Tc. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi başkanliği beşİktaş / İstanbul



Yüklə 291,66 Kb.
səhifə28/31
tarix07.01.2022
ölçüsü291,66 Kb.
#83311
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31
Sayın Hüseyin Görüm müdafii Av. Mithat Gökçeli yaptığı savunma sırasında müvekkilinin aşırı derecede tepki göstermesi , değişik tarzda laflar söylemesi üzerine salondan ayrıldı,

Sanık Hüseyin Görüm müdafii Av. Mithat Gökçeli devamla; Hüseyin ‘in sağlık durumuda şizofrenik belirtileri var paranoya belirtileri var ,Sağlık durumu nedenleriyle bütün sanıklarla birlikte bütün meslektaşlarıma katılıyorum, tahliyelerini talep ediyorum, dedi.

Sanık Murat Çağlar müdafii Av. Mehmet Bahattin Belen söz istedi, verildi: Müvekkilime yönelik tek somut iddia üzerinde bulunan bir silahtır, 6136 sayılı yasaya göre hakkında soruşturma yürütülürken önce serbest bırakılmıştır daha önce işini , ticari faaliyetini yürüttüğü Antalya’nın Kaş ilçesinden zorla getirilerek yargılamaya tutuklanarak katılmıştır, suçlamanın temelini dayandırdığı ilişkilerin hiçbiride yoktur, dosya çok açık ve nettir, tutuklu kaldığı sürede yüklenen suçlama 6136 sayılı yasaya muhalefet olduğu için tutuklandığı süre yarı mahkumiyeti halinde bihakkın tahliyesine yeter bir süredir, münferit eylemi ilişkilendirilmeye çalışılmışsa bile sabit değildir, bu nedenle tahliye edilmesi gerektiği kanısındayım bu arada usule ilişkin bir şey söylemek istiyorum silahların eşitliği ilkesi gereğince iddianamenin eklerine sanık avukatları olarak nasıl ulaşılacağı yönünde herhangi bir ön çalışma yapılmamıştır, adeta iddianame bizim elimize verilmiştir, Gayya kuyusuna bir fenerle girer gibi dosya içeriğinde diğer belgelere ulaşma imkanımız yoktur, bunun bir şekilde usul ekonomisi açısından çözülüp en azından diğer bütün belgelerinde bir şekilde kopyalanarak meslektaşlarıma sunulması gerekir eğer silahların eşitliği ilkesine göre rahat bir savunma yapabileceksek bu temel hakkımız , dedi.

Sanık Oğuz Alparslan Abdulkadir vekili Av. Oktay Bozkurt söz istedi, verildi:Müvekkilim derneğin, Kuvayi Milliye 1919 derneğinin yönetiminin görevi bırakması neticesinde iki aylık bir toplam üyelik süresi söz konusu olmuş , bu süreç içerisinde adam yokluğunda kendisi Kuvayi milliye genel sekreteri olarak hasbel kader seçilmiş, bu aldığı görevi yürüttüğü süreç içerisinde de dernek tüzüğünü okumuş, bu tüzüğe uygun yönetim oluşturabilme amacıyla bazı kişilerle telefon görüşmeleri ve yüz yüze görüşmeler yapmış, bu esnada telefon takibatına kendisi takılmış, sayın iddia makamı da bu görüşmelere tabiri yerindeyse cımbızla çekmek suretiyle farklı anlamlar yüklemiş ve suç isnat etmek suretiyle tutuklanmasını sağlamıştır, arama el koyma tutanaklarında elde edilen delillerden hiçbir somut delil sağlanamamış zaten iddia makamı müvekkilimle ilgili hazırladığı kısımda bu konuda açıkça değinmiş bir suçlama yapamamış , tek suçlamayı yaklaşık 5 Ya da 6 konuşmada geçen ama konuşmanın bütününü ele aldığınızda suç teşkil etmeyen ama cümle bazında ele aldığnızda suç unsuru olarak her insanın ya bu suç unsuru teşkil eder gözüyle baktığı suçlamaya maruz kalmış, ihtilal tabiri mesela kullanılmış, 300 küsürüncü sayfada ihtilali Türkiye Cumhuriyeti Devletinde ihtilal yapmak olarak sayın iddia makamı yorumlamış , 1000’li

Esas No: 2008/209 sayfa:38

sayfalarda daha sonra bilahare o tam sayfa numaralarını arz edeceğim şuan sayfa numaralarına bakamıyorum, orada halkı silahlı isyana teşvik etmek amacıyla ihtilal tabirini kullandığını söylemiş, terörist eylem olarak kabul edilecek hiçbir eylemde bulunmamış, tamamıyla soyut deliller , telefon konuşmalarıyla suçlanan müvekkilimin bu aşamada tahliyesini talep ediyorum, yazılı savunmamı da sunmuştum, dedi.

Sanık Kemal Kerinçsiz müdafii Av. Mehmet Tolga Akalın söz istedi, verildi: Sanırım yok’u ıspat mükellefiyeti altında kalmak bir savunmanın içine düşebileceği en trajikomik hal ve huzurunuzdaki tüm savunma kurumları bu yok’u ıspat mükellefiyeti altında savunma ve müdafiilik görevlerine devam ediyorlar , ne yazık ki bu soruşturma aşamasıyla beraber Türkiye’de ve Dünya’daki çok evrensel bir ilke olan şüpheden sanık yararlanır ilkesi Türkiye’deki bireysel veya saha uygulamasını bırakmış, şüpheden kamunun yararlandığı yeni bir döneme girilmiştir, bu amiyane tabirle “ya ben senden kıllandım sen bir masum olduğunu ıspat et” mantalitesinin insanlığın ta Ortaçağda bıraktığı bir mantalitenin yeniden hukuk düzenimiz içerisinde yeri gelmesidir, bir şeyi kabul etmek durumundayız, insanlık bir hukuk ilkelerini günlük köşe sohbetlerinde elde etmedi, ve insanlık tarihi ve hukuk ilkelerini elde edebilmek için yüzbinlerce insanını yüzbinlerce kendi bireyini bedel olarak ödemek zorunda kalmak suretiyle otoriteye karşı bu hukuk ilkelerini elde etti, dolayısıyla bu ilkelerin tatbiki meselesi bir tercih meselesi değildir, tüm hukukçular açısından bir zaruriyet meselesidir, bizim yüksek mahkemenizden önemle üzerinde durması gereken husus daha olduğunu söylüyorum, bireysel bir noktada 20. yüzyılda insalar iple asılmak suretiyle idam ediliyorlardı ancak 21. yüzyıl posmodern bir çağ olarak ne olduğumuzun değil nasıl algılandığınızın yüzyılı , bu dönemde insanların imajı ellerinden alınmak, kamu oyu karşısında güvenirlikleri yok edilmek suretiyle aslında insanlar itlaf ediliyor artık yeni öldürme biçimi hukuk üzerinden de olabilecek olan öldürme biçimi imajın itibarın ve güveniliğin almasıdır, tutukluluk her halukarda bir şüphe halidir, bu şüphe hali bu insanlar üzerinde durduğu sürece bugüne kadar mahkeme bekliyorlardı, bu şüphe hali bu insanlar üzerinde durduğu müddetçe adil bir mahkeme karşısında dahi tutuklanmalarının devam etmesi durumunda kamu oyundaki önden kanaat oluşturma gerekçesi veya gerçekliği ortaya çıkacak Ee bişey olmasa mahkeme salardı noktasına gelecektir dolayısıyla bu iddianamenin çok önemli bir özelliği vardır , içeriği içinde söylemiyorum iddianame sosyal psikoloji anlamında çok önemli bir iddianamedir, bu iddianame bir bütün savunmaya yok’u ıspat mükellefiyeti altına sokabilecek kadar kabiliyet ve maharetle hazırlanmış bir iddianamedir, bu Ülke 1919’da Beyazıt meydanında bir Kemal’i astı, aynı Kemal’i 1935’de Mecliste milli şehit payesi verdi, müvekkilim Kemal Kerinçsiz İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesini 120 yıllık tarihi içerisinde bu fakülteyi 100 ortalama ile bitiren hatta bir dersinden 103 diye bir not alabilen bir hukukçudur, böyle bir hukukçunun isyan şartlarının ve isyan meşrutiyetinin oluşabilmesi için önce bu hukukçunun iç dünyasında ve yaşam dünyasında hukuka ait bütün atılımlarının birileri tarafından engellenmesi gerekir, oysa daha tutuklandığı dönemde ve tutuklanmasından önceki dönemde bu Ülkenin Başbakanına karşı üç kuruşluk dava açtı ve bu Ülkenin mahkemeleri bu davayı kabul ettiler, yani haklarını Devletin mahkemeleri karşısında velev bireysel haklarını velev çeşitli sivil toplum teşekkülleri haklarınıbu kadar rahat kullanan bir avukatın birilerini isyan ettirebilmesi için herşeyden önce isyanın kendi bünyesinde meşrulaşması gerekir, biz savcılıktan sorguya yönetici sıfatıyla geldik, sorgudan huzurunuza üye sıfatıyla geldik, sayın başkanım bir omuzda siz verirseniz buradan Vatandaş Kemal olarak çıkıp gideriz, dedi.

Sanık Muammer Karabulut söz istedi verildi: Lozan Barış anlaşmasında yapmış olduğum konuşma eğer Ergenekon terör örgütünün bir eylemi ise tutukluluğumun devamını istiyorum, bu olay tesadüfen değil iddianameye 1. cilt sayfa 220’de 2. cilt sayfa 274 ve 999’da girmiştir özellikle, dedi.

Esas No: 2008/209 sayfa:39
Sanık Muzaffer Şenocak müdafii Av. Kenan Aşık söz istedi, verildi:Müvekkilim terör örgütüne üye , Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri bulundurma ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan tutuklu bulunmaktadır, tutuklama tarihi 21.06.2007 ‘dir, şimdi müvekkilim Muzaffer Şenocak bu dosyada sanıklardan bir tek Aydın Yüksek’i tanımakta ve onunla ticari ilişkisi bulunmaktadır, bu ticari ilişkisinden doğan itilafdan dolayı da bu dosyayla irtibatlandırılmıştır, nasıl irtibatlandırılmıştır müvekkilim İstanbul’da Aydın Yüksek ‘in evinde kalmakta, tabi tutuklanmadan öncede dört yıl yurt dışında yaşayan bir kişidir, iş adamıdır kendisi, Aydın Yüksek’in evinde bulunan çantasındaki bilgisayarlardan bir takım bilgiler Cd ortamına aktarılmak suretiyle Mete Yalazangil ‘e veriliyor ve bu bilgiler Devlete ait gizli bilgiler olduğu söyleniyor, sadece söyleniyor, oysa bu bilgilerin tamamı bize göre internet ortamında elde edilebilen bilgiler bir de tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçu isnatı var tutuklanma sebeplerinden bir tanesi de bu tehlikeli maddelere baktığmızda bu maddeler altın-kuyum işinde kullanılan altının karatını,ayarını tespite yarayan Madein Cormini 18-14-21 diye tabir edilen kimyasallar , bu kimyasalları ben duruşma başlamadan önce kapalı çarşı Nuri Osmaniyeye gitmek suretiyle satış fişleriyle birlikte , satışı gerçekleştiren işletmenin kartvizitini almak suretiyle getirdim, dosyamın ekinde de bunların asıllarını ibraz ediyorum, birazdan vereceğim, bu tehlikeli madde diye ifade edilen kimyasalların hiçbirisi izne tabi patlayıcı yanıcı yakıcı tehlikeli maddelerden hiçbir tanesi değil, öncelikle buna ilişkin bomba imha tutanakları ve diğer tutanakların hiçbirisini kabul etmediğimi, böyle bir suçun oluşmadığını belirtmek istiyorum, silahlı terör örgütüne üye boyutuna geldiğimizde kısaca teferuatına girmeden bir kişiyi tanıyor ve tutuklanmadan önceki dört yıllık yaşantısını, hayatını yurt dışında geçiriyor, bunun terör örgütüyle ve diğer sanıklarla hiçbir ilgisi irtibatı bulunmamaktadır, işlemediği suçtan dolayı yine doldurmadığı hazırlamadığı hatta 28.12.’de hazırlanan Cd’lerden söz ediliyor , bu tarihte müvekkil yurt içinde Türkiye sınırlarında da değil, Afrika’da Ganbiya’da bulunan birisi, Ocak 2007’de Türkiye’ye dönüyor, bunlardan sorumlu tutulması söz konusu olamaz bize göre 21.06.2007 tarihinden beri yaklaşık 17 ayı aşkın süredir müvekkilim tutuklu bulunmaktadır, daha fazla mağduriyetine sebebiyet verilmemesi için bihakkın tahliyesine karar verilmesini saygıyla talep ediyorum, diyerek tahliyesine dayanak yaptığı belgelerini ibraz etti, alındı, kaydı yapıldı, dosyaya konuldu.

Sanık Gazi Güder vekili Av. Özbay Demirel söz istedi verildi: Aynı zamanda müvekkilim sadece bu dosyada da vefat eden Kuddusi Okkır ve Asuman Özdemir’i tanımaktadır, Kuddusi Okkır’da tahliye edilmiştir,Asuman’da tahliye edilmiştir, dolayısıyla sıra heralde müvekkilime geldi artık, dedi.


Yüklə 291,66 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin