T. C. Yargitay hukuk genel kurulu e. 2011/4-58 K. 2011/176


T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ



Yüklə 414,6 Kb.
səhifə10/24
tarix21.08.2018
ölçüsü414,6 Kb.
#73371
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   24

T.C.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/3224

K. 2011/391

T. 26.1.2011

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Miras Yolu İle İntikal ve Kazanmayı Sağlayan Zilyetlik Nedeniyle Hazine Üzerindeki Kaydın İptali İle Davacı Adına Tescili Talebi - Taşınmazın Kaçıncı Derece Sit Alanında Bulunduğunun Usulüne Uygun Olarak Tespit Edilip Sonucuna Göre Hüküm Kurulacağı )

• SİT ALANINDE BULUNAN TAŞINMAZ ( Tapu İptali ve Tescil Talebi - Taşınmazın Bulunduğu Yerde Arkeolog Bilirkişi İle Keşif Yapılacağı Kaçıncı Derece Sit Alanında Bulunduğunun Usulüne Uygun Tespit Edilmesi Gerektiği )

• İKTİSABI MÜMKÜN OLMAYAN TAŞINMAZLAR ( Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca Birinci Grup Olarak Tescil ve İlan Edilen Kültür Varlıklarının Bulunduğu Taşınmazlar İle 1. ve 2. Derece Arkeolojik Sit Alanları - Bunlar Dışında Kalan Arkeolojik Sit Alanları İle Doğal Sit Alanlarının Kazanma Koşulları Oluştuğu Takdirde Tescil Edileceği )

• KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU ( Kanunda Belirtilen İktisabı Mümkün Olmayan Taşınmazların Tapu İptali ve Tesciline Karar Verilemeyeceği - Dava Konusu Taşınmazın Kaçıncı Derecede Sit Alanında Bulunduğunun Tespit Edilmesi Gerektiği )

4721/m. 713/1

3402/m. 14

2863/m. 11


ÖZET : Davacı, miras yolu ile intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının iktisabi mümkün değildir. Bunlar dışında kalan arkeolojik sit alanları ile doğal sit alanlarının kazanma koşulları oluştuğu takdirde kazanılması ve tescili mümkün olmaktadır. Nizalı taşınmazın bulunduğu yerde arkeolog bilirkişi ile keşif yapılmaması, dava konusu taşınmazın kaçıncı derece sit alanında bulunduğunun usule uygun şekilde belirlenmemesi ve nizalı taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri hususu üzerinde durulmaması hukuka aykırıdır.

DAVA : Hörü ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ( Marmaris Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesi )'nden verilen 09.12.2009 gün ve 351/496 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, miras yolu ile intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 206 ada 16 parselin davalı Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın sit alanında olduğunu ve zilyetlik koşullarının oluşmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne, 206 ada 16 parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu 206 ada 16 parsel, 1266,45 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla, aynı ada 17 ila 19 parsellerle birlikte 1936/1680 tahrir vergi kaydının revizyonu sonucu, vergi kayıt malikinin ifrazı ve 16 parseli 1940 yılında Hava'ya satarak zilyetliği devrettiği, onun da davacı Hörü'ye satışıyla zilyet olduğu belirtilmek suretiyle 30.11.1992 tarihinde davacı adına tespit edilmiş, bilahare komisyonun 05.12.2005 tarihli kararıyla dava konusu taşınmazın sit kapsamında bulunduğu gerekçesiyle tespitin iptali ile Hazine adına tespitine karar verilmiş ve komisyon kararının davasız kesinleşmesi ile 08.09.2006 tarihinde sicil oluşmuştur.

Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenine dayalı TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bir yerin belirtilen hükümlere tescili için kanunda öngörülen diğer koşullar yanında, taşınmazın da nitelik itibariyle kazanıma elverişli olması gerekir. Dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın İzmir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.02.1996 tarih ve 5576 no.lu kararı ile sit alanı olarak belirlenen yerlerden olduğu bildirilmiştir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 11. maddesinin ilk metninde derece ayrımı yapılmaksızın sit alanlarının koşulları oluştuğu takdirde kazanılması mümkün bulunmakta idi. 27.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5226 sayılı Kanunun 5. maddesiyle 2863 sayılı Kanunun 11. fıkrasında yer alan koruma alanları ibaresinden sonra gelmek üzere "sit alanları" sözcüğü eklenmiş ve bu tarihten itibaren sit alanlarının da kazanılması yasaklanmıştır. Ancak 30.05.2007 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 22.05.2007 tarihli 5663 sayılı Kanunla 11. maddenin 2. cümlesi değiştirilmiş, "... ancak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez..." hükmüne yer verilmiştir. 11. maddenin değişik son şekline göre Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının iktisabi mümkün değildir. Bunlar dışında kalan arkeolojik sit alanları ile doğal sit alanlarının kazanma koşulları oluştuğu takdirde kazanılması ve tescili mümkün olmaktadır. Görüldüğü üzere zilyetlikle kazanma bakımından hüküm değiştirilmiş, zilyetler lehine yeni bir düzenleme getirilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın değişik bu hüküm çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekir.



Somut olayda mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Nizalı taşınmazın bulunduğu yerde arkeolog bilirkişi ile keşif yapılmamış ve dava konusu taşınmazın kaçıncı derece sit alanında bulunduğu usule uygun şekilde belirlenmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin dosya içinde mevcut karar ve eklerinin, nizalı taşınmazın bulunduğu yerde arkeolog bilirkişi eşliğinde keşif icrasıyla uygulanması, dava konusu taşınmazın hangi tür ve kaçıncı derece sit alanında olduğunun tespiti; bundan ayrı dava konusu parsele revizyon gören vergi kaydının ve varsa komşu parsellerin kadastro tespitlerine dayanak kayıtların ve hüküm dosyalarının getirtilerek keşif de uygulanması, nizalı taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri hususu üzerinde durulması, ondan sonra tüm dosya kapsamı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yüklə 414,6 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin