Kayıt dışı ekonomiyle ilgili soruları yanıtlayan Elitaş, "Kayıt dışıyla AK PARTİ iktidarları döneminde etkin bir mücadele gerçekleştirdik. Bundan önceki süreçte kayıt dışı yüzde 50'ler civarındayken şu anda yüzde 35'ler seviyesine gelmiştir. Mücadelemiz aynı şekilde devam edecektir. Ekonomiyi kayıt altına almak için büyük gayret gösteriyoruz" ifadesini kullandı.
Kayseri'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında Boydak Holding'in üst yönetimindeki tutuklamalarla ilgili soruya Elitaş, "Boydak'larla ilgili süreç, Boydak Holding veya Boydak'ların bünyesindeki tesislerle alakalı değildir. Aldığımız bilgi çerçevesinde paralel terör örgütüne yardım ettiklerinden dolayı iddianame hazırlanmıştır. Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Sayın Mustafa Boydak gerekli açıklamayı yapmıştır. Yargıya intikal etmiş bir durumdur, yargının verdiği karara hepimiz saygı duyacağız" karşılığını verdi.
Maliye Bakanı Ağbal da polislerin ek göstergeleri, zam ve tazminatlarına ilişkin sorular olduğunu belirterek "15 Mart'ta polis kardeşlerimizin aylıklarına yansıyacaktır. Yaklaşık 151 lira ila 450 lira arasında polislerimiz 15 Mart'tan itibaren artış alacaklardır. Bütün kamu görevlilerinin ücretlerinde son 14 yılda önemli artışlar yaptık, bunu da onların refahlarının artması için yaptık" değerlendirmesinde bulundu.
Kayyum atamasıyla ilgili soruları da yanıtlayan Ağbal, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve buna ilişkin yargı sürecinin işlediğini, bu nedenle bir değerlendirmede bulunmasının doğru olmayacağını söyledi.
Bir gruba ait vergi borçlarının Uzlaşma Komisyonu kararıyla silindiğine yönelik sorulara yanıt veren Ağbal, muhalefet milletvekillerinin iddialarına ilişkin kendisine gösterdikleri belgenin devletin tutanaklarındaki bir belge olduğunu, ortada gizli saklı bir durum bulunmadığını belirtti.
Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç da bir soru üzerine "Rıza Kayaalp, milli güreşçimiz ve 2016 olimpiyatlarındaki altın madalya ümidimiz, ırkçılık suçlamasıyla ilgili bir ceza almamıştır" dedi.
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2016 yılı bütçeleri ile 2014 yılı kesin hesapları oylanarak kabul edildi.
Daha sonra 2016 yılı Merkezi Bütçe Kanun Tasarısı'nın maddelerinin görüşülmesine geçildi.
Genel Kurulda tasarının dördüncü maddesinin görüşmeleri sırasında AK PARTİ, CHP ve MHP'nin verdiği ortak önerge ile şehit yakınlarının kamuda memur kadrolarına atamalarıyla ilgili düzenleme yapıldı.
Buna göre şehit yakınları kamuya memur olarak atanmak için başvurduklarında, bütçede yer alan atamalara ilişkin kotaya tabi olmayacak. 2016 yılı içinde şehit yakınları kontenjanından kamuya ilk defa açıktan atanacaklar, bütçeyle getirilen atama sayısındaki sınıra tabi olmaksızın kurumların özel olarak bir kontenjanları olmasa dahi atanabilecek.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, önerge ile ilgili yerinden söz alarak, "Bir ortak önerge var ama bir hususa açıklık getirmek gerekiyor. Bu konudaki düzenleme 31 Aralık 2015 tarihinde sona ermiş. 31 Aralık 2015'te sona eren bu tip uygulamalarla ilgili bir torba yasa geldi, görüşüldü. Orada da bu unutulmuş. Bugün gelinen noktada bu düzenleme yapılmasa belli kotalar olduğu için şehit ailelerinin istihdamı noktasında bir sıkıntı yaratacak. Bütçeler görüşülürken gider artıcı önerge verilemez. Esasında hepimiz biliyoruz ki bu kotanın artırılmasının gider artırıcı bir yönü de vardır ama bu yaratılan önemli eksiği giderme noktasında elbette şehit ailelerine böyle bir katkının yapılması için imzamızı attık, arkasındayız" diye konuştu.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da önergeyi desteklediklerini belirtti.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, madde üzerinde yaptığı konuşmada, "Bir ecza deposunun incelemesini yapan bir denetim elemanını, iki yıl incelemeyi yapıp tam raporu yazılırken değiştirip başkasını görevlendirdin mi görevlendirmedin mi? Hedef Ecza Deposu diyeyim o zaman. Elimizde daha önce olanlar var. Sadece Akfen'in 392 milyon orada vergisi gözüküyor. Benim temcit pilavı gibi sorduğum, sizin Cerattepe kavgası nedeniyle gündeme getirdiğiniz Cengiz İnşaatın 420 küsur milyonunu sildin mi silmedin mi? Hala o bana diyor ki 'temcit pilavı gibi getiriyorsun'. Az para değil bu, 422 milyon. Niye söylemiyorsunuz? 'Yok kardeşim böyle bir şey' deyin. Sormaya devam edeceğiz" dedi.
HDP Van Milletvekili Adem Geveri, sözlerine, Kürtçe konuşarak başladı. Birleşimi yöneten Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, "Konuştuğunuz dili ben bilmiyorum, lütfen Türkçe konuşur musunuz? Konuştuğunuz dil Kürtçe herhalde" derken, AK PARTİ milletvekilleri de Geveri'ye tepki gösterdi.
Konuşmasını Türkçe sürdüren Geveri, "savaş bütçesi" hazırlandığını savunarak, iktidarın "sermaye dostu" olduğunu, toplumun iktidarın aldatmacalarından bunaldığını ileri sürdü.
Bütçenin, kamu kaynaklarının toplanması ve harcamaların yapılması için hükümetin parlamentodan aldığı bir yetki olduğunu kaydeden Geveri, iktidarın Parlamentodan aldığı bu yetkiyi istismar etme ve bilinçsizce çarçur etme hakkına sahip olmadığını ifade ederek, "Geçmişte bu yanlışları yapan siyasi iktidarlar ağır bedeller ödeyip iktidarlardan düştüler. Bugün aynı yanlışları tekrarlamakta ısrarlı olan mevcut siyasi iktidar da bedelini en ağır biçimde ödeyecek, dört elle sarıldıkları iktidardan düşecek. Ve nitekim bununla ilgili ortaya çıkan şu anki hazin tablo, bu hükümetin yakın bir zamanda gideceğini göstermektedir" diye konuştu.
CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, ülkenin dengesinin iktidar yüzünden bozulduğunu, ekonominin iyi yönetilemediğini, halkın fakirleştiğini, kişi başına milli gelirin giderek düştüğünü savundu. Kuyucuoğlu, "Başbakan, AYM kararını tanımayan Cumhurbaşkanı'na yargının tarafsız ve bağımsızlığını hatırlatacak mı? Türkiye’de gerginliğin azalması için Cumhurbaşkanı'nın bir süre konuşmamasının yararlı olacağını düşünüyoruz" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, 2016 yılı merkezi yönetim bütçesinin maddeleri üzerinde yaptığı konuşmaya hükümete teşekkür ederek başlayacağını ifade ederek, "Bu bütçenin tek iyi tarafı var. Seçim vaatleri için koyduğunuz 45 milyar lira civarındaki ödenek. İyi yaptınız, teşekkür ediyorum. Bu vaatler CHP'nin seçim bildirgesinden alınmıştır. Bu da CHP'nin yapıcı muhalefet yapmasının örneğidir" ifadesini kullandı.
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, tasarının maddeleri üzerinde yaptığı konuşma sırasında "milletin iktidara verdiği karne" dediği bir broşürde yer alan ekonomiye ilişkin rakamları kürsüden okudu. Topal, konuşmasının sonunda broşürü hükümet adına Genel Kurulda bulunan Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın önüne koydu. Ağbal'ın yanında oturan AK PARTİ Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç de broşürü Bakan Ağbal'ın önünden alarak yere fırlattı.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, emeklilerle ilgili promosyon çalışmalarını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yürüttüğünü belirterek, emekli aylıklarında kendi iktidarları döneminde önemli iyileştirmeler yapıldığını söyledi.
Ağbal, "2002 Aralık ayından bugüne kadar gerçekleşen enflasyon oranı yüzde 212 olmuştur. Halbuki bu dönemde SSK işçi emekli aylığı nominal olarak yüzde 402 artmıştır, reel olarak yüzde 64 oranında artmıştır. BAĞKUR esnaf emekli aylığı nominal olarak yüzde 678 artmıştır, reel olarak yüzde 153 artmıştır. BAĞKUR tarım emekli aylıklarında reel olarak yüzde 356 artış olmuştur. Emekli Sandığı emeklileri için bu dönemde nominal olarak yüzde 329 artış yapılmış, reel olarak bakacak olursak da yüzde 40,3 oranında bir artış olmuştur. İnşallah, promosyonlarla ilgili de çalışmalar neticelendiğinde hükümetimiz gerekli açıklamayı yapar, emeklilerimizi bir defa daha memnun ederiz, sevindiririz" dedi.
Yükseköğretim burslarının hangi kriterlere göre verildiği sorusuna Ağbal, kriterlerin, herkese açık bir şekilde ilan edildiğini ve yayınlandığını, buna göre burs alındığını hatırlattı. AK PARTİ hükümetleri döneminde burstan ve krediden yararlanan öğrenci sayısını da ayrılan kaynağı da önemli ölçüde artırdıklarına işaret eden Ağbal, ayrıca öğrenci harçlarını kaldırdıklarını ifade etti.
Ağbal, "Hep yıllardır konuşulurdu, 'acaba yükseköğretimde harçsız bir dönem olacak mı?' diye. Bunu herkes söylerdi ama AK PARTİ yaptı. Artık bugün üniversitelerde birinci öğretimde okuyan öğrencilerimiz harç ödemeden eğitim görebiliyor" diye konuştu.
Şeker fabrikalarının özelleştirme programında olduğunu hatırlatan Ağbal, "Çalışmalarda şeker pancarı üreticisinin ihtiyacını ve uzun dönemde bu tarımın sürdürülebilirliğini mutlaka dikkate alıyoruz, bir taraftan mevcut şeker fabrikalarının daha verimli çalışması için gerekli adımları atıyoruz" dedi.
Bir gruba ait vergi borcunun silindiğine dair uzlaşma komisyonu kararı ile ilgili soruyu da yanıtlayan Ağbal, şunları söyledi:
"Ortaya konulan belge devletin resmi kayıtlarında olan bir belgedir. Her uzlaşma komisyonu, kendi yetkisi içinde bir rapor önüne geldiğinde kanuna, tebliğe, yönetmeliğe, genelgelere, Gelir İdaresi Başkanlığının yerleşik uygulamalarına bakar. Raporu değerlendirir. Bunun sonucunda hukukun verdiği yetkileri kullanmak suretiyle komisyon olarak bir karara varır. Bu karar ortada. Gizli değil. O kararın niye olduğu konusu hukukun içinde kalınarak değerlendirecek bir konu. Benim vicdanım rahat. Komisyondaki her bir arkadaşımız şerefiyle, namusuyla mesleğini yapan arkadaşlardır. Önlerine bir mesele geldiğinde vatandaşın, devletin milletin hakkını sonuna kadar savunan arkadaşlardır. Burada bir iddia varsa, o tutanağın üzerindeki işlemin gayri hukuku olduğu iddiası varsa bunu iddia edenlerin ispat etmesi kadar doğal bir şey yoktur."
TBMM Genel Kurulunda 2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın ilk beş maddesi kabul edildi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, tasarının görüşmeleri sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Ağbal, bir gruba ait vergi borçlarının uzlaşma komisyonu kararı ile silindiğine ilişkin soruları yanıtlarken, "Kimsenin borcu silinmemiştir. Kesinleşmiş bir borç değildir. Bir vergi borcu yazıldıktan sonra bu bir iddiadır. Uzlaşma Komisyonuna gelir. Bu kanunla kurulan bir komisyondur. Yetkileri kanunla belirlenmiştir. Yetkisini kullanırken önüne gelen raporları kanunlar çerçevesinde değerlendirir ve bir sonuca varır. Onun için burada hiçbir şekilde borcun silinmesi söz konusu değildir" diye konuştu.
Bir yayın organında yer alan spor kulüpleriyle ilgili açıklamasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Ağbal, şunları kaydetti:
"Benim Ekonomi Muhabirleri Derneğinde yaptığım açıklama özel olarak spor kulüplerine dönük bir açıklama değildir. Orada bana vergi affıyla ilgili bir soru soruldu. Ben dedim ki; Geçen sene yeniden yapılandırma kanunu çıkardık, şu anda uygulamaya devam ediliyor. Dolayısıyla, bu anlamda, yeniden yapılandırmaya dönük bir çalışmamız yok. Ayrıca, vergi aflarıyla ilgili de bir çalışmamız yok. Onun için, spor kulüplerine ilişkin özel bir açıklamam olmadı."
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, tasarının 5. maddesi üzerinde yaptığı konuşmada, üçüncü köprü yapımının İstanbul'a karşı "cinayet" olduğunu savunarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1995’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken üçüncü köprü yapımını intihar olarak nitelediğini ve "Bu intihardır, cinayettir. İnşallah bu proje olmaz" dediğini savundu.
Baluken, "Biz söyleyince karşı çıkıyorsunuz. O zaman zulüm gören halkın yanında siyaset yapıyordunuz. Bugün rant adına siyaset yaptığınız için köprüyle ilgili yaklaşımınız ballı yağlı böreğe dönüştü. Bizi ikna edin" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üçüncü köprü yapımında çalışan işçilerin ikramiyelerini "sadaka, zekat" olarak nitelediğini belirten Baluken, bunun kabul edilemez olduğunu savundu. Baluken "Bir işçinin maaşını, emeğini, ikramiyesini sadaka ve zekat üzerinden değerlendirmek kabul edilmez bir yaklaşımdır" diye konuştu.
Baluken, bütçenin savaş bütçesi, emek, kadın ve çevre karşıtı olduğunu ileri sürdü.
AK PARTİ Grup Başkanvekili İlknur İnceöz, sataşma gerekçesiyle söz alarak, PKK terör örgütü ve türevlerinin sokağa çıkma yasağı uygulanan yerleri yaşanmaz hale getirdiklerini belirterek, 2016 yılı bütçesinin o yerleri imar, inşa ve hizmet bütçesi olduğunu söyledi.
İnceöz, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu tür açılışlarda, programlarda yaptığı şey, işverenle, müteahhitle bir pazarlık yapılır ve oradaki işçiler için her birisi 3 bin lira olan ve evleneceklere de ayrıca yardım olacak şekilde bir ikramiye pazarlığıdır. Sen bunu neye sayarsan say; sadakana say, zekatına say ama burada 'ikramiye ver' demesini, bir tek kelimeyi cımbızlayıp 'sadaka' gibi bir kelimeden, bağıştan rahatsız olunmasına doğrusu ben hangi anlamlar yüklenmek istendiğini anlamakta zorlanıyorum" şeklinde konuştu.
Baluken, sataşma gerekçesiyle yeniden söz istedi.
İnceöz, Baluken'in söz istemesine, "Ben PKK terör örgütü diyorum, buradan ses çıkıyor. Olmaz ki böyle bir şey" karşılığını verdi.
Baluken, sadaka ve zekattan rahatsız olmayacaklarını belirterek, işçinin emeğinin, hak ve hukukunun sadaka kültürü üzerinden planlayan anlayışa karşı olduklarını söyledi.
Tasarının ilk beş maddesinin kabul edilmesinin ardından Meclis Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı birleşimi saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.
Dostları ilə paylaş: |