b.Cinayet
2015 yılında Türkiye’de 2.175 silahlı olayda, 1.951 kişi öldürülmüş, 1.282 kişi yaralanmıştır. Ölümlerin %71'ine ateşli silahlar, %29'una kesici delici aletler neden olmuştur.
En fazla cinayetin işlendiği on il ve cinayet rakamları şöyledir: İstanbul (225), Adana (118), İzmir (111), Samsun (106), Bursa (96), Antalya (96), Kocaeli (89), Gaziantep (87), Konya (67), Ankara (66). 63.000 nüfuslu Bayburt 2015 yılında hiç cinayet işlenmeyen tek şehirdir. Bayburt'u takip eden diğer en az cinayet işlenmiş sakin şehirler sırasıyla: , Karabük (1), Çankırı (1), Kilis (2), Tunceli (2), Gümüşhane (2), Ardahan (3), Erzincan (3)
c.Hırsızlık
Yıllara göre işlenen hırsızlık suçu sayısı şöyledir: 2008'de 256.562, 2009'da 304.570, 2010'da 344.087, 2011'de 351.838, 2012'de 405.405. Jandarma sorumluluk sahasında suç türleri; %10,83 enerji hırsızlığı, %13,80 iş yerinden, %25,56 evden hırsızlık şeklindedir
d.Yaralama
Adli tıp kurumuna 2014 yılında 16.872 kesici-delici aletle, 6.168 ateşli silahla olmak üzere 23.040 yaralama olayı ulaşmıştır
e.İşkence
Türkiye'de kuruluşundan itibaren tüm hukuki metinlerde işkence yasaktır. 1980-2000 yılları arasında Türkiye uluslararası platformlarda işkence ile anıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde işkence suçundan cezalar aldı. İşkence suçlamaları daha çok üç büyük kentte ve öğrencilere yönelikti. Çoğunluğu emniyette (%40) olmuş, suçlananlar ise yine çoğunlukla (%45) polis ve komiserler idi. 1995-2000 arasında gözaltındaki 65 vatandaş çeşitli nedenlerle ölmüştür. İnsan Hakları İnceleme Komisyonu başkanı Sema Pişkinsüt'ün, baskın yaptığı polis merkezlerinin birinde Filistin askısı bulması önemli bir duyarlılığın oluşmasına neden olmuştur. 2000 yılından sonra işkence iddialarında azalmalar başlamıştır: Yıllara göre işkence iddiaları şöyledir: 2000; 972, 2001; 894, 2002; 879, 2003; 924, 2004; 922, 2005; 675, 2006; 333, 2007; 438, 2008; 397, 2009; 406, 2010; 362
-
^ "Yüzde 600'lük suç artışı korkuttu!". yeniakit.com.tr. 20 Ekim 2014. 18 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
-
^ "İşte Türkiye’nin cinayet istatistiği". hurriyet.com.tr. 24 Ocak 2016. 12 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
-
^ "Ceza İnfaz Kurumu İstatistikleri, 2014". tuik.gov.tr. 07 Aralık 2015. 19 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
-
^ "Türkiye’de Meydana Gelen Suçların Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile İncelenmesi". Jeodezi, Jeoinformasyon ve Arazi Yönetimi Dergisi. hkmo.org.tr. 2011. 22 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
-
^ "İşte Türkiye’nin cinayet haritası". dha.com.tr. 27.01.2016.
-
^ "10 kadından dördü dayak yiyor". aljazeera.com.tr. 6 Mar 2015. 18 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
-
^ "Bakanlık Türkiye'deki hırsızlık rakamını açıkladı". haber7.com. 26.10.2013. 19 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
-
^ "Türkiye’nin şiddet haritası". hurriyet.com.tr. 27 Ocak 2016. 18 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
-
^ ENGİN, Doç. Dr. Zeynep (2015). "İşkence ve Türkiye: Türkiye’de İşkenceye İlişkin Hukuki Durum ve İşkencenin Cezasız Kalma Sorunu". Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi.
3.METODOLOJİ
3.1 Araştırmada Kullanılan Yöntemler
Araştırmada temel nitel veri toplama yöntemlerinden biri olan derinlemesine görüşme tekniği kullanılmıştır.
3.2Niteliksel Araştırma Nedir?
Veri toplama tekniğine geçmeden önce niteliksel araştırma yöntemini neden kullandığımıza değinecek olursak;
Psikoloji, sosyoloji, antropoloji, eğitim gibi sosyal bilim alanlarında insan ve toplum davranışları incelenmektedir. Bu davranışları sayılarla açıklamak zordur. Ölçümler bize kaç kişinin nasıl davrandığını gösterir, ama “niçin?” sorusuna cevap veremez. İnsan ve grup davranışlarının “niçin ”ini anlamaya yönelik araştırmalara niteliksel (“qualitative”) araştırma denir (Ergün, 2005).Nitel araştırma, gözlem görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlanır. Başka bir deyişle nitel araştırma, kuram oluşturmayı temel alan bir anlayışla sosyal olguları bağlı bulundukları çevre içerisinde araştırmayı ve anlamayı ön plana alan bir yaklaşımdır. (Yıldırım ve Şimşek, 2000, s.19). Nitel araştırmalarda, insanlık hakkında bilgi üretmek ve geliştirmek için bir grup sorgulama yaklaşımına başvurulur. Bu yaklaşımların amacı; insanların çevreleri, kültürleri ve maddi nesneler ile bağlantılarını tanımlamak ve açıklamaktır. Nitel araştırmalar; genellikle insanların düşünceleri, anlayışları, duyguları, inançları, hatıraları, hayalleri, algıları ve yaşantılarını kapsar. Nitel çalışmalarda; katılımcıların deneyimsel açıklamalarından oluşan ve araştırma hakkında üst düzey açıklamalar, anlayışlar içeren edebi analitik anlatımlar kullanılır (corbin ve strauss, 2008:1;polkinghorne, 2010:425, 427). Araştırmacılar çalışma öncesi taramalar ile oluşturdukları açık uçlu sorular ile görüşmelerini yürütür; elde edilen veriler ile kategoriler oluşturulur ve bu kategoriler arasında ilişki kurularak sonuçlara ulaşılır (jonker ve pennink, 2010:78). Nitel araştırma kuramı; yaşamsal deneyimlerin gerçekleşmesini ve sürecini, matematiksel işlemlerden ziyade doğal konuşma dili ile gerçeğe yakın bir şekilde önerebilme temeli üzerinedir. Bu önermede; elde edilen verilerin türü, kullanılan analiz yönteminin türü ve rapor düzenleme türü, nicel çalışmalara kıyasla farklıdır (polkinghorne, 2010:432).
3.3Derinlemesine Görüşme Nedir?
Derinlemesine görüşme, sosyal bilim alanında araştırma yapılırken kullanılan veri toplama tekniklerinden birisidir.
Açık uçlu sorular sorulur, dinlenir ve not tutulur, cevaplar kaydedilir; ek sorular sorularak, o konu ile ilgili ayrıntılı bilgi alınır.
Derinlemesine Görüşmede sıradan günlük konuşmalardan daha farklı olarak araştırmacının görüşmeyi yönlendirdiği, zaman zaman daha ayrıntılı sorularla zenginleştirdiği, görüşülen kişinin kendisini rahat hissettiği yine kendisini rahatça ifade edebilmesinin sağlandığı bir ortam olmalıdır.
Bu sohbetin belli bir konuda olacağı açıktır. Ancak, her iki taraf da bu konuya ilgi duyuyorsa anlamlı olacaktır. Her iki taraf da paylaşmalı ve kendisini doğru ifade edebilmelidir.
DG ile belki de hep “bildiğimiz”, “gördüğümüz” olaylar konuşulur. Ancak görünümünden çok derinliğine inme söz konusu olur. Ayrıntılı olarak anlaşılabilir, bütüncül olarak değerlendirilebilir.
Araştırılan konuya odaklanan, bu konu etrafında bireylerin görüş, düşünce ve değerlendirmelerini bir araya getirerek veri oluşturmayı amaçlayan bir tekniktir.
3.4 Veri Toplama
Bir moderatör ve gözlemciden oluşan her grup görüşmelerine başlamadan önce, ses kaydı almak için görüşmecilerin onayı alınmıştır. Bu onay doğrultusunda ses kaydı alınmış veya alınmamıştır.
Derinlemesine Görüşmelerde 43 kişiyle görüşülmüştür.
Derinlemesine Görüşmelerde: Üniversite öğrencileriyle yapılmış olup görüşmeler daha çok sohbet havasında geçmiştir. Bir moderatör ve bir gözlemci eşliğinde yürütülen çalışmalar daha sonrasında alınan ses kayıtları yardımıyla eksiksiz geçirilebilmiştir.
3.5Veri Analizi
Araştırma yürütücüsü tarafından hazırlanan Derinlemesine görüşmeler için üç form kullanılmıştır. Toplanan veriler bilgisayar ortamında senaryolaştırılmıştır. Daha sonrasında ise veri analizi formu kullanılarak senaryolaştırılan görüşmeler saptanılan bulgularla beraber analiz edilmiştir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA
Suç algısı üzerine yapılan bu niteliksel araştırma elbette ki Türk Toplumundaki tüm üniversiteli gençlerin düşüncelerini içermemektedir fakat birkaç istisna dışında çoğunluğu İstanbul’da öğrenim gören 19-26 yaş aralığında bulunan 42 üniversite öğrencisinin suça olan bakış açısı , suçun nedenleri , suçlular ve deneyimleri hakkındaki düşüncelerini yansıtmaktadır.Bu bölümün ilk alt bölümünde görüşülenlerin profili çizilmiş olup kendileriyle ilgili bilgiler verilmektedir. İkinci alt bölümde ise genel saptamalar yapılarak görüşülen kişilerin birebir söyledikleri referans (kod no) verilerek yazılmıştır.
4.1 Tanımlayıcı Bulgular
Bu niteliksel araştırmada Maltepe Üniversitesi Sosyoloji Türkçe ve Sosyoloji İngilizce bölümü öğrencileri tarafından toplamda 42 derinlemesine görüşme yapılmıştır. Görüşülen 42 kişiden 19’u erkek, 23’ü kadındır. Görüşülen 42 kişiden 2 kişi Uluslararası İlişkiler 1 kişi Bankacılık ve Finans, 1 Kişi İngiliz Dili ve Edebiyatı, 1 Kişi Yüksek Lisans, 6 kişi Hukuk, 2 kişi Uluslar Arası Ticaret, 1 kişi Siyaset Bilimi, 3 kişi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik(PDR) , 1 kişi İşletme, 1 Kişi Kimya, 1 kişi Halkla İlişkiler, 1 Kişi Adalet Programı, 3 kişi Psikoloji, 1 kişi Elektrik Mühendisliği, 1 kişi Aşçılık, 1 kişi Gastronomi, 1 Kişi Paramedik Programı, 3 kişi Mimarlık, 1 kişi Bilgisayar Mühendisliği, 1 kişi Felsefe, 1 kişi Hemşirelik, 1 kişi Turizm ve Otelcilik, 1 kişi İnsan Kaynakları, 1 kişi Edebiyat, 1 kişi Sosyoloji ve 1 kişi de Tıp alanında öğrenim görmektedir.
4.2 Araştırma Bulguları
A. Suç kavramından ne anladığınızı açıklar mısınız?
Katılımcılara ‘ Suç kavramı’ denildiğinde genel çağrışımlarının: kasten cinayet, fiziksel ve psikolojik şiddet, cinsel istismar, hırsızlık, kaçakçılık, terör olayları, ekolojik ( doğanın tahrip edilmesiyle ilintili ), bireyin veya genel olarak canlıların özgürlüğünü kısıtlayan suçlar olduğu saptanmıştır. Katılımcılar suç kavramını açıklarken suçları büyük ve küçük olmak üzere genel olarak iki kategoride toplamıştır. Büyük olduğu düşünülen suçların hukuki yaptırımı fazla olan ve karşı tarafa en fazla zarar veren suçlar olduğu ifade edilmişken; küçük olarak nitelendirilen suçların daha çok yalan söylemek, iftira atmak, yalancı şahitlik yapmak gibi karşı tarafa zararı az olan ve yaptırımı düşük olan veya hiç yaptırımı olmayan suçlar olduğu dile getirilmiştir.
‘’ Bana göre bir canlıya yapılan suçlar daha ağır suçlar olarak geliyor. ‘’(12)
‘’Şimdi toplumumuzda genel kabul edilebilecek suçlar var bir de bazı kesimlerin çok kabul etmediği daha doğrusu belki yeteri kadar bilgili olmadığı şeyler var. Bu adam öldürmeler, banka soymalar ve bu görüntü de şeyler genelde suç olarak bakılıyor ama hassas bir bölge var ki işte genellikle kadınlarla alakalı olan yapılan suçlar, tacizler, tecavüzler, küçük çocuklara yapılan istismarlar, bakım evlerinde yaşlılara yapılan şiddetler, bunlar genellikle çok üstü örtülen şeyler ve medyalarda sosyal medyalarda da bahsedilmiyor.’’(01)
. “İnsan ee şey, hayattaki özgürlüğü mesela. Giyinme, düşünme özgürlüğü, yaşam stili, biçimi, dil, din, ırk, hayatına kastetmek suçtur. “(02)
‘’Tecavüz. Benim için en büyük suçlardan biridir çünkü bir insanın hayatını manevi olarak çökertiyor. ‘’ (25)
‘’Çıkarların için onun doğasını katletmek veya fayda sağlamayacağını bildiğin halde onu hapsetmek bu konuda aklıma ilk gelen şeyler. ‘’ (11)
‘’ İnsanların ve hayvanların doğaya aykırı dünya üzerindeki varlıklara fiziksel veya psikolojik olarak herhangi bir nedenle verilen zarar.’’(31)
“Bana göre en büyük suç insan hayatına kastetmedir. Çünkü bir insanın hayatı en üstün ve en değerli şeydir. En büyük kutsallık insan hayatıdır. Kutsal olsun ya da olmasın suçtur.’’(05)
B.Hiç suç işlediniz mi?
Katılımcıların çoğu suç işlediğini dile getirirken bu suçların yalan söylemek, iftira atmak, kopya çekmek, dedikodu yapmak, trafik kurallarını ihlal etmek, istemeden bir canlıya zarar vermek, dini bayramlarda alkol tüketimi, ufak çaplı hırsızlık yapmak, haksızlık yapmak olduğunu belirtmişlerdir. Suça olan genel algı, suç olarak nitelendirilecek her davranışın yasalar tarafından denetlenmesi gerekmediğini, kanun hükmünde yaptırımı olmasa dahi bir davranışın suç olarak değerlendirilmesinde yalnızca bu kıstasın esas alınmaması gerektiği yönündedir.
‘’ İşlediğim en büyük suç sanırım mağazalardan maddi durumum kötüyken bir şeyler çalmak oldu.’’ (09)
‘’Bir yıl boyunca hak etmediğim bir kursun bursunu aldım ve daha çok hak eden birisinin hakkını gasp ettiğimi düşünüyorum… ‘’ (35)
‘’ Hayatımda işlediğim en büyük suç istemeyerek yaptığım bir suçtu. Abimle tüfek atışı yapıyorduk. Tenekelere vuracaktık ama ben yanlışlıkla bir köpeği vurup onun ölümüne sebep oldum.’’ ( 31)
‘’ … Bana göre trafik kuralları büyük bir suç olarak görülmese de ben de trafik kurallarına uymadığım için bu toplum açısından bir suçtur.’’ (20)
‘’ “İşlediğim en büyük suç doğruları söylemek. Benim için suç yani.’’ ( 05)
C.Hiç sura maruz kaldınız mı? Bugüne kadar maruz kaldığınız en büyük suç nedir?
Katılımcılar arasında maruz kalınan en genel suçların: taciz, bilişim suçları, ırkçılık, hırsızlık, gasp, iftira, yalan olduğu dile getirilmiştir. Taciz, iftira ve yalana maruz kalan katılımcıların çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Bu durum Türk toplumundaki cinsiyetçi yaklaşımı ve ataerkil sistemin sosyalizasyon sürecinde bireye empoze etmiş olduğu toplumsal cinsiyet rollerini açığa çıkarmaktadır. Nitekim vurgulanan bu durumlar elbette ki cinsel içerikli suçların yalnızca kadınlara uygulanan suçlar olmadığını ancak Türk toplumunun genel algısı baz alındığında; bireylerin çağrışımının cinsel istismar konusunda - ağırlıklı olarak – ‘’kadınların maruz kalmış olduğu suçlar ‘’ olduğunu dile getirmektedir.
Katılımcıların bazıları ise maruz kaldığı suçta karşı tarafı tamamen haksız görmemektedir.
‘’Bir sabah kalktığımda park halindeki arabamın kazaya uğradığını gördüm ve hiçbir şekilde vuran kişi bir not bile bırakmamıştı.’’ (35)
‘’ Eğer benim suç anlayışımla bakarsak her toplu taşıma aracı kullandığımda ya da sigara kullanan arkadaşlarımla buluştuğum zamanlarda suça maruz kalıyorum.’’(32)
‘’ …Yani çok ihtiyacı olabilir ama yapmasa daha iyi olabilirdi.’’(15)
‘’ Otobüste bir amca tarafından fiziksel tacize maruz kaldım. Yani bu tacizin olduğun nasıl olduğunu sen de tahmin edebiliyorsundur. Otobüslerdeki kalabalığı fırsat bilip, insanları taciz ediyorlar. Sık sık otobüse binen biri olarak buna birçok kez şahit oldum. Arkadaşlarımdan da çok sık duyuyorum, onlar da kendi yaşadıklarını anlatıyorlar ve maalesef toplumumuzda taciz olayları çok fazla.’’ ( 21)
‘’ “twitter dan bir çocuk bana diklendi. Bende sinirlendim tam o sıra numaramı istedi. Bende
verdim. Aramasını bekledim. Ama aramadı. Aradan 2-3 gün geçti beni farklı farklı numaralar
arıyor. Açıyorum ama direk küfür ediyorlar. Oysaki adam twitter da her tartıştığına benim
numaramı vermiş.”(06)
‘’Geçenlerde bir minibüse bindim. Minibüsçü ters yöne girdi. Minibüs şoförünü uyardım. Adam bana ters ters baktı. Ben de bu duruma sinir olup plakasını aldım. Plakasını aldığımı fark edince üstüme yürüdü ve beni tehdit etti. Ben de kızdım tabiî ki ve sonra döndüm dedim ki ‘ cezanız evinize gelince görürsünüz! ‘’ . (33)
“ Irkçılığa maruz kaldım, en büyük suç bu benim için.’’ ( 05)
Ç.Suçun nedenleri nelerdir? Kaynakları nelerdir?
Katılımcılar suçun nedenleri olarak: çevresel faktörlerin, ailenin, ekonomik sebeplerin, sosyal medyanın, eğitim seviyesinin, yaşanılan bölgenin, toplumun tabi olduğu sistem kurallarının, yetiştirilme tarzının ve devlete karşı gelmenin etkili olduğunu düşünmektedir. Katılımcıların çoğu ailenin karşılamadığı sevgi eksikliğinin bireylerde psikolojik olarak olumsuz etki yaptığını ve bunun da suça yatkınlığı etkilediğini savunmaktadır. Ancak eğitim seviyesi bağlamında vurgulanan durum ‘’ eğitimin niteliğinin nasıl olduğu’’dur.
‘’ Mesela ben bir eğitim alıyorum ve neyin suç olduğunu biliyorum veya mezun olan bir sürü avukat var. Ve kırmızı ışıkta geçmenin suç olduğunu biliyorlar ama ne yapıyor? İşine o an öyle geliyor ve yetişmesi gereken bir şey olduğu için kırmızı ışıkta geçiyor ama hiçbir eğitim almayan birisi kırmızı ışıkta durup bütün kurallara uyabiliyor. İşte bence suçun nedeni aslında eğitimli veya eğitimsizlik değil nitelikli eğitimdir.’’(33)
‘’İnsanların aç gözlülüğünden kaynaklanıyor bence.’’ (16)
‘’Devlet çocuğu askere aldığında tüm ihtiyaçlarını karşılıyorsa ancak aynı çocuk okul çağındayken üniformasını, defterini, test kitaplarını veya sınav giriş ücretlerini karşılamıyorsa bu insan kullanmaktır ve aynı şekilde yaşam standartlarını bilinçli olarak düşürmektir. Bana göre bu da suçtur.(11)
‘’Bir insanın terör örgütüne katılması.’’ (08)
"çevre ciddi anlamda çok büyük bir etmen, zaten en büyük etmenin sosyal çevredir. Sağlıklı bir çevrede büyümüyorsan, yetişmiyorsan, insanlar suça meyilli oluyor. Bunun zaten temeli aile onun dışında dediğim gibi sosyal çevre suça bir insanı ciddi anlamda suça başlama evresinin temellendiriyor. " (01)
‘’ Yoksulluk yeme içmeyi etkilediği için yani şey.. Beslenmeyi etkilediği için beyin gelişimini de erken yaşta etkileyebilir düşünmüştüm.’’ (27)
.“Her insanda aynı olmamakla birlikte eğitim seviyesi çok önemli bence. Eğitim seviyesi düşük insanlar daha çok etkilenir medyadan. “(02)
D.Toplumun suça bakış açıcı hakkında ne düşünüyorsunuz? Toplum için neler suçtur?
Katılımcılardan alınan cevaplara göre toplumdaki genel suç algısı cezai yaptırım ölçüsüne göre şekillenmekte ve bu şekilde de yansıtılmaktadır. Çoğunluğun düşüncesi bireylerin eylemlerinin, olumsuz somut bir sonucu olmasa da niyete bağlı olarak suç sayılabileceğini belirtirken aynı çoğunluğun suç konusundaki çağrışımlarının, farkında olmadan yine sistemin suç olarak belirlediği ve yasalar yoluyla önüne geçilmek istenen suçlar olduğu gözlemlenmiştir. Bu gözlemin sebebi olarak kişilerin bilinçli ya da bilinçsiz olması fark etmeksizin içinde doğup, gelişimini sürdürdüğü, değerlerini kazandığı toplumun normlarından, adetlerinden, gelenek-göreneklerinden; toplumun yönetildiği sistemin veyahut iktidarın otoritesinden, yasalarından etkilendiği görülmektedir.
‘’ 'İnsan, birey doğumundan ölümüne dek bir devlet yapısı altında bulunduğu süreç boyunca zaten sürekli bir ‘baskıya’ maruz kalıyor.''(03)
‘’Türk toplumu bence çok gaza gelen bir toplum ve ilerisini çok düşünmüyor. İnsanlar genel olarak kültürsüz ve cahil.’’ (39)
‘’Türk toplumunda büyük bir öfke problemi var. Küçük sebeplerden dolayı bile büyük suçlar işlenebiliyor.’’(33)
‘’Aynı zamanda bence toplumun suç olarak görmediği ama bir çok kişi tarafından suç olarak kabul edilen şeyler de vardı.Mesela faiz de bir suçtur.’’ (17)
‘’Türk toplumuna göre belli kültürel davranışlar vardır buna biz kısaca ahlak deriz.Ve ahlaksızlığın hepsi aslında Türk milletine göre suçtur.’’(32)
‘’ “Her şey için diyemem. Mesela ulaşım zammı. Ulaşımda mesela dünyanın en pahalı ulaşım deposunu kullanıyoruz. Dünyanın en büyük petrol rezervlerine komşu bir ülkeyiz. Ona rağmen çok pahalıya alıyoruz ve insanlardan bundan şikâyetçi değiller ‘’ (05)
‘’ Türkiye’de adalet olmadığı için çoğu suçun cezasız kaldığını düşünüyorum bu da insanları suça meyillendiriyor.’’(32)
‘’Çok kültürlü, çok dilli bir toplumuz. Dolayısıyla sistemin kendilerine göre oluşturduğu bir suç kapsamı var ve siz bu sistemin kapsamı dışına çıktığınız zaman suç işlemiş olursunuz.’’(05)
‘’ Toplum suça artık alışmış. Toplum için her şey suç lakin bunu kabullenmişiz.’’(30)
E. Sosyal çevrenin etkili olduğunu düşünüyor musunuz?
Katılımcıların büyük çoğunluğu sosyal çevrenin suç üzerinde etkisi olduğunu ve suç oranlarının gün geçtikçe arttığını ifade etmektedir.
‘’ Küçüklüğümüzde birini dövmek sosyal çevrede havalı gözükmek gibi bir bahaneydi.’’ (17)
‘Mesela; 10-18 yaş arasındaki çocukları örnek vereyim. Bunlar ergenliğe yeni girmiş bireyler olarak toplumun bir kesimini oluşturur. Bunlar genelde hayatı rol ve model alarak öğrenirler. Bu çocukların toplumda gördükleri olumsuz suçları, rol alarak öğrenmiş olurlar. Suçu öğrenmiş olur, algılamış olur. Sosyal suç bu olabilir. “(05)
“İnsanların suç işlemesindeki en büyük etken çevresi ailesi ya da toplum yapısıdır. Mesela insan,
çocukken yaşadığı bir olaydan etkilenir. İleriki yaşlarında suç işlemesine neden olabilir.(06)
‘’yani mesela evet çünkü hani her ne kadar böyle bişey istemesek de bazı İstanbul’un mesela bazı kentlerinde daha kendini bilen daha okumuş daha çok görmüş geçirmiş insanlar mevcut’’(40)
‘’Araştırmada okumuştum. Anti-sosyal insanların daha çok suça meyilli olduğunu söylüyorlar. Ben de bu kanıdayım.Bu anti sosyal kişilerin suça meyilli olduğunu düşünüyorum.Çünkü tek başlarına kalıp hiçbir sosyal çevresi olmayıp neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorlar.’’(33)
‘’Sosyal çevre en büyük etken. Bazıları küçüklükten başlatıyor öğretiyorlar çocuğa. Annem mesela hırsızlık yapıyor ben de onu model alırım büyürüm. Parfümünü, makyaj malzemesini alır çıkarım.’’(13)
‘’Sosyal çevrenin suç üzerinde etkisi var. Çünkü insanların kişiliği aile, öğretmen ve akrabalar tarafından şekilleniyor.’’ (21)
F.Dizilerin, TV programlarının, medyanın, sosyal medyanın etkisi var mı ?
Katılımcıların büyük çoğunluğu şiddet içeren dizilerin, izdivaç programlarının ve yanlı haber sunan programların suç üzerindeki etkisinin olumsuz olduğu kanaatinde.
‘’Diziler,Tv programları,sosyal medya suçun artmasına neden oluyor.İnsanlar dizilerde gördükleri şeyleri örnek alıyorlar.Sosyal medya üzerinden bir çok taciz suçu işleniyor.’’(21)
‘’Hep böyle saraylar, köşkler işte zengin hayatı. Para yani hep böyle maddi şeylerin ön planda olduğu sonucu ortaya çıkıyor.’’(39)
‘’Sosyal medyada suç olan herhangi bir davranışın, inanışın, hiçbir sansür olmaksızın sergilenmesi toplumumuzda yetişen neslin bu suçlara merak kesilmesi ve meyil etmesine neden olduğunu düşünmekteyim.’’(35)
‘’ " bir zamanlar bir Kurtlar Vadisi dizisi vardı hepimizin bildiği, şimdi bu çok köklü bir dizi çok eskiden başlamıştı en basit örneği yani karakterlerinin insanları nasıl etkilediğini biz okul çağında görüyorduk yani. Bir bölüm izliyordu herkes ekran başında öbürkü gün okula aynı o karakterin farklı bir biçimi olarak geliyordu ben asarım seni, ben keserim seni bilmem ne yaparım." (01)
G. Sizce kentleşmenin suça etkisi olabilir mi ?
Katılımcılar kentleşmenin suça etkisi olduğunu ve bu etkinin olumsuz yönde olduğunu düşünmektedirler. Kentleşmenin beraberinde getirdiği nüfus yoğunluğunun, işsizliğin, trafik yoğunluğunun, çarpık kentleşmenin, kargaşa ve dolayısıyla stresin, kırsaldan kente göçen bireylerin adaptasyon sorununun suça olumsuz etki ettiği düşünülmektedir. Bazı katılımcılar ise kentleşmenin getirdiği tempolu yaşamın insanlara suç işlemek için vakit bırakmadığını dile getiriyor.
‘’ Kalabalık arttıkça suça meyiller de artıyor diyebilirim. Çünkü insan kalabalıktaki stresten, kargaşadan istemese de uzak kalamıyor. Bu da onlarda gerginlik yaratıyor ve dışa vurum olarak diğer insanlara bulaşıyorlar.’’(33)
‘’Kırsal yerlerde inek çalarlar. Tek örnek hırsızlık gibi geliyor bence. Şehirleşmede kırsala göre daha çok oluyor. Kırsalda geleneklere daha çok bağlı oluyorlar. Diyelim biz burada erkek arkadaşlarımızla oturuyoruz ama oralarda otursam bir erkekle adım çıkar bu iş kan davasına döner.’’(13)
‘’ İnsanların suça meyili kalmıyor. Çünkü kredi ödemekten ve çalıştıkları için. O insanın kölesi oluyorsun ve o adamın bırakın suç işlemeyi dinlenmeye bile vakti yok.’’(14)
‘’ Büyük şehirlerde daha fazla suç oranı yüksektir. Dükkanlarda hırsızlık olaylarının artması, kapkaç olayları, gasp, adam yaralama. Galiba köyden kente gelen insanların kente ayak uyduramaması olabilir.’’ (27)
‘’ " işte onun İphone en üst modeli var, neyse neden bende yok şimdi bu tarz bir insan elbet ister istemez şimdi bu çok pahalı bir şey ben bunu alabilir miyim ben bunu alamıyorum, bunu babamda bana karşılayacak durumda değil o zaman ben ne yapmayalım e bunu da almak zorundayım içten içe yanıyor hırsızlığa başvuruyor."(01)
Dostları ilə paylaş: |