TARİHÇİLİĞİMİZİN KURUMSALLAŞMASI
VE
BİR KÜLTÜR MİLLİYETÇİSİ AHMED ZEKİ VELİDİ TOGAN
Öğr. Gör. Dr. Fahri ÖZTEKE*
Öz
Altay Dağlarının eteklerine dikilmiş yazıtlarla başlamış Türk tarihçiliği İslamiyet’in kabulünden sonra Arap ve Farslıların gölgesinde kalarak gelişmiştir. Osmanlı Devleti’nde XVII. yüzyılda vakanüvisliğin tesisi ile tarihçiliğimiz kurumsal bir kimlik kazanmaya başlamıştır. Baskın unsur Türkler olmasına rağmen Osmanlı Devleti zamanında milli bir tarih anlayışından söz etmek mümkün olmamıştır. Çağdaşlaşma tarihimizde kırılma anı sayılan II. Meşrutiyet Dönemi’nde tarihçiliğimiz daha yerli ve daha bilimsel bir kimlik kazanmaya başladı. Batılı devletlerle kıyaslandığında geç kalınmış sayılsa da Türk tarihçiliğinin milli bir anlayışla bilimsel olarak kurumsallaşması Atatürk Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Atatürk’ün kurdurduğu Türk Tarih Kurumu, 1200 yıldan fazla geçmişe sahip tarihçiliğimizi temsil eden çatı bir yapı olmayı başarmıştır. Asılsız biçimde, çağdaşlaşma hamleleri ve Türk Tarih Kurumu ile muhalifmiş gibi gösterilse de A. Zeki Velidi Togan XX. yüzyılda tarihçiliğimizin ileriye götürülmesinde en fazla uğraş vermiş birkaç isimden birisidir.
Anahtar Kelimeler: Vakanüvislik, Türk Tarih Kurumu, II. Meşrutiyet, Atatürk
Dostları ilə paylaş: |