T. C. Yargitay hukuk genel kurulu e. 2011/4-58 K. 2011/176


T.C. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ



Yüklə 414,6 Kb.
səhifə9/24
tarix21.08.2018
ölçüsü414,6 Kb.
#73371
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   24

T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/5346

K. 2011/9604

T. 26.9.2011

• KİRA ALACAĞI ( Yargılama Aşamasında Kiralananın Tahliye Edildiği/Anahtar Tesliminin Ne Zaman Olduğunun Davalı Kiracı Tarafından Yazılı Belge İle Kanıtlanamadığı - Davacının Bildirdiği Tarih Esas Alınmak Suretiyle Bildirilen Tarihe Kadar Kira Alacağına Hükmedileceği )

• TAHLİYE ( Kira Alacağı Talebi/Yargılama Aşamasında Kiralananın Tahliye Edildiği - Davalının Anahtar Tesliminin Farklı Tarihte Olduğu İddiası/Bunu İspatlayamadığı İçin Davacının Bildirdiği Tarih Esas Alınacağı )

• ANAHTARIN KİRALAYANA TESLİM ZAMANI ( Davalı Kiracı Tarafından Yazılı Belge İle Kanıtlanamaması Halinde Davacının Bildirdiği Tarih Esas Alınacağı - Davacı Tarafından Bildirilen Tahliye Tarihine Kadar Kira Alacağına Hükmedileceği )

2004/m. 67

6570/m. 7


ÖZET : Davacı vekili asıl kira alacağı ve işlemiş faizin ödenmesini istemiş, yargılama aşamasında kiralananın tahliye edilmesi nedeni ile kira tahliye edildiği dönemki kira parası isteminden vazgeçtiklerini, diğer ayların kira parasının ödenmesini istediklerini bildirmiştir. Anahtar tesliminin davalı kiracı tarafından yazılı belge ile kanıtlanamaması halinde, davacının bildirdiği tarih esas alınmak suretiyle bildirilen tarihe kadar kira alacağına hükmedilmesi gerekir. Davalı anahtar teslimine ilişkin belge sunamamıştır. Anahtar tesliminin davacının bildirdiği tarih olduğunun kabulü ile davalıların bu tarihe kadar olan kira parasından sorumlu tutulması gerekir.

DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, tahliye istemi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, itirazın kaldırılması istemi yargılama gerektirdiğinden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından alacağa yönelik olarak temyiz edilmiştir.

Davacı vekili 29.07.2010 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2010 yılı Haziran ayından itibaren 2011 yılı Mart ayı dahil aylık 3.888 TL üzerinden 10 aylık. 38.880 TL asıl kira alacağı ve 80,53 TL işlemiş faizin ödenmesini istemiş, yargılama aşamasında kiralananın 01.11.2010 tarihinde tahliye edilmesi nedeni ile 2010 yılı Aralık, 2011 yılı Ocak, Şubat, Mart ayları kira parası isteminden vazgeçtiklerini, diğer ayların kira parasının ödenmesini istediklerini bildirmiştir. Davalı, kiralananın 2010 yılı Haziran ayında tahliye edildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tahliye istemi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, itirazın kaldırılması istemi yargılama gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar verilmiştir.

İcra takibinde dayanak yapılan, karara esas alınan 01.04.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli aylık 3.600 TL ödemeli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık kiralananın tahliye edilerek anahtarının kiralayana ne zaman teslim edildiğine ilişkindir. Kural olarak anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekir. Yasal anahtar teslimi bizzat anahtarı kiralayana vermek suretiyle veya tevdi mahalli tayini suretiyle yapılır. Anahtar tesliminin davalı kiracı tarafından yazılı belge ile kanıtlanamaması halinde davacının bildirdiği tarih esas alınmak suretiyle bildirilen tarihe kadar kira alacağına hükmedilmesi gerekir. Davalı dava konusu kiralananın anahtarının 2010 yılı Haziran ayında teslim edildiğini bildirmiş, buna ilişkin bir belge sunamamıştır. Bu durumda anahtar tesliminin davacının bildirdiği 01.11.2010 tarihi olduğunun kabulü ile davalıların bu tarihe kadar olan kira parasından sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.



SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın alacağa yönelik olarak BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

7. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/2758

K. 2011/1354

T. 1.3.2011

• MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ ( Üzerindeki Taşınmazın Tapu Kaydının Kesinleşen Kadastro Sonucu Oluştuğu/Kadastro Tutanağının Beyanlar Hanesinde Üzerinde Gerekli Bilgilerin Gösterildiği - Muhdesatın Kadastro Tespit Gününden Önce Meydana Getirildiği/Davacının Dava Açmakta Hukuki Yararı Bulunduğu )

• TAPU KAYDININ BEYANLAR HANESİNİN DÜZELTİLMESİ TALEBİ ( Davacının Dava Açmakta Hukuki Yararı Bulunduğu/Davanın Hak Düşürücü Sürede Açıldığı - Davanın Esasına Girilmesi Gerektiği )

• KADASTRO TUTANAĞININ KESİNLEŞTİĞİ TARİH ( Bu Tarihten 10 Yıl Geçtikten Sonra Tutanaklarda Belirtilen Haklara Sınırlandırma ve Tespitlere Karşı Kadastrodan Önceki Hukuki Sebeplere Dayanarak Dava Açılamayacağı - Davanın Hak Düşürücü Sürede Açıldığı )

• KADASTRO TESPİT GÜNÜNDEN ÖNCE MUHDESATIN MEYDANA GETİRİLMESİ ( Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Talebi - Davacının Dava Açmakta Hukuki Yararı Olduğu )

• HUKUKİ YARAR ( Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Talebi/Kadastro Tutanağının Beyanlar Hanesinde Üzerinde Gerekli Bilgilerin Gösterildiği - Kadasto Tespit Gününden Önce Muhdesatın Meydana Getirildiği )

3402/m. 12/3, 19/2


ÖZET : Dava kesinleşen kadastroya karşı açılan ve taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir, kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamaz. Muhdesatın üzerinde yer aldığı taşınmazın tapu kaydının kesinleşen kadastro sonucu oluştuğu ve kadastro tutanağının beyanlar hanesinde, üzerinde bulunan kargir binanın mirasçılara ait olduğu anlaşılmaktadır. Muhdesatın kadastro tespit gününden önce meydana getirildiği gözetildiğinde davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğu ve davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kuşkusuzdur. Davanın esasına girilmelidir.

DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı Memduh tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

KARAR : Dava kesinleşen kadastroya karşı açılan ve Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.

Duraksamadan belirtmek gerekir ki; bir davada maddi vakıaları bildirmek yanlara, hukuki sebebi belirlemek hakime, davada öne sürülen iddianın kanıtlanması ise davacıya aittir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2 maddesinde taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği, aynı Kanunun 12/3 maddesi hükmünde de kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır.

Somut olaya gelince; dava konusu muhdesatın üzerinde yer aldığı 403 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kesinleşen kadastro sonucu oluştuğu ve kadastro tutanağının beyanlar hanesinde, üzerinde bulunan üç katlı kargir binanın Mehmet oğlu Erğin'in mirasçılarına ait olduğunun gösterildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf muhdesatın zemin katının müştereken meydana getirildiğini öne sürerek beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemiyle görülen davayı açmıştır. Davanın açıklanan bu niteliği ve dava konusu muhdesatın kadastro tespit gününden önce meydana getirildiği gözetildiğinde davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğu ve davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kuşkusuzdur. Davanın niteliğinde yanılgıya düşülerek, deliller tam olarak toplanmadan, eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez.

Hal böyle olunca; davanın, kesinleşen kadastroya karşı açılmış Kadastro Kanununun 19/2. maddesinden kaynaklanan muhdesat tespiti ve beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gözetilerek davanın esasına girilmeli, taraflarca gösterilen ve gösterilecek deliller toplanmalı, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir hüküm verilmelidir.



SONUÇ : Mahkemece davanın niteliğinde yanılgıya düşülerek, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Memduh'un temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), peşin ödenen harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 01.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

Yüklə 414,6 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin