İÇİNDEKİLER
Bölüm
|
Sayfa
|
|
|
1. Giriş
|
1
|
|
| |
2
| |
| 2.1. Dünyada Su Potansiyeli |
2
| |
| 2.2. Türkiye’de Su Potansiyeli |
2
| |
| |
4
| |
| 2.4. Türkiye’de Mevcut Atıksu Arıtma Tesislerinin Durumu ve Atıksu Arıtma Teknolojileri |
17
| |
| 2.5. Türkiye’de Finansal Boyut |
22
| |
| 2.6. Türkiye’de İdari Yapı |
26
| |
| |
30
| |
| 3.1. Uluslararası Anlaşmalarla Yapılan Düzenlemeler |
30
| |
| 3.2. AB Mevzuatı |
30
| |
| 3.3. Ulusal Mevzuat |
42
| |
| 3.4. Su Kalitesi Yönetimi ile İlgili Yürütülen Çalışmalar |
45
| |
| |
55
| |
| Ekler |
56
|
ŞEKİLLER Sayfa
Şekil 1: Türkiye’de 2010 ve 2023 Yılları için Su Kullanımlarının Sektörel Dağılımı 2
Şekil 2: İzleme noktaları 16
Şekil 3: Atıksu Arıtma Tesisi İle Hizmet Veren Belediye Sayısı 19
Şekil 4: Atıksu Arıtma Tesisine Bağlı Belediye Nüfusunun Toplam Belediye Nüfusuna Oranı 19
Şekil 5: Türkiye’de Su Kalitesi Yönetimi Konusunda Doğrudan veya Dolaylı Yetkili Kurumlar 26
TABLOLAR
Tablo 1: Türkiye’de 2010 ve 2023 Yılları için Su Kullanım Miktarlarının Sektörel Dağılımı 3
Tablo 2: Çeşitli Ülkelerde Kişi Başına Su Tüketimleri (Kınacı, 2012) 3
Tablo 3: Fiziksel, Kimyasal ve Biyolojik Temel Arıtma Prosesleri 9
Tablo 4: Türkiye’de Kullanılan Atıksu Arıtma Teknolojileri 17
Tablo 5: Su Sektörü için Toplam Finansman İhtiyacı (2007-2013), UÇES 18
Tablo 6: Çevre Yatırımlarının Finansman İhtiyacının Karşılanması (2007-2013), UÇES 24
Tablo 7: Finans Kaynaklarının Karşılanma Oranı (2007 – 2023)*, UÇES 24
Tablo 8: Çevre Sektörü İçin Ayrılan Yatırımın Yıllara Göre Dağılımı 24
Tablo 9: Çevre Sektörü İçin Ayrılan Yatırımın Yıllara Göre Dağılımı 25
HARİTALAR
Harita 1: Marmara Denizi Kıyıları Ekolojik Kalite Durumu 13
Harita 2: Ege Denizi Kıyıları Ekolojik Kalite Durumu 15
Harita 3: Akdeniz Kıyıları Ekolojik Kalite Durumu 16
Harita 4: Türkiye’de İl Bazında Mevcut Atıksu Arıtma Tesisi Durumu 20
Harita 5: Türkiye’de İlçe Bazında Mevcut Atıksu Arıtma Tesisi Durumu 20
-
Giriş
Su kaynakları, tüm canlılar için vazgeçilmez bir hayat kaynağıdır ve son yıllarda tüm dünyada sürekli artan bir öneme sahip hale gelmiştir. Ülkemizin yer aldığı Ortadoğu-Balkanlar geçiş bölgesinde bu durum daha belirgin bir şekilde hissedilmektedir. İçinde bulunduğumuz bölge yarı kurak bir iklime sahiptir ve buna bağlı olarak su kaynakları potansiyeli düşüktür.
Su kaynaklarının kullanılabilmesini olanaklı kılan iki önemli bileşen vardır: Bunlar, “suyun miktarı – niceliği / potansiyeli” ve “suyun kalitesi – niteliği”dir. Suyun yararlı kullanımı ancak bu iki bileşenin aynı anda sağlanması ile tam anlamıyla karşılanabilir.
Bu kapsamda, su kaynakları (veya su potansiyeli) “yüzeysel sular” ve “yeraltı suları” olarak iki grup altında incelenmelidir. Su niceliği (miktar) bakımından Türkiye’de üniform (eşit) bir dağılım olmadığı söylenebilir. Eşit olmayan dağılım ile birlikte, suya olan ihtiyacın artması ve iklim değişikliği nedeniyle havzalardaki yağış ve dolayısıyla su rejiminin değişmesi Türkiye’nin bazı bölgelerinde “su kısıtı” sorunlarının yaşanmasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra bazı kaynakların (örneğin yeraltı suyu) kullanımının kontrolündeki eksiklikler veya kaçaklar-kayıplar-verimsiz kullanım gibi hususlar da su miktarının kısıtlı hale gelmesine neden olan diğer etkenlerdir (Alpaslan vd., 2008).
Kıt bir kaynak haline gelen suyun çok dikkatle yönetilmesi hayati önem taşımaktadır. Su kaynaklarının korunması, temini (hidroloji), taşınması, kullanılabilir hale getirilmesi, oluşan atıksuyun arıtılması ve bertarafı aşamalarının tümünün bütünleşik bir yönetim sistemi çerçevesinde düşünülmesi gerekmektedir. Bu yaklaşıma modern su yönetimi anlayışına göre “Bütünleşik Havza Yönetimi” adı verilmektedir. “Su kalitesi yönetimi” ise, bu süreçlerin tümünde baskın olarak gözetilmesi ve sistematik olarak gerçekleştirilmesi gereken en önemli yapı taşlarından biridir.
Ülkemiz yüzeysel ve yeraltı su kaynaklarının daha etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesi için, “bütünleşik havza yönetimi” yaklaşımını gözeten ve AB üyesi ülkelerin yol haritası olarak kabul ettikleri “2000/60/EC sayılı Su Çerçeve Direktifi (SÇD)” bakış açısının getirilmesi, ilgili diğer Direktiflerin uyumlaştırılması ve uygulanması büyük önem arz etmektedir.
Diğer taraftan, ülkemizde su kaynaklarının ekolojik ve kimyasal durumlarıyla ilgili yeterli izleme verileri bulunmamaktadır. Fiziko-kimyasal parametrelerle ilgili izleme sonuçları kısmen bulunmaktadır. Ancak öncelikli maddeler, mikro kirleticiler ve biyolojik kalite elementleriyle ilgili düzenli izleme neticeleri yer almamaktadır. Bu durum, su kaynaklarının kalite yönetimi açısından karar alma süreçlerinde sürdürülebilir olmayan uygulamalara yol açmaktadır.
Önümüzdeki süreç içerisinde, tüm su kütlelerini kapsayan hidro-morfolojik, fiziko-kimyasal ve biyolojik izleme ağlarının oluşturulması, yüzeysel suların çevresel kalite standartlarının belirlenerek kıyı ve geçiş suları da dahil olacak şekilde tüm sularımızın kalitelerinin ortaya konulması, yeraltı sularının izleme verilerinin değerlendirilmesi sonucu eşik değerlerin belirlenmesi, yeraltı suyunun artan kimyasal durum bozulmasının tespit edilmesi, önemli ve artan kirlilik eğilimlerinin tespiti ve iyileştirmeye yönelik çalışmalar için başlangıç noktalarının belirlenmesi ve kalitenin bozulmasının engellenmesi ve iyileştirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması, su kaynaklarının korunması açısından önem arz etmektedir.
Dostları ilə paylaş: |