Tarafların başlangıçta birbirinden oldukça uzak olan konumlarından, anlaşmaya varabildikleri bir noktaya gitmeleri.
Tarafların başlangıçta birbirinden oldukça uzak olan konumlarından, anlaşmaya varabildikleri bir noktaya gitmeleri.
İki veya daha fazla kişinin kıt kaynakları nasıl paylaşacaklarına dair anlaşmaya vardıkları bir kişiler arası karar verme süreci.
Tüm müzakereler mutlaka sonuca ulaşmaz. Yine de bir çaba vardır.
Tüm müzakereler mutlaka sonuca ulaşmaz. Yine de bir çaba vardır.
Dolayısıyla, daha gerçekçi bir tanım, size söylenen veya söylenebilecek bir “hayır”ı kabullenmeyip, bunu “evet”e çevirme çabasıdır.
Diğer taraflardan önce bilgi toplamaktır. Bilgi değiş-tokuşunda bulunulurken karşı karşıya olunan bir risk sizde zaten varolan bir bilgiyi edinmektir. Bu durumda sadece başkasına güç kazandırmış olabilirsiniz.
Diğer taraflardan önce bilgi toplamaktır. Bilgi değiş-tokuşunda bulunulurken karşı karşıya olunan bir risk sizde zaten varolan bir bilgiyi edinmektir. Bu durumda sadece başkasına güç kazandırmış olabilirsiniz.
Bilgi parçalarının kodları, değiş-tokuşta kolaylık sağlamaktadır.
Bilgiyi edinmek için mutlaka bir süreliğine sahiplenmek şart değil! Bilgiyi tanıdığınız ve güvendiğiniz kişilerden sözlü olarak da edinebilirsiniz.
Müzakerelere belli bir katı zihinsel model veya bakış açısıyla (koşullanmışlıkla) girme
Müzakerelere belli bir katı zihinsel model veya bakış açısıyla (koşullanmışlıkla) girme
Kendi gücünü ve bunu nasıl etkili kullanacağını tam olarak bilememe
Müzakereye tek bir genel amaç/çıktı için girme
Konumunu ve somut argümanları geliştirememe
Zamanlama ve görüşülecek meseleleri sıralama gibi önemsiz görülen birtakım işlerde denetimi kaybetme
Zamanlama ve görüşülecek meseleleri sıralama gibi önemsiz görülen birtakım işlerde denetimi kaybetme
Karşı tarafın ilk teklifi yapmasına izin vermeme
Zaman ve yer seçimini size avantaj getirebilecek bir şekilde düzenlemeyi önemsememe
Bir “çıkmaz sokak”a girildiği düşünüldüğünde hemen pes etme
Kapanış için doğru zamanı bilmeme
‘Tek yol’ sendromu
‘Tek yol’ sendromu
‘Ya kazan ya kaybet’ sendromu
‘Rastgele dolanma’ sendromu
‘Çatışmadan kaçınma’ sendromu
‘Zaman kapsülü’ sendromu
Müzakerecinin, müzakereye girmeden, durum hakkında tüm gerçekleri bildiğine kanaat getirip gereken çözümlere karar vermiş olması.
Müzakerecinin, müzakereye girmeden, durum hakkında tüm gerçekleri bildiğine kanaat getirip gereken çözümlere karar vermiş olması.
Böyle bir müzakereci, müzakerede, karşı tarafın çözümü kabul edeceği inancını taşımaktadır.
Müzakerecilerden biri, müzakereye belli başlı anahtar meselelerin kapsanması gerektiğini belirterek ve onları açıkça anlaşılabilecek bir mantıkla sıraya koyarak başlar. Sonra da bu maddeler üzerinden karşı tarafa rağmen hızla, mekanik bir şekilde ve derinliğe inmeme,
Müzakerecilerden biri, müzakereye belli başlı anahtar meselelerin kapsanması gerektiğini belirterek ve onları açıkça anlaşılabilecek bir mantıkla sıraya koyarak başlar. Sonra da bu maddeler üzerinden karşı tarafa rağmen hızla, mekanik bir şekilde ve derinliğe inmeme,
Karşı tarafın “ilgisiz” addedilen konularda uzun konuşmasını engellemek için sıkça söz kesme
Diğer tarafın kabullenilmediği ve/veya karşı taraftan hoşlanılmadığını açıkça ortaya koyan işaretler verme
Gerekçeleri:
Gerekçeleri:
Kendisinin ve/veya karşısındakinin becerilerine güvenememe,
Eldeki zamanda çok fazla konuyu kapsama arzusu,
Herşeyin önceden belirli ve net olmasını sağlamayı isteme ve buna yönelme (belirsizliği tolere edememe). (“Ben herşeyi ikimiz adına enine boyuna düşündüm!”)
Müzakereci, tartışmaları, yenmeye kararlı olduğu bir yarışma veya savaş olarak görür.
Müzakereci, tartışmaları, yenmeye kararlı olduğu bir yarışma veya savaş olarak görür.
Temel semptomlar:
Diğer tarafın görüşleri, iddiaları ve argümanlarını kabul etmeme/reddetme.
Çok sayıda eleştirel ifadeler, kişisel saldırılar ve duygusal patlamalar.
Önceden edinilmiş fikirlere boyun eğilmesini sağlamak üzere birçok kapalı uçlu soru ve yönlendiren ifadeler kullanma.
Örneğin, ‘Kabul etmelisin ki ...’ veya ‘... anlamış görünmüyorsun’.
Müzakerecilerin herhangi bir sonuca varmadan sıklıkla konudan konuya atlamaları veya tartışmalara fazla bir katkıda bulunmadan, durup durup aynı konuya dönmeleri
Müzakerecilerin herhangi bir sonuca varmadan sıklıkla konudan konuya atlamaları veya tartışmalara fazla bir katkıda bulunmadan, durup durup aynı konuya dönmeleri
“Kervan yolda düzelir (mi)?
Üzerinde anlaşmaya varılan veya tartışılan konuların/maddelerin toplantı sonunda özetlenmemesi
Üzerinde anlaşmaya varılan veya tartışılan konuların/maddelerin toplantı sonunda özetlenmemesi
Müzakerecilerden biri özetlemeye kalkıştığında diğer tarafın o konular üzerinde anlaşmaya varıldığına karşı çıkması
Sorun alanlarına çok derin girilmesi halinde ortaya çıkabilecek çatışmalarla yüzleşmeyi istememe
Taraflar, çatışmanın altında yatan meselelerden bahsetmezler.
Taraflar, çatışmanın altında yatan meselelerden bahsetmezler.
Temel semptomlar:
Gündem belirlenmemiştir.
Cevabının veya tatmin edici bir cevabın peşine düşülmeyen açık uçlu sorular sorma.
Daha rahat konulara hızlı geçişler.
Koşulsuz taviz verme
Hediye verir gibi öneri sunma
Altında yatan olası nedenler:
Altında yatan olası nedenler:
Sorunun, daha fazla dikkat ve özen gerektiren, yeterince ciddi bir sorun olduğuna inanmama veya hoş bir kişi imajını korumayı isteme;
Olabildiğince sıkıntısız bir etkileşimde bulunma isteği ve diğer tarafın neler istediğini belirleyip karşı tarafa koşulsuz olarak verme
Mevcut müzakereyi, içinde bulunulan koşullar ve çerçeveyi (ör., kendisi veya karşı taraf üzerindeki baskılar, hatta ilişkinin geçmişi) dikkate almadan, katı ve dar bir şekilde kendi içinde ele alma
Mevcut müzakereyi, içinde bulunulan koşullar ve çerçeveyi (ör., kendisi veya karşı taraf üzerindeki baskılar, hatta ilişkinin geçmişi) dikkate almadan, katı ve dar bir şekilde kendi içinde ele alma
Diğer taraf, müzakereye kendisi gibi bakmadığında, ve özellikle de geçmişte kaybedilmiş birtakım savaşlardan müzakere masasına ögeler taşıdığında şaşırma
Taraflardan biri müzakereye daha gerçekçi (ayakları yere daha sağlam basan bir şekilde) bakabilir ve diğerinin benzer ciddiyeti göstermemesine içerler.
Taraflardan biri müzakereye daha gerçekçi (ayakları yere daha sağlam basan bir şekilde) bakabilir ve diğerinin benzer ciddiyeti göstermemesine içerler.
Taraflardan biri duygusal açıdan daha yüklüdür.
Taraflardan biri, belli bir meseleyi ortaya koyduğunda, diğer tarafın bunun mevcut müzakereyle hiç bir alakasının almadığını düşünmesi
Altında yatan nedenler:
Altında yatan nedenler:
Tarafların, önceki karşılaşmaları yetersiz değerlendirmelerinden dolayı, ilişkileri ve ilişkilerinin şimdiki durumu hakkında farklı algılara sahip olmaları,
Yakın zamandaki olaylar üzerinde düşünmemiş olma, veya
Halihazırdaki müzakereye yeterince hazırlanmamış olma
Gündem hazırlamak yararlıdır. Daima katı bir şekilde takip edilmesi önerilmemekle beraber, bir kontrol listesi, bir kılavuz, bir çerçeve olarak görülmelidir.
Gündem hazırlamak yararlıdır. Daima katı bir şekilde takip edilmesi önerilmemekle beraber, bir kontrol listesi, bir kılavuz, bir çerçeve olarak görülmelidir.
Gündemi ve tartışmalar için bir çalışma planını, diğer tarafla ortaklaşa hazırlamaya özen gösterin.
Bilgiyi bir gerçek olarak kabul etmekten ziyade bir hipotez olduğu düşüncesiyle yaklaşın.
Toplantı sonunda veya her bir konunun görüşülmesi bittiğinde, karşı tarafı net olarak anlayıp anlamadığınızı denetlemek üzere özetlemeler yapın.
Toplantı sonunda veya her bir konunun görüşülmesi bittiğinde, karşı tarafı net olarak anlayıp anlamadığınızı denetlemek üzere özetlemeler yapın.
Örneğin, ‘Şimdiye kadar ... üzerinde anlaşmış görünüyoruz.’, veya ‘... üzerinde şu şekilde anlaştık, değil mi?’, veya ‘... olduğuna katılır mısın?’
Aktif dinleyin ve sözel içerik kadar diğer tarafla anlaşılıp anlaşılmadığının, şaşırmaların ve hayal kırıklıklarının sözsüz ipuçlarına dikkat edin.
Diğer tarafın görüşlerini ortaya çıkarmak için daha fazla açık uçlu soru sorun.
Diğer tarafın görüşlerini ortaya çıkarmak için daha fazla açık uçlu soru sorun.
Diğer tarafı dinlemeye hazır olun.
Savunma-saldırı döngüsüne girmekten kaçının.
Katıldığınız zaman bile karşı tarafın her argümanını reddetme veya küçümseme güdüsüne karşı durun.
Ortak zemin arayın.
Anlaşma ve anlaşmama noktalarını listeleyin.
Kendinize sorun: Benim gerçek çıkarlarım ne(ler)? Diğer tarafla uzun vadeli ilişki benim için ne kadar önemli? Karşı tarafın, itibar kaybına neden olmadan, taviz vermesini nasıl sağlarım?
Tartışmadan önce olası sorun alanları üzerinde düşünün.
Tartışmadan önce olası sorun alanları üzerinde düşünün.
Belli bir konunun, üzerinde tamamen anlaşılan bir çözüme varıncaya kadar, kapatılmasına rıza göstermeyin.
Tartışılan sorun alanı üzerine detaylı bilgi edinmek üzere daha derine inin.
Bakış açınızın anlaşılmasını sağlamak üzere daha fazla özetleme ve söylediklerinizi değişik şekillerde tekrarlamaya (paraphrasing) başvurun.
Sessizliğe karşı daha hoşgörülü olun. Karşı tarafı konuşmaya zorlamak yerine düşünmesi için biraz zaman tanıyın.
Sorunu tanımlamaya daha fazla zaman ayırın.
Sorunu tanımlamaya daha fazla zaman ayırın.
Tartışmaları gözden geçirmek için ve nasıl ileri gidilebileceğini belirlemek için zaman zaman ara verin.
Konular üzerine tartışmaya geçmeden önce gündem belirlemeye daha fazla özen gösterin.
Eğer çatışma gerçekte önemli değilse, herhangi bir çözüm çabasına girmeye gerek yoktur.
Eğer çatışma gerçekte önemli değilse, herhangi bir çözüm çabasına girmeye gerek yoktur.
Çatışma önemli ise, tarafların güdülenmesini etkileme çabası içine girilmelidir (ör., konuları/ maddeleri belirleyip öncelik sıralamasına koymak).
Teslimiyetçi olmanın mutlaka iyi bir çözüm olmayacağının farkında olmak.
Üzerinde anlaşmaya varılabilecek alanları ve bunun nasıl başarılabileceğini belirleyebilmek amacıyla bilgi toplama becerinizi kullanın.
Gerektiğinde, ortak bir çözümü oluşturmak için tehdit veya vaatler kullanın.
Diğer tarafın sözünü kesmeyin. Daha az konuşun ve aktif dinleyin.
Diğer tarafın sözünü kesmeyin. Daha az konuşun ve aktif dinleyin.
Karşıdakini daha iyi anlamak amacıyla açık uçlu sorular sorun.
Kendinizi açıklama (paraphrasing), mizah kullanın ve olumlu yorumlarda bulunun.
Müzakere takımı ve tartışmalar üzerinde denetimi korumak için ara kullanın.
Görüşmeye girmeden önce kendinize açık-seçik, spesifik ve gerçekçi bir amaç belirleyin.
Düzenli olarak özetlemelerde bulunun.
Düzenli olarak özetlemelerde bulunun.
Açıklama, yorum ve anlama gerektiren noktaları listeleyin.
‘Umuyoruz’, ‘tercih ederiz’ gibi zayıf bir konuşma dili kullanmaktan kaçının.
Karşı tarafı devamlı eleştirmeyin. Ortak zemin arayın.
Rahatsız edici bir dil kullanmaktan kaçının. Savunmacı veya saldırgan bir tepkiyi kışkırtacak ‘adil değil’ veya ‘makul değil’ gibi değer-yüklü sözcükler kullanmaktan kaçının.
Belli bir öneriniz için çok fazla neden sunarak argümanlarınızı sulandırmayın. On tane zayıf neden göstereceğinize iki tane iyi (sağlam) nedeniniz olsun.
Belli bir öneriniz için çok fazla neden sunarak argümanlarınızı sulandırmayın. On tane zayıf neden göstereceğinize iki tane iyi (sağlam) nedeniniz olsun.
Duygusal patlamalardan, suçlamalardan, kişisel saldırılardan veya saldırganlıktan kaçının.
Özdeğerlendirme
Özdeğerlendirme
Karşı tarafı değerlendirme
Durumu değerlendirme
ÇATIŞMA SÜRECİ
KİŞİLER ARASI ÇATIŞMA YÖNETİMİ
ÇATIŞMAYI ELE ALMA DAVRANIŞLARININ BOYUTLARI
ÖRGÜTSEL ÇATIŞMA YÖNETİMİ
Çatışma yönetimi ve çözüm yolları kişisel ve örgütsel çatışmalara göre ayrı ayrı ele alınmalıdır. KİŞİSEL ÇATIŞMA YÖNETİMİ İLE İLGİLİ 5 MODEL
İnsanlar, tarzlarını/yaklaşımlarını kendilerine anlamlı gelen nedenlerle geliştirirler.
İnsanlar, tarzlarını/yaklaşımlarını kendilerine anlamlı gelen nedenlerle geliştirirler.
Tarzlar içerisinde en iyisi, en doğrusu “bütünleştiricilik” gibi görünse de belli bir müzakere tarzının her koşulda uygun olduğunu belirtmek doğru olmayacaktır. Bazen farklı durumlarda farklı tekniklerin kullanılması gereklidir. Örneğin, amirinizle, işyerinizdeki yakın arkadaşlarınızla konuştuğunuz gibi konuşamayabilirsiniz.
İnsanlar çoğunlukla yeni durumlara uyum sağlamak için tarzlarını/yaklaşımlarını değiştirmektedirler. Çoğumuz, farklı kişilerle çatışmalarımızı çözmek için farklı teknikler kullanırız. Ancak, aynı zamanda, çoğunlukla sınırlı sayıda teknik kullanırız.
İnsanlar çoğunlukla yeni durumlara uyum sağlamak için tarzlarını/yaklaşımlarını değiştirmektedirler. Çoğumuz, farklı kişilerle çatışmalarımızı çözmek için farklı teknikler kullanırız. Ancak, aynı zamanda, çoğunlukla sınırlı sayıda teknik kullanırız.
Profesyonel müzakereciler tipik olarak işbirliğini hedeflemekle birlikte yüzleşmeye de hazırlıklıdırlar. Temsil ettikleri kişilere kendilerini yetenekli, başarılı ve güçlü olarak kanıtlamaya devam etmek durumunda oldukları hatırlanmalıdır. Rekabetçi davranışı, tıpkı karşı tarafa saldırmak veya kendisini savunmaya almak gibi, “tribünlere oynamak” olarak da değerlendirilebilir.
Hükmetme (dominating/controlling)– Bu stratejiyi uygulayan taraf, kendi beklentilerini korur (ödün vermeyi düşünmez) ve karşı tarafı, tehditler, cezalar, aşağılamalar ve tek taraflı eylemlerle ikna etmeye çalışır. Bu stratejide ilişkiye ne olacağı göz önüne alınmaz, güç- temelli bir yaklaşımdır. Anlaşmazlık, katı bir şekilde, bir tarafın kazancının diğer tarafın kaybı olduğu bir çatışma olarak görülür.
Hükmetme (dominating/controlling)– Bu stratejiyi uygulayan taraf, kendi beklentilerini korur (ödün vermeyi düşünmez) ve karşı tarafı, tehditler, cezalar, aşağılamalar ve tek taraflı eylemlerle ikna etmeye çalışır. Bu stratejide ilişkiye ne olacağı göz önüne alınmaz, güç- temelli bir yaklaşımdır. Anlaşmazlık, katı bir şekilde, bir tarafın kazancının diğer tarafın kaybı olduğu bir çatışma olarak görülür.
Boyun eğme (yielding/accommodating) – karşı tarafın istediğini elde edebilmesine sağlamak üzere kendi beklentilerini düşürmeyi kabullenme. Bazı durumlarda avantajlı olabilir. Kişisel kazanımlardan çok ilişki ön plandadır.
Kaçınma (inaction/avoiding) – çoğunlukla geri çekilme veya pasiflikle özdeştir. Bu stratejide, taraf, sessizdir veya hiç birşey yapmaz. Ör. Bir meseleyi görüşmeyi diplomatça erteleme, veya tehditkar bir durumdan kaçma. “Terket ve kaybet” – Böylece öbür taraf kazanır.
Sorun çözme/İşbirliği yapma (problem solving/ collaborating/integrating) – Her iki taraf da anlaşmazlıklarından, beraberce olumlu sonuçlar ekde etme ve bu sonuçları eniyileme çabasındadır. Burada empati ve işbirliği vardır.
Sorun çözme/İşbirliği yapma (problem solving/ collaborating/integrating) – Her iki taraf da anlaşmazlıklarından, beraberce olumlu sonuçlar ekde etme ve bu sonuçları eniyileme çabasındadır. Burada empati ve işbirliği vardır.
Tavizkarlık (compromising) – Her iki taraf da belli bir empati veya kabullenişle beklentilerinden fedakarlık etmeyi, bir başka deyişle biraz kaybederek biraz kazanmayı düşünür. Temelde ikna ve manipülasyon vardır. Pruitt ve Rubin’e (1986) göre bu anlamlı bir strateji değildir ve sorun çözme konusunda bir tembelliğe veya iki tarafın da teslimiyetçiliğine dalalettir.
“Hükmetme”
“Hükmetme”
Çabuk, kararlı bir eylemin hayati olması (acil durum)
Yaygın olmayan bir eylem gerektiren önemli bir mesele
Haklı olduğunuzdan emin olduğunuzda
Karşı tarafın işbirlikçi davranıştan yararlanacak (çıkar sağlayacak) olması
“İşbirliği Yapma”
“İşbirliği Yapma”
Meseleler taviz verilemeyecek kadar önemliyse
Amaç, farklı bakış açılarını birleştirmekse
Çözümün işlemesi için her iki tarafın da benimsemesi gerekiyorsa
Önemli bir ilişkiyi kurmak veya sürdürmek arzusundaysanız
“Kaçınma”
“Kaçınma”
Meseleler önemli olmadığında
Ele alınması gereken daha önemli başka acil meseleler varsa
Amaçlarınızı gerçekleştirme şansınız hiç yoksa
Müzakereye girişmenin getirebileceği potansiyel sıkıntı, elde edilebilecek yararlardan büyükse
Çatışmayı başkalarının daha etkili bir şekilde çözebilecek olması durumunda
Daha fazla bilgi toplamak için zamana gereksinim duyduğunuzda
“Boyun eğme”
“Boyun eğme”
Haksız olduğunuzu anladığınızda
Makul görünmek istediğinizde
Meseleler karşı taraf için daha önemliyse
Gelecekte ortaya çıkacak meseleler için “kredi” kazanmak derdindeyseniz
Zayıf bir pozisyonda olduğunuzda kaybınızı en azlamak için
Uyum (ahenk) ve durağanlık daha önemli olduğunda
“Taviz verme”
“Taviz verme”
Meseleler önemli olduğu halde denetimi elde tutmayı göze alamadığınızda
İlişki önemli olmakla birlikte sadece yatıştırmayı göze alamadığınızda
Eşit güce sahip tarafların birbirine ters amaçlar benimsemiş olmaları durumunda
Karmaşık meselelere geçici çözümler bulmak gereksinimi duyduğunuzda
Zaman baskısı altında uygun çözüm bulma gereksinimi duyduğunuzda
Çözümsüzlüğe tek alternatif olduğunda
İlk oturumda neleri sormalıyız?
İlk oturumda neleri sormalıyız?
Onların bize neler sormaları olası?
Sorabilecekleri soruları nasıl cevaplayacağız?
Açış teklifimiz?
Bu pozisyonu destekleyecek, yeterince, gerçek veri ve bilgimiz var mı?
Eğer yoksa, başka hangi bilgileri gereksinmekteyiz ve bulabiliriz?
Eğer takım olarak müzakere ediyorsanız:
Eğer takım olarak müzakere ediyorsanız:
Kim liderlik edecek?
Kim anlaşılmakta olup olmadığını ve ortaya konan bilgilerin doğruluğunu ve geçerliliğini takibedecek?
Kim, hangi soruları soracak?
Kim, karşı tarafın sorularını cevaplayacak?
Kim, artabilecek olan gerilimi azaltmaya yönelik çaba gösterecek?
Hangi müzakere tarzını (ör. Taviz verme? İşbirliği yapma) benimsemeliyiz?
Hangi müzakere tarzını (ör. Taviz verme? İşbirliği yapma) benimsemeliyiz?
Hangi taktikleri uygulamalıyız?
Nerede müzakere etmeliyiz? (Kendimizi rahat ve güvenli hissedebileceğimiz bir yer veya iki taraf için de koşulların eşit olduğu bir yer...)
