T. C. İStanbul



Yüklə 0,54 Mb.
səhifə4/5
tarix07.04.2018
ölçüsü0,54 Mb.
#47040
1   2   3   4   5

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Şöyle, devam ediyor. Danıştay’a silahlı saldırı olayını yaklaşık 1 ay öncesinde Alpaslan Arslan beni cep telefonundan arayarak telefon numaramı ayrıca çok samimi olduğum ve benimle birlikte gözaltına alınan Necat’tan aldığını benim daha öncede rentacar da çalışmam, rentacar da çalışmam nedeniyle kendisine kiralık araba lazım olup, olduğunu yardımcı olup olmadığımı sordu. Kiralık oto konusunda görüştük. Selimiye parkında kendisiyle oturup konuştum, kiralık oto konusunda görüştük, diyor. Bu beyanı doğru mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Vallahi hatırlamıyorum yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Şunu sorayım, Aykut Metin Şükre ile ilişkilerde bir kopukluk oldu mu yani ilk tanıdığınız tarihten sonra bir kopuklu oldu mu? Aylar, yıllar görüşmediğiniz oldu mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yok, yav görüşmesek bile Aykut Metin Şükre her zaman sevdiğim bir insan idi, Her zaman sevdiğim bir insan.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Devamlı görüşüyor muydunuz telefonda veya yüz yüze?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Devamlı derken ya bazen görüşüyorduk, evet yav kardeşim gibi sevdiğim bir insan yani anlatabiliyor muyum?“

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ne kadar süre görüşmediniz bir ara?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Görüşme derken yani Aykut işte 1 kilometre ötede oturan bir insan, yetim, evine gitmişliğim de var. Anlatabiliyor muyum? Babası rahmetli olduğu vakit cenazesine yani ne deniyor ben o şeyin adını biliyorum da, mevlidine gitmiştim, mevlit. Ağabeyi var o da efendi bir insan Çerkezler Çerkez olmaları beni ayrıca mutlu etti. Öyle sevdiğim bir insan yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Aykut Metin Şükre şu şekilde devam ediyor. Bir iki defa daha görüşmemiz oldu, son görüşmemizdeki, son görüşmemizde belindeki silah dikkatimi çekti, hayrola silah taşıyorsun ağabey, diye sorduğumda biz artık avukatlık diye yapıyoruz diye cevap verdi. Ama normal silah olursa da alırım dedim. Bana silah bulmam noktasında yardımcı olmamı istedim. Bu beyanı doğru mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Tam bilmiyorum, tam bilmiyorum bu konuyu,”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Siz Aykut Metin Şükre’nin telefonunu kimden aldınız biliyor muydunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Necat Uysal’dan almış olabilirim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Necat Uysal’ı nerden tanıyorsunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ O da aynı çay bahçesinde tanıdığım bir insan.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” İlişkiniz nasıldı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Sevdiğim bir insan yani sürekli eve gelip giden bir insan.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Devamlı görüşüyor muydunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Hemen, hemen, 1995’ten beri İstanbul da en fazla görüştüğüm insanlardan biri.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, ona telefon açtığınız zaman, Aykut Metin Şükre’nin telefon numarasını mı, istediniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ne diye istediniz, ne söylediniz ona?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ İstedim derken ben Aykut Metin Şükre’yi görmüştüm zaten Mehmet Taşdelen’in ofisi, yani istediğim ya Aykut’tan aldım telefon numarasını yada Necat Uysal’dan yani. Hatırladığım o.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, telefonla görüştüğünüz zaman en son Aykut Metin Şükre’yle telefonla görüştüğünüz zaman, onun ne iş yaptığını biliyor muydunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Aykut Metin Şükre yani genç bir arkadaş iyi bir insan, değişik, değişik işlere girip çıkabilir ama iyi bir insan yani anlatabiliyor muyum?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Onu anlıyorum da, ne iş yaptığını soruyorum size?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Taksi şoförlüğü yaptı sonra bir konsolosun yanında bir ara çalışmışlığı var diye duydum. Konsolosun, ya bizim devlete ait bir dış temsilcinin güvenlik görevliliğini yaptı bu, gayrı resmi veya resmi olarak tam hatırlamıyorum, öyle bir bilgim var yani, ya da yabancı bir konsolosun korumalığını yaptı, anlatabiliyor muyum? Böyle bir şey duymuşluğum var onu haricinde ne işlerde çalıştı bilmiyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, silah alım satımıyla uğraşır mıydı, o tarihlerde?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Silah alım satımıyla, bilmiyorum ki, muhakkak vardır yani herkesin vardır.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ama ona.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, benden de mesela çok insan silah istemiştir. Bende (2-3 kelime anlaşılamıyor)”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ona şöyle demişsiniz. Bir dakika müsaade buyurun. Normal silah olursa da alırım, demişsiniz. O şeklide beyanda bulunuyor, yani ondan silah istediniz mi bulmasını istediniz mi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Aykut’tan mı?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Evet.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet, bir an önce silah lazım bana dedim yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, Aykut sizde bir tabanca görmüş, tekrar silah istiyorsunuz. Size herhangi bir soru sormadı mı ne için istiyorsunuz Diye?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, MP5 istedim, roketatarları sordum, kaleşleri sordum, mermileri sordum, bombaları sordum. O da tamam dedi, tamamsa tamam dedim ben yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yani, niçin istediğinizi sormadı mı size?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Niçin istediğimi, ya arkadaşız yani ne diyeyim ki, arkadaşız, arkadaş. Bu yani Aykut benden istese, mesela böyle bir şey, kendisine sormam yani bu çocuk ne diye ne için istiyor diye önce bir düşünürüm. Bu çocuk büyük bir ihtimalle tahsilata götürülüyor veya gidiyor veya ya tahsilata götürülüyor ya da gidiyor. Düşüncesi aklıma gelir, sonra hale bakarım ben yardımcı olabilir miyim? Buna ekonomik durumunu rahata getirebilir miyim falan düşünürüm. Sağlıklı bir ortamsa karışmam git derim yani anlatabiliyor muyum? Sağlıklı bir ortamsa değilse de yok derim yani silah yok derim yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Şimdi arkadaşım diyor sununuz ama sizin bunları ondan sormanız, istemeniz normal bir davranış mıdır?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yav, ben Müslümansam normaldir yani şimdi biz meselelerin manasını çözemezsek, anlatabiliyor muyum? Yani çocuklarım yarın akşam evde yemek yiyip televizyon izleyelim, sonra yatalım, sabah ne yapacağız, işe, işten ne yapacağız, böyle bir hayatta ben yokum yani mana, mana, maneviyat olmazsa yokum. Allah var, iman etmişim görmeme gerek yok, görenler vardır muhakkak anlatabiliyor muyum? Ben müslümanım Müslüman olarak yaşamanın uğraşı peşindeyim hala ama edeplice yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, Aykut Metin Şükre daha sonra silahları size buldu mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet,”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ona ne kadar para verdiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, 1 buçuk milyar Türk Lirası bu Atatürk var ya yan tarafında Atatürk’ün kafası var, kafa resmi, hakaret babında söylemiyorum bunu, ya şimdi para nedir diye soru sorulacak ta ben anlatayım anlatabildiğim kadar onu,”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Aykut Metin Şükre şu şekilde devam ediyor. 3,5 milyar liradan 2 adet silah olduğunu söyledim. Ben Alpaslan Arslan ile görüştüğümüzde durumu kendisine ilettim, o da kabul etti ve daha sonra Selimiye de bulunan Çiçekçi camisinin avlusun da bulunan bank’ta bana randevu verdi. Orada bana 7 milyar lira olduğunu söylediği parayı verdi. Bu beyanı doğru mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ 7 milyar lira mı vermişim?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Evet,”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ben hatırlamıyorum böyle bir şey, para verdiğimi ya, 7 milyar lira para Aykut’a verdiğimi hatırlamıyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, Selimiye de bulunan Çiçekçi camisinin avlusunda bulunan bankta bana randevu verdi, diyor. Orada verdiğiniz doğru mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet,orada bir para verdim kendisine.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Daha sonra Aykut Metin Şükre size, 2 adet glock marka tabanca mı buldu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, şarjör ve mermilerde size verildi mi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet,”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Kaç tane şarjör verdi, kaç tane mermi verildi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ 2 veya 3 şarjör verdi, şarjörlerden biri doluydu biri yarıya kadar doluydu diye aklımda bir bilgi var, diğeri de boş, diye aklımda böyle bir bilgi var.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Kaç adet mermi verdi?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Hatırlamıyorum ki ya 14 müdür tam hatırlamıyorum. Kaç mermi alıyor onu da tam hatırlamıyorum şarjör de kaç mermi var bilmiyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Danıştay baskını sırasında kaç el ateş etmiştiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ 4, 5 veya 6, 4, 5, 6. 4,5,6 diyebilirim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki, arada başka mermi aldınız mı başka yerlerden?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Mermi için Osman Mutlu’yla görüştüm. Kaleşnikof mermisi için ayrıca Aykut’a söylemiştim. Dediğim şekilde alet ve edevatları artırmak için bunlar lazım, dedim. İşte bir gün gelip alacağım dedim, bir hafta içerisinde veya 10 gün içerisinde gelip alırım dedim, sen bunları tedarik et. Onun haricinde başka bir şey yok.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bu duruşmalar sırasında Ümraniye Güllüoğlu pastanesinde yapılan bir buluşmadan bahsettiğiniz. O buluşmaya kimler katılmıştı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya, biz orda 3, 4 defa buluştuk ben Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Nizamettin, Bedirhan onlar da var mıydı?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Onlarla ayrıca buluştum. Bedirhan’la Nizamettin ağabey olarak kendisinden bahsettiğim şahıs, yine başka bir gün hasbelkader karşılaştık orada, Osman Yıldırım ve Erhan’ı beklerken.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Neler konuşuldu bu buluşmalarda?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Hemen, hemen aynı şeyler Osman’la biz çok değişik yerlerde bu konuları çok konuştuk. En son Erhan’ı da ben katmaya başladım yani şahsım adına söylüyorum, Erhan’ı da katmaya başladım yani o da gelsin konuşalım, edelim, ufkumuz geliştirelim ya, kalitemizi artıralım falan. Ondan sonra bu, Nizamettin zaten hazır bir insan bir ortamdan başka bir ortama çekmeye çalışıyorum ben, düz, düzgün bir ortama getirtmeye, getirmeye çalışıyorum. Nizamettin’le konuştum mesela bu meseleleri tamam dedi, anlaştık biz Nizamettin’le daha sonra bazı problemlerden dolayı kendisinin sağlık problemleri vardı herhalde gelemeyeceğim dedi bende şey yapmadım yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bu kişilerin isimlerini biliyor musun Nizamettin, Murat, Bedirhan isimlerini soyadlarını biliyor musunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Soyadlarını bilmiyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bunlarla samimiyetiniz, nasıldır?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Sevdiğim insanlar, iyi insanlar.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Devamlı görüşüyor musunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Bulunmalarını hazmedemediğim ortamlarda, tanıyıp, tanışıp bir araya geldiğim insanlar anlatabiliyor muyum? O ortamlardan çıkarmaya edepli adaplı bir şekilde çıkartmaya çalıştığım insanlar yani bunlar. Yani seviyorsunuz görüyorsunuz, halle konuşuyorsunuz ama bir şey diyemiyorsunuz. Düzgün bir yoldan içeriye getirmeniz lazım ki, adam kurtulsun yani oradan, çünkü bulundukları yer güzel bir yer değil yani facktorinkcilik kötü bir şey yani.”

Mahkeme Başkanı :" Kurtulsun da ne yapsın seninle Ankara’ya mı gelsin?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet.”

Mahkeme Başkanı :” Böyle mi kurtuluyor?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Nasıl, nasıl çıkartacaksınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Vesilelerle ya, vesilelerle, ev sohbetleriyle, yemek ısmarlarsınız anlatabiliyor muyum? Aradaki o şeyi manevi bağı oluşturmak lazım. Yani bir zengin öyle bir yerde bir fakire bir şey vermeli ki zengin manevi açıdan çok çok yüksek olabilir bu Allah’ın takdiridir. Fakirde manevi açıdan çok alçak bir yerde olabilir her zaman fakir manevi açıdan çok yüksek güçlü haklı bu Türk filmini geçmek lazım anlatabildim mi, o zengin öyle bir yerde öyle bir şekilde fakire öyle bir yardım eder ki. Allah’la irtibat sağlar fakir bulur sonra da bulur yani bir yaşayışa girer. Zengin dolaylı veya doğrudan yardım edebilir daha sonra veya onlar kanka olabilir arkadaş olabilir anlatabiliyor muyum? Yeryüzünde yaşam varsa buda yaşamın bir parçası. İnsanları al bir yere hapset aman kavga etme aman ölüm olmasın aman çatışma olma, sadece gerçeklere maddi gerçeklik varsa mana gerçekliği de vardır yani anlatabiliyor muyum? Allah buraya gelirse kim utanmaz burada. Allah’ın buraya gelmeye gücü yetmiyor mu? Böyle bir kudret yok mu? Allah buraya gelirse hiç utanmayacak adamla benim işim yok yani anlatabiliyor muyum? Bunu söyleyebilirim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Telefon dökümlerinize göre Osman Yıldırım’la pek çok görüşmeniz var. Osman Yıldırım bu bombaların verildiği buluşmadan önce veya sonra bir toplantıdan daha bahsediyor. Bir buluşmadan daha bahsediyordu öyle bir buluşma söz konusu oldu mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Kiminle?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Osman Yıldırım iki toplantıdan bahsediyor.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Toplantı dediğin biz Osman’la zaten iyi bir kıvama gelmiştik anlatabiliyor muyum? Toplantıya gidelim mi gidelim hepsi bu.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :”Yani benim bahsettiği buluşma ikinci bir buluşmadan bahsediyor. İki buluşma olmuş veya toplantı olmuş onlardan bahsediyor. Öyle bir toplantı oldu mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Osman’la çok konuştuk canım çok oturduk uzun sohbetler ettik. Gezdik, dolaştık, camilere gittik anlatabiliyor muyum?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Evet”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Halden hale geçtik. Ağladık, yemek yedik, güldük, şakalaştık, tahsilata gittik.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki nerelere gidiyordunuz. Kimler katılıyordu bu toplantılara veya buluşmalara ?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Toplantı yok. Benle Osman’ın arasındaki şahsi münasebetler başka bi şey yoktu yani. Yaklaşık üç dört yıldır böyle değişik değişik zamanlarda Osman’la buluşurdum. Kendi evine gitmişliğim var Osman’ın.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yani nerelere giderdiniz onu soruyorum?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Üsküdar da buluşurduk. Kadıköy de ofiste buluşurduk. Üsküdar da değişik Ümraniye de buluşurduk. Ne bileyim Beykoz’a belki gitmişimdir. Kartalda İstanbul’un her tarafında.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yanınızda başkaları da oluyor muydu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yok daha çok yalnız buluşmaya çalışıyorduk. Şahsi münasebetimin olduğu insanlarla yalnız buluşmaya çalışıyordum. İki kişi iki kişi üç kişi çünkü diğerleri ortamı bozabilir. Belirli bir güvene ulaşmak lazım ki sağlıklı bir ortam olsun ortam genişleye genişleye gitsin. Yoksa bozulacaksa üçüncü beşinci insanlarla oturup kalkmanın bir anlamı yok.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Osman Yıldırım’la Ankara’ya gitme konusunda ne zaman görüştünüz diye sormuştum siz şu şekilde cevap vermiştiniz duruşmada, Ankara’ya Danıştay’a mı, Üye hakim hasan Hüseyin özese ben Ankara’ya gitme konusunda daha önceden Osman Yıldırım’la görüştüm demiştiniz. Sizde şöyle cevap vermişsiniz ya Osman Yıldırım’ı ben anlattıkça yani devlet nasıl kurulur devleti nasıl değiştireceğiz, ben devleti değiştireceğime inanmıştım. Bostancı sahilinde yürüyorum Osman’la yürüyorum anlatıyorum şeklinde cevap vermişsiniz. Benim sorduğum soru Ankara’ya gitme konusunu Osman’la ne zaman görüştünüz şeklindeydi. Bu soruyu tekrar soruyorum cevap verebilir misiniz tarih olarak?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya yine hali oluşturma çabası içerisi çabası var orada. Bir hale getirilmesi lazım ki insan sizinle gelsin anlatabildim mi, bu yani”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Şimdi bu yine sorumun cevabı olmadı yani Danıştay baskınından önce Ankara’ya gitme konusunda Osman’la ne zaman görüştünüz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yav öyle biz şimdi ben size Gün tarih ve saat veremem, gün tarih saat veremiyorum bu konuda sadece olabildiğince hal icabı doğruyu söylemeye çalışıyorum anlatabildim mi, bu yani doğruyu söyleyemezse burada yaşam alanı oluşmuyor yani böyle kötü bir yaşam alanı oluşur. Garip garip şeyler ortaya çıkar ben bundan kurtulmanın derdindeyim yani. Düzgün güzel bir yaşam yeryüzü ve kainat yaşamının peşindeyim yani ama edep olsun güzellikler olsun asalet olsun bu olsun.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Tamam. Şöyle bir soru soracağım bu vakit gazetesinde yayınlanan işte o üyeler başlıklı haberi ne zaman öğrendiniz diye sormuştum. Siz bir hafta önce Danıştay baskınından bir hafta önce öğrendim demiştiniz.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ayrıca o vakit gazetesinin bir an önce kapatılması lazım. Bir an önce kapatılması lazım.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ben sorduğum soruya cevap istiyorum. Ne zaman almıştınız Danıştay baskınından bir hafta önce mi görmüştünüz öğrenmiştiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya ben bu şeyi bir gördüm sonra unuttum bilgisayarda gördüm de. Sonra bu kayboldu sonra Hilmi Öztürk’ün bilgisayar çalıştığı ofiste avukatın kullandığı bilgisayardan Hilmi Öztürk çıkardı bunu, Hilmi Öztürk bu bilgisayar ve internet işlerinde şey tanıdığım anlayan bir çocuk anlatabildim mi, bende gittim onu orda tak tak çıkardı beş dakika içinde. Vakit gazetesini aradım. En son onu söyledim yani işte o üyeler bu gazete lazım dedim bana ters konuştular. Bende kapattım yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bu baskın olayından bir hafta önce mi?

Sanık Alpaslan Arslan: “ Bir hafta olabilir evet”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Peki Aykut Metin Şükre’den tabancaları ne zaman almıştınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Tabancaları ne zaman almıştım. Bir hafta mı desem bir iki hafta mı desem bilemiyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yani bu gazete haberinden bir hafta önce mi sonra mı almıştınız. Bu gazete haberinden önce mi sonra mı almıştınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Hatırlamıyorum ya. Hatırlamıyorum. ”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Aykut Metin Şükre bana Danıştay baskınından bir ay önce sizin telefon açtığınızı söylemişti. Öyle hatırlıyorum. O tarihlerde mi istemiştiniz Aykut Metin Şükre’den yani Danıştay baskınından bir ay önce mi istemiştiniz silahları?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Evet demek istiyorum başka bir şey yok.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Nasıl”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yav bir hafta iki hafta veya bir ay başka verebileceğim cevap bu.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Evet. O tabancalarla hani geleceğe yönelik herhangi bir plan yapmış mıydınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Hı hı”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ne tür planlar yapmıştınız?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yav Aydın Doğan’a gerekli bir edep dersinin verilmesi şeyi vardı. Edepli olması konusunda bir şey var yani anlatabiliyor muyum? Çok böyle yılışık bir hale geldi Türkiye Aydın Doğan meselesi acayip acayip durumlar yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ben şunu soracağım yani Aykut Metin Şükre’den tabancaları alırken iki adet tabancayı alırken hangi olayları planladınız.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yine atv diyeceğim size Aynı şeyler.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ve ya plan var mıydı kafanızda?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Plan ya kafa yani olguların maddi olguların hepsi belirli, Aydın Doğan’la medya Grubu Atv’ye bankalara ciddi saldırılar yapma. Eczacıbaşı meselesi sonradan aradı ama vardı yani Eczacıbaşı da vardı Rahmi Koç, Koç grubuna ondan sonra Ahmet Nejdet Sezer öyle olaylar yapmak yani. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bu Danıştay baskınını da düşünmüş müydünüz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Birinci öncelikli mesele Danıştay. Birinci öncelikli mesele Danıştay. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Yani o tabancaları Aykut Metin Şükreden tabancaları alırken Danıştay baskınını düşünüyor muydunuz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Ya Danıştay tabi canım Danıştay’a şey gibi. Brovningle de gidebilirdim oraya ne bileyim öldürmeye gittim yani ben Mustafa beyi satırla da gidebilirdim yani oraya. Öldürmeye giderim yani satırla giderim ve Mustafa Birden’i ortadan parçalayana kadar satırla vururum yani böyle bir kin var bende. Bilmiyorum geçer mi geçmez mi yani parça kin var yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Bu kin ne zaman oluştu sizde?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Yav başörtüsünü yasaklamak kimin haddine düşmüş. Söyleyebileceğim başka bir şey yok. Benlikten kurtulmak var. Benlik pisliğinden kurtulmak lazım benlik yok diyemem de, Tedrici tedrici yani tedrici bir şekilde yavaş yavaş derece derece azalta azalta yokluğa doğru gitmek lazım yani. Bir yerlerde muhakkak çıkıp ben buradayım demek lazım çünkü böyle bir şey taşıyoruz et kemik taşıyoruz yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” İsmail Sağır’ın bir beyanı var. Zannediyorum Emniyetten. Şu şekilde beyanda bulunmuş. 15 Mayıs 2006 tarihinde avukat Alpaslan Arslan benim telefonuma mesaj attı. Bu mesaj da hazır ol bugün Ankara’ya gideceğiz diye yazıyordu. Daha sonra on sarılarında Erhan Timuroğlu beni arayarak yanına çağırdı. Erhan Timuroğlu’nun yanına gitmeden önce internet cafede gördüğüm Tekin İrşi’yle birlikte Osman Yıldırım’la görüşmek üzere Ferhatpaşa semtine yakın bir yerde bulunan kahveye gittik. Kahvede Osman Yıldırım kumar oynuyordu. Biz ise Tekin İrşi ile birlikte Erhan Timuroğlu’nun yanına oturduk. Yarım saat kadar sonra saat 12.30, 13.00 sıralarında avukat Alpaslan Arslan kendisine ait beyaz renkli opel astra otosuyla kahveye gelerek yanımıza oturdu. Osman Yıldırım’ı da Osman Yıldırım’ı yanımıza çağırdı Ankara’da bir iş olduğunu ve bu işin bir adamın öldürülmesi olduğunu bu işi dört kişinin yapacağını bu işin karşılığında alacağımız para ile bir daha çalışmamıza gerek kalmayacağı ve büyük paralar kazanacağımızı ama bu işe Tekin İrşı’nin gelmeyeceğini söyledi. Bu beyanı doğru mu?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Tam dinleyemedim ben sizi.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Tekrar okumamı ister misiniz?”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Bence bir an önce bitsin yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Sorulara cevap vermeyebilirsiniz susma hakkınız var. Ben tekrar okuyabilirim diye sordum ama istersen tekrar okuyum.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ siz bilirsiniz”

Alpaslan Arslan Müdafi Av. Oğuz Kayıran söz istedi, verildi:”değildir yani müvekkil herhalde iki kere üç kere tekrarladı yoruldum konuşamayacağım dedi yani bir bıktırıcı bir şekilde.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Avukat bey sorgulanan kişi bir avukat hukukçu.”

Alpaslan Arslan Müdafi Av. Oğuz Kayıran:” Evet olabilir ama şu anda ki.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Susma hakkını da hatırlattım isterse cevap vermeyebilir.”

Alpaslan Arslan Müdafi Av. Oğuz Kayıran:”Şimdi bizim benim söylemek istediğim şu.”

Mahkeme Başkanı : “Avukat bey yorulsa bile kendisi pekala, söyleyebilir. Ben yoruldum gayet tabi çıkabilir. Hiçbir beis yok.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ara verebiliriz.”

Alpaslan Arslan Müdafi Av. Oğuz Kayıran:”bir soruyu beş kere on kere sorduğunuzda bu bir yorucu bir etkinliktir. Bu bir yorar insanı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Alpaslan bey isterseniz ara verebiliriz. Yani yorulduysanız.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Şimdi tekrar. “

Alpaslan Arslan Müdafi Av. Oğuz Kayıran:”Bir kötü davranma anlamına gelir. Normal normal usule aykırıdır.”

Mahkeme Başkanı : “ Efendim. Lütfen avukat bey lütfen kapatsanıza şunu, lütfen oturur musun? Efendim lütfen oturun lütfen oturun. İzinsiz konuşuyorsunuz lütfen oturun. Efendim lütfen oturur musunuz? Hayır lütfen oturun lütfen bu kadar olmaz ki bu.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Alpaslan bey ne diyorsunuz. Tekrar okumamı ister misiniz yoksa susma hakkınızı mı kullanacaksınız.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Tekrar konuşalım evet.”

Mahkeme Başkanı : “Yorulduysanız ara verebiliriz.”

Sanık Alpaslan Arslan: “ Tamam”

Mahkeme Başkanı : “Efendim, yoruldunuz mu? Yorulduysanız ara verebilirim yoksa okuyalım. Evet, mi?

Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.



Sanık Alpaslan Arslan çapraz sorgusuna devamında.

Yüklə 0,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin