T. C. İStanbul



Yüklə 0,54 Mb.
səhifə3/5
tarix07.04.2018
ölçüsü0,54 Mb.
#47040
1   2   3   4   5

Sanık Doğu Perinçek:”Ama bundan sonrası için efendim yani, gizli tanık ile ilgili sorularda maddi gerçeği bulmamız için o şahsı bilecek ki cevap versin yoksa beraber yaşanan bir olay kim olduğu belli değil, nasıl cevap verecek?”

Mahkeme Başkanı :" Efendim şahsı bilsek, sahsı bilsek zaten gizli tanık olmaz şahsı bilsek artık onun ha,”

Sanık Doğu Perinçek:”O zamanda o soru sorulmasın sayın yargıcım.”

Mahkeme Başkanı :" Bilmiyorum desin, bilmiyorum ben tanımıyorum desin yani, burada adam kendisi aslı burada yani, aslı burada cevap versin.”

Sanık Doğu Perinçek:”Peki sayın yargıcım, tamam efendim, tamam efendim peki susuyorum. Özür diliyorum saygılar sunuyorum.”

Mahkeme Başkanı :" Estağfurullah,”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yine gizli tanık 9, Erhan 2. bombayı İsmail’e verdi. 2. bombalama olayına İsmail ve Tekin birlikte gittiler bu kişiler gelmeden biz Alpaslan ile coco bar’a gittik, onları beklemeye başladık. İsmail bombanın pimini getirdi İsmail Erhan’ın verdiği başörtüsü yanında götürmüştü, Alpaslan’a başörtüsünü sorduğumda sonra görüşürüz dedi. Onları Coco bar’da bıraktık ben ve Alpaslan karşıya geçtik.”

Mahkeme Başkanı :" Dinliyor musun?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”2. bombadan sonra ben cumhuriyetteki karikatür meselesini öğrendim. Ben bu işin siyasi yönünü öğrenince, fark edince Alpaslan’a git o Muzaffer efendi vaat ettiği parayı göndersin dedim. Size herhangi birisi böyle bir beyanda bulundu mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yo, bulunmadı,”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Orada İsmail Tekin Erhan da vardı. Ardından, orada yani 3. bombalama olayından bahsediyor. Orada İsmail Tekin, İsmail Tekin Erhan da vardı, ardından gemiyle Beşiktaş’a geçtik Beşiktaş’tan ticari taksiyle Mecidiyeköy’e geçtik. Ben yapma mesajsa verdin dememe rağmen ısrar etti. Ben onu Mecidiyeköy de bırakıp ayrıldım. O 2 eylemden daha önce yapılmasına ve oraya polis kaynama ihtimaline rağmen gözünü karartmıştı. Orada Alpaslan, Erhan Tekin ve İsmail’i bıraktım ve böyle aptalca bir eylemde yokum dedim. Diğerleri Coco bardan oraya geleceklerdi. Bu 3 kişi Coco barda beni bekliyorlardı birisi el koymuş bir arkadaşım el koymuş karşı taraf parayı getirene kadar orada bekliyorlardı. Ben onları bıraktım, onlar gidip atmışlar. Erhan beni telefonla aradı, eniştem Hasan seninle görüşmek istiyor, dedi. Erhan eniştesi Hasan adlı birini tanıyor musunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Hayır.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bende atladım Coco bara gittim Hasan var diye gittim, baktım Alpaslan var, Alpaslan gururlu, imanım var attım patladı dedi. Bu sözden sonra adeta bir ilaç etkisini göstermiş gibi, susa kaldım. Parayı istedim, bana Danıştay’ı kastederek ben denizde boğulalım diyorum sen derede yıkanıyoruz ama o bana parayı Ankara da vereceğini söyledi. Danıştay da meselem var onu halledip paranızı orada vereceğim diyor.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet, buyurun.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Böyle bir konuşma herhangi birisiyle aranızda geçti mi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Hatırlıyorum evet, bu kadar yani başka diyeceğim bir şey yok evet”

Mahkeme Başkanı :" Hatırlıyorum, dedi. Neyi hatırlıyorsun?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Açıklar mısınız, hatırladığınız şeyi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Oraya İsmail’le ya Erhan’la yâda Osman’la konuştuk.”

Mahkeme Başkanı :" Şu anlatılanı mı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet, evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Parayı Ankara da vereceğim. Hangi parayı nasıl Ankara da vereceksiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ankara da parayla ilgili ben konuşmadım bir şey hatırlamıyorum bombanın patlamasıyla ilgili bir kısmı anlatıyorum, ben size. Yani bomba niye patladı anlatabiliyor muyum? Osman’la biz bunu konuştuk, evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İman meselesini mi diyorsunuz hatırlıyorum?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet, evet konuştuğum şey bu yoksa parayla ilgili ben bir şey konuşmadım yani, parayla ilgili konuşmadım. Hatırlamıyorum yani para konusunu. Ha, bi de şunu, Yıldırım şunu doğru söylüyor, soyadını söylemek lazım. Besmeleyi burada eklemem lazım bismillah dedim ben yani anlatabiliyor muyum? Bismillah ve Allah söyleniyor, o bomba pim çekilirken bomba atılırken anlatabildim mi? bununla alakalandırmak istedim yani.”

Mahkeme Başkanı :" Kuralı omu dur bomba atmanın?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya başörtüsün neticede bir iman meselesi anlatabildim mi? ben iman meselesi olduğu için oraya gittim yoksa para meselesi konum meselesi, konum kimse ben konum istemiyorum diyemezde, ama Allah’la alakalı bir meselem olduğu için ben oraya gittim ben anlatabildim mi? Yoksa git, gönderilmezdim yoksa. İman derken ben yani yüce Allah’ı Rabbilâlemini herhangi bir organıma ve uzvuma hapsetmiş değilim sadece iman etmişim. Allah sen yukarı çık, rabbulâlemin sen git buradan zaten senin yarattığın mahlûkat yeryüzünde biz burada kötüleşe kötüleşe yaşayalım yani yapabileceğimiz bir şey yok alçaklığımı ben her türlü kabul ederim yani alçak bir mahlûkat, insanım kimsem kimim. ”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Başkan bey, sormak istediğim birkaç soru var. Alpaslan Bey, Osman Yıldırım 20 Mayıs 2006 tarihinde verdiği bir ifadede emniyetteki ifadesinde. Şöyle beyanda bulunmuş. Bu konuyu daha önceden sormuştum da eksik kalan şeyler var, bir husus daha var. 03 Mayıs 2006 günü Üsküdar da bulunan açık hava çay bahçesinde Alpaslan Arslan ile buluştuk, cumhuriyet gazetesine yapacağımız eylemi konuşmaya başladık. 2 çeşit eylemi tartıştık. İnsana zarar verme riski daha az olan, el bombası ile insanın olmadığı gece vakti eylem konusunda uzlaştık. Şeklinde beyanda bulunmuş. Bununla ilgili olarak size soru sordum. O tarihte el bombaları ve silahlar hazır mıydı diye sizde hazırdı diye cevap verdiniz. Doğru mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya hazırdı derken, yani evdeydi yani bombalar, bombaların hazır olup olmadığını herhalde en son Allaha soracağız yani, bilmiyorum:”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Hazır diye cevap verdiniz. Ben soruyu şu şekilde size sormak istiyorum. Madem el bombaları ve silahlar hazırdı nerede saklıyordunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Bir çantanın içerisinde evde bulunduruyorduk, bir çanta içerisinde, el çantası:”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” O, çantayı devamlı yanınızda mı taşıyordunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yok,yok,yok bu spor, spor çantalar var ya.

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Evet.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ O büyük çantalardan birinin içerisinde bulunduruyorduk. Kaleşnikofu, bombaları orada bulunduruyorduk.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, o tarihte nerede kalıyordunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Aynı evde.”

Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese:"Kimin evinde, hangi evde.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ İşte bu oturduğum bir ev, akrabama ait olan bir ev orada.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” İsmini söyler misiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ev sahibinin mi?”

Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese:"Nasıl:”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ev, sahibinin mi?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Evinde kaldığınız kişinin ismini söyler misiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, oranın sahibi olduğunu belirten veya kendisinin oranın sahibi olduğunu iddia eden kişinin ismini mi soruyorsunuz, Abdulmahmut Arslan.”

Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese:"Yani, kimin evinde kalıyordunuz? Evin sahibinin değil de, orada kiracı olarak kalabilir veya bir arkadaşınız olabilir veya kendi eviniz olabilir. O evi soruyorum.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Vallahi kendisine sorun, mülkü oranın ona mı? Ait yani Abdulmahmut Arslan’a mı ait değil mi? Onu ben bilmiyorum yani.”

Mahkeme Başkanı :" Yani, misafir mi? kalıyorsun o evde, kendi kiralık kalıyor mu? Kaldığın ev mi?

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, bu beden gidip o evde yaşıyor işte.”

Mahkeme Başkanı :" Efendim?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Beden ya bu, bu et kemik var ya bende beden olarak ben gidip orada yaşıyorum yani.”

Mahkeme Başkanı :" Orada başkaları da yaşıyor mu sana mı ait?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Fethullah kaya var, Orhan Kadı var, Teoman Ekşioğlu var, bunlar bunlar var yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” O, tarihlerde sürekli orada mı, kalıyordunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Kaç gün bir süre verebilirimsiniz? Kaç gün orada kaldınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yaklaşık 2 yıl hesabını İngiltere yapsın artık.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki bu çantayla taşıdığım dediğiniz, el bombalarını ve silahları onlar görmediler mi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ En son gördüler.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Kim gördü?

Sanık Alpaslan Arslan: “ Fethullah Kaya vardı, Fethulah Kaya vardı, Orhan kadı vardı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Onlar gördüler öyle mi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Gördüler evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bir şey sormadılar mı size bu bombalarla nedir silahlarla nedir diye?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yok, Fethulah Kaya güldü, Orhan Kadı da sonra konuşuruz falan dedi, anlatabiliyor muyum? Bende zaten Orhan Kadı’yı bir şeylere hazırlamanın uğraşındaydım.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Neden anlattınız ona?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Anlamadım.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Neler anlattınız ona, Orhan Kadı’ya?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Anlattım derken yani tamamıyla kopup artık bu işlerin içine tamimiyle girmek, meselelerini konuşmaya başladım yani o konularda.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Tam açıklar mısınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, cumhuriyet gazetesine bomba atılmış, ben sadece gazeteyi getirip atıyorum eve anlatabiliyor muyum? Hani okur, görür fark eder, motive olur kim attı işte soracak. Ben ilgiliyim ya başörtüsüyle ilgili olarak atıldı diyeceğim ben buna. Motive edeceğim, yani yapılabilir bu işler. En sonunda diyeceğim ki, ben attım ama şok yaşamayacak, halin oluşması için hadi gel gidelim böyle güven ve rahtlığı oluşturabilmek açısından Orhan’la böyle bir iletişimim vardı benim anlatabiliyor muyum? Bu yani meselem bu,”

Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese:"Bunu ne zaman izah ettiniz kendisine?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, ben bu şekilde tutup kendisine anlatmam, hal denilen şeyler vardır yani, örnek verirsiniz. Yav gelinim sen anla eniştem böyle bir atasözü var ya. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla ”

Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese:"Ama şunu sorayım, halinizden nasıl anlıyor yani bütün bunları?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, her gece bir sohbet ederiz evde, anlatabiliyor muyum? Yani ben Orhan’a derim ki gel Cuma namazına gel, gelmediği zaman kızarım. Sabah namazına kaldırırım, kalmazsa kızarım. Anlatabiliyor muyum? İlişkilerimiz bu boyutta bir Müslüman’a düşen vazifeler var. Orhan da belli bir noktaya gelmiş bir insan yani yeryüzünde yük kaldırabilecek yapıda bir insan anlatabiliyor muyum? Guantonamoya gidebilir mi? Irak’a gidebilecek bir insan Türkiye de herkes gidemez yani böyle bir insan yani anlatabiliyor muyum?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bunları söylediğiniz zaman Orhan Kadı’ya cumhuriyet gazetesine 3 bomba da atılmış mıydı? O 3 bomba atma eylemleri olmuş muydu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Vallahi hatırlamıyorum ya, hatırlamıyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, cumhuriyet gazetesine bombalar atıldı, silahlarla ilgili bir konuşma geçti mi, aranızda? Orhan Kadı’yla yâda Fethullah Kaya’yla?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yok geçmedi.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Sizde o anda kaç tane tabanca vardı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yav, bu brovning olarak isimlendirilen bir tabanca var, Kaleşnikof var, 3 tane de bomba var.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Glock marka 2 tane tabanca daha var. Onlar var mıydı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Onlar, Onlar orada onlar da vardı herhalde vardı, tam hatırlamıyorum olabilir yani onlar.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki bu silahları gördüğü halde, gördükleri halde veya gördüler mi hangisi gördü onu da tam açıklarsanız ona göre soru soracağım.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evvel, evvel evvel’den yaşadıklarımız var bunlarla yani Fethullah Kaya’nın yani Yüzde yüz bilemez Allahtan başka anlatabildim mi, yani nasıl su içer nasıl yemek yer, hal hareketleri varlığı nedir, nerde başlar, nerde biter tahmin edersiniz. Haliyle yaşadıklarımızla bu haller vardır ona göre seçersiniz. Davranışlarınızı da karşılıklı olarak buna göre belirlersiniz.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bu geleceği yönelik olarak silahlarla ilgili bir şey söylediniz mi kendilerine?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya onlar benim böyle bir şeylerin içerisine gireceğimi evvelden tahmin ediyorlardı zaten de ben Orhan’ı koparmaya çalışıyordum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Somut olarak bir şey söylediniz mi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yok, yok söylemedim, söylemedim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Siz de kaç tane el bombası vardı o tarihlerde?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ben 3 tane diye, hatırlıyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki bu bombaları Osman Yıldırım’a verdiniz mi veya Osman Yıldırım almış olabilir mi veya atılan bombaları Osman Yıldırım attığı bombaları nereden aldığını biliyor musunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Osman Yıldırım’a 2 bombayı ben vermiştim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Attığı iddia edilen bombaları nereden aldığını biliyor musunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Osman Yıldırım’ın attığı yönünde bilgiye sahip değilim, kendisine sormak lazım bir. İkincisi 1. bombayı pimi çekilmeden atan kişinin Tekin İrşi olduğu bilgisi var bende 2. bombayı pimi çekilerek atan kişinin İsmail Sağır olduğu bilgisi var. 3. bombayı da yani bu sağ el ile alakalı mesele var. Anlatabiliyor muyum? Yani bu el attı bu bombayı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yani o 3 bombadan birini 11 Mayıs 2006 tarihinde cumhuriyet gazetesine attığını mı? Söylüyorsunuz? Yoksa başka bir bomba mı kullanıldı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Elle atıldı bu sağ el bu sağ el bombayı attı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ben şunu soruyorum. Yani o 3 tane bomba var diyorsunuz o tarihlerde bende, o bombaların akıbeti hakkında bilgi verir misiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Akıbeti hakkında hepsi de cumhuriyete gitti yani, cumhuriyetimize armağan olsun yani, Kara Kuvvetlerinden hediye başka bir şey diyemiyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Daha önce Ataşehir de Osman Yıldırım’a bomba verdiğinizi söylediniz zannediyorum. Doğru mu? Yani Osman Yıldırım Ataşehir’e geldiğin zaman aranızda nasıl bir şey geçti?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya ben güven oluşturmanın peşindeydim Osman’a güven oluşturma yani güven olsun artık kendisiyle:”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Nasıl güven oluşturacaktınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya kendine güven bir Müslüman olarak kendine güven yani, karar ver bir şeylere geleceksin saygılı, sevgili bir şekilde gel halinle olabileceğin yere kadar ol, anlatabiliyor muyum? Gelmeyeceksen de sadece çekil yani hal denilen bir şey var. Tamam biz bilerek ayrılırız oradan yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ben şöyle sorayım o zaman size, yani Osman Yıldırım’a el bombası verdiniz mi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ 2 tane, 2 tane.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” 2 tane verdiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Nerede ne zaman verdiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Recep Özkan’ın evinde kalırken Migros buluşması işte bahsediyorsunuz ya, orada arabayla kendisiyle biz o ev, ben aşağı indim arabaya bindik Osman’la beraber biraz sohbet ettik. Ben bir yerde Osman’ı bıraktım ya arabayı verdim kendisine tam hatırlamıyorum evet herhalde arabayı tam hatırlamıyorum yani, 2 bombayı Osman’a verdim Osman taksiye bindi taksiye bindi gitti bende, Recep Özkan’ın evine döndüm.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Kim vardı yanınızda?

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yani insanlar uzaktaydı ama vardılardı uzaktaydı, uzaktaydılar yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” İsimlerini verebilir misiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yok, tanımıyorum, yani tanışıklığım olabilir ama şahsi alışveriş yaptığım bir yer var orada anlatabiliyor muyum? Manav var manav gördüklerini zannetmiyorum yani gördüler mi görmediler mi zannetmiyorum yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bu 2 bomba verme olayı 3 Mayıs 2006 tarihinden önce mi oldu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Tam hatırlamıyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yani bu cumhuriyet gazetesine eylem şeklinde, konuşmak için buluştuğunuz zaman bombalar verilmiş miydi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yani 2 bombayı o zaman dilimi içerisinde verdim. Onun haricinde başka bir şey hatırlamıyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Şunu tekrar sorayım o zaman yani 2 tane el bombası Osman Yıldırım’a verdiniz. Ayrıca bunlardan başka kaç tane el bombası vardı yanınızda?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ 1 tane vardı o da evdeydi çantada mavi çantanın içerisinde saklıydı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Evet, o bombayı ne yaptınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ En son Erhan Timuroğlu İsmail Sağır ve ben buluştuk Osman Yıldırım vesilesi ile Mecidiyeköy de oradan da cumhuriyet gazetesine gittik orada sağ elimle attım o bombayı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Evet, bu Recep Özkan’ın evinden bahsediyordunuz. Nerdedir, nasıl gidilir bir tarif edebilir misiniz kaç katlıdır?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya iyi bir ev, güzel bir ev sessiz sakin bir yerde, toprağa yakın bir yerde, andan sonra açık arka tarafı çok açık, güzel bir yerde yani küçük bir mescit var biraz ilerde. Biraz ilerde büyük bir cami var, aşağıda bir çay bahçesi var, restoranlar falan var, böyle bir yerde.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Nerdedir yeri nerdedir?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ataşehir de, Ataşehir de Migros var Ataşehir’in merkezinde. Nasıl tarif edebileyim ki size Kadıköy’den geliş vardır, TEM, E-5 karayoluna girilir ya.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ben, şöyle sorayım bu Migros’a vardığınız zaman, o eve nasıl gidiliyor?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Carrfour’un arka tarafı bu Ataşehir var ya Ataşehir, E-5 üzerinde Sabancılara ait olduğu iddia edilen Carrfour alışveriş merkezi var ya bunun arka tarafında, oradan o ara yoldan giriliyor, Ataşehir yolu Ataşehir’e ulaşılıyor merkeze gidiliyor, merkezden de devam ediliyor. Aynı paralelde şeye doğru E-5 paralelde şeye doğru E-5 parelinde gidiliyor ilerde sol tarafta tam toprağa yakın bir yerde yani. 5. katta üst katta”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Migros’a ne kadar mesafe uzaklıkta?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ 2 kilometre falan diyebilirim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ne kadar?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ 2 kilometre, 2, 2,5 diyebilirim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, nasıl bir yerdir yani apartman dairesi, sitemidir Villamıdır?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Apartman, site apartman, Site apartman dairesi 5. kat.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Sitenin adı var mı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Hatırlamıyorum, hatırlamıyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” O, apartmanda oturanlar var mı başka oturanlar var mı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, karşı tarafta bir yer var perdeli, perdeli karşı taraftaki.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Alt kat, üst katta oturanlar var mı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ben camlara bakmadım yani hiç eve girip çıkarken de altta bir bakkal var, bakkaldan alışveriş yapıp içeriye giren 1-2 kişi görmüştüm birkaç defa.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Orada ne kadar kaldınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Toplam olarak mı bu bombalarla alakalı olarak mı?

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Toplam olarak.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Toplam olarak, 10 gün kalmışımdır yani. Ayrı, ayrı günlerde.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Nasıldı, kaç odalıydı, salon var mıydı, mutfak var mıydı, yani bir izah eder misiniz? 10 gün kalmışsınız yani plandan haberiniz vardır.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ 3 oda 1 salon, 1 tane de küçük hol diyebileceğim bir yer var.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bu cumhuriyet gazetesine 3 kez el bombası atılmış. Acaba başörtüyle ilgili bir bilginiz var mı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ne?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Cumhuriyet gazetesine bombalar atıldığı zaman, başörtüsüyle atıldı mı, konuldu mu? Haberiniz var mı, bilginiz var mı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Konulması için bunu İsmail’e vermeyi kararlaştırmıştık. Benim hatırladığım bu yüzde doksan ama böyle yani, oraya gittik hatta konuşmuştum ben böyle hatırlıyorum yani bunu tel örgülere as yani bu ucunu tak tel örgünün bir şeyine kalsın orada, bombayı atar çıkarız. Sonra İsmail’le buluştuktan sonra olaydan sonra ben dedi şeyin üzerine attım onu, atma derken böyle değil yani örtme babında, ağaçların hemen o duvar vardır o tel örgüler var ya önünde küçük, küçük ağaçlar varmış herhalde onun üzerine bıraktım dedi, hepsi bu kadar.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” 11 Mayıs 2006 tarihinde cumhuriyet gazetesine el bombası attığınızı söylüyorsunuz. Silah kullandınız mı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Silah birkaç defa kullanmıştım.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yani ateş ettiniz mi, o sırada?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet, o gün mü?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Evet.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ateş etmedim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yanınızda tabancanız var mıydı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Vardı, vardı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ne marka tabancanız vardı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Brovning marka silah vardı yanımda.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, bu eylem sırasında, cumhuriyet gazetesi güvenlik görevlilerinden ateş eden oldu mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Vallahi, silah sesi, cumhuriyet gazetesi bilmiyorum, bize doğru ateş edildiğini ben zannetmiyorum. Belki bize doğru ateş edilmiş olabilir yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, yanınızdakilerden biri silah kullandı mı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yok,”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Aykut Metin Şükre’yi tanıyor musunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Tanıyorum, evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Devamlı görüşüyor muydunuz, kendisiyle?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yaklaşık, 96 diyebilirim 1996 yılından itibaren işte en son kendisini burada gördüm. Tanışıklığım var kendisiyle.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” 1996 yılında görüştünüz.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Büyük ihtimalle.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bu görüşme ne kadar sürdürdünüz hangi yıla kadar sürdürdünüz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Hemen, Hemen sürekli devam ederdi yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yıl olarak söyleyebilir misiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya ben Üsküdar da Zeynep kâmil de, arada sadece mezarlık var Aykut Metin Şükre’nin oturduğu muhitle benim oturduğum yer arasında sadece karaca Ahmet mezarlığı var. Oda en fazla 500 metre uzunluğa sahip fark araya sahip.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Aykut Metin Şükre’nin emniyette verdiği bir ifade var. 29.06.2006 tarihli bu beyanda şu şekilde söylüyor. Alpaslan Arslan ile tahminen 1999 yılında ülkü ocakları dergisini işlettiği çay bahçesinde kasiyer olarak çalıştığım sürede çay bahçesine gelip, gitmesi nedeniyle, ayrıca daha sonra taksicilik yaptığım dönemde müşterim olması nedeniyle, sebebiyle tanırım. Arkadaşlığımız var ancak samimiyetimiz çok fazla değildi. Ben bu soruşturma kapsamında ismi geçen kişilerden Osman Mutlu, Süleyman Esen’in bunların öğrencilikleri döneminde aynı gurup içerisinde yer alarak. Çalıştığım çay bahçesinde gelip gidip, bu çay bahçesine gelmesi sebebiyle tanırım. Doğru mu, bu beyanı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Bu ifade kime ait,”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Aykut Metin Şükre’ye ait.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya o belki emniyetteki o hukuki prosedüre uygun olarak bir şeyler anlatmış olabilirde, dediğim gibi bu çay bahçesi ülkü ocaklarına manen benim bildiğim o manen ülkü ocaklarına ait olan bir yer Üsküdar da sahilde kâtibim restorandın karşısında olan bir yer evet.”


Yüklə 0,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin