T. C. Yargitay hukuk genel kurulu e. 2011/4-58 K. 2011/176


T.C. YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ



Yüklə 414,6 Kb.
səhifə20/24
tarix21.08.2018
ölçüsü414,6 Kb.
#73371
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   24

T.C.

YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/8222

K. 2010/2645

T. 2.4.2010

• TESCİL ( İrsen İntikal ve Kazandırıcı Zamanaşımı Zilyetliğine Dayanarak Çekişmeli Taşınmazın Davacı Davalı ve Paydaşları Adına Payları Oranında Tescili İstemi - Senet Aslı Ele Geçirilmese Dahi Taşınmazın Satın Alındığının Her Türlü Delille Kanıtlanabileceği )

• KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ ( Talebiyle Taşınmazın Tescili Talebi/Senet Aslı Ele Geçirilmese Dahi Taşınmazın Satın Alındığının Her Türlü Delille Kanıtlanabileceği - Satış Senedinin Taşınmazın Tamamını Kapsayıp Kapsamadığının Araştırılacağı )

• TAŞINMAZIN SATIN ALINDIĞININ İSPATI ( İrsen İntikal ve Kazandırıcı Zamanaşımı Zilyetliğine Dayanarak Çekişmeli Taşınmazın Davacı Davalı ve Paydaşları Adına Payları Oranında Tescili İstemi - Senet Aslı Ele Geçirilmese Dahi Taşınmazın Satın Alındığının Bilirkişi Tanık Beyanları ve Her Türlü Delille Kanıtlanabileceği )

1086/m. 292


ÖZET : Kadastro sırasında taşınmaz, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı adına tespit edilmiştir. Davacı, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın kendisi, davalı ve paydaşları adına payları oranında tescili istemi ile dava açmıştır. Taşınmazın satın alındığı, senet aslı ele geçirilmese dahi bilirkişi, tanık beyanları ve her türlü delille kanıtlanabilir. Satış senedinin taşınmazın tamamını kapsayıp kapsamadığı araştırılmalıdır.

DAVA : Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

KARAR : Kadastro sırasında 162 ada 10 parsel sayılı 5630,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı G. adına tespit edilmiştir. Davacı Halil, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın kendisi, davalı ve paydaşları adına payları oranında tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile fen bilirkişi raporunda ( A ) harfi ile gösterilen 4486,73 metrekare yüzölçümündeki bölümün 1/2 payının davalı G. adına, geri kalan 1/2 payı ve ( B ) harfi ile gösterilen 1143,60 metrekare yüzölçümündeki bölümün ise tarafların ortak murisi C. mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm davalı G. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisinin 10.12.2007 tarihli raporu ekindeki krokide ( A ) harfi ile gösterilen bölümünün Ali'den kaldığı ancak mirasçılarının paylarını diğer mirasçılardan davalı G. ile davacıların murisi C.'e devrettikleri, ( B ) harfi ile gösterilen bölümünün ise C. tarafından K.'den satın alındığı ve bu bölümde C. mirasçıları lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Taşınmazın ( A ) harfi ile gösterilen bölümünün kök muris Ali'den kaldığı ve müştereken C. ve G.'e ait olduğu çekişmesizdir. Davalı G. 20.02.1998 tarihli senetle C.'in payını satın ve teslim aldığını savunmuş, davacı C. mirasçıları ise miras paylarının satılmadığını, ( A ) harfi ile gösterilen bölümdeki 1/2 paylarının uhdelerinde kaldığını, satış senedinin sahte olduğunu iddia etmişler, senet aslı bulunamamış, bir kısım senet tanıkları satın almayı doğrulamışlardır. ( B ) harfi ile gösterilen bölüm yönünden ise; taşınmazın C. tarafından K.'den satın alındığı kabul edilmiştir. Satın almanın varlığı ve kapsamı yönünden yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Senet aslı ele geçirilemese dahi bilirkişi ve tanık beyanları ve her türlü delille satın alma kanıtlanabilir. Doğru sonuca varılabilmesi için, yaşlı, tarafsız ve taşınmazı iyi bilen mahalli bilirkişi, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve senet tanıkları katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak K. ile C. arasındaki satış senedi önceki tarihli olmasına rağmen, sonraki tarihli C. ve G. arasındaki senedin doğu hududunda K. yazmış olduğundan K.'e ait olan yer kesin olarak belirlenmeli, ( A ) harfi ile gösterilen bölüm yönünden yapılan satışa ( B ) harfi ile gösterilen bölümün de dahil olup olmadığı, bir başka deyişle senedin taşınmazın tamamını kapsayıp kapsamadığı araştırılmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.



SONUÇ : Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), 02.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/6264

K. 2010/10851

T. 9.12.2010

• TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN RÜCUAN MADDİ TAZMİNAT DAVASI ( Sürücünün Sigorta Sözleşmesine Taraf Olmadığı - Pasif Sıfat Yokluğu Nedeniyle Davalı Sürücü Hakkındaki Davanın Reddedilmesi Gerektiği )

• SIFAT YOKLUĞU ( Trafik Kazasından Kaynaklanan Rücuan Maddi Tazminat İstemi/Sigortalının Aracın Maliki Olduğu - Sürücü Hakkındaki Davanın Husumet Yokluğundan Reddedileceği )

• SÜRÜCÜNÜN VE SİGORTALININ FARKLI KİŞİLER OLMASI ( Trafik Kazasından Kaynaklanan Rücuan Maddi Tazminat İstemi/Sürücünün Sigorta Sözleşmesine Taraf Olmadığı - Pasif Sıfat Yokluğu Nedeniyle Davalı Sürücü Hakkındaki Davanın Reddedileceği )

• HUSUMET ( Trafik Kazasından Kaynaklanan Rücuan Maddi Tazminat İstemi/Sürücü Sigorta Sözleşmesine Taraf Olmadığı İçin Pasif Sıfat Yokluğuyla Davanın Reddedileceği - Kamu Düzenine İlişkin Husumetin Resen Gözetileceği )

6762/m.1301


ÖZET : Dava, ehliyetsiz sürücünün sebep olduğu trafik kazasından kaynaklanan rücuan maddi tazminat istemine ilişkindir. Aracın malikinin ve sigortalının davalı, sürücünün ise diğer davalı olduğu görülmüştür. Poliçe genel şartlarında ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir hükmü mevcuttur. Husumet kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekir. Davalı sürücü hakkındaki davanın pasif sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu davalı aleyhine hüküm kurulması hukuka aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Yasin tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı Ayşe'nin işleteni olduğu aracı kullanan ehliyetsiz sürücü davalı Yasin'in kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada hasarlanan karşı araç için davacının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak ödediği 8.000 TL'nin rücuan ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile, 8.000 TL nin ödeme tarihi olan 16.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Yasin tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava, ehliyetsiz sürücünün sebep olduğu trafik kazasından kaynaklanan rücuan maddi tazminat istemine ilişkindir. Dava dosyası incelendiğinde, aracın malikinin ve sigortalının davalı Ayşe, sürücünün ise davalı Yasin olduğu görülmüştür. Poliçe genel şartlarının B.4/2. maddesinde "ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir" hükmü mevcuttur. Şu halde, davacı sigortacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Husumet kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekir. Davalı Yasin'i sigorta ettiren olmadığına göre, sözleşmenin tarafı değildir. Bu durumda mahkemece davalı sürücü hakkındaki davanın pasif sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu davalı aleyhine yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.



2- Bozma neden ve şekline göre davalı Yasin'in sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Yasin vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı Yasin yararına ( BOZULMASINA ), 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle aynı davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Yasin'e geri verilmesine, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yüklə 414,6 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin