T. C. İStanbul


Duruşmaya kısa bir ara verildi



Yüklə 327,15 Kb.
səhifə4/5
tarix23.01.2018
ölçüsü327,15 Kb.
#40646
1   2   3   4   5

Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Sanık Kemal Aydın sorgu ve savunmasına kaldığı yerden devamla.



Sanık Kemal Aydın:”Efendim 5 ve 6 nolu CD’ler incelendiğinde içeriği, içeriği incelendiğinde balo görüntülerinin bulunduğu şeyi bunu da şuradan biliyorum Cumhuriyet bayramının kutlama törenleriydi eski Ankara otelinde yapılan bir kutlama gecesine katılmıştık ordan biliyorum. Niçin balo görüntülerinin Cumhuriyet kutlama baro görüntülerinin suç delili olarak yazıldığını anlamak mümkün değil zaten çok şey anlamak mümkün değil. Taktirlerinize sunuyorum bizde davete katıldık kız kardeşim ile birlikte davet edildiği için ondan ibarettir. 7 nolu CD incelendiğinde içeriğinde Hedefte Türkiye başlığı adı altında yapılan yorumlar Türkiye’yi bu duruma iten kim, kişiliğin, kimliğin deşifre edilmesinden bahsettiği tespit edilmiştir bu şey hakkında her hangi bir bilgim yok, saydam hakkında bilgim yok eğer gösterilirse bende saydamda yok nedir yorum yapabilirim efendim. Sonrasında el konulan belgelerin incelenmesinde başlığında uzun yıllar yazmadım. Bilgilerimi hakikaten büyük bir eksiklikti sonra benim bilge rehberlerimden birisidir kız kardeşim şimdi birlikte yargılanıyoruz bana ağabey düşünce ve bilgilerini lütfen yazar mısın, not eder misin? Bize kalsın hiç olmazsa çoluk çocuğunuz okur bizde istifade ederiz ısrarları üzerine içerde geçen 8 yılımın dışında 2 yılımın dışındaki zaman süresinde 8, 10 yıl öncesinden yazmaya başladım onu açıklarım evimden alınan belgeler dedikleri hadiseler bunlar belge de nedir bilmiyorum belgenin devlet memuru olduğum için belgenin bir tanımı vardır sizler taktir ederseniz sizlerin huzurunda onların tarifini yapacak durumda da değiliz Yüce mahkemenin huzurunda ama bir tarifi vardır kendi yazmakta olduğum bilgi ve düşüncelerimi ihtiva eden notlardan o almışlar benim notlarımı okuyan herkes Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet benim aldığım notları okuyan herkes ne demek istediğimi anlar yani orda özlü olarak yazarım onları bir paragraf şeklinde yazarım 2 paragraf yazarım okuyan anlar niçin yazdığımı anlar ama o notlardan o benim yazılı kayıtlarımdan buraya aldıkları cümleler tabi ben bildiğim için cevaplayacağım, arz edeceğim yüce mahkemeye ırkçılığı 1. sırasında ırkçılığı öven ibareler bulunduğu ve ırkçılığı inkar etmenin Tanrıyı inkar etmek olduğu ifade şeklinde sadece bu ben oraya ne yazdığımı biliyorum. Irk, ırkçılık nedir niçin manasındadır. Bizi beni buraya yazdıkları ifadeyle de ırkçılıkla suçlama ırkçıdır ifadesinde onlara cevaplarda geçen bölümlerde özet olarak verdim ama daha detaylı olarak Yüce mahkemeye arz etmek istiyorum efendim onunla ilgili düşüncelerimi. Irkçılığın günümüzde yaşayan canlı örneklerine baktığınızda ırkçılığın nerelerde yaşandığını kimlerin, kimlere nasıl ırkçılık yaptığını görürsünüz tabi ki görmek isterseniz. Günümüzdeki ırkçılığın en canlı örneğini İsrail’in Filistinlilere yaptıklarında görebiliriz. Irkçılık odur Ermenilerin işgal altında tutukları Azerbaycan Türk yurdunda Türklere yaptıkları yok etme eylemleridir ırkçılık. Aynı Ermeniler 1915 yılında işgale uğrayan Osmanlı devletinde işgal güçleri tarafına geçen Ermenilerin Türklere yaptıkları zalimane eylemlerdir ırkçılık. Irkçılık Amerika kıtası yerlilerine yüksek Avrupa medeniyetinin yaratıcıların yaptığı soykırımdır ırkçılık. İnkalara, Mayalara, Kızılderelilere yapılandır ırkçılık. Türk milletinin Türk milletinin tarihinde Türk yaradılışında ırkçılık yoktur Cenabı hak bu hasveti Türk yaratılışına koymamıştır. Eğer Türk yaradılışına Cenabı Hak ırkçılık vasfını koysaydı 3 kıtaya en azı 150 sene olmak üzere coğrafyalara hükmetmiş bir milletiz. Buna Hindistan’da dahil Viyana kapılarına kadar Avrupa’da dahil kuzey Avrupa’da dahil Somali, bugünkü Somali’de dahil Arap yarımadası da dahil. Oralarda Türküm diyen insanın dışında insan olmazdı Türkçe dilin dışında da dil konuşulmazdı. Irkçılık Avrupa medeniyeti denen medeniyetin yaratmasıdır ırkçılık. İspanyollar 50 sene durmadıkları Latin Amerika diye adlandırılan Güney Amerika’da Orta Amerika’dan Meksika’dan başlamak üzere bütün ülkeler onlarca ülke İspanyolca konuşmaktadır. Kendi dillilerini unutturmuşlardır bunlara. Şili’de İspanyolca konuşulmakta Arjantin’de İspanyolca konuşulmakta, 150 milyonluk Brezilya’da 3 paralık ufacık bir devlet Portekizce lisanı ile konuşulmaktadır. Irkçılık kültür emperyalizmi sömürü böyle bir şeydir. 300 seneden fazla durduk Kuzey Afrika’da Cezayirlisi kendi dili ile konuşuyor Mısırlısı kendi dili ile konuşuyor. 400 seneden fazla durduk Arap yarımadasında Arap Arapça konuşuyor 300 sene durdu Babür şahlar Hindistan’da Hindu lisani ile konuşuyor. Ne dillerini ne dinlerini değiştirttirmedik. Türk milletinin ırkçılık yapısında yoktur bu ama İngiliz, Hindistan’ı 50 sene sömürge tuttu 250 kelime ile Hindistan’da yaşayan Hindular İngilizce konuşuyor, konuştuğunu zannediyor. Irkçılık onların, bugün birilerinin Avrupa medeniyeti diye peşinde koştuğu Avrupa’da ırkçılık vardır ırkçılık onların mayasında vardır onların suyunda yaratılışında vardır. Türk milletinin mayasında, yaratılışında ırkçılık yoktur, uymazda. Onlar yaptıklarının insanlık tarihinde yaptıklarının büyük rezaletini bizi de ortak ederek örtmeye çalışmaktadırlar onun için Ermeni soykırımı olayı buna bağlı Avrupa’nın yarattığı o medeniyetin ırkçılık soykırımcı medeniyetin yarattığı bir anlayıştır. Türklerde asla ırkçılık yoktur Türk yaratılışı ırkçılığa karşıdır. Irk, ırkları herkesin inancı farklıdır olabilir bizi ilgilendirmiyor ama benim iman ettiğim Allah ırkları yaratan Allah’tır. Irkları o yarattı Ata yurdum Ortaasya’da Tanrı dağlarından esen rüzgar kopup gelen suları bir tarafta Çinliyim diyenler içiyor bir tarafta Moğol bir tarafta Türküm diyenler içiyor bir tarafta Tibetlisi. Onları koyuyorsunuz şöyle yan yana bakıyorsunuz diyorsunuz ki bu Türk bu Moğol bu Çinli diyorsunuz bu da Tibetli. Yaradılış farklılığı aynı havayı teneffüs ediyor aynı suyu içiyor aynı coğrafyada yaşıyorlar ama farklı. Irk bizim kastettiğimiz milletimizin kendine has değerlerini savunsun diye kastettiğimiz şey ırkı sevmek ırkını sevmek Allah’ı sevmek çünkü benim tercihim değildir Türk yaratılmış olmak yaratanın tercihidir ve onu kendi kitabında da Yüce Mevla söylüyor bizde o şekilde almışız kendi düşüncelerimizi düşünce Dünyamızda kendi bilgi notlarımıza yazmışız bir gün lazım olursa milletin evlatları kendi evlatlarımız okusunlar diye koyduk. Şimdi o yazdığımız bu düşünceler bizim önümüzde suç delili olarak yargılanmamıza nedenler arasında bulunmaktadır. Ben iman ettiğim Yüce kitabın bir ayetini Yüce mahkemeye ırk konusunda çünkü ırkçılığı öven ifadeler bulunduğu ve ırkçılığı inkar etmenin Tanrıyı inkar etmek olduğu şeklinde yazılıyor. Efendim Yüce Mevla ırklarla ilgili yaradılışlarla ilgili Hucurat suresinin 13. ayetinde şöyle buyuruyor. Ey insanlar gerçekten sizi bir erkekle bir kadından yarattık birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerliniz kesinlikle ondan en çok korkanınızdır Allah kesinlikle her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır diyor. Gerçekten sizi bir erkekte bir kadından yarattık birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Irkçılık kendi yaradılışınız dışındakileri kabul etmemek onlara insani olmayan değerlerle bakış onlara insani olmayan değerlerle eylemde bulunmaktadır ırkçılık. Türk milletinin fıtratında biraz öncede arz ettim tekrardan arz ediyorum Türk milletinin yaradılışında ırkçılık yoktur istese de yapamaz çünkü bizim fıtratımıza yüce Mevla koymadı ırkçılığı biz Avrupalılarda Avrupa medeniyetinde gördük. Amerika kıtasını keşfettiklerinde oraya gittiklerinde orda yapılanlarda gördük. Bir Türk ve Türklük hareketi yaratılacağı bunlarla, bunlarla ilgili bir teşkilat oluşturulacağı efendim. Özellikle şu hususu arz edeyim ki Yüce mahkemeye benim notlarımı aldığım notlarımı ben ne basınla ne televizyonla ne hiç kimseyle paylaşmadım. Hiç yazılı notlarım bana ait notlarımdır çocuklarım bile bakmamışlardır bunlar benim düşüncelerimdir. Şimdi düşüncenin suç sayılmasının bugün geldiğimiz insanlık beşer noktası beşerin ulaştığı noktada düşüncelerin suç sayılmasının hukuken yanlış olduğunu insanlık tartışmaktadır. Benim evimdeki bilgileri yazdığım notlarımı alıyorsunuz ve orda ne yazdıklarımı da buraya koymuyorsunuz. Onların içerisinden bir tane cümle alıyorsunuz bunu buraya koyuyorsunuz Kemal Aydın’ı onlarla suçluyorsunuz sanık olarak böyle bir şey olabilir mi efendim? Bunun mantığı var mı? Aldınız mademki suç alarak alıyorsunuz bu metin neyse o metnin bütününü buraya koyun. Okuyan bunun suç olup olmadığını anlasın soruların da cevabını versin. Bir Türk ve Türklük hareketi yaratılacağı, ben Türk olduğumu nasıl bir Türk olduğumu yaratılışımdan bir şikayetimin olmadığını düşünce dünyamda Türk olarak bulunmanın benim için mutluluk olduğunu arz ettim. Mustafa Kemal’den öğrendiklerim ile arz ettim. Türkiye’de Türkiye’nin içinde bulunup yaşamakta olduğu en büyük felaket etnik azınlık ırkçılığı temelindeki bölücülüktür. Dikkatinizden kaçmamıştır savunmama başladığım günden beri hiçbir gün PKK ifadesi kullanmadım. PKK terör örgütü ifadesini kullanmadım bu ifadeyi şunun için kullanmıyorum bu ifadeyi kullanırsanız bu savaşın büyüklüğünü bu ifadede yok edersiniz. PKK terör örgütü ile Türkiye ile savaşmıyor. Bu maksatlıdır, PKK terör örgütü sadece taşerondur. PKK terör örgütünün arkasında kim var, hangi güçler var, kim o güçler, onu kim yaptırıyor? PKK diyerek Amerika, Avrupa ona destek olan tüm Dünya’daki ülkeler kendilerini gizletmektedir. Devam eden savaş etnik azınlık ırkçılığı temelindeki bölücü savaştır. Etnik azınlık ırkçılığı temelinde bölücü savaştır. Bu savaş öncesinde Osmanlı devletinden de bize intikal ettiği gibi hazırladıkları Kürtçülük olgusuna bağladılar ama geldiğimiz Dünya geldiğimiz zamanda Dünya sadece Türkiye’yi Kürtçülük olgusuna bağlı bir savaşla yok edemeyeceğini anlamışlardır. Şimdi ona ilaveten Çerkezcilik, Gürcücülük, Arnavutçuluk şimdi yetmiyormuş gibi Türkiye’ye sadık Türkiye’nin güneylerinde yaşayan Arap kökenli vatandaşlarımıza Arap ırkçılığı yaptırma gibi eylemler yayın yaptıracağız falan. Bu gün Kürtçüyüm diyenlerin Kürt devleti kuracağım diyenlerin eline silah verip dağa çıkardılar yarında Çerkezcilik yapanların eline silah verip çıkartacaklar. İnanç temelinde de Türk milletinin öz be öz evlatlarına kendilerine Aleviyim diyen Türk milletinin evlatlarına silah verdirecekler. Alman istihbaratının depolarında Alevi yurttaşlarımıza verdirilecek silahları bile hazırladılar 20 yıl öncesinde Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet. Azınlık etnik ırkçılık azınlık ırkçılığı böyle bir şeydir onun içindir ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin başında Başbakan olan kişinin 36 tane etnik unsur vardır ifadesi bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir. Bu millet kavramını ortadan kaldırmaktır. Ulus devlet kavramını ortadan kaldırmaktır uluslar arası kuruluş anlaşması olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin Lozan anlaşmasını yok saymaktır. Bir Türk ve Türklük hareketi yaratılacağı hayır Mustafa Kemal’in emrettiği Ne Mutlu Türküm Diyene ifadesinde bu milletin toplanacağı bir anlayışın bu milletin hayatına sokulması gerekir. Benim o ifadelerim onun geniş şeyleri vardır benim kayıtlarımda tetkik ederseniz efendim görürsünüz Türk milletinin Mustafa Kemal’in Ne Mutlu Türküm Diyene ifadesinde mutlaka buluşturulması gerekir mutlaka. Eğer bunu Türkiye sağlayamazsa Türkiye Cumhuriyeti devletinin ebedi olması mümkün değil. Biraz önce az ettim Diyarbakır çok önemli Türkiye için Trabzon’da çok önemli ben 70’li yıllarda da 40 yıl öncesinde de Diyarbakır’da bulunmuş bir insanım Diyarbakır şehir merkezinde 40 yıl öncesinde 70’li yıllarca Kürtçe lehçe ile konuşan insan yoktu, 40 yıl önce 70’li yıllarda Diyarbakır şehir merkezinde Kürtçe lehçe ile konuşan insan yoktu 40 yıl içerisinde milletler hayatında hiçbir şey değildir. Önce Kürtçü yarat, Kürt yarattılar lehçe yarattılar Kürtçü yarattılar sonra size devlet kurduracağız dediler ve benim insanımı dağa çıkardılar. Şimdi o insanımla Türkiye Cumhuriyeti devletini savaştırıyorlar aynı şeyi Trabzon merkezde yapmaktadır emperyalizmin oyunu. Laz uydurmacısına bağlı olarak Diyarbakır’da yapacaklarını Trabzon’da yapmak istediler ve onlara mani olduğum için buradayım. Nedenleri, Türklük, Türklük hareketi değil Ne Mutlu Türküm Diyene ifadesinde bu milletin evlatlarının toplatılması, buluşturulması gerekir aksi taktirde Türkiye Cumhuriyeti devletinin ebet olması asla mümkün değildir. Düşman durmuyor bizim üzerimizde 100 yıllık hesapları var o hesaplarına devam ediyor. Biriler Türk adının geçtiği her şeyden rahatsızlık duymaktadırlar. Tabi düşmanın duymasını anlıyoruz ama savcılar yazdıysa önünde Cumhuriyet ifadesi bulunan savcılar yazdıysa savcıların altında imzası olduğuna göre öyle kabul edeceğiz onların Türk ifadesinden rahatsızlık duymalarını anlamak mümkün değildir. Emniyet görevlileri yazmışlarsa onu anlamak hiç mümkün değildir onlar demek ki adı Türkiye Cumhuriyeti devleti olan devletin adı Türk milleti olan milletin varlığından rahatsızlık duymaktadırlar. Devlet eli dışında yapılmış tüm eğitim kurumlarının kapatılacağı ifadesi var. Tevhidi tedrisat kanunu var Türkiye Cumhuriyeti devletinin Mustafa Kemal kurduğu devletin kanunu Tevhidi tedrisatın anlamı eğitimde teklikti sosyal devlet her vatandaşına ihtiyacı olan her şeyi eşit şekilde ulaştıran devlettir sosyal devlet. Vatandaşlar arasında ayrıcalık yapmayan devlettir Saygıdeğer Başkanım sosyal devlet. Eğitimde tekliği bozarak Türkiye Cumhuriyeti devletine türk milletine ihanet etmişlerdir ben çocuklarımı özel okulda okuttum para verdim anne, baba memurduk 2 tane çocuğumuz vardı bu eğitim düzeninde çocuklarımız devlete hizmet etsinler diye fedakarlık yaptık yemedik, içmedik okuttum. Nitekim Allah muradımızı kabul etti her iki çocuğumda üniversiteyi bitirerek bu devletin önemli bir kurumunda unvanlı görev sahibi olmuşlardır temennim layık oldukları şekilde devletin layık olduğu şekilde ona hizmet edebilmeleridir. Böyle olmasına rağmen bunun adaletsiz olduğunu düşünüyor ve görüyorum bu eğitim şekli bugün getirildiğimiz noktada eğitimde adaletsizlik vardır imkanlı insanların çocukları ancak eğitim alabilecek noktaya gelmişlerdir. İmkansız, bu milletin evlatları çocuklarını eğittirme şansından mahrum bırakılmıştır. Şimdi bu ifadede devlet eli dışında eğitim tüm eğitim kurumları kapatılmalıdır. Orda şunlar yazıyor benim şeyimde dershaneler kapatılmalıdır özel okullarda kapatılmalıdır. Tüm eğitim devlet eli ile yapılmalıdır onlar yazıyor bu başlığın bulunduğu şeyde. Benim notlarımda evet özel okullar kapatılmalı, dershaneler kapatılmalı devlet eli ile yapılmalıdır eğitim ve devlet Hakkari’deki vatandaşına da Trabzon’daki ne Ankara’dakine eşit şekilde eğitim fırsat eşitliğini yaratmalıdır. Şimdi bunun meclisin şiddet, cebir yolu ile ortadan kaldırılmasını hükümeti kaldırmanın darbeyle ne alakası var bu düşüncelerin? Terörle terör örgütü ile ne alakası var bu düşüncelerimin burda suç nedeni olarak bulunuyor çok vahimdir son günlerde bir gazete sayfasını göstereyim buna bağlı olarak Saygıdeğer Başkanım intihar eden hapse giren bir annenin evladının kendisinin nasıl intihar ettiğini görelim. Efendim çok yakın bir tarih bu da bizim haklılığımızın belgesi. Anne kefil olduğu çocuğunu dershaneye gönderiyor, dershanede çocuğunun masraf senetlerini ödeyemiyor, haciz geliyor ödeyemediği için hapse giriyor ama o annenin evladı annem benim yüzümden hapse girdi diye intihar ediyor kendini asıyor belki bu daha dün bir ay evvel bir ay bile olmamış bir hadise bu. Bunun ortadan kaldırılması bu insanlara fırsat eşitliliğinin Türk milletinin evlatlarına eğitimde fırsat eşitliğinin verilmesinin notlarda bulunmasının suç olarak değerlendirilmesi akıl karı mı? Böyle bir şey olabilir mi? Nereye koyacağız bunları? Bunlar bu terör örgütünün sözde Ergenekon silahlı terör örgütünün hangi suç fiillerini oluşturmaktadır. Hangi darbeye teşvik bu? Hangi meclisi hangi hükümeti ortadan kaldırmanın delilleri bunlar? Rauf Denktaş’ın Türkiye’deki oluşumun başına geçirilmesi, şu ifadelerin hiç birisi Rauf Denktaş’la ilgili yazılarımda notlarımda yok efendim. Ben Rauf Denktaş’ı hiç görmedim hayatımda hiç karşılaşmadım hiç de Kıbrıs’a gitmemiş bir Türk evladıyım. Kıbrıs’a da hiç gitmedim ama Sayın Denktaş’ı çok seviyorum Türk milletine görmediğim Mustafa Kemal’i de seviyorum sevmek için birisini görmeye gerek yok görmediğim Bilge Kağan’ı da seviyorum. Görmediğim Allah’ı da seviyor iman ediyorum görmediğim Hazreti Muhammed’i seviyorum iman ediyorum. Şimdi bir şeyler oluşturacaksınız diye hiç olmazsa yazılıları yapmayın yazılı olan metinleri bozmayın. Ankara’ya o kadar Denktaş geldi Türkiye’ye geldi seminerler verdi bulundu haberimde oldu ama gitmek nasip olmadı Kıbrıs’a da gitmedim tanımadım ama kendisini Türk milletine Kıbrıs Türkleri sadece oradakilere ait değildir bizde yani onlar da bizim parçamız. Onlara yapılan acı onların gördüğü zulüm bizi de üzmektedir nasıl bugün Irak’ta Türkler büyük mezalime muhataptır bizi üzüyor oradaki Türk önderleri bizim sevdiklerimiz Denktaş’ta böyle bir şey. Değerli Türk büyüğü Denktaş böyle hiç karşılaşmadım. Özellikle de çok kere bulunduğu konferanslara verdiği Ankara’da bile hiçbir makamda, mekânda bulunmadım. Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşıyım. Ama ben Hazreti Muhammed’i edebi önder Mustafa Kemal Atatürk’e hiç görmedim dahası Allah’ı da görmedim ama ancak görmüş gibi iman ediyorum. Green kartlı mültecinin imanından sıkıntısı olduğu için kendi ifadeleri ile Papa Hazretlerine sığınma gereği duymaktadır zira Hıristiyanlık dininin Katolik mezhebinin gereği olarak Papa Allah’ın yeryüzündeki vekilidir. Papaya biat etmesi ve Hazret demesi bu nedenledir. Benim dinimin şartıdır vahiye iman etmek Green kartlının imanınca vahiy değil akıl öndedir. Bu düşünce Vatikan kuralıdır ancak akıl insanlık için yeterli olsaydı Allah peygamberler ve kitaplar gönderme gereği duymazdı Allah’a doğruyu bulmak akılla doğruyu bulmak mümkün olsaydı Nemrut doğruyu bulurdu, Firavun bulurdu, Ebu Cehil, Ebu Leheb bulurdu Allah akıl konusunda onlara çok cömertte davrandığı halde bulamadılar. Denktaş’ın Türk milletine hizmetleri ona hayranlığımın kaynağıdır ölünceye kadarda devam edecektir Allah bana imkan verirse onu Türkiye Cumhuriyeti devletine Cumhurbaşkanı yaparım gücüm yetse yaparım. Bebek katiline önderim diyen teröristleri kabul ediyorsunuz devlet töreni ile karşılıyor özel mahkemelerde yargılayıp serbest bırakıyorsun bırakmayı içinize sindirebiliyorsunuz da niçin Denktaş adından nefret ediyorsunuz. Kemal Aydın’ın sevgisini suç nedeni yapıyorsunuz. Nerede hukuk, nerede devlet, nerede Türk milleti? Saygıdeğer Denktaş’a Allah intikamını almayı nasip etti sıra bende bende alacağım onunla benim Allah’ım aynı çünkü Denktaş’ın intikamını almasına ABD’nin AB’nin fonlarından aktarılan paralar ve iş birlikçilerinin gayretleri de yetmedi. Sıra bize geldi zaman çok kısaldı bu iftiranameyi yazanlar düşünsün Mandela 29 yıl hapis yattıktan sonra hedefine ulaşmış ve de Güney Afrika Cumhuriyetine Cumhurbaşkanı olmuştur. Bana da zindanda ne düştü bilmiyorum gaibi ancak sahibi bilmektedir bekleyip göreceğiz. Ömrümün gasp ettiğiniz yıllarının hesabını iman ettiğim Allah’a ve Türk milletine nasıl vereceksiniz? Eş başkan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan iktidarı ve emperyalist düşmanlarımızda destek ve rüşvetleri soruncunda seçilmiş Mehmet Ali Talat’a o odam bitmiştir diyordu ancak R,T başta olmak üzere emperyalist rüşvetçiler ve de Türkiye’de ve Kıbrıs’taki işbirlikçileri de dahil o adamın bitmediğini gördüler. Sayın Denktaş’la benim Allah’ım aynı ona 5 yılda intikamını aldırdı sıra bizde bende çok yakında intikamımı elbette ki alacağım yakında tüm Dünya görecek İngilizler daha şimdiden gördüler bile. Denktaş Elenizm’in büyük Yunanistan’ın ve Yunanistancıların düşmanı olabilir ona kızabilirler. Evkacıların düşman olduğu bir insan olabilir çok tabidir yani çokta doğal karşılıyorum onlara da kızmamak lazım. Kıbrıs’ı büyük Yunanistan’ın parçası yapmak istiyorlar vatan onun içinde mücadele ediyorlar Saygı duyuyorum saygı duyulması gerekir ama bizimkiler niçin bizimkilerin bakışındaki kötülük niçin onu anlamak mümkün değildir? Tabi ben biliyorum nedenlerini emperyalizm böyle bir şeydir. Saygıdeğer Başkanım kadınlara kısa da olsa askerlik mecburiyeti koyulacağı yazılı. Evet bizim erkeklerimizde erkek yaratılışlarımızda eğitim eksikliklerinden dolayı kadına bakışın eksikliklerini görüyorum Mustafa Kemal’de görüyordu. Kadınlar her şeyi yapar ana olur çocuk büyütür çalışır, doktor olur falan olur filan olur ama nedense bir türlü erkeklerin gözünde arzu edilen noktaya bir türlü ulaşamazlar. Erkeklerde kendilerine askerliği askerlik yapmış olmalarını üstünlük olarak görürler en azından çevremde öyle olduğunu görüyorum. Onun için bende erkekler kadın yaratılışımıza bunu yapmasınlar hiç olmazsa 1 ay kısa dönemde de olsa askerlik yapsınlar da bizde onlara bu zulümlerden bu yanlış bakıştan vazgeçelim diye not almışım notlar koymuşum. Nitekim geçen 30 Ağustos kutlamaları sırasında Ankara’da hipodromda Türk anaları genelkurmay başkanına bizi de askere alın diye televizyonların önünde bas bas bağırdılar. Demek ki bizim düşüncelerimizde de bir yanlışlık yoktu. Taktirinize sunuyorum bu düşüncenin terör örgütüyle terörle alakasının bağını sizler değerlendireceksiniz. Bir başka husus Turancılığı kendi Megalo İdeaları olarak benimsedikleri efendim geçen bölümde Yüce mahkemeye arz ettim. Turancılık Turan Türk yurdunun Türk yaradılışının yaşadığı coğrafyanın yaşadığı coğrafyanın adıdır. Yaşadığınız coğrafyayı sevmek yaşadığınız coğrafyadaki milletinizi sevmek nasıl bir terör örgütü suçu oluşturur, nasıl olur, nasıl Irak’taki Türkleri seviyorum onlarla ilişkilerim var diye Doğu Türkistan’daki Türkleri vatanımdaki Anavatanımdaki Türkleri seviyorum diye bunun için suçlanabilirim? Batı Trakya’da Türkleri seviyorum diye suçlanabilirim, bunun mantığı olabilir mi? Düşünce suç sayılabilir mi? Ama bu iddianamede suç. Üstelik Turancılığı kendi Megalo İdeaları olarak benimsedikleri arz etmiştim efendim. Ayrıntılı olarak arz etmiştim. Diğer sonuç bölümünde de yine var tekrardan arz edeceğim. Günümüz siyasetinin anlayışının bozukluğu emperyalist odaklara karşı mücadele etmenin gerekliliği ve bunun için izlenecek olan yöntemler başlığında bir başka günümüz siyasetinin anlayışı. Evet 10 kasım 1938’den beri Türkiye’yi yönetenlerin anlayışının Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Mustafa Kemal’in anlayışına ters olduğunu düşünenlerdenim. Siyasetin kontrol altında olduğunu da düşünenlerdenim. Onun içinde 1991 seçimlerinden sonraki seçimlerde sandık başına gidip vatandaşlık görevimi yaptım ama oy kullanmadım. Oyumu hiç birisi deyip öyle kullandım oyumu tercihimi öyle yaptım. Her vatandaşın tercihi değil mi dilediği gibi oyunu kullanmak demokrasi diyorlar, insan hakları diyorlar bunun için mücadele etmiyorlar mı, bunu söyleyerek gelmediler mi? Savcılar, polisler bunun böyle olduğunu bilmiyor mu? Emperyalizmin kontrolünde olmayan siyaseti Türk milleti inşa edemezse Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleceği felakettir. O düşüncelerimi arz ediyorum detaylı arz etmiştim efendim. Önemli toplantılar yapılacağı ve katılımcıların üst aramalarının yapılacağı, önemli toplantılarda bu kuraldır önemli bir şey yapıyorsanız demek ki gizlidir veya önemlidir oraya gidecek insanlar bellidir gidecek insanlar aranıyor. Şimdi meydanlara giren insanları arıyorlar 1 Mayıs kutlamaları için Taksim meydanına giden insanlar polis aramalarından geçip gitti. Üzerinde bir şey var mı devlet tedbir alıyor. Bunun suçla önemli toplantılar yapılacağı ve katılımların üst aramalarının yapılacağı nedir bunun suç niteliği neresinde bunun suç? Böyle bir şey olabilir mi? Bunlarla bu ifadelerle meclisi ortadan kaldırıyoruz, darbe yapıyorum, hükümeti ortadan kaldırıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerine sızıyorum, Milli İstihbarat Teşkilatına sızıyorum. Bir yemin metni hazırlanacağı ve büyük mücadeleye katılmak isteyen herkese bu yemin metinin yaptırılacağı, yemine uymayanların konumuna ve görevine bakılmaksınız davadan uzaklaştırılacağı. Benim davam var benim 17 yaşından beri davam var Türk milleti davam var. Türk milletini ilgilendiren Türk vatanını Türkiye Cumhuriyeti devletini ilgilendiren her meseleyi meselem olarak kabul ediyorum ben öyle yetiştirildim bunu vatandaş olmanın gereği olarak görüyorum. Yemin insan hayatına Tanrının da kurduğu bir kuraldır. Allah’ta yemin ederek beyanda bulunuyor kitapta yemin ediyor aya, güneşe, geceye yemin ediyor. Ayetler var yemin ayeti yemin ediyor. Yemin etmek mahkeme önüne çıkarıldığında yemin ettiriliyor soruyor doğru söyleyeceğinize yemin eder misiniz? Bu insanlığın, beşerin ve ilahi nizamın gereğidir yemin. Yemin metni hazırlayacak, hazırlayacağım bir şey yapacaksam birileri ile yola çıkacaksam Türkiye için yemin ettirmek isterim söz veriniz. Sözünüze sarık kalacak mısınız kalmayacak mısınız? Yemin metninin hazırlanacağının terörle terör örgütüyle ne alakası var? Evet geçiyorum başka bir konu. Kendi kadrolarını kendilerinin yetiştirecekleri her türlü bilgiyi öğretecekleri ve davalarına sahip çıkacak kadroları oluşturacaklar. Eğitimin amacı bu, evet bir şey yapacaksanız insanları hazırlarsınız yetiştirirsiniz, eğitirsiniz, öğretirsiniz. Sonra öğrettiklerinizle beraber hareket edersiniz partilerin programları niye vardır? Partiler niçin program yazarlar? O programlara göre insan yetiştirmek, hazırlamak o programlara uygun insanlarla yollarına devam etmektir. Nasıl bir anlayıştır bu, nasıl bir şey? Ordu, istihbarat ve dış işleri kurumlarının ulusalcı kadrolarla donatarak ulusalcı anlayışı yerleştireceği. Biraz önce arz ettim Türk Silahlı Kuvvetlerinin mensubu değilim, istihbaratın da değilim. Ben ulusalcı ifadesini de kullanmıyorum yani yazılarımda da ulusalcı yoktur milli ifadesini kullanırım ulusalcı olsa ne olur ulusalcı ile millilik aynı anlamların eş değer karşılığındadırlar. Ordunun istihbarat teşkilatının ve devletin kurumlarının ulusalcı düşünceli kadrolarla donatılması yanlış bir şey mi? Böyle olmamalı mı? Dünya bunun üzerinde duruyor bunun üzerinden giderek devletlerini güçlü yapmanın mücadelesini yapıyor tüm Dünya. Bende bir düşünce sahibiyim kendime göre düşüncelerimi notlarımda kaleme aldım ve ordunun istihbaratın dış işleri kurumlarının ulusalcı kadrolardan müteşekkil olmasını istedim. Düşünüyorum elimde gücüm olursa onu da yaparım. Tayyip Erdoğan geldi seçildi Başbakan oldu kendi düzenini kurdu yapıyor ola ki bende seçilirim ola ki bende parti kurarım çıkarım gelirsem bende düşüncelerimi hayata getiririm. İnsanlar önce hazırlanır sonra zamanı geldiğinde de görevlerini, gereklerini yaparlar. İnsan düşünen varlıktır insanlar düşüncelerinin suç olacağını bilirse bir gün bunlarla suçlanacağını bilirse insanlar yazar mı? Ben şimdi Neriman hanımefendiye kız kardeşime kazıyorum bana niye bunları yazdırdın da şimdi suçlanıyorum bunlara bağlı ne güzel duruyordum yazmıyordum böyle bir şeylerle de sadece söyleyip geçiyordum. Bunlara cevap vermek çok kolayda Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet hakikaten biraz önce arz ettim insan hayatında çok önemli iki husus var birisi sanık kürsüsünde ne kadar haklı olursanız olun birisi de imtihanda ne kadar biliyorsanız biliniz insan için çok zor bir haldir onu yaşıyorum burada. Yoksa ben bunlar üzerine günlerce konuşuyorum saatlerce muhataplarıma gerekli bilgilerimi aktarıyorum sıkıntı yoktu. Saygıdeğer Başkanım nereye koyalım, yani ne diyelim? Şahsın kendi çevresinden tanıdığı şahısların geniş bir telefon listesinin bulunduğu, şahsın kendi çevresinden tanıdığı şahısların geniş bir telefon listesinin bulunduğu, nasıl diyelim yani şimdi bu, bu adamlık gereğidir bunu her adamın böyle bir telefon rehberi vardır. İnsanın evinde de vardır cebinde de vardır. Nasıl suç dokümanı olarak benim telefon kayıtlarım, telefon numaraları, adreslerim, nasıl bir şey bu, nasıl anlatalım yani nasıl bir zorluk bu? Allah kimseyi bu zorluklarla karşı karşıya koymasın, şahsın kendi çevresinden tanıdığı şahısların geniş bir telefon listesinin bulunduğu. Efendim el koyulan belgelerimden birisi de benim 40 yıldır tam 40 yıldır kullandığım cep telefon rehberimdir, aldılar, aldılar rehberim 40 yıldır onu kullanıyorum içinde bir yığın vefat eden var, her şeyi var ama duruyor benim için çok özeldi, özeldir hala özeldir. Onun listesi var aldılar, belikli orda inanılmaz sayıda telefon şeyi var onun rahatsızlığını koymuşlar herhalde insan tanımak suçmuş şimdiden sonra tanımamaya özen göstereceğiz. Bize onu gösterdiler ama biz adamlığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Biz tanımaya devam edeceğiz telefon rehberlerimize yeni tanıdıklarımızı da yazacağız telefonlarımızı da vereceğiz ömrümüz olursa kalan ömrümüzde yapacağız. Ayrıca telefon rehberinin arkasından çıkan el yazısı ile yazılmış sarı renkli not kağıdında içişleri bakanlığının 12, 27 tarihleri arasında Fransa’da faaliyet gösteren CİEO papazlarına Samsun’dan başlayarak tarihi büyük Ermenistan gezisine izin verilmiştir yazdığı. Efendim böyle bazı önemli şeyleri hatıra olarak tutarım. Bu diasporada bulunan Ermeni papazlara büyük Ermenistan gezisi diye bir diaspora gezi düzenliyor Türkiye üzerinden Türkiye’nin 15 ilini içine alan biz gezi tertipliyorlar Samsun’dan başlayarak bu gezinin yapıldığı yıllarda Patnosta kaymakam olan şimdi Ankara’da vali muavini olan bir kardeşim, bu gezinin sadece Ağrı’da yapılmadığını yaptırılmadığını bana söyledi böyle bir geziden bahsetti o gezinin de bu 15’inin dışında sadece Ağrı’da yapılmadığını, Ağrı’da da bu geziye o tarihte Ağrı’da alay komutanı olan il jandarma alay komutanı olan Veli Küçük’ün albay Veli Küçük’ün engel olduğunu söylemişti. Bende o notu bana verdiği şekilde yazdım hatıra olarak not defterimin içerisinde saklıyordum Sayın savcıda tam hatırlamıyorum emniyette sordular zannediyorum bu şekilde de kendilerine arz etmiştim şimdi de Yüce mahkemeye tekraren koydukları için efendim arz ediyorum. Tarihi bir olaydır Türkiye’yi yakinen ilgilendiren bir olaydır bir olaydı o olaya ait o olayı yaşamış tarihi tanığından zamanın tanığından duyduklarımla bir devlet görevlisinden duyduklarımı not almıştım onun da terör örgütü suçu olacağını ve bir gün ona aitte Yüce mahkeme huzurunda hesap vereceğimizi bilemezdim. Bilseydim yapmaz mıydım? Yapardım yine notumu alırdım, yargılamalar, suçlamalar insanları doğru yapmasını engellemez. Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlığı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeri. Devlet bir varlıktır, kutsal bir varlıktır, Allah’tan sonraki benim için en kutsal varlık devlettir. Devlet olmazsa insanın yaşamasının devlet olmayan insanın yaşamasının bir anlamı da yok zelil olur insan sefil olur. Onurunu, şerefini kaybeder benim düşünce dünyamda her konuşmamda her anlatımımda her yaşantımda devlet olmazsa olmazlar arasındadır. Devletin olmadığı hiçbir şeyi var saymıyorum. Dolayısıyla her düşüncemde, her konuşmamda, her izahımda devlet diyerek anlatırım. Devletler silahlı kuvvetle yaşatılabilir devletler silahlı güçle yaratılabilir, Türkiye Cumhuriyeti devletini de yaşatan güçtür Türk Silahlı Kuvvetleri. Her gün Türk milletinin evlatlarının kanı akmaktadır bu devleti yaşatmak için. Türk Silahlı Kuvvetlerinin mensuplarının şahadet haberleri görüyoruz. Astsubayından, erinden, yüzbaşısına kadar daha dün daha dün oldu. Bunları çocuklarımıza bırakmak gelecek nesillere devlet ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin ifade ettiği anlamı kendi düşüncelerimizle bırakmanın, yazmanın yanlışlığını taktirlerinize bırakıyorum buraya suç unsuru olarak suç delil olarak yazmanın takririni Yüce mahkemenin taktirlerine sunuyorum. Ülkemizden insan manzaraları bir başlık, her gün yaşıyoruz zaten bu günlerde yaşadığımız olaylar bu ülkede kapkaç olur, hırsızlık olur, soygun olurda sizi ilgilendirmez mi? Bu ülkede savaş olur, ölüm olurda sizi ilgilendirmez mi? Ben bir insanım, yangın olurda ilgilendirmez mi? Yaşayan insanı bu ülkede olan her şey ilgilendirir. Ülkemizden insan manzaraları, diyorum ben konuları bildiğim için yazdığım notları, aldığım notları bildiğim için söyleyebiliyorum. Böyle bir şey olabilir mi yani bunun izahı var mı? Roman diye yazacaktım düşünüyordum böyle çünkü insanımız müthiş tahribat yaşıyor özellikle 1945 yılında yapılan eğitim anlaşmasıyla ABD ile Türkiye eğitimde müthiş olumsuzluklar yaşamaktadır bu olumsuzluklar insanımızın yapısında büyük hasar yarattı. Ülkemizden insan manzaraları isimli bir kitap yazabilir miydim? Başlığı olabilir mi acaba olabilir mi diye konu almıştım onu koymuşlar. Uyuyanlar ve görünmeyenler efendim aynen yazıldığı gibi arz ediyorum buradan yola çıkarak biliyorum sizlerin işi çok zor Yüce mahkeme heyetinin işi çok zor. Biz burda bulunduğumuzda zamanın bitmesini ve hapishanedeki koğuşumuza dönmeyi dört gözle bekliyorum çok yıpratıcı bir halinin olduğunu buradaki havanın şartların doğrusunu isterseniz sizleri de taktirle izliyorum nasıl bu şeye dayanıyorsunuz geçen 3 yıldır 3 yıla geliyor sizi de taktir ediyorum. Uyuyanlar ve görülmeyenler bu da bir başlıktı. Onu da ülkemin insanı için Türk milleti için uyuyanlar uyutuldu Türk milleti, olanları görmüyor öyle uyutuldu ki her gün 1985 yılından beri Türk milletinin oluk gibi kanı akıyor sayı 40 binleri geçti 50 binlere ulaşan evlatlarımızı kaybettik, vatan evlatlarımızı kaybediyoruz. Ama insanımız görmek istemiyorlar, bakmak istemiyorlar onun çeşitli nedenleri var, o nedenleri sıralamıştım bu yazıda ancak uyuyan insanın göremeyecekleriydi bunlar halbuki bakıyorsanız görürsünüz. Savaş oluyor her gün cenazeler geliyor, ama son günlerde çok üzüntülü olan şehit cenazelerinde Türk milletinin evlatlarının bu uyuyanlar kısmından çıktıklarını daha duyarlı hale geldiklerini görüyorum o da mutluluğumun kaynağıdır efendim. Yani çakalların saldırısına uğrayan ülke Türkiye başlığı, tabi ben biliyorum bunu buraya koyanlar çakal ifadesinden bugün Türkiye’yi yönetenleri kastettiler onların kastı o çakalların saldırısına uğrayan ülke Türkiye. Çok yazık Türkiye 1915’de de, 1918’de de çakalların saldırısına uğramıştı, sonra çakalların saldırısına son verdiğimiz için Türkiye Cumhuriyeti devleti var, o çakalların saldırısı halen bugünde devam etmektedir. Bütün Dünya el ele vererek Türkiye Cumhuriyeti devletinin mevcudiyetine savaş açmışlardır ama bu iddianameyi yazanlar bu satırları buraya alanlar bu satırlar benim notlarımda zaten nereleri kastettiğimde yazılı notlarımda var o emperyalist güçlerin olduğunu, sözde müttefiklerimizin olduğu da yazılı ama onlar buruya öyle almadılar. Benim düşüncelerimi hâlbuki onların altında tarihler de vardır o tarihlere baksalardı Tayyip Erdoğan yoktu bile. Tayyip Erdoğan’ın adı bile yoktu bunların yazıldığı zamanlarda yıllarda. Bu iddianameyi hazırlayanlar bunları buraya suç delili diye yazarlar Türkiye’yi Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin yönetiminde Türkiye olarak addediyorlar, öyle görüyorlar. Onlar için Türkiye’nin öncesi yok. Onlar için Türkiye’nin yaşadıklarının hiçbir değeri yok. Geçen günlerdeydi, bir hanımefendi Feyyal Gülman’ın üzerinde diyor ki Kemal’le evlenmeseydim Başbakan olabilirdim diyor Ankara’da yaşasaydım Başbakan olabilirdim diyor, bu kadar basit Türkiye’de başbakan olmak şimdi Feyyal Hanım başbakan olabileceğini Ankara’da yaşasa olabileceğini söylüyor, ama onun için bir sıkıntı yok, gazetede kocaman sayfalarla beyanat var. Ama biz Türkiye için düşünüyoruz, Türkiye için canımız yanıyor Türkiye’nin meselelerine bir şey katabilir miyiz? Mesele görülen bir şeyleri söylediğimiz için terör örgütü suçlaması ile yargılanıyoruz. Eğitimde teklik olmalıdır dediğimiz için suç nedeni sayılıyor. Türkiye çakalların saldırısına uğrayan ülke Türkiye dediğimiz için suçlanıyoruz. ABD’nin politikaları ve doğuşu, ABD Dünya’nın şu anda tek süper gücü Dünya’ya hükmetme noktasında bir devlet. Türkiye ile de NATO ittifakı içerisinde müttefik. İkili anlaşmalarımız var yakınlıklarımız var bunlar bir bakın Amerika Birleşik Devletleri Lozan anlaşmasında müşahit devlet olarak bulunmuş, ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş anlaşması olan uluslar arası anlaşmanın altında imzasını atmamış. Bir devlet Amerika Birleşik Devletleri, bu devlet ona dayalı olarak da bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütünlüğünü nücok saymaktadır. Terör örgütünün etnik azınlığı ırkçılığı temelindeki bölücü terör örgütünün arkasında duran devlet Amerika Birleşik Devletleri. Şimdi düşünen insan bu günün Dünya’sında ABD’nin yaptıklarına Amerika Birleşik Devletlerine bakmaz mı? Ne yapıyor diye ben, bende düşünen bir insanım. Amerika Birleşik Devletlerinin hem bize yönelik politikalarını hem Dünya’ya yönelik politikalarını doğuşunu kaleme almışım, yazmışım notlarıma. Suç eylemi Amerika Birleşik Devletlerinin politikaları ve doğuşu, yargılanma sebebim. Dünya’nın midesindeki el başlıklı başlıkları altında yapılan değerlendirmeler ve yorumların bulunduğu efendim Dünya’nın midesindeki el olarak sömürgecileri kastediyorum buna Amerika’da dahil Avrupa birliği ülkeleri de dahil geçen yüzyılda olduğu gibi halen de devam ediyorlar doymadılar. Geçmişte sömürgeci anlayış ile saldırıyorlardı. Şimdi insan hakları, demokrasi, özgürlük adı altında Dünya’yı sömürüyorlar yazdık suç unsuru oldu, ne yapalım? İlerleyen bölümlerinde daha detaylı da bilgilerine arz edeceğim efendim. Hangi birine?”

Yüklə 327,15 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin