Tablo: I. Temel Ekonomik Büyüklükler


İKİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİK GELİŞMELER VE HEDEFLER



Yüklə 4,67 Mb.
səhifə2/38
tarix27.01.2018
ölçüsü4,67 Mb.
#40873
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   38

İKİNCİ BÖLÜM

MAKROEKONOMİK GELİŞMELER VE HEDEFLER

I. DÜNYA EKONOMİSİNDE GELİŞMELER


Dünya ekonomisi uzun süreli bir büyüme dönemi yaşamış ve 2003 yılından itibaren büyüme oranları daha da yükselerek 2006 yılında yüzde 5,1’e, 2007 yılında yüzde 5’e ulaşmıştır. Bu yıllarda gelişmiş ülkelerin büyüme oranları sırasıyla yüzde 3 ve yüzde 2,6, yükselen-gelişmekte olan ülke büyümeleri de tarihsel olarak en üst düzeylere çıkarak yüzde 7,8 ve yüzde 8 düzeyinde olmuştur. Dünya ticareti aynı yıllarda yüzde 9,4 ve yüzde 7 oranlarında artmıştır. Yaşanan büyüme sürecinin en kayda değer unsurlarından biri olan doğrudan yabancı sermaye yatırımları UNCTAD verilerine göre 2007 yılında yüzde 30 oranında artışla 1,9 trilyon ABD doları düzeyine ulaşmıştır. Yeni ve geniş çaplı şirket birleşmeleri uluslararası büyük şirketlerin piyasa paylarını ve güçlerini artırmıştır.

Bu dönemde yükselen ve gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki konumu gerek genelde, gerekse bir ölçüde şirketler düzeyinde güç kazanmış, gelirleri ve gelişme kapasiteleri belirgin artışlar kaydetmiştir. Çin’in dünya ekonomisinde küresel bir oyuncu olarak kazandığı rol belirginleşmiştir. Hindistan ve Brezilya da bu açıdan önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Bu kapsamda, Brezilya, Çin ve Hindistan’ın dünya hasılası içerisindeki payları 2000 yılındaki sırasıyla yüzde 2, yüzde 3,7 ve yüzde 1,5 seviyelerinden, 2006 yılında sırasıyla yüzde 2,2, yüzde 5,5 ve yüzde 1,8 seviyelerine ulaşmıştır.

Dünya ekonomisindeki bu yüksek büyüme döneminin en sürükleyici güçleri bilimsel ve teknolojik gelişme ve ekonomilerin küreselleşmesi olmuştur. Bu ortamda gerek ekonomik gerekse sosyal alanda bilgi ekonomisine dönüşüm bakımından hızlı bir ilerleme sağlayan ülkeler ve şirketler aynı zamanda genel performansları açısından da daha başarılı olmuş ve yakınsama sürecinde daha çok yol almıştır. Ayrıca, 1997 Asya ve 1998 Rusya krizlerinden çıkarılan dersler ışığında, yapısal reformlarını yapan, kırılganlıklarını azaltan, temel iç ve dış dengelerini bankacılık sektörünü ve uluslararası rezervlerini güçlendiren ülkelerin daha başarılı oldukları görülmüştür. Bunların yanı sıra enerji hammaddesi fiyatlarında görülen yüksek artışlardan yararlanan Rusya ve Orta Doğu ülkeleri gibi ülkeler de gelirlerini önemli ölçüde artırmıştır.

Enerji fiyatlarındaki ve küresel düzeyde kuraklık ve biyo-yakıta yönelmenin getirdiği gıda fiyatlarındaki artışlar özellikle 2007 yılından sonra enflasyonu artırıcı bir baskı yapmaya başlamıştır.

Bu büyüme döneminde yükselen ve gelişmekte olan ülkeler genelde gelişmiş ülkelere yakınsama açısından ilerleme sağlamış ama aynı zamanda özellikle Afrika ve Güney Asya’daki en yoksul ülkelerle diğerleri arasındaki fark açılmış ve gelişmişler dahil ülkelerin çoğunda ülke içi eşitsizlik artmıştır.

Dünya ekonomisinin büyüme sürecinde büyük gelişmiş ülkelerin bir bölümünün krediyi ucuzlatan uzun süreli politikaları ve global finans bolluğu ile risk iştahı artışı da dikkat çekici olgulardır. Özellikle gelişmiş ülkelerde finans kesiminin getirileri diğer kesimlere göre çok daha hızlı artmıştır.

Finans kesiminde 2007 yılı ortalarından itibaren işaretleri belirmeye başlayan sıkıntı ve sıkışıklıklar 2008 yılında çok büyük bir krize dönüşmüştür. Bunun başlıca nedenleri arasında: ABD konut piyasasında tutsat (mortgage) uygulamasının geri ödeme olanağı zayıf olan geniş bir kesime de yaygınlaştırılması; buna ek olarak tutsatın ödenmesine ilişkin güvencelerin ölçüsüz şekilde varlık olarak kullanılması yoluyla olağanüstü büyüklükte ve giderek sanal bir nitelik kazanan finansal kaynaklar yaratılması; genelde bu ve benzeri sağlıksız ve karmaşık bir dizi türev ürünün yaygınlaşması; risk yönetiminin gözardı edilmesi; serbest yatırım (hedge) fonlarının yeterince sağlıklı karşılıklar sağlamadan yaptıkları yatırımların büyük boyutlara varması; finans kesiminin büyük bir bölümünün giderek bu sürece katılması; bu alanda düzenleme eksikliği ve denetim yetersizliği; uluslararası düzeyde düzenleme ve gözetim mekanizmalarının zayıflığı; önlem almada gecikilmesi ile ahlaki alanda güven istismarı gibi çeşitli ama birbirleriyle ilişkili unsurlar yer almaktadır.

2008 yılında gelişmiş ülkelerde büyük finans şirketi ve bankaların önce birkaçı, Eylül ayından itibaren de birçoğu iflas konumuna gelmiş veya büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır. Krizin bu şekilde patlak verdiği noktada ticari kredi faaliyeti durmuş, dünya kredi piyasası tıkanmıştır. Dünya borsaları olağanüstü düşüşler kaydetmiştir.

Çıkış noktası finans kesimi olan, küresel nitelikte, son derece geniş çaplı, hızla ve beklenmedik biçimde yayılan ve öncekilere benzemeyen bir kriz olması gibi unsurlar bu krizin en kritik özellikleri arasında yer almaktadır.

Kriz karşısında gelişmiş ülkelerden başlayarak bir dizi köklü ve geniş çapta kamu kaynaklarına dayalı önlem alınmıştır. Toplam mali çerçevesi birkaç trilyon ABD dolarını bulan bu önlemler arasında; bankalara çok büyük çapta likidite ve sermaye sağlanması, bankaların hisselerinin satın alınması, mevduat ve kredilerin güvence altına alınması, belirli borç kağıtlarının devralınması, büyük şirketlerin kamu desteğiyle birleştirilmesi, güç durumda olan şirketlerin bir bölümüne destek verilmesi, Merkez Bankalarının eşgüdümlü faiz indirimine gidilmesi, AB çerçevesinde finans alanında eşgüdümlü bir yaklaşımın belirlenmesi, finansal ürünlerde açığa satışın belirli bir süre yasaklanması ve tüketicilere destek paketleri verilmesi yer almaktadır. Gelişmiş ülke finans kuruluşlarının önemli bir bölümü geçici olarak kamu denetimine geçmiş durumdadır. Alınan önlemlerin büyük bölümü başka bir dönemde gündeme gelmeleri dahi beklenemeyecek niteliktedir.

Kriz, önce gelişmiş ülkeleri etkilemiş, sonra gelişmekte olan ülkelere yayılmıştır. Çin ve Hindistan gibi ülkeler de krizden etkilenmekle birlikte bugüne kadar bu ülkeler üzerindeki etki, göreli olarak daha az olmuştur. Özellikle makroekonomik dengeleri, finansal sektörü ve dış ödeme olanakları zayıf olan birçok gelişmekte olan ülke kriz karşısında güç durumda kalmaktadır. Bir dizi yükselen ekonomi, IMF ile anlaşma imzalayarak mali destek sağlama sürecine girmiştir. Ekim 2008 itibarıyla küçük bir gelişmiş ülke olan ve ödemelerini yapamayacak konuma düşmüş olan İzlanda, yükselen ekonomilerden Ukrayna ve AB üyesi de olan Macaristan ile IMF arasında kapsamlı anlaşmalar imzalanması kararlaştırılmıştır.

Kriz aynı zamanda reel sektöre de bulaşmaya başlamış olup bu bulaşmanın derecesi dünya ekonomisinin gelişme perspektifi açısından çok kritik bir rol oynayacaktır.

Alınan son derece geniş çaplı önlemler ilk başlarda LIBOR oranlarında düşüş ve kurumsal kredilerde hafif bir kıpırdanma dışında önemli bir etki yapmamış olmakla birlikte beklenen etkinin belirli bir süre içinde ortaya çıkacağı öngörülmektedir.

Bu önlemlere ek olarak, dünya finans sisteminin uluslararası düzeyde yeniden yapılanmasına ve bu yapılanmada Çin ve Hindistan ile Brezilya ve Türkiye gibi ülkelerin, dolayısıyla G20 ülkelerinin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerin genelinin de söz sahibi olmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu yapılanmanın aynı zamanda küresel düzeyde sağlıklı ve güçlü düzenleme ve gözetim mekanizmalarının oluşturulmasını da kapsaması beklenmektedir.



Krizin etkilerinin analizi, ortaya çıkan olumsuz etkilerin belirli bir süre boyunca güçlü ve yaygın biçimde hissedileceğini göstermektedir. Buna karşılık mali durumlarını istikrarsızlığa sürüklemeden ve paniğe kapılmadan, dayanışma içinde ekonomilerini canlandırmak için etkili önlemler alan, kaynaklarını beceriyle kullanan ülkelerin tutumları ve yoğun ve kapsamlı uluslararası eşgüdüm bu olumsuz etkiyi ve süreyi sınırlandırabilecektir. 2008 yılına kadar yaşanan büyüme dönemi dünya ekonomisinde bilgi ekonomisinin sağladığı gelişmelerin de katkısıyla büyük yeni kapasiteler ve önemli bir deneyim birikimi yaratmıştır. Küresel düzeyde ve belirli ölçülerde de olsa tüm ülkelerin katılacağı yeniden yapılanma ile mevcut kurumlar dönüştürülerek ve gerektiği ölçüde yeni kurumlar oluşturularak kurulacak mekanizmalar, bu kapasiteleri harekete geçirecek, krizin aşılmasını sağlayacak ve yeni ama daha sağlıklı sürdürülebilir bir gelişme döneminin başlangıcını hazırlayacaktır. Alınacak önlemler ve yapılanma konusunda başarı sağlandığı takdirde, krizin aşılması ve yeni dönemin başlamasının bir buçuk-iki yıl kadar bir zaman alması beklenmektedir.

TABLO: II. - Dünyada Son Gelişmelere İlişkin Çeşitli Göstergeler

Finansal Piyasalara İlişkin Göstergeler (1)




31 Aralık 2007

22 Ekim 2008

Yüzde Değişim

ABD - Dow Jones Sanayi Endeksi

13 270

8 519

-35,8

Almanya - DAX

8 062

4 571

-43,3

İngiltere - FTSE 100

6 455

4 041

-37,4

Fransa - CAC 40

5 619

3 298

-41,3

Japonya - NIKKEI 225

15 299

8 675

-43,3

Brezilya - Bovespa

63 878

35 069

-45,1

Çin - SSEA

5 516

1 991

-63,9

Rusya - RTS

2 094

666

-68,2

Malezya - KLSE

1 445

904

-37,4

Singapur - STI

3 469

1 821

-47,5

Türkiye - İMKB-100

55 538

25 624

-53,9

LIBOR, 3 Aylık ABD Doları, Yüzde

4,7

3,8

-0,9

Risk Primi (Spread) (2)

1,5

2,5

1,0

Dünya Büyüme Tahminlerindeki Değişmeler (3)




Ekim 2007 Tahmini

Ekim 2008 Tahmini

Fark

Dünya Hasılası Büyümesi, Yüzde










2007

5,2

5,0

-0,2

2008

4,8

3,9

-0,9

2009

-

3,0

-

Gelişmiş Ülkeler Büyümesi, Yüzde










2007

2,5

2,6

0,1

2008

2,2

1,5

-0,7

2009

-

0,5

-

Gelişmekte Olan Ülkeler Büyümesi, Yüzde










2007

8,1

8,0

-0,1

2008

7,4

6,9

-0,5

2009

-

6,1

-

(1) Kaynak: The Economist

(2) Üç aylık LIBOR oranı ile 3 aylık ABD Hazine tahviline ait faiz oranı arasındaki farkı göstermektedir.

