Tasdik İle İlgili İtikat


Bazı Giysiler, Tavırlar İle Kapların Haram Olması Ve Bazısının Da Mekruh Olması



Yüklə 0,93 Mb.
səhifə5/12
tarix28.07.2018
ölçüsü0,93 Mb.
#61127
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

40. Bazı Giysiler, Tavırlar İle Kapların Haram Olması Ve Bazısının Da Mekruh Olması
Buhârî ile Müslim'in "Sahih"lerinde konuyla ilgili olarak Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Kim dünyada ipek giyerse, 267[267] âhirette onu giyemez." 268[268]

Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"Ierinde konuyla ilgili olarak Hu-zeyfe (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"İpek ve dibac 269[269] giymeyin! Altın ve gümüş kaptan 270[270] su iç­meyin! (Yine) altın ve gümüş tabaklar (içerisinde yemek) de yemeyin. Çünkü bunlar, dünyada onlar(a ait süs eşyalarjıdır. Ahirette ise sizin İçindir." 271[271]

Müslim'in "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Mes'ud (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Şüphesiz ki Allah güzel (=CemîI)dîr. Güzelliği sever. Kibir ise, 272[272] hakkı inkar ve insanları küçümsemektir." 273[273]

Yine Buhârî ile Müslim'in "Sahîh'lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Bürde (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Aişe, bize, yamalı 274[274] bir örtü ve kalın bir çarşaf çıkartıp:

- 'İşte Resulullah (s.a.v) bu iki (elbise) içerisinde 275[275] vefat et­ti." 276[276]

Yine Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"Ierinde konuyla ilgiü olarak Abdullah ibn Ömer (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Allah, elbisesini kibirlenerek uzatıp (yerde) sürükleyen kimseye, kıyamet günü, (merhamet bakışıyla) bakmaz." 277[277]
41. Şeriata Muhalif Olan Bazı Oyunlar İle Eğlencelerin 278[278] Haram Olması
Müslim'in Ebu Hureyre'den gelen lafzı ise şu şekildedir:

"Şüphesiz ki Allah, kibirden dolayı İzarını uzatıp yerde sürükleyen kimseye kıyamet gününde (merhamet bakışıyla) bakmaz-"

Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"De ki: Allah'ın yanında bulunan, 'eğlenceden' ve ticaretten daha hayırlıdır." 279[279]

Müslim'in "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Süleyman b. Bü-reyde yoluyla babası (Büreyde')den rivayet ettiği hadis şu şekilde­dir:

"Kim nerd 280[280] oynarsa, elini, domuz eti ve domuz kanıyla boyamış gibi 281[281]olur." 282[282]


42. Harcamada Orta Yolu Tutmak Ve Malı Batıl Yolla Yemenin Haram Olması
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun." 283[283]

Yüce Allah bu konu ile İlgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"O kullar, harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimri­lik, ikisi arasında orta bîr yol tutarlar." 284[284]

Müslim'in "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Muğîre b. Şu'be (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Resulullah (s.a.v), üç şeyi yasakladı:



1. Dedikodu,

2. Çok soru sormak,

3. Malı zayi etmek." 285[285]
43. Nefret, Haset Ve Buna Benzer Kötü Davranışları Terk Etme
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Ve 'haset' ettiği zaman hasetçinin şerrinden" 286[286]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Yoksa onlar, Allah'ın lütfün dan verdiği şeyler için insan­lara 'haset' mi ediyorlar?" 287[287]

Müslim'in, "SahfiY'inde konuyla ilgili olarak Enes (r.a)'tan ri­vayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Birbirinizi haset etmeyin, birbirinizden nefret etmeyin, bir-birinizle alakayı kesmeyin! Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun!" 288[288]

Buhârî'nin, "SahnY'inde konuyla ilgili olarak Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinizi haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun! Bîr müslümanm, diğer (Müslüman din) kardeşiyle üç günden fazla küs kalması helal değildir. 289[289] Birbirleriyle karşılaştıklarında, biri yüz çevirir, diğeri de yüz çevirir. Bunların en hayrlisı, ilk önce selam verendir." 290[290]Hadisteki"Birbirleriyle karşılaştıklarında, biri yüz çevirir, diğeri de yüz çevirir. Bunların en hayrlısı, ilk Önce selam verendir" şeklindeki fazlalık, Enes'ten gelen hadiste değil de Ebu Eyyûb el-Ensârî'den gelen hadîste geçmektedir. Buhârî'nin, Edeb 62'de konuyla ilgili olarak Ebu Eyyûb el-Ensârî'den rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Bir müslümanm, diğer (Müslüman din) kardeşiyle üç günden fazla küs kal­ması helal değildir." 291[291]
44. İnsanın Haklarını Koruma
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır." 292[292]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir." 293[293]

Müslim'in, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Müslüman, (diğer) müslümanın kardeşidir. Ona zulmet­mez. Onu yardımsız bırakmaz. Onu küçük görmez. -Oç defa kalbine işaret ederek- Takva 294[294]işte şuradadır. Kişiye kötülük namına Müslüman kardeşini küçük görmesi yeterlidir. Müslü­manın her şeyi; kanı, malı ve ırzı (diğer) Müslümana haram­dır." 295[295]

(Buhârî'nin) "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Ebu Zerr (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Bir kimse, (başka) bir kimseye 'faşıklık' (sıfatı) atamaz. Yine böyle başka bir kimseye 'küfür' (sıfatı da) atamaz. Eğer atar da attığı kimse de, ablan faşıklık ve küfür ile ilgili bir şey bulunmazsa, 296[296] o zaman bu sıfatlar doğrusu atan kimseye geri döner." 297[297]


45. Bir Ameli, İhlâslı 298[298] Bir Şekilde Sırf Allah Rızası İçin Yapma Ve Riyayı Terk Etme
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve ha-nifîer olarak Allah'a kulluk etmeleri...emrolunmuştu."299[299]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Ahiret kazancını isteyenin kazancını artırırız; dünya ka­zancını isteyene de ondan veririz; ama âhirette bir payı bulun­maz." 300[300]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Dünya hayatini ve güzelliklerini İsteyenlere, orada işledik­lerinin karşılığım tastamam veririz; onlar orada bir eksikliğe de uğratılmazlar. İste âhirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri şeyler orada boşa gitmiştir. Zaten yapmakta oldukları da batıldır." 301[301]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Rabbine kavuşmayı uman kimse yararlı iş işlesin ve Rab-bine kullukta hiç ortak koşmasın." 302[302]

Müslim'in "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Şanı yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Ben, ortakların şirk­ten en uzak olanıyım. Kim, Benim için bir amel işleyip o amel­de Benimle birlikte bir başkasını ortak eylerse, Ben, ondan uzağım. Çünkü o, kişinin şirk koştuğu şeydir." 303[303]

Yine Buharı ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Cündub b. Abdullah el-Becelî (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Kim (yaptığı) amelini (başkasına) işittir(mek ister)se, Al­lah onu (başkalarına) işittirir. Kim de (yaptığı amelde) riya 304[304] yaparsa, Allah o kimsenin (yaptığı amelin) iç yüzünü meydana çıkarır." 305[305]

Ebu Ömer'den nakledildiğine göre, ona; ihlas'ın ne olduğu sorulmuştu. O da:

- 'Kendini övmeyi sadece Allah için istemektir' diye cevap ver­di.

Sehl b. Abdullah'ta konu ile İlgili olarak der ki: "Riyayı ancak mümin kimse, münafıklığı ancak mümin kimse, cahilliği ancak alim kimse ve masiyeti de ancak itaatkar kimse bilir."

Rebî' b. Hasyem'de bu konu ile ilgili olarak şöyle der: "Al­lah'ın rızasının olmadığı her şey, yok olur gider."

Cüneyd'de şöyle der: "Bir kul; Adem (a.s)'ın fakirlîğiyle, İsa (a.s)'m zühdüyle, Eyyûb (a.s)'ın gayretiyle, Yahya (a.s)'m taatıyla, İdrîs (a.s)'in dosdoğruluğuyla, İbrahim (a.s)'m aşkıyla, Muhammed (s.a.v)'in ahlakıyla gelip kalbinde Allah'tan başka zerre kadar bir Şey bulunmasa, Allah onu hiçbir şeye muhtaç kılmaz."

Zeyd'de der ki: 'Yeme, içme ve uykuya varıncaya kadar her seyide bir niyetin olması beni sevindirir."

Süfyân'da der ki: "Allah rızası dışında her şey helak olucu­dur." Süfyân devamla der ki: "Bununla Allah'ın rızası 306[306] kast edil­mektedir."

Hilâl b. Yesâr'da der ki: "İsa^a.s) dedi ki: Sizden birisi oruç tuttuğu gün, sakalını yağlasın ve dudaklanni mesh edip oruç tut-muyormuşçasına insanların yanına çıksın. Sağ elinin verdiğini sol eli gizlesin. Namaz kıldığı zaman ise kapısının örtüsünü sarkıtsın. Çünkü yüce Allah, rızkı taksim ettiği gibi övgüyü de taksim etti."

Bişr ibnu'İ-Hâris'ten nakledildiğine göre, FudayI b. İyâz der ki: "Davul ve mizmarla dünyayı yiyen kimse, bana, dinini yiyen kim­seden daha sevimlidir."

Mâlik b. Enes der ki: "Hocam Rebîa ban:

- 'Ey Mâlik! Adi kimse kimdir?' diye sordu. Ben de:

- 'Dinini yiyen kimsedir!' dedim. Bunun üzerine hocam:

- 'Adi kimsenin alameti nedir?' diye sordu. Ben de:

- 'Dünyasını düzeltmek için dinini fesada uğratan kimsedir!' dedim. Hocam:

-'Beni tasdik ettin'dedi."

İbnü'l-A'râbî'de der ki: "Hüsrana uğrayan kimselerin en ber­bat olanı; işlediği salih amelleri insanlann görmesi için açığa çıka­ran ve şah damanndan daha yakın olan işlediği çirkin şeyleri or­taya çıkaran kimsedir."

Süfyân'da der ki: "Ey Kur'an okuyucudan! Başlannızı kaldırın! Çünkü sesiniz, kalpteki huşuyu geçmesin. Böyle yaparsanız, doğru yol ortaya çıkar. Allah'tan korkun! Talebinizi güzelce yapın. İnsan­lara muhtaç duruma düşen kimseler olmayın!"

Alimlerden birisi de der ki: "Mümin kimseleri Allah'la, müna-fıklan hükümdarla, İkiyüzlüleri de insanlarla korkutun!" 307[307]


46. İyi Şeylere Sevinmek, Kötü Şeylere İse Üzülmek
Ebu Davud'un "Sünen"İnde Câbir b. Semure'nİn Hz. Ömer (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Kimi yaptığı iyilikleri sevindiriyor ve kötülükleri de üzü­yorsa, işte o kimse mümindir." 308[308]


47. İşlenen Her Günahın Tevbeyle 309[309] Tedavi Edilmesi

Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz." 310[310]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün." 311[311]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O'na tes­lim olun." 312[312]

Müslim'in "Sahîh"inde, Ebu Davud'un "Sünen"inde ve daha bir çok kimsenin kitabında konuyla ilgili olarak Ebu Bürde b. Ebi Mûsâ el-Eş'arî'nin Eğarr el-Müzenî (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Gerçek şu ki, bazen kalbim perdelenir. 313[313] Fakat ben Al­lah'a günde yüz defa istiğfar ediyorum." 314[314]


48. Kurbanlıklar 315[315]
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Öyleyse Rabbin için namaz kıl, 'kurban' kes." 316[316] Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Biz, 'büyük baş hayvanları' da sizin için Allah'ın (dininin) 'işaretleri'nden 317[317] (kurban) kıldık. Onlarda sîzin için hayır var­dır." 318[318]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Kim Allah'ın 'işaretlerine' saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır." 319[319]

Buhârî ile Müslim'in "Sahihlerinde konuyla ilgili olarak Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Resulullah (s.a.v) iki tane beyaz, boynuzlu 'koç kurban etti'. Ayağını onların boynuna koyarken gördüm. (Onları keser­ken) besmele çekti, tekbir getirdi." 320[320]

Başka bir rivayette ise, "Ben, Resulul­lah (s.a.v)'i onları elleriyle keserken gördüm" 321[321]
49. Ulu'l-Emre (=Emir Sahiplerine) İtaat
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygambere ve sizden olan ulu'1-emre de itaat edin." 322[322]

Ayette geçen "Ulu'l-Emir"den maksat; bazılanna göre, "as­keri birlik komutanları" ve bazılarına göre ise "alimler"dir. Bu­nunla birlikte bunun, ikisini de kapsama olasılığı da var. Özel olsa, o zaman bunun, "askeri birlik komutanı" anlamında olması daha uygundur.

Buhârî ile Müslim'in "Sahih"lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Kim bana itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur. Kim bana isyan ederse, Allah'a isyan etmiş olur. Kim emire itaat ederse, bana itaat etmiş olur. Kim emire isyan ederse, bana isyan etmiş olur." 323[323]

Yine Buhârî İle Müslim'in "Sahîh"İerinde konuyla ilgili olarak Ebu Zerr (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Ey Ebu Zerr! (Başınızdaki yetkili kimse) kolları, bacakları kesilmiş 324[324] Habeşli bir köle bile olsa, (onun söylediklerini) dinle ve (marufu emrettiği sürece ona) itaat et!" 325[325]
50. İslam Cemaatine Sarılmak
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Hep birlikte Allah'ın ipine (=İslâm'a) sımsıkı yapışın; par­çalanmayın." 326[326]

Müslim'in "SahüV'inde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Kim (Müslümanlar tarafından adaletle seçilmiş devlet baş­kanına) itaattan vaz geçerse, (ardından da İslam) cemaatinden (inanç yönünden) ayrıl irs a, cahiliye Ölümü üzere ölür." 327[327]

Yine Müslim'in "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Urfuce b. Şureyh el-Cühenî 328[328] (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Benden sonra bir takım fitneler 329[329] olacaktır! Buna göre kim Muhammed ümmetinin işi derlî toplu iken onu dağıtmak is­terse, insanlardan kim olursa olsun hemen onu öldürün!" 330[330]


51. İnsanların Ahasında Adaletle Hüküm Verme
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Allah, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." 331[331]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Sakın hainlerin savunucusu olma!" 332[332]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"(insanlar arasında) adil davranınız. Şüphesiz Allah adil davrananları sever." 333[333]

Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ab­dullah ibn Mes'ud (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Haset etme 334[334] ancak iki hususta caizdir:

1. Allah, kendisine mal verip de o malı hak uğrunda sarf etmede başarılı kıldığı kimse,

2. Allah, kendisine hikmet verip de o hikmet gereğince hük­meden ve onu başkasına da öğreten kimsedir." 335[335]
52. İyiliği Emretme Ve Kötülükten Sakındırma
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Sîzden, hayra çağıran ve 'İyiliği emredip kötülükten sakın­dıran' bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir." 336[336]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı üm­metsiniz; 'iyiliği emreder; kötülükten sakındırır' ve Allah'a inanırsınız. 337[337]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır;

"Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (ve­rilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kuranda Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sö­zünü yerine getiren kim vardır! O halde Onunla yapmış olduğu­nuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) bü­yük kazançtır. (Bu alış verişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde eden­ler, 'iyiliği emredip kötülükten s akındır anlar' ve Allah'ın sınırla­rını koruyanlardır. O müminleri müjdele!" 338[338]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır;

"İsrail oğullarından kâfir olanlar, Davud ve Meryem oğlu Isa diliyle lanetlenmişlerdir. Bunun sebebi, söz dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır. Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!" 339[339]

Gerçek şu kİ, Kur'an, 'İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakın­dırma' ile ilgili ifadelerle doludur.

Müslim'in "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Ebu Saîd el-Hudrî (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Sizden kim bir kötülük görürse, 340[340] onu eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmezse, onu diliyle değiştirsin. Buna da gücü yet­mezse, o zaman kalbiyle buğzetsin. Bu da, imanın zayıfıdır. " 341[341]

Yani mârufu emretmek iman ve itaata çağırmak; münkerden sakındırmak İse Allah'a başkaldırmaya karşı durmaktır.

İslâm bilginleri, bir şeyden korkarak kötülüğe engel olmamanın âdeta o kötü­lüğü kabul etmek ve ona katılmak anlamına geldiğini; asıl korkunun Allah'tan korkmak olduğunu; iyiliği emretmek ve kötülüğü engellemek görevinin eceli yaklaştırmadığını ve rızkı kesmediğini; ancak göz göre göre takat dışı belâya di­renmenin de caiz olmadığını söylemişlerdir.

Mârufu emretmek, münkerden sakındırmak görevini İslâm ümmeti içinden öncelikle âlim olanlar üstlenir; yoksa bu iş câhillere bırakılmaz. Çünkü câhiller her şeyi altüst ederler, kavram ve değer kargaşasına yol açarlar. Görevin yerine getirilmesinde ana ilke, her müslümanın ahirette hesap vereceğini bilmesi bilin­cidir.

Toplumlar genelde ikiye ayrılırlar: Mâruf toplumlar, münker toplumlar. Müslü­manların, her münker toplumu maruf toplum, İslam'ın yaşandığı toplum haline getirmeleri farz kılınmıştır.

Mâruf, tek kelimeyle İslam'ın kendisidir. Münker de, aslı itibariyle veya ahlâkı açıdan sadece kötü şeyler değil, tam anlamıyla İslâm'ın yasakladığı her şeydir. Yeryüzünün değişik yerlerinde, değişik şartlarda yaşayan müslümanlar için de­ğişmeyen ölçü budur.

Yine Müslim'in "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Mes'ud (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Allah, benden önce geçen her ümmete gönderdiği (her) peygamberin; ümmetinden Havarileri 342[342] ve sünnetine tabi olan, enirine uyan sahabileri olmuştur. Daha sonra onların ardından, yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıkları şeyleri yapan bazı kötü nesiller meydana çıkar. İşte kim, bunlara karşı eliyle mü­cadele ederse, o mümindir. Kim onlara karşı diliyle mücadele ederse, o da mümindir. Fakat bunun ötesinde imandan bir har­dal tanesi yoktur." 343[343]

Buhârî ile Müslim'in "Sahih"lerinde konuyla ilgili olarak Pey­gamber (s.a.v)'in hanımı Zeyneb bint. Cahş (r.anhâ)'dan 344[344] riva­yet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Peygamber (s.a.v) (bir gün) uykusundan yüzü kızarmış bir vaziyette:

- 'Allah'dan başka ilah yoktur. Yaklaşan kötülükten vay Arapların haline! Bugün Ye'cüc ve Me'cüc'ün şeddinden 345[345]şu kadarı açıldı' diyerek uyandı.

(Hadisin ravisi Süfyân,} baş parmağı ile ondan sonra gelen (şahadet) parmağını halka yapmıştır.

Zeyneb der ki; (Peygambere:)

- 'Ey Allah'ın resulü! İçimizde salih kimseler olduğu halde helak mı olacağız?' diye sordum. O da:

- 'Evet! (Fısku fücur türü) kötülükler 346[346] çoğaldığı zaman' bu­yurdu." 347[347]

Mâlik b. Dînâr der ki: "Yüce Allah bir kasabanın yok edil­mesini (meleklere) emretti. Melekler:

- içlerinde senin filanca kulun var' dediler. Allah:

- '(O kasabada işlenen kötülüklerden dolayı) ondan bana bir ses geliyor mu? Çünkü o kulumun yüzünde (o kasabada işlenen) yasaklarımdan dolayı benim rızam için bir an olsun bir değişiklik meydana gelmedi' buyurdu."

Bu, zayıf bir senedle Peygamber (s.a.v)'den merfu olarak ri­vayet edilmiştir, 348[348]

Yine Mâlik b. Dînâr der ki: "Dünya sevgisine dalıp birbirimize iyiliği emretmiyor, kötülükten sakındırmıyor ve Allah'ın bu konu­daki sakındırmasını ciddiye almıyorsak işte o zaman azab iner."

Ömer b. Abdulazîz der ki: "Yüce Allah, özel bir günah sebe­biyle geneli azab etmediği söylenir. Fakat (Allah'ın yasakladığı) kö­tülük açıktan işlendiği zaman orada yaşayan insanlar, bu kötülüğe engel olmazlarsa, işte o zaman herkes azaba müstehak olur." 349[349]
53. İyilik Ve Takva Hususunda Yardımlaşma
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"İyilik ve takva hususunda yardımlasın, fakat günah işleme ve aşırı gitme hususunda yardımlaşmayın." 350[350]

Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"Ierinde konuyla ilgili olarak Enes b. Mâlik (r.anhâ)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir: "Resulullah (s.a.v):

- 'Zalimde olsa, mazlumda olsa (din) kardeşine yardım et'

buyurdu. (Orada bulunan) bir sahabi:

- 'Ey Allah'ın resulü! Mazluma yardım edebilirim, fakat za­lime nasıl yardım edebilirim?' diye sordu. Resulullah (s.a.v):

- 'Onu, zulümden alıkoyarsın. İşte bu (davranışın), ona yap­tığın yardımındır' buyurdu." 351[351]
54. Haya' 352[352]
Buhâırî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ab­dullah ibn Ömer (r.anhümâ) yoluyla babası (Hz. Ömer)'den riva­yet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Peygamber (s.a.v), bîr adamı, kardeşine haya hakkında na­sihat ederken 353[353] işitti. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v): - 'Bırak onu! Çünkü haya', 354[354] imandandır' buyurdu." 355[355]

Yine Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak İmrân b. Husayn (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Haya' ancak hayr getirir." 356[356]

Yine Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Saîd el-Hudrî (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Resulullah (s.a.v), perdesi içerisindeki bakire (kız)dan da­ha utangaçtı. Bir şeyden hoşlanmadığı zaman onu yüzünden 357[357] anlardık." 358[358]

Yine Buhârî'nin "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Ebu Mes'ud el-Ensârî (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"İnsanların, ilk peygamberlikten itibaren (hiç eksiksiz) eriş­tikleri sözlerden birisi: 'Utanmazsan dilediğini yap' 359[359] sözü­dür." 360[360]


Yüklə 0,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin