Taraflar arasındaki �tapu iptali ve tescil� davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sarıyer 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.09.2001 gün ve 1998/584 E- 2001/697 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 25.03.2004 gün ve 2003/8949-2188 sayılı ilamı ile;
(�...Davacı vekili 338 ada 45 parsel kapsamında kalan 400 m2 yere ait tapu kaydının kazanmayı sağlayan zilyetlik,imar affı ve tapu tahsis belgesi nedeniyle iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili, vakıf taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile edinilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı A.. T..... B..... vekili, vekil edeninin kayıt maliklerinden M........ A.....�un mirasçısı olduğunu açıklayarak davanın reddini istemiştir.
Davaya dahil edilen Hazine vekili, bu yerde Milli Savunma Başkanlığınca kamulaştırma işlemlerinin yapılmakta olduğunu, bu hususların gözönünde tutulmasını istemiştir.
Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b ve 13/B-c. maddeleri ile MK.nun 639/2. maddesindeki koşulların davacı lehine oluşmadığını, 3194 sayılı İmar Kanununun 15. maddesi uyarınca dava konusu taşınmaz bölümünün ifrazının mümkün bulunmadığını ve davacının 2981 sayılı İmar Kanununun 10/B. maddesi hükmünden yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz bölümünü kapsayan 338 ada 45 parsele ait kadastro tutanağında, 14.06.1330 tarih ve 35 nolu tapu kaydına dayanılarak 1/3 payın M........ A....., 2 / 3 payın da Merdiros kızı Nuriçe adına 28.01.1950 tarihinde tespit edilmiş, bu tespite dayanılarak 21.12.1950 tarihinde tapuya tescil edildikten sonra, M....... kızı N.....�ye ait 2/3 pay mahlulen 15.08.1977 tarihinde Sultan Beyazıt Vakfı adına tapuya tescil edilmiştir. Dosya arasındaki tapu kaydı ve kadastro tutanağının fotokopi örnekleri eksik olup, taşınmaza ilişkin tüm bilgileri içermemektedir. Tapu kaydının özel sütununda yazılı olmamakla birlikte, kadastro tutanağında dava konusu taşınmazın vasfı sütununda tarla (Sultan Beyazıt Vakfı) açıklaması yapılmıştır.
Hemen belirtelim ki; kural olarak vakıf taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmesi mümkün değildir. Tapu kaydında, dava konusu taşınmazın vakıf taşınmazlarından olduğu hususunda bir açıklama yer almamaktadır.
Mahkemece, dayanak tapu kaydı ve varsa vakıfla ilgili belgeler getirtilip, bunlara göre taşınmazın vakıf mallardan olup olmadığı belirlenmemiştir. Bu nedenle, taşınmazın niteliği bakımından yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Dosyadaki bu eksiklikler gözönünde tutularak, kadastro yolu ile oluşturulan tapu kaydı ve dayanak tapu kaydının eksiksiz olarak Tapu Sicil Müdürlüğü�nden istenilmesi, mahlulen Sultan Beyazıt Vakfına intikal eden paya ilişkin hüküm ve dayanaklarının, dava konusu taşınmaz bölümünün tahsis ve bu işlemin iptaline ilişkin belgelerin getirtilip dosya arasına konulması, taşınmazın öncesi itibariyle vakıf yerlerinden olup olmadığının belirlenmesi, gerekirse bilirkişi aracılığıyla taşınmazın niteliğinin belirlenmesine çalışılması, taşınmaz vakıf mal ise şimdiki gibi davanın reddine, böyle bir yer değil ise 1/3 pay sahibi M........ A.....�un dosyaya sonulan mirasçılık belgesinde isimleri geçen mirasçılarına yöntemine uygun bir biçimde davanın yöneltilmesi, taraf teşkili yapıldıktan sonra, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanması, Hazinenin savunmasında ileri sürülen kamulaştırmanın sözkonusu olup olmadığının kamulaştırma mevcutsa buna ait tüm belgelerin getirtilerek, yerel, teknik bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz başında keşif yapılması, taşınmazın belirlenecek niteliğine göre kazanılmaya elverişli yerlerden olup olmadığı belirlendikten sonra 3194 ve 2981 sayılı Kanun ek ve tadillerinin hükümleri gözönünde tutularak uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir.
Eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapu kaydına, kazanmayı sağlayan zilyetliğe, imar affına ve tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu 338 ada, 45 parsel nolu taşınmazın 14.06.1330 tarihli tapu kaydına göre 1/3 payı M........ A.....; 2/3 payı ise M...... kızı N..... adına 28.1.1950 tarihinde tespit edilmiş ve 21.12.1950 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Daha sonra M...... kızı N.....�ye ait 2/3 pay mahlulen 15.08.1977 tarihinde Sultan Beyazıt Vakfı adına tapuya tescil edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın vakıf taşınmazı olması ve �Boğaziçi Öngörünüm Alanında� kalıp, imar planında �koruya katılacak kısımda� yer alması nedeniyle zilliyetlikle kazanılamayacağı ayrıca, davacının İmar Affı Kanunlarından da yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Dairece; karar yukarıda açıklanan şekilde araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur.
Yerel Mahkemece; HUMK. m. 77�den de söz edilerek araştırmaya gerek bulunmadığı, daha önce aynı parsel hakkında aynı nedenle açılan davalarda verilen bir çok red kararının Yargıtay Dairelerince onandığı belirtilerek direnilmiştir.
Uyuşmazlık, dosyada toplanan belgelere göre, dava konusu taşınmazın vakıf malı olduğu hususunun net olarak saptanıp saptanamayacağı, buradan hareketle taraf teşkili ve kamulaştırma belgeleri yönünden bir araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca; dava konusu yer 1/1000 ölçekli Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planında �Koruya Katılacak Alanda� kalmakta olup, nazım planında bu alanlara tahsis edilen parsellerde geçici olarak dahi hiçbir inşaatın yapılamayacağı ayrıca, burada ifraz yapılmasının da mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Mahkemeye hitaben yazılan M.. İstanbul İnşaat Emlak Başkanlığının 29 Eylül 2000 tarihli yazısında; Dava konusu parsel K...... O......i Müdürlüğü�nün arazisine komşu olup, Milli Savunma Bakanlığınca kamulaştırması yapılmadığı, bu nedenle istenen pafta ve kamulaştırma evrakı mevcut olmadığından gönderilemediği bildirilmiştir.
Dosyaya celbedilen Sarıyer Tapu Sicil Müdürlüğü�nün 22.02.1999 tarih ve 240 sayılı yazısından; İstanbul Sarıyer,Yeniköy Mahallesi adresinde kain, tapunun 338 ada, 45 parsel sayısında kayıtlı taşınmazın tamamı 10.206 m2 sahalı olup, 2/3�ü davalı İstanbul Vakıflar Müdürlüğü, 1/3�ü davalı Mercimekyan Asador adına kayıtlıdır.
28.01.1950 tarihli kadastro tutanağında ise vasfı: �Tarla (Sultan Beyazıt Vakfı)� ibaresi yer almaktadır.
İstanbul 9. Asl. Huk. Mah. 09.03.1954 tarih ve 1954/142 E. 198 K. sayılı belgesine göre; 25.05.1939 tarihinde ölen A... oğlu A...... M.......�in mirası 192 pay kabul edilerek; 64 pay Takuhi, 64 pay Arşaguhi, 32 pay Rozmari ile 32 pay A.. T......�ye isabet etmiştir. Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.02.2004 gün ve 2002/1038-70 E.K. sayılı ilamına göre; MM........ A.....�un 1/3 payının iptali ile vakıf adına tescili için açılan dava sonunda, M........ A.....�un mirasçılarından A.. T..... B.....�nin sağ olduğu ancak, diğer mirasçıları T....., A..... ve R.....�nin hayatta olup olmadığı ve nerede olduğunun bilinmediği anlaşıldığından, sözü edilen 1/3 payın 160/192 payının tapusunun iptali ile mahlulen Sultan Beyazıt Vakfı adına tesciline, A.. T..... B.....�nin payı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hal böyle olunca; mahkemece, �903 sayılı Yasanın 81/B maddesine göre, vakıfların malları üzerinde zilyetlik yolu ile mülk edinme hükümlerinin uygulanamayacağı, vakıf mallarının zilyetlik yolu ile kazanılması olanaklı olmadığı, İmar Kanunu açısından da dava konusu taşınmazın davalılar tarafından kullanılan 645.00 m2 sinin ifraz edilerek davacılar adına tescilinin mümkün olmadığı, 2981 sayılı İmar Kanunu 10/b maddesine göre taşınmazı tapu dışı yolla devralan kişiler yararına tespit yapılamayacağı ve ayrıca davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 13/B-c. maddesine göre kazandırıcı zaman aşımı yolu ile taşınmazın edinilmesinin de olanaklı olmadığı anlaşılmakla; ve tüm dosya içeriği ile, Türk Medeni Kanununun 713/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b ve 13/B-c. maddelerine göre zilyetlikle mülk edinme koşulları oluşmadığından davanın reddi� yönünde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04.02.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.