Ne zaman müzakere etmeliyiz? (Yeterli bir zaman dilimine sahip olabilmeliyiz.)
Kim bunlar? Nelerle ilgililer? (Çıkarları ne?)
Kim bunlar? Nelerle ilgililer? (Çıkarları ne?)
Diğer taraflar yekpare mi? (“çatlak ses” var mı?)
Müzakere masasına gelmiş ve bizzat sizinle müzakere eden kişiler dışında birileri de olabilir mi?! Namevcut olduğu halde en son sözü söyleme yetkisi mutlaka müzakere eden(ler) olmayabilir.
Müzakere masasına gelmiş ve bizzat sizinle müzakere eden kişiler dışında birileri de olabilir mi?! Namevcut olduğu halde en son sözü söyleme yetkisi mutlaka müzakere eden(ler) olmayabilir.
Bir başka ifadeyle, tarafların tam olarak kimler olduğu açıkça belli olmayabilir. Masanın etrafında oturanların dışında birileri olması halinde acaba karşıdaki müzakerecilerin yetkilerinin sınırları nedir?
Müzakere edilen kuruluş hk spesifik bilgi
Müzakere edilen kuruluş hk spesifik bilgi
Kurumun içinde yer aldığı sektör, sanayii veya iş alanlarındaki eğilimler hk bilgi
Kurumun konuşlandığı coğrafyada yerel iş koşulları
Kuruluş veya bireyler hk finansal bilgi
Müzakerede bulunacağınız kişilerin başkalarıyla daha önceki müzakereleri hk bilgi
Müzakerede bulunacağınız kişilerin kişisel özellikleri hakkında fikirler
Masanın aynı tarafında oturanların müzakeredeki çıkarları konusunda birbirleriyle uyum içerisinde olmaları
Masanın aynı tarafında oturanların müzakeredeki çıkarları konusunda birbirleriyle uyum içerisinde olmaları
Maalesef sıklıkla tekseslilik oluşamıyor (değişik bireysel değerler, inançlar ve tercihler)
Kızgınlık, hiddet, küstahlık ve sabırsızlık gibi kaba ve olumsuz duygular gösterme
Kızgınlık, hiddet, küstahlık ve sabırsızlık gibi kaba ve olumsuz duygular gösterme
Olumsuz duyguların vahşice gösterimiyle, karşı tarafın, talepleri karşılamaya zorlanması
Aslında bu kişi büyük ölçüde akıllıca hareket etmektedir. Bazen, müzakereci ne kadar kontrolden çıkmış ve çılgın bir haldeyse müzakerede de o kadar etkili olabilmektedir. Böyle biri, dengesiz ve iniş-çıkışlı görünerek, karşısındakini, istediğinden az birşeye razı olmaktansa anlaşmaya varmadan masadan kalkacağına ikna eder.
Müzakere bir defalık mı? Uzun-dönemli mi? Tekrarlanan bir yapıda mı?
Müzakere bir defalık mı? Uzun-dönemli mi? Tekrarlanan bir yapıda mı?
Müzakereler, kıt kaynakları veya ideolojileri mi içermekte? Yoksa ikisi birden mi var?
Müzakere bir gereklilik mi? Yoksa fırsat mı?
Müzakere bir değiş-tokuş mu? Yoksa, anlaşmazlık çözümleme mi?
Bağlantı etkileri var mı?
Müzakere yapmak yasal mı?
Zaman kısıtları veya zamanla ilintili maliyetler var mı? Ör. Bir grevi veya iş bırakma eylemini çözümleme
Kontratlar resmi mi? Yoksa gayrı-resmi mi?
Kontratlar resmi mi? Yoksa gayrı-resmi mi?
Müzakereler nerede yapılacak?
Müzakereler kamuya açık mı? Yoksa özel mi?
Üçüncü taraflar devreye girebilirmi?
Müzakere süreci itibariyle teamüller var mı? Ör. İlk teklifi kimin yapacağı
Müzakereciler açık mı, yoksa üstü kapalı bir iletişim tarzı kullanmaktadırlar?