç. Dr. Ümit Sayın’a ait bazı dokümanlar bana ait olan 98. klasörün 222 ile 493. sayfaları arasına eklenmiştir. Bu dokümanlar ve Ümit Sayın ile hiçbir bağlantım kesinlikle bulunmamaktadır. Sayın Ümit Sayın kendi sorgusu sırasında ifade ettiği gibi bilgisayarından bazı belgelerin tutuklanmadan önce bazı kişiler tarafından izinsiz alınarak kirli tezgaz.com adlı sitede çarpıtılarak yayınlandığını ifade etmiştir. Sayın ümit Sayın da burada kendisine de sora bilirsiniz. Ben de bu siteden alarak inceledim ve bazı yazışmaların içerisine bu yazışmaları inceledim ve bilgisayarımda tuttum. Fakat bunun dışında Sayın Ümit Sayın ile hiçbir şekilde örgütsel irtibatım ve bağlantım bulunmamaktadır. Kendisine daha önce de arz ettiğim gibi gıyaben tanıyorum. Şahsen tanımıyorum. Şahsen burada ancak cezaevinde tanıdım kendisini. Aynı zamanda kendisinin zihin kontrolü ve derin devlet gibi konularda kitaplarını okumuş olmamdan dolayı gıyaben tanıyorum daha önce. Aynı zamanda kapanana kadar Behiç Gülcihan’a ait açık istihbarat sitesinin köşesini de okuyordum yararlanıyordum güzel yazıları vardı Ümit beyin ancak kesinlikle Alpaslan Arslan’ı Danıştay saldırısına telegram yöntemiyle yönlendirdiğine dair hiçbir ifadem ve beyanda bulunmadım. Yani hiçbir şekilde hiçbir yazışmamda veya telefon konuşmamda böyle biri iddiada bulunmadım. Veya telefon konuşmam da böyle bir iddiada bulunmadım. Bu da doğru değildir eğer böyle bir iddia varsa. Çünkü ikincisi kimyasal yöntemlerle zihin kontrolü yöntemi üzerine bilim adamları bu konudaki kitap ve yayınlara bakılacak olursa yıllardan beri araştırılmaktadır bu konu ve bir fenomendir. Başarısı tartışılmaktadır. Modern tıp bilimi bunu kabul etmemektedir. Dolayısıyla Ümit Sayın’a ait bazı doküman ve yazışmaların bana ait delil klasörüne konularak aramızda irtibat olduğu algılaması belirtmek istenmektedir özellikle ancak benim Ümit Sayın’ın ile hiçbir şekilde bir irtibatım örgütsel bir bağlantım irtibatım ve tanışıklığım yoktur. Sayın başkanım defaatle de altını çizerek belirtmekte fayda görüyorum. Benim kurucusu olduğum özel büro mail grubu üyelerime attığım hiçbir mail yasadışı ve örgütsel içerikli değildir ve kesinlikle şiddete ya da darbeye kışkırtıcılık yapılmamaktadır. Yapılmamıştır bunun en bariz örneği 333. delil klasörünün 1 ile 3 üncü sayfaları arasında bulunan ve Türk İntikam Birliği başkanı olduğunu söylenen Savaşan Atsız adlı şahsın Iraktaki Kürtlere kimyasal silahlarla saldıracaklarını söyledikleri ve kendilerine ait iki web sitesinde yayınladıkları mesajdır. Hemen size arz ediyorum Sayın başkanım, bakınız Türk İntikam Birliği başkanı olduğunu iddia eden Savaşan Atsız adlı kişi bir süre önce yani tutuklanmadan bir süre önce, kendilerine ait iki tane web sitesinde şu görmüş olduğunuz mesajı yayınladılar. 333. klasörün 1 ile 3 üncü sayfalarında. Aynen okuyorum. Türk İntikam Birliğinden işgalci Irak Kürtlerine uyarı, Türk İntikam Birliği teşkilatının Kuzey Irak ve Türkmen eli toprakları üzerinde başlattığı Türkçü direniş tam bağımsız Türkmen eli devletinin kuruluşuna kadar aralıksız olarak sürdürülecektir. Uzun bir yazı o yüzden kısa geçiyorum. Kısaca bu yazıda bahsettikleri şey Irak topraklarına kimyasal saldırı yaparak oradaki herkesi öldürmeyi planlamışlar. Yani yazıyı zaten okursanız burada, zamanınızı almak için okumayacağım burada tek tek. Fakat kimyasal bir saldırı yapacaklarını söylüyorlar ve herkesi katledeceklerini söylüyorlar. Bu bir iki tane web sitesinde yayınlandı ve bu iki tane web sitesi Türk intikam birliği adlı yasa dışı olduğu iddia edilen şeyin örgütün web sitesinde yayınlandı. Bu iki sitede burada gördüğünüz gibi tib.tr.cx sitelerden bir tanesi diğeri de aynı şekilde. Ben demişim ki Sayın başkanım doğruluğunu araştırıyoruz. Ancak ırak’ın her hangi bir yerinde yaptığınız veya yapacağınız her hangi bir eylem ikili ilişkilere son derece zarar verecektir. Bu tür eylemleri kesinlikle tasvip etmiyoruz. Ülkemizin bu bölgedeki tüm çalışmalarını tehlikeye sokacak türde hiçbir eylem yapmamanız konusunda da sizi son kez uyarıyoruz. Demişim ve bu saldırıyı yapacağını açıklayan örgüte mesaj atmışım bu yaptığınız yanlıştır diye aynı zamanda hiç vakit kaybetmeden bu mesajı bu şeyi internette gördükten sonra hiç vakit kaybetmeden Dinçer baş komisere mail yoluyla ve telefon yoluyla bildirmişim onunla beraber mite genelkurmaya da bu mesajı atmışım. Bunun yanlış olduğunu böyle bir saldırının Türkiye’ye zarar vereceğine yönelik bir bildiride bulunmuşum resmi güvenlik kurumlarına bunu da dikkatinize arz ediyorum. Sayın başkanım bu örnekte ve sorgulamam esnasında özellikle belirttiğim defalarca örnekte olduğu gibi tutuklandığım ana kadar başta terör olmak üzere çeşitli suç konularında ve bu konuların aydınlatılmasına her zaman ve daima ülkemin kanunlarını baz aldım ve ulusal menfaatlerini gözettim. Bunu yaparken ne maddi ne de manevi hiçbir talebim olmadı. Ne takdir bekledim ne de teşekkür bekledim. Kimse bana böyle yap da demedi. Ben bir Türk milliyetçisi olarak ülkemin daha huzurlu ve güvenli bir yer olması için elimi taşın altına koyarak duyarlı bir vatandaş hassasiyetiyle sorumluluk aldım. Ancak ne acıdır ki takdir görmem gerekirken terör örgütü üyesi zannı ile 16 aydır cezaevindeyim. Hemen bir şey daha ekleyeceğim Sayın başkanım Kuvai Milliyenin Kuvai Milliye 1919 derneğinin iddialara göre gene emniyetin iddiasına göre düzce de bir savaş kampı olduğu söylenmiş bazı sanıklara böyle bir kamp var mıdır diye bana da soruldu. Düzce de bir eğitim kampı olduğu söyleniyor. Yani bir takım yerlerden her halde duymuşlar efendim ben 2003 yılından beri Düzce de ikamet ediyorum. Düzce yi de çok iyi bilirim. Düzce de çok büyük bir şehir değildir, ufak bir şehirdir. Yeni bir market açılsa herkesin haberi olur. Böyle bir kamp kesinlikle düzce de bulunmamaktadır. Yani market bile açılsa düzce deki herkesin haberi olan bir yerde böyle bir eğitim kampının olması her halde hiçbir oradaki istihbarat ve güvenlik birimlerinin gözünden kaçmaz. Zaten böyle bir şey olmadığı için de bu güne kadar da ortaya çıkmadı. Bu tamamen gerçek dışıdır yani bu iddialar spekülasyondur tamamen uydurmaca haberlerdir. Sayın başkanım az evvel size arz etmiş olduğum gibi toplantıları ben Sayın savcılık makamı örgütsel toplantı gizli toplantı diye iddia ediyor size bir örnek göstermek istiyorum. Gene 333. klasörün 7. sayfasında bakınız benim üyelerime gönderdiğim mail mesajı. Aynı olarak internetten yayınlanmış bir mesaj diyorum ki Türkiye’nin gündemini meşgul eden konular başta olmak üzere terör istihbarat güvenlik ve güncel konuları tartışacağız ve faaliyetlerimizle ilgili bilgi vereceğiz. Toplantı ne zaman 21 Ekim 2007 Pazar günü bilgilendirme yapacağımız konuların bazıları ektedir. İştirak etmek isterseniz şu adresime katıldığınızı belirten bir mail atınız demişim. Toplantı mekânı katılım ücreti ve toplantı satı kayıtlarının tamamlanmasından sonra iştirakçilere bildirilecektir. Buyurun gönderdiğim mesaj en son toplandığımız yer hür demokratlar fikir kulübü Ankara da, göndermiş olduğum mail mesajı görmüş olduğunuz gibi son derece aleni hiçbir şekilde gizliliği olmayan bir toplantı herkes katılabilir. Katılmak için yapacağınız tek şey mail gurubu üyesi olmanız gerekir yani özel büro mail gurubu üyesiyseniz, hiç kimseden biz pasaport ehliyet kimlik bilgisi istemiyoruz. Sadece bana mail atacaklar ben katılıyorum toplantıya diyecekler ve gelecekler toplantıda bulunacaklar o kadar. Yani hiçbir şekilde toplantımızda örgütsel içerikte bir konuşma da olmamıştır. Bir de Sayın başkanım Sayın savcılık makamının isnat ettiği suçlardan bir tanesi de kişisel verileri kaydetmek suçu ona bir örnek olması açısından getirdim bu yazışmamı. Şimdi mail gurubu üyelerime mail attım ben dedim ki arkadaşlar sayısız web sitesi arka arkaya vatan millet söylemleriyle açılıp üye topluyor büyük kısmının iyi niyetli bir girişim olduğuna eminim ancak bazı sitelerin Türk bayrağımız Atatürk’ümüz ve istiklal marşımızın arkasına saklanarak bölücü terör örgütleri tarafından kurulduğu dolayısıyla milliyetçi Atatürkçü vatansever kişiler ile veri topladığı konusunda bazı tespitlerimiz var. Bazı vatansever siteler itiraf adı altında özel kişisel geçmişiniz ile ilgili bilgi toplama yoluna gitmekte ne itirafı. Vatan ile milletle ilgili sitede ne itirafı olur. Lütfen menşeini bilmediğiniz siteye üye olmayınız kişisel bilgiler vermeyiniz. Sizler iyi niyetli adımlarla vatanı ve milletin bölünmez bütünlüğü toplumun huzur ve refahı için çaba harcarken birileri farklı niyetler gütmekte. Bakınız bana diyorlar ki kişisel verileri kaydediyorsun. Ben hâlbuki uyarmışım mail gurubu üyelerimi kişisel verilerinizi vermeyin demişim. Yani bana diyorlar ki sen kişisel veri topluyorsun ben de üyelere diyorum ki kişisel veri vermeyin kişisel veri toplamasınlar hakkınızda demişim. Bu da son derece yanlış bir isnattır. Hatta ben 3 Marttaki sorgulanmam esnasında da özellikle belirttim. Hiçbir zaman benim bilgisayarımda kişisel veri yoktur. Ben bugüne kadar imar bankasında 6 sene programcılık yaptım arkasından askere gittim. Askerden geldikten sonra Osmanlı bankasının sınavının kazanıp Osmanlı bankasında çalıştım. Oradan transfer olarak EGS banka geçtim uzman sıfatıyla arkasından gene transfer teklifi aldım ve Koç banka geçtim. Benim bilgisayarımda olan tüm yazışmalar tüm belgeler bu arada da kısa sürede de çeşitli firmalarda satış mühendisliği ve satış konusunda çalıştım. Hepsi bilgisayarlarımdaki yazışmaların hepsi o zaman satış bölümünden kalan bilgiler. Yani bana firma diyor ki biz diyor bilişim ürünleri satıyoruz şu şu ürünleri satıyoruz diyor. Bunu diyor pazarla diyor bana. Satış mühendisi olduğum için. Ben de ne yapıyorum internete giriyorum bu satacağım ürünlerle yani temsil ettiğim mal ve hizmetleri pazarlamak amacıyla potansiyel müşteri arıyorum internette. Çeşitli firmaların internet sitelerine giriyorum onların adreslerini iletişim bilgilerini ve yetkilerini isimlerini alarak kaydediyorum. Bu temsil ettiğim firmanın mal ve hizmetini pazarlamak amacıyla yaptığım bana verilen bir görev. Ben bunun için maaş alıyorum. Yani dolayısıyla benim bilgisayarımdaki tüm bilgiler o zaman ki satış bölümünde çalıştığım zamandan kalan bilgilerdir. Hiç birisi özel sır niteliğinde kişisel sır niteliğinde bilgiler değildir. Olsaydı zaten ben burada üyelerimi uyarmazdım. Bakınız delil klasöründe aynen okudum. Üyelerime demişim ki kişisel veri vermeyiniz kişisel bilgi saklamayınız bilgisayarınızda. Çeşitli mesajların çeşitli uyarılarım var bu şekilde. Hatta heckerlara karşı uyarıyorum üyelerimi. Diyorum ki üyelerime sakın bilgisayarınıza heckerlığa karşı özel sır niteliğinde bilgi saklamayanız aksi takdirde hackerler sizin bilgisayarınıza girerek kişisel bilgilerinizi alarak size şantaj yapabilirler. Çeşitli mesajlarım var yani bilgisayarımda delil klasöründe var kendiniz de zaten bir iki şeyi araştırırsanız orada da göreceksiniz yani benimle ilgili bu iddia tamamen gerçek dışıdır. Hiç bir zaman kişisel veri saklamadım bilgisayarımda. Olan her şey ne oluyorsa ne varsa benim bilgisayarımda o da var. Ama siz derseniz ki internetteki kişisel veri o zaman ona bir şey diyemem ama internet kamuya açık bir alan olduğuna göre dolayısıyla benim bilgisayarıma bulunan bilgilerim normal bilgiler. Hiç birisi kişisel sır niteliğinde değildir. Bakınız bir örnek daha göstereceğim Sayın başkanım, üyelerime gönderdiğim daha doğrusu mail gurubu üyeme şey mail gurubuma üye davet etmek amacıyla internetten kişilerin e posta adreslerine gönderdiğim mesaj gurubu tanıtan mesaj özel büro mail gurubunu tanıtıyor. Aynen okuyorum bizler DSS ve Özel büro mail gurubu adı altında ülkemizi yakından ilgilendiren konular hakkında internet ve diğer ortamlarda araştırma yapan üyelerimize yapılan araştırmalarla ilgili bilgi veren beyin fırtınası yaparak ülkemizin hali hazırdaki sorunlarına cevap arayan intromuzda yer alan konularla ilgili diğer araştırmacılara karınca kararınca bir ufuk düzeyi temin etmeyi amaçlayan altını çizerek söylüyorum hiçbir legal ve illegal kuruluşla organik bağı olmadan tamamen sivil inisiyatifi oluşturmuş bir mail gurubuyuz. Amacımız sorunu teşkil eden değil soruna çözüm getiren bir anlayışı gerek ülkemizde gerekse yurt dışında savunmak ve demokrasimize elimizden geldiğince katkıda bulunmaktır. Biz ülke insanımızın tüm güzel şeylere laik olduğunu bilerek yaşadığımız teneffüs ettiğimiz dünyamızın ve özellikle ülkemizin hiçbir sorununun bulunmadığı refah ve huzur içerisinde olduğu bir dünya ülkesi olmasını arz ediyoruz. Bu amaçla intromuzla belirttiğimiz konularla ilgili elimizden geldiğince çalışmalar yapmaktayız. Sayın başkanım bu benim kişilere internetten gönderdiğim ve özel büro mail gurubuna davet ettiğim mail mesajı. Bakınız gördüğünüz gibi son derece açık net ifadeler var. Hiç birisinde görüyor musunuz darbe yapılacak şiddet yapılacak şunu asalım bunu keselim hiç böyle bir ifade yok. Konuları da paylaşmışım arkadaşlarımla konuları da koymuşuz diyoruz ki bu konuları konuşuyoruz internette, internette yer alan konular bunlar. Bu konularda yüzlerce kitap yayınlandı. Yüzlerce web sitesi var. Yani kesinlikle özel büro mail gurubu illegal bir gurup değildir. Hiçbir zaman gurup içerisinde illegal bir konu paylaşılmamıştır. Tamamen internette yer alan konular. Aynı şekilde birçok konuda biz çalışmalar yaptık. Bunlardan bir tanesi de sözde ermeni soy kırım konusu, bununla ilgili dağıtım komiteleri oluşturdum gurup içerisinde ve e posta gurubu üyelerime dağıtım komiteleri gurubuna katılmaları için davet gönderdim. Nedir bu dağıtım komiteleri derseniz onu okuyorum şu anda bildiğiniz gibi bir süre önce PKK’nın dünya kamuoyuna yalnızlaştırılması ve pasifleştirilmesi ve PKK terör örgütü hakkındaki gerçeklerin bilinmesini sağlamak aynı zamanda ermeni soykırımı hakkındaki tarihi gerçekleri de soykırımı tanımış yada tanımaya hazırlanan ülkeler nezdinde bir bilgilendirme kampanyası başlatmış bulunuyoruz. PKK terör örgütünün hali hazırda 170 web sitesinde başlattığı ve aynı zamanda milyonlarca e posta adresine gönderdikleri ilkelerde kendilerini masum bir özgürlük savaşçısı gibi gösterdikleri ve ülkemize yönelik bir karalama kampanyası ve kara propaganda yaptıkları sanırım sizin de malumunuzdur. Maalesef sözde dostlarımız arasında yer alan ikili ticari ilişkilerde başlayıp birçok ortak konuda başarılı çalışmalarımızın olduğu uygar bir Avrupa devleti olan Danimarka dahi kendi ülkesindeki çirkin sesi susturmayı hedef etmiş ve PKK’nın sesi olan roj tv ye bir Türk başbakan’ın basın toplantısında yer verme cüretini göstermiştir. Dolayısıyla 2000 yılından bu yana giderek artan bir şekilde önceleri özel büro mail gurubu dahilinde başlayan bilgilenme kampanyasını daha geniş bir tabana yaymak ve gönüllü katılımcıları da aramıza almak amacıyla dağıtım komiteleri oluşturmaya başladık. Dağıtım komitelerinin asli görevi PKK konusunda ve Ermeni soykırımı konusunda yanlış bilinen doğruları dünya kamuoyunda seslendirmek amacıyla topyekûn bir bilgilendirme kampanyası gerçekleştirmektir. E posta ve internet erişiminin belge olarak kullanıldığı bu günlerde bu tür bir iletişim bize göre etkin sonuçlar doğuracaktır. Yanlış bilinen yada bilinçli olarak yanlış olarak aksettirilen konulara doğru bir yön verilmesi gerekir. Amacımız dünya basını ve kamuoyu nezdinde bilinçli olarak bazı odaklar tarafından yanlış lanse edilen konuları bir nebze olsun ilk elden seslendirmek ve tarafsız çevrelerin bu kampanyayla bilgi edinmesini sağlamaktır. Nihai amacımız ise bir sinerji oluşturarak PKK’yı dünyada pasifize etmek ve yalnız bırakmak için kamuoyu oluşturmak ve ermeni meselesi hakkında da soykırımın olmadığını tarihi gerçeklere dayanarak savunmak ve soykırımı kabule yanaşan yada sempati duyanları da gerçekten ilk elden ulaşmasını sağlamaktır. Bu amaçla gönüllü katılımcıların bize el vererek vereceğimiz metinleri ki bilgilendirme metinlerimiz birçok dile çevrilmiştir yine bizim sağlayacağımız yerli ve yabancı milyonlarca e postaya bir yandan boş vakitlerini değerlendirerek ve bir yandan da çorbada tuz misali bir şeyler yapabilmenin heyecanını yaşayarak kullandıkları e posta programları vasıtasıyla göndermelerini organizeye sevk ediyoruz. Bilgilendirme metinleri İngilizce ve diğer dillerde hazırlanmıştır. İçerik olarak PKK terör örgütünün bu güne kadar ki eylemleri ve katliamları ve bu örgüte verilen maalesef üzülerek söylüyoruz müttefik ve dost ülkelerin envanterindeki silah ve lojistik destekleri ve diğer bilgileri kapsamaktadır. Bu metinleri dağıtım komitelerimize kayıt olan internet bağlantısı olan yada vakit ayırıp internete girebilen her gönüllü katılımcıya temin ederek boş vakitlerinde bu metinleri ilgili e posta adreslerine göndermelerini sağlıyoruz. Bir adet e posta adresi olan ve internet bağlantısı olan yada internete vakit ayırabilecek her gönüldaşı aramızda görmek bize gurur verir. Atamızın bir sözünde belirttiği gibi ülkesini en çok seven ona hizmet edendir düsturundan hareketle sizleri bu çabamıza destek vermeye ve aramıza katılmaya davet ediyoruz. Katılımcıların yapması gereken özel büro tr net adresine e posta atarak katılmak istediklerini belirtmeleri gerekiyor. Ayrıca özel büro mail gurubu dağıtım komiteleri mail gurubumuza da üye olarak güncel konularda ve milli duyarlılık göstereceğimiz ortak hadiseler hakkında bilgi almak ve aktif katılmak için mail gurubumuza davet ediyoruz. Sayın başkanım gördüğünüz gibi delil klasörlerinde 333. delil klasörünün 63 ve 66. sayfaları arasında bu mesajım yer alıyor. Ben elimi taşın altına sokarak sorumluluk alarak ülkemizin sözde soykırım konusunda dünyada yanlış tanınmasından dolayı haklının hakkının yenmesinden dolayı bir dağıtım komiteleri gurubu oluşturdum ve buna oldukça fazla sayıda insan katıldı. Yaptığımız şey son derece açık ve son derece haklı sözde soykırım konusunda Türk tarih kurumu ve genelkurmay arşivlerinden derlediğimiz bilgileri çeşitli dillere çevirerek o ülkelerin kamuoyuna sunduk ve gerçeklerin öğrenilmesini sağladık yani çalışmalarımızdan bir tanesi de budur. Sözde ermeni soykırımı konusunda 1915 olayları konusunda maalesef dünya kamuoyu tarafından yanlış bilinen konuları doğru şekilde aktarmak ve kendi tezlerimizi aktarmak yani bu amaçta sorumluluk aldık ve zaman harcadık. Aynı şekilde sadece bunu yapmadık örneğin PKK terör örgütünün yutube de koyduğu çeşitli videolar vardı mesela ben bir tanesini örnek vereyim. Sayın komutanımız İlker Başbuğ’un bir videosunu koymuşlardı PKK terör örgütü Sayın Başbuğ’un çok özür diliyorum kafasını kesmişler alt kısmını normal kendi fotoğrafından almışlar üst kısmını da birçok özür diliyorum bir domuz koymuşlar tasvir etmişler yutube de bu videoyu yayınlamışlardı. Ben hemen arkadaşlarımdan rica ettim bu videoyu kaldırmaları için ve arkadaşlarımız sayesinde yutube binlerce şikâyet göndererek bu videonun kaldırılmasını sağladık. Aynı şekilde Sayın devlet bahçelinin de benzer bir videosu koyulmuştu Sayın Baykal’ın da bir benze videosu koyulmuştu onları da kaldırttık. Yani şunu söylemeye çalışıyorum ben bir Türk milliyetçisi olarak üzerime sorumluluk alarak elimi taşın altına koyarak devletin ve resmi istihbarat örgütlerine hem istihbarat sağladım hem de insanları organize ederek kendi değerlerimize kendi milli değerlerimize sahip çıkılması konusunda onlara ön ayak oldum. Fakat bunu yaptığım halde ne acıdır ki bu kadar açık emniyetle mitle genelkurmayla irtibatlarım içli dışlı olduğum bu kadar açık olmasına rağmen onların da kabul etmesine rağmen onların da takdir ve teşekkür mesajı defalarca atmasına rağmen ne acıdır ki 16 aydır cezaevindeyim. Nedir suçlama Ergenekon’a istihbarat vermek. Halbuki hiçbir somut kanıt yok Sayın başkanım yani devletin resmi güvenlik kurumlarına ihbar istihbarat gönderdiğime dair yüzlerce kayıt var hepsini koydum dinleme kayıtlarını koydum yazışmaları koydum ama hiçbir Ergenekon sanığına fikri Karadağ da dahil olmak üzere bir istihbarat verdiğime dair en ufak bir not bir yazışma bir telefon kaydı yani işte şu herhangi bir konuda şu konuda Fikri Karadağ ve bir başkasına istihbarat verdiğime dair bir yazışma bir telefon kaydı yok. Hâlbuki Sayın savcılık makamı yok diyor, sen Ergenekon’a da istihbarat veriyorsun hiç böyle bir kayıt olmamasına rağmen. O yüzden Sayın başkanım ben bu konunun sizin takdirinize sunuyorum ve son olarak sizden istirham ediyorum. Lütfen delil klasörlerindeki dokümanı inceleyiniz ve ben ayrıca yanımda getirmiş olduğum şeyleri de delil klasörlerindeki çıkan çıktıları da vereceğim arz edeceğim size, mesela az evvel konuştuğum konuya ek olarak size yine resmi yazışma göstermek istiyorum. 21.2.2007 tarihinde güvenlik şube müdürlüğüne yazılmış imzayı atan Avni Usta Eminönü ilçe emniyet müdürü 3. sınıf emniyet müdürü 21.2.2007 tarihli. Aynen şöyle diyor müdürlüğümüze ait http.//Eminönü@im.gov.tr e mail adresine gönderilen 10 şubat 2007 tarihli ihbarda Ankara ilinde misyonerlik faaliyetleri yapıldığı belirtilerek çeşitli iddialarda bulunulmaktadır. Buyurun emniyet müdürünün resmi yazısı, gönderdiğim mail mesajının orijinali bu emniyet müdürüne gönderdiğim mail mesajının orijinali. Ne demişim orada Sayın amirim, konu Ankara çay yolu türkuaz iş merkezinde bulunan mum tarikatı kilisesinin misyonerlik faaliyeti tarafımıza gelen aşağıdaki iddiaya göre Ankara çay yolu türkuaz iş merkezinde bulunan mum tarikatı kilisesi misyonerlik faaliyeti yapmakta para ve iş bulma vaadiyle gençlerin din değiştirmesini sağlamaktadır. Gerekli gördüğünüz takdirde araştırılmak üzere bilgilerinize arz ederiz. Buyurun emniyete gönderdiğim emniyetin yazsını az evvel okudum. Aynı şekilde 13,2,2007 tarihinde fatih kaymakamlığı fatih ilçe emniyet müdürlüğünün bir yazısını okuyorum diyor ki, güvenlik şube müdürüne yazılmış ve Cahit Gök fatih ilçe emniyet müdürü 3. sınıf emniyet müdürü imzayı atan diyor ki, birimimiz mail adresinin fatih@im.gov.tr kontrollerinde özel büro adı altında dijisekürt.isnet.net adresinden e posta adresimize gelen e mail örnekleri gereği yapılmak üzere ekte sunulmuştur arz ederim diyor. Az evvel size Eminönü emniyet müdürüne gönderdiğim maili okumuştum. Şimdi aynı mesaj mun tarikatıyla ilgili mail mesajım ihbarım fatihe gönderilmiş buyurun fatihe gönderdiğim mail mesajının örneği. Sayın amirim tarafımıza gelen aşağıdaki iddiaya göre Ankara çay yolu türkuaz iş merkezinde misyonerlik faaliyeti yapılmaktadır buyurun aynı mesaj hem fatihe gitmiş hem Eminönü’ne gitmiş. Buyurun Pendik ilçe emniyet müdürü aynı mesaj Pendik ilçe emniyet müdürlüğüne gitmiş. Pendik ilçe emniyet müdürünün imzası. Kim atmış imzayı Şeref Aytekin ilçe emniyet müdürü 3. sınıf emniyet müdürü. Aynı mesaj Pendik ilçesine gitmiş Pendik emniyet müdürlüğüne. Buyurun başka mesaj Sayın amirim az evvel size arz etmiştim bu Türk intikam birliğiyle ilgili istihbaratımı Sayın amirim yasa dışı Türk intikam birliği adı altındaki örgüt http//www.Türk intikam birliği.tr.cx adresinden illegal olarak haberleşmede bulunmaktadır. Gerekli gördüğünüz takdirde detaylı araştırma için bilginize arz ediyoruz. Buyurun emniyet müdürüne göndermiş olduğum az evvel size okumuş olduğum iki sitede kimyasal saldırı yapacaklarına ırakta ilgili yazmış olduğum ihbar istihbarat raporu. Özel mail gurubunun anteti buyurun başka mesaj İstanbul valiliği il emniyet müdürlüğü İstanbul emniyet müdürlüğü, diyor ki ilgilide kayıtlı yazı ile Pendik ilçe emniyet müdürlüğünün internet adresine 21 şubat 2007 Çarşamba günü özel büro istihbarat internet adresinden gelen mail ihbarında PKK’ya ait internet sitelerinin hecklendiği belirtilmiştir diyor buyurun, İlyas Burnak güvenlik şube müdürü 3. sınıf emniyet müdürü, yani PKK terör örgütü milisleri Türkiye de yayın yapamadıkları için çünkü yasa dışı olduğu için mahkeme kapatıyor hemen anında, ne yapıyorlar Avrupa da konuşlandıkları Avrupa da bizim müttefik diye gördüğümüz Avrupa ülkelerinin istihbaratının kollamasında gözetiminde Danimarka Almanya Fransa İngiltere ispanya İtalya çeşitli ülkelerde ki biz bununla ilgili makalede hazırladık. Araştırmada yaptım ben bizzat yayınladım bunu Avrupa da şuan da sadece Almanya da 360 tane sivil toplum örgütü var PKK’nın ve bunlar devamlı artıyor. Bu sivil toplum örgütleri olduğu için oradaki makamlar göz yumuyorlar bu sivil toplumudur kamuoyu yararıdır diye izin veriyorlar. Fakat bu örgütlerde haraç silah kaçakçılığı fuhuş sınır kaçakçılığı göçmen ticareti narkotik aklınıza ne gelirse her türlü faaliyeti buradan yürütüyorlar. Ve buradan topladığı paralarla bildiğiniz sizin de bildiğiniz silah satın alıp ırak’a gönderip bizim askerlerimize ateş ettiriyorlar. Ben bununla ilgili bir çalışma yaptım ve baya güzel bir bilgi topladım ve bunu emniyete mite ve genelkurmaya aktardım. Teşekkür takdir aldım bu çalışmamdan dolayı işte bu şeylerden bir tanesi faaliyetlerden bir tanesi de PKK Türkiye de açamadığı için yurt dışında web sitesi kuruyor. Çünkü yasak değil bu normal kabul ediliyor web sitesi, web sitelerinden Sayın komutanımız İlker Başbuğ’u videolarında çok affedersiniz domuz diye tasvir ediyorlar Sayın Baykal’ı domuz diye tasvir ediyorlar haklarında birçok iftiralar atıyorlar. Propaganda yapıyorlar Türk askeri şöyledir Türk askeri böyledir katliam yapmaktadır her tür hakaret her tür iftira her türlü çamur kampanyası yürütüyorlar ben de arkadaşlarım sağ olsun hacker arkadaşlarım var bunların sitelerini başlarına geçiriyoruz. Çünkü defalarca yazı yazdık resmi makamlara Almanya istihbaratına Almanya polisine Fransa polisine rica ettik dedik ki bu insanlara siz izin veriyorsunuz ama kendi sitelerinde maalesef Türk askerine Türk ordusuna her türlü hakareti Türk makamlarına iftira atıyorlar çamur atıyorlar hatta yutube de inanılmaz derecede iğrenç videolar yayınlıyorlar. Mesela bir tanesini ben gene aynı şekilde söyleyeceğim bir keresinde bir PKK militanı video koymuştu yutube çok affedersiniz Atatürk görüntüsünün gene kafasını kesmişler, alt tarafı normal kendi üniforması üst tarafına da bir gay’ın resmini koymuşlar. Ve işte sizin atanız budur diye bize mesaj attılar. Biz tabi çıldırdık, fakat yutube ye defalarca şikâyet etmemize rağmen defalarca şikâyet ettik, binlerce mail mesajı yağdı, yutube kendi üyelerimden diğer mail guruplarından da rica ettik, onlar da gönderdi, fakat yutube kapatmadı. Bunun üzerine bir arkadaşımız bir hacker arkadaşımız bu militanla temasa geçti, internet üzerinden msn yazışması yaptı ve onların gönlünü kazanarak arkadaş oldu kendisiyle ve onu kandırarak onun mail adresini ve şifresini aldı. Ancak biz o şifreyle o maili videoyu kaldırabildik Sayın başkanım. Yani şunu söylemeye çalışıyorum ben ve benim gibi birçok milliyetçi insan var. Burada da birçok milliyetçi arkadaşımız var. Biz ülkemiz için elimizi taşın altına soktuk sorumluluk aldık resmi makamlardan defalarca yazılı sözlü bire bir geldiğimizde takdir teşekkür ettiler takdir mesajları gönderdiler fakat ne acıdır ki aynı zamanda bizi Ergenekon terör örgütü üyesi olarak adlandırıyorlar bu çok acı geliyor bana. Yani başka bir şey söyleseler kabul edebilirim yani ama bunu kaldırmak inanın çok acı. Bakın başka bir örnek 28.2.2007 tarihli güvenlik şube müdürlüğünün yazısı, şişli kaymakamlığı şişli emniyet müdürlüğüne yazılmış mesajın altına Hayati Yılmaz ilçe emniyet müdürü 3 sınıf emniyet müdürü var. Diyor ki, 22.2.2007 tarih ve b 051 egm 4.34 29 12 2007/12 sayılı yazı, Bayrampaşa ilçe emniyet müdürlüğünce kullanılmakta olan Bayrampaşa@im.gov.tr e mail adresine özel büro adresinden CHP Hakkâri milletvekili Esat Canana yönelik bir fiili eylem olabilir şeklinde bir e mail ihbarı alındığı bahse konu e mailin falan filan adresinden diye benim daha önce Esat Canana suikast yapılacağıyla ilgili internetteki PKK sitelerinden almış olduğum duyumu aktarmam üzerine onların mail gönderdim onlara onların gönderdiği yazıyı okuyorum size. Yani biz ben üzerime düşen her türlü görevi yapmaya çalıştım. Her türlü internette PKK terör örgütünün diğer terör örgütlerine sadece PKK da değil Sayın başkanım DHKPC, TİKKO, MLKP, Hizbullah, İBDAC efendim sol ve sağ tandan sonra örgülerin tüm sanal faaliyetlerini izledim. Arkadaşlarımdan da rica ettim onları da örgütledim onların da izlemelerini sağladım ve almış olduğumuz tüm bilgileri anında hiç vakit kaybetmeden gene devletimin resmi istihbarat ve güvenlik örgütlerine hem telefon hem faks hem de mail yoluyla aktardım. Kara parayla ilgili aktardım çocuk pornografisiyle ilgili sitelerin hacker arkadaşlarımız hacklediler başlarına yıktılar. Resmi suçlamada bulundular yani birçok konuda devletime elimden geldiği kadar bir Türk milliyetçisi olarak bir Atatürk milliyetçisi olarak elimden geldiği kadar yardımcı oldum ve bundan da şeref duyuyorum. Hiçbir zaman bunu yaptığımdan pişman değilim. Yine çıktığım zaman yine yapacağım. Bunu da buradan arz ediyorum. Çünkü yaptığım şey yanlış değil. Ülkemin bekası huzuru ve güvenliği için elimi taşın altına sokmam sorumluluk almam benim tercihimdir. Kimse bana bunu yap demedi. Yani ben buradaki hiçbir sanıktan Veli Paşam da dahil olmak üzere hiçbir sanıktan Erkut bunu böyle yapacaksın biz istihbaratı böyle toplayacaksın bize şöyle aktaracaksın hiç kimse böyle bir şey demedi. Yukarı da Allah var hiçbir kimseden hiçbir sanıktan bana talimat gelmedi. Ben bir Türk milliyetçisi olduğum için bir Atatürkçü genç olduğum için ve bu ülkenin toprağında yaşamış bu ülkenin suyunu içmiş bu ülkenin okulunda okumuş bu ülkenin ekmeğini yemiş bir insan olarak ülkeme olan sorumluluğumu yerine getirmek amacıyla görevden vazife çıkardım. Durumdan vazife çıkardım ve böyle yaptım. Pişman değilim çıkınca bir daha yapacağım. Yine yapacağım belki o zaman Ergenekon diye gelmeyeceğim belki başka bir suçtan dolayı geleceğim ama yine yapacağım. Çünkü ben hiçbir zaman suç işlemedim menfaat sağlamadım devletim bana bu çalışmalarım konusunda tek bir para cebime koymadı efendim. Tek bir cebime beş kuruş devletten para geçmemiştir. Tam tersine ben para harcadım cebimden zamanımı harcadım enerjimi harcadım. Niye, devletime yardımcı olmak için. Faydalı olmak için bundan suçluluk duymuyorum hiçbir zaman da pişman olmadım. Ve ülkeme çok önemli hizmetler yaptığıma inanıyorum. Fakat maalesef bazı emniyetten bazı arkadaşlarımız bu benim çalışmalarımı onlarla görüşmelerimi onlarla irtibatlarımı yok sayıyor. Arkasında buzağı arıyorlar çok affedersiniz yani başka sebepler arıyorlar. Halbuki çok açık yani çok basit bir örnek verdim ben az evvel size emniyete genelkurmaya gönderdiğim bayram ve yılbaşı tebriklerini sundum. Yani soruyorum Sayın başkanım dünyada hangi terör örgütü üyesi bana bir tane göstere bilir misiniz bu güne kadar ağır ceza mahkemesi üyeleri olarak birçok örgüt davasına baktınız Hizbullah, İBDAC, DHKPC, TİKKO, PKK bana bir tane örnek gösterin Allah aşkına, hangi örgüt üyesi hangi PKK’lı hangi DHKPC’li hangi Hizbullahçı hangi İBDAC’ci bayramlarda yılbaşlarında Sayın amirim değerli amirim Sayın komutanım bayramınızı yılbaşınızı en içten dileklerimle kutluyorum ellerinizden öpüyorum diyen bayram mesajı gönderir bana bir tane örnek verir misiniz Sayın başkanım Allah aşkına yani hangi kim gönderir yani böyle bir şeyi ben, sadece Düzce ve İstanbul’a da göndermedim. 81 ilin tüm ilçe emniyet müdürlükleri dahil olmak üzere bu mesajı gönderdim. Kendi mailimden gönderdim kendi faksımdan gönderdim. Yani ben o kadar eminim ki yaptığımdan suç işlemedim ben. Çünkü biliyorum ben devletime yardımcı oluyorum diye düşünüyorum bir sabah baktım bilgisayarda ihbar topluyorum PKK’nın sitelerini inceliyorum bir baktım kapı açıldı odanın kapısı açıldı MP5 otomatik tüfek doğrultmuş maskeli adamlar bana bakıyorlar. İnanın rüya görüyorum zannettim. Yemin ediyorum yani bir üç beş saniye şey geçirdim yani algılayamadım. Sonra hemşerim bakar mısın deyince inandım kendime. Kimsin dedim emniyet dedi. Dedim haber verseydiniz bana ben gelirdim düzce emniyeti beni kaç defa çağırdı hepsine kendim gittim hepsinde, telefon açarlardı Erkut böyle böyle bir konu var gelir misin tabi derdim, istihbarata kimse giremezdi düzce de istihbarat şubeye ben istihbarat şubeye onun kapısı sürgülü ve kameralıdır ben girerdim kapım açılırdı çayım gelirdi sohbetimizi yapardık. İstihbarat şubedeki arkadaşlarım düzce deki evime gelirlerdi. Benim yatağımda yatarlardı televizyon izlerlerdi ben bilgisayarda çalışırken. Beraber gider mangal yapardık beraber arabayla gezerdik. Onlarla o kadar içli dışlıyım ki istihbaratla İstanbul’la Dinçer’le Dinçer başkomisere kaç defa gittim. Kaç defa bana teşekkür etti. Erkut dedi seni istihbaratla tanıştıracağım dedi. Çok güzel istihbarat veriyorsun bana dedi. Kendisi söyledi Dinçer baş komiser söyledi bana. Sorun oradaki ekibe sorun Fatma komisere sorun mesut beye sorun oradaki ekip beni çok iyi tanır. Mit beni çok iyi tanır. Milli istihbarata sorun kaç defa mitle ben görüştüm. Kendi evimden görüştüm Maltepe deki evimden telefon ediyorum mite bölge müdürlüğüne ki, mitin hiç kimsede telefonu bulunmaz Beşiktaş bölgedeki bana verdiler. Kimse her hangi bir vatandaşta mitin telefonu olabilir mi Sayın başkanım, ben de vardı. Bölge müdürlüğünü açardım ben nöbetçi amiri bağlayın derdim hemen bağlarlardı, Erkut ben özel büro falanca falanca yerde bir gruplama var hemen gidin araştırın. Hemen gereğini yaparlardı. Ama üzülüyorum şimdi o arkadaşlarım benim görmezlikten tanımamazlıktan geliyor, niye geliyorlar onları anlıyorum. Çünkü onlarda haklı devlet memuru tanıdık dedikleri zaman ha, Ergenekoncuyuz Sayın savcılarımız burada sağ olsun onları da alacaklar o yüzden korkuyorlar. Sayın Nihat savcımızdan korkuyorlar Sayın Zekeriya savcımızdan korkuyorlar Sayın Mehmet Ali savcımızdan korkuyorlar yemin ediyorum size. Onların baskısı olmasın hepsi benim burada arkamda olurdu. Hepsi arkamda olurdu. Sayın başkanım çok üzülüyorum yani geldiğimiz noktaya çok üzülüyorum. Burada bir tiyatro oynanıyor tahminime göre kanaatime göre Sayın savcılık makamı alınmasın lütfen ama bizi bu tiyatronun şeyleri yapmasınlar aktörleri yapmasınlar. Yani açık açık söylüyorum ben devletimin resmi istihbarat güvenlik kurumlarına resmi olarak istihbarat sağladım. Burada hiçbir sanığa istihbarat vermedim sevgi hanımı hiç tanımadığım halde ki, burada tanıdığıma çok memnun oldum diğer arkadaşlarımı da burada tanıdığıma çok memnun oldum hepsi bir birinden değerli arkadaşlarım keşke daha önce tanısaydım ama buradaki hiçbir sanığa Veli Paşam da dahil olmak üzere Muzaffer komutanım da dahil olmak üzere Fikret Komutanım da dahil olmak üzere, hiçbir komutanıma istihbarat vermedim hepsiyle burada tanıştım. İyi ki de tanışmışım biz bir örgüt değildik belki ama belki bundan sonra örgüt olabileceğiz beraber aynı zamanda bir yerde oturup çay kahve içeceğiz. Ama hiç birini tanımıyordum. Son olarak şunu söyleyeceğim Sayın başkanım sizden istirham ediyorum lütfen delil klasöründeki dokümanları inceleyiniz haklı olduğumu göreceksiniz. Belki bazı telefon konuşmalarında ve yazışmalarımda maksadını aşan ifadeler ve abartılar olabilir yani o anki psikoloji ile kendimi olduğumdan farklı göstermiş olabilirim kendimi farklı veya yanlış aksettirmiş tanıtmış olabilirim ama bu benim suçlu olduğumu göstermez kaldı ki 56 telefon görüşmemin iddianamedeki 56 telefon görüşmemin iddianamede yer alan 35 tanesi mail gurubu üyelerimle yapılan görüşmeler bakınız, 35 tanesi mail gurubu üyelerimle yapılmıştır. Ve bunların hiç birisi sanık değildir burada. Ve son olarak beni dinlediğiniz için sabırla dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum Sayın başkanım Sayın heyetim ve Sayın savcılık makamı ben tahliye talep etmiyorum durumu açıklığıyla bütün yüreğimle samimiyetimle ortaya koydum takdir size aittir. Teşekkür ederim. “
Sanık Hayrettin Ertekin söz istedi verildi:“ Sayın başkanım sabrınıza hayranım bu kadar polise çalışmış mite çalışmış sözüm ona bir buçuk milyon devletin çalışan görevlisi var hakimi savcısı polisi mit istihbaratçısı var bunlar devletten maaş alıyorlar. Bu tabi Erkut’un onlara nasıl hizmet ettiği hepimizin burada olmasından bellidir. Ve bunu burada dinlediniz zabıtlara da geçti ama yani bu yapılanlar Ergenekon la ne alakası var. Ergenekon diye bana gönderdiği mailde Atatürk’ün Mustafa Kemal’in piçleri diye mail göndermiştir bana ondan sonra kendisiyle kendisiyle buldum telefonunu ve beni tanımıyordu kendisine üç kere telefon açtım hakaret etmiştim yani böyle mi vatana millete hizmet ediliyor böyle mi şey yapılıyor polise çalıştığını söylüyor ona çalıştığını söylüyor. Çalıştığı dediği yerler işte bugün bizi 200–300 kişiyi buraya getiren arkadaşlardan bir tanesi saygılar sunarım.”
Sanık Hüseyin Görüm söz istedi verildi :” Sayın reisim bu kardeşimiz bazı çalışmalarını orada söyledi, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kim kurdu, bu çocuk diyor ki Kuvai Milliye eğer bir çalışmada yaptıysa eksisi de varsa fazlası da varsa 1919 Kuvai Milliyedir, teşekkür ederim. “
Sanık Erkut Ersoy söz istedi verildi : “ Sayın başkanım Hayrettin beyin söylediği tamamen gerçek dışı kesinlikle böyle bir şey yok. Kendi iddiasıdır, kendi iftirasıdır, böyle bir şey yok. Beni tanıyan tanıyor Sayın başkanım beni emniyetin baş komiserlerine mite sora bilirsiniz. Böyle bir şey kesinlikle yoktur tamamen yalandır Sayın başkanım “
Mahkeme Başkanı: “anlaşıldı tamam anlaşıldı kabul ediyoruz”
Sanık Erol Ölmez söz istedi verildi :” şimdi ben şöyle bir beyanda bulunacağım ama eğer vaktimiz varsa biraz “
Mahkeme Başkanı: “ kısa olsun, bu ara “
Sanık Erol Ölmez :” ben o zaman daha sonra bulunsam olur mu, biraz farklı bir konulara gireceğim de herkesin hakkını yemeyim, öğleden sonra teşekkür ederim.”
Mahkeme Başkanı:“Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Mehmet Nuri Aytekin, Av. Hasan Basri Özbey, Av. Mehmet Kozan ile geldikleri görüldü.
Tutuklu sanıklardan Kahraman Şahin’in rahatsızlığı nedeniyle duruşmadan ayrıldığı anlaşıldı.
Sanıklardan Yusuf Görüm Raif Görüm, Satılmış Balkaş müdafiinin mazeret dilekçesi gönderdiği, adı geçen müvekkillerinin 25,5,2009 tarihinde savunmalarını vermelerini istediği anlaşıldı.
Dostları ilə paylaş: |