(3) Kaynak: IMF World Economic Outlook

OECD’nin son tahminlerine göre 2008 yılında, büyüme oranlarının OECD toplamında yüzde 1,5, ABD’de yüzde 1,5, Euro bölgesinde yüzde 1,1, Japonya’da yüzde 0,6 olması beklenmektedir. 2009 yılı için bu tahminler sırasıyla yüzde 0,2, -0,3, 0 ve 0,2 düzeyindedir. OECD ekonomilerinin yüzde 2 oranında büyümesiyle toparlanma 2010 yılında başlamış olacaktır.

Yine OECD tahminlerine göre dünya ticareti 2008 yılında yüzde 5,1, 2009 yılında yüzde 3,9 oranında artacaktır. OECD-dışı Asya ülkeleri için bu oran sırasıyla yüzde 7,2 ve yüzde 7,1 olacaktır. Daha önceki UNCTAD tahminlerine göre 2008 yılında toplam doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının 1,6 trilyon ABD dolarını bulması beklenmesine rağmen krizin şiddeti nedeniyle bu alanda belirtilen düzeyin oldukça altında kalınacağı anlaşılmaktadır.

En son gelişme ve analizler ışığında 2009 yılında dünya ekonomisinde büyümenin IMF’nin son tahmini olan yüzde 3 düzeyinin de belirgin şekilde altında kalması beklenmektedir. Büyüme oranlarının özellikle bazı büyük gelişmiş ülkelerde son OECD tahminlerinden de daha düşük düzeyde gerçekleşmesi muhtemeldir. 2009 yılında ABD’de yüzde -1,5, Euro bölgesinde de yüzde -1 oranında ekonomik büyümeyle karşılaşılması şaşırtıcı olmayacaktır. Aynı şekilde OECD ülkeleri işsizlik oranının da son OECD tahminlerinde 2008 ve 2009 için sırasıyla yüzde 5,9 ve yüzde 6,7 olarak belirtilen düzeyleri aşması beklenmektedir. Enflasyon oranının ise 2008 ve 2009 yılları için OECD tarafından tahmin edilen yüzde 3,3 ve 2,1 oranlarını aşması genel talep düşüşü ve enerji fiyatlarındaki azalma nedeniyle beklenmemekle birlikte, likidite artırıcı önlemlerin etkisinin hissedileceği de göz önüne alınmalıdır. IMF’nin 2008 yılı Ekim ayındaki Ekonomik Görünüm başlıklı yayınında yer alan büyüme ve diğer alanlardaki tahminleri genelde iyimser kalmış ve bunların bir bölümü ulaşılabilecek azami düzeyler haline gelmiş bulunmaktadır.



TABLO: II. - Dünya Ekonomisinde Temel Göstergeler

(Yüzde Değişim)



 

2006

2007

2008 (1)

2009 (1)

Dünya Hasılası

5,1

5,0

3,9

3,0

Gelişmiş Ülkeler

3,0

2,6

1,5

0,5

ABD

2,8

2,0

1,6

0,1

Japonya

2,4

2,1

0,7

0,5

Euro Bölgesi

2,8

2,6

1,3

0,2

Almanya

3,0

2,5

1,8

0,0

Gelişmekte Olan Ülkeler

7,9

8,0

6,9

6,1

Afrika

6,1

6,3

5,9

6,0

Orta ve Doğu Avrupa

6,7

5,7

4,5

3,4

Bağımsız Devletler Topluluğu

8,2

8,6

7,2

5,7

Asya

9,9

10,0

8,4

7,7

Latin Amerika

5,5

5,6

4,6

3,2

Orta Doğu

5,7

5,9

6,4

5,9

Dünya Ticaret Hacmi

9,3

7,2

4,9

4,1

Mal ve Hizmet İthalatı










 

Gelişmiş Ülkeler

7,5

4,5

1,9

1,1

Gelişmekte Olan Ülkeler

14,7

14,2

11,7

10,5

Tüketici Fiyatları










 

Gelişmiş Ülkeler

2,4

2,2

3,6

2,0

Euro Bölgesi

2,2

2,1

3,5

1,9

Gelişmekte Olan Ülkeler

5,4

6,4

9,4

7,8

İşsizlik Oranı (Yüzde)










 

Gelişmiş Ülkeler

5,7

5,4

5,7

6,5

Euro Bölgesi

8,7

7,4

7,6

8,3

LIBOR, Altı Aylık ABD Doları, Yüzde

5,3

5,3

3,2

3,1

Kaynak: IMF, World Economic Outlook, Ekim 2008

(1) Tahmin




Yüklə 4,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin