Beyaz eşya sektörü oldukça rekabetçi bir yapıya sahiptir. Sektörün rekabet gücünü daha da arttırmak için çeşitli politikalara ihtiyaç vardır. Sektörün hedefine ulaşabilmesi için özellikle enerji ve istihdam maliyetlerinin azaltılması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca yan sanayideki Ar-Ge faaliyetlerindeki artış da sektörün rekabet gücünü daha da arttıracaktır. AB çevre mevzuatına uyum sırasında ise sektör üzerindeki etkiler dikkate alınarak yeni direktiflerde AB’deki uygulamaları beklemekte fayda görülmektedir.
BİLGİ VE TEKNOLOJİ
Sektör Ar-Ge faaliyetleri açısından Türkiye geneline göre daha başarılıdır. Daha önce yalnızca teknoloji geliştirme bölgelerinde uygulanan Ar-Ge teşviklerinin, Mart 2008’de yürürlüğe giren Ar-Ge Kanunu ile 50 kişiden fazla çalışanı olan firmalara getirilmesi ile büyük firma yoğun sektörün araştırma harcamalarının daha da artması beklenmektedir. Ancak yüzde 90’ı KOBİ niteliğinde olan yan sanayinin sistematik bir Ar-Ge faaliyeti bulunmamaktadır. Bu noktada yan sanayine de Ar-Ge destekleri verilebilmesi için üniversite işbirliği için gerekli destek ve alt yapının hazırlanması hedeflenmektedir.
Sektörde genel olarak teknik ara elaman yetiştirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılarak sanayinin ihtiyacı olan mesleki eğitim görmüş elemanlar ve ara elemanların eğitiminin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca özelikle araştırma geliştirme kapsamında bu alanda çalışacak yabancı uzmanların çalışma ve oturma izinlerinin basitleştirilmesi de önemlidir. Teknik eleman sayısını ve niteliğini arttırmak, ara elaman ve işçi niteliklerini geliştirici programlara yönelik kapsamlı bir girişim başlatılması sektörün rekabet gücüne kritik bir kaktı yapacaktır.
REKABET
Sektördeki ticari anlaşmalar ve bayi, servis teşkilatlar AB ile uyumlaştırılan rekabet hukukumuz ile uyumlu hale getirilmiştir ve ciddi rekabet sorunu ile karşılaşılmamıştır.
Tüketici güvenliği için yasal altyapı oluşturulmuştur ancak denetimde sıkıntılar bulunmaktadır. Yeni tüketici kanunu, bağlı yönetmelikleri ve ürün güvenliği ile ilgili çıkarılan düzenlemelerle ülkemiz AB uyumunu büyük ölçüde gerçekleştirmiş, tüketici haklarının korunmasında çok önemli iyileştirmeler sağlanmıştır.
Avrupa’ya yönelik ihracatı 90’lı yıllardan beri gün geçtikçe artan beyaz eşya sektörü, bu yoğun ihracat sebebiyle uzunca bir süredir zaten AB mevzuatına tam uyum göstermektedir. “Ürün güvenliği”, ürünün AB’de geçerli tüm teknik düzenlemelere uygun olduğunu belirten “CE işaretlemesi” sektörümüzü yakından ilgilendiren pek çok AB yasal düzenlemesi, katılım sürecinde, T.C. mevzuatında da uyumlaştırılmıştır. AB ülkelerinden ikinci el beyaz eşya ithalatını serbestleştirecek yönetmelik konusunda görüşmeler ise Gümrük Birliği Faslı altında devam edecektir.
ÇEVRE VE ENERJİ
Genel olarak ihracat ağırlıklı çalışan sektör AB direktiflerine uyum alanında oldukça ileri düzeydedir. Ancak iç piyasa için ise bu uyum süreci devam etmektedir.
Enerji verimliliği konusunda AB’ye uyum süreci devam etmektedir. Bazı elektrikli ev eşyalarının enerji ve performans değerlerinin satışa sunulan ürün üzerinde gösterilmesini sağlayan “enerji etiketlemesi” gibi, sektörümüzü yakından ilgilendiren pek çok AB yasal düzenlemesi, katılım sürecinde, T.C. mevzuatında da uyumlaştırılmıştır. Ayrıca Enerji Kullanan Ürünler (EUP – Energy Using Products) direktifinin uyumlaştırılması için çalışmalar başlatılmıştır.
Elektrikli ve elektronik eşya üreticilerinin piyasaya sunduklar ürünlerden kaynaklanan atıkların toplanması ve geri dönüştürülmesi yükümlülüğü getiren WEEE Direktifinin ve yine bununla ilişkin olarak üretimde bazı maddelerin kullanılmasını kısıtlayan RoHS direktifinin uyumlaştırılması ve yürürlüğe girmesi ile sektör üzerinde önemli maliyetler yaratması beklenmektedir. Bu konuları inceleyen uyumlaştırma ve yönetmeliği hazırlama çalışmaları devam etmektedir.
ISPM 15 (Bitki sağlığının korunması, ahşap ambalajların içindeki mikro organizmaların çeşitli yöntemlerle yok edilmesi ve gerekli belgelendirmenin yapılması) konusunda ihracatçı şirketlerimiz 2004 yılında başlayan çalışmalarla, AB ve Türkiye’deki gereklilikleri belirlemiş ISPM15 standardı uygulamasına geçiş yapmışlardır. Ülkemizde de AB ile uyumlu bir şekilde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı gerekli yasal düzenlemeleri çıkarmış durumdadır.
Çevre mevzuatının uyumlaştırılması sırasında sektörel etkiler göz önüne alınarak bir strateji geliştirilecektir. Sektör uluslararası firmalarla yoğun rekabet içerisinde, tüm mevzuata uygun, hatta mevcut gerekliliklerin de üzerinde çevreci ürünler piyasaya sunmaktadır. Avrupa’nın en az enerji tüketen buzdolabı ve bulaşık makinesi Türkiye’de üretilmekte olup, bunun yanında pek çok çevre ödülleri alınmıştır.
DIŞ REKABET EDEBİLİRLİK VE TİCARET
Beyaz eşya sektörü büyük beyaz eşyalarda, yaklaşık 25 Milyon adetlik kurulu üretim kapasitesiyle AB’nin ikinci üretim üssü konumundadır. 2009 yılında beyaz eşyada 15.780.000 adet üretimin %70’i ihraç edilmiştir. Sektör AB pazarında yüzde 20 pazar payına sahiptir ve 2005 Eylül sonu itibariyle üretiminin yüzde 64’den fazlasını 90 ülkeye ihraç eder duruma gelmiştir. Bu ihracatın yüzde 80’i Avrupa Birliği ülkelerine yapılmaktadır. Sektörün 2013’e kadar ihracatını yıllık ortalama yüzde 12 arttırması beklenmektedir. 37
Sektörün ihracat performansı önünde bir dizi sorun bulunmaktadır. Öncelikle rekabet gücünün değerlenen kura rağmen devam edebilmesi için girdi maliyetlerinin düşürülmesi, istihdam maliyetlerinin azaltılması gerekliliği ön plana çıkmaktadır. Bununla ilişkili olarak istihdam üzerindeki yükleri azaltan yeni yasa ile birlikte sektörün istihdam maliyetlerine ilişkin sorunlarında azalma beklenmektedir. Ayrıca ihracat ve ithalat süreçlerimizdeki gerekli belge ve onay sayısının çokluğu sektörümüzü olumsuz etkilemekte, maddiyat ve zaman kayıplarına yol açmaktadır. Özellikle yeniden tanımı yapılan A tipi Gümrükçe Onaylanmış Kişi Statüsü’nün daha da geliştirilmesi ve imalatın yakınında ve fabrika içlerinde gümrük işlemlerinin yapılmasına olanak sağlanması firmaların tedarik hızını arttıracak ve hedef pazar olan AB’ye daha fazla ihracat yapılabilmesini sağlayacaktır.
Bununla birlikte, Polonya gibi AB’ye yeni üye ülkeler tarafından sağlanan bedelsiz ve çok düşük arazi maliyetleri, pazara yakınlık, demiryolu taşımacılığı ile düşük navlun ücretleri ve düşük işçilik maliyetleri, bu sektörde ülkemize gelen yatırımların söz konusu ülkelere yönelmesine yol açabilecektir.
TÜİK sanayi üretim endeksine göre, 2005 yılı baz alındığında beyaz eşya ve küçük ev aletlerinin imalatı sektörlerini kapsayan elektrikli ev aleti imalatı sektörünün üretimi 2007 yılına kadar yüzde 24,2 artmıştır. 2008 yılında etkisi ağır bir şekilde hissettiren krizin etkisiyle sektörün üretimi azalma eğilimi içerisine girmiş olup, 2009 yılında yüzde 15 düzeyine gerilemiştir. Aylık sanayi üretim endeksine (TÜİK) bakıldığında 2009 yılı ilk iki ayında düşme eğiliminin artarak sürdüğü, sektöre yönelik olarak alınan kriz önlemlerinin düşme eğiliminin azalmasında etkili olduğu ve Mart ayında ise bir toparlanma gerçekleştiği görülmektedir.
İSTİHDAM VE COĞRAFİ BOYUT
Sektördeki üretim tesislerinin Ankara’nın batısında ve ağırlıklı olarak Marmara bölgesinde yoğunlaşmaktadır. Bu durum lojistik ve yan sanayi gelişimine bağlı olarak gelişmiştir.