II. Çocuğun soybağını değiştirme
MADDE 231. - (1) Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, sağlık kurumundaki bir çocuğun başka bir çocukla karışmasına neden olan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.196
AÇIKLAMALAR :
Bir çocuğun soy bağının gizlenmesi veya değiştirilmesi suç olarak tanımlanmıştır.
Çocuğun gerçek ailesi ile olan ilişkisini belli kişilere veya herkese karşı değişik şekilde gösteren her türlü hareket soy bağının değiştirilmesidir. Gizleme de, çocuğun soy bağının ne olduğunun gizlenmesidir.
İkinci fıkrada belirtilen suç; sağlık kuruluşunda, sağlık kuruluşu personeli tarafından ve taksirle işlenebilen bir suçtur.
III. Kötü muamele
MADDE 232. - (1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.197
GEREKÇE :
Madde, aynı konutta birlikte yaşayan kişilerden birine kötü muamelede bulunulmasını cezalandırmaktadır.
Ancak, her türlü kötü muamele, suçun oluşmasını olanaklı kılmaz. Kötü muamelenin merhamet, acıma ve şefkatle bağdaşmayacak nitelikte bulunması gereklidir. Ancak, bu muamele biçimi kişide basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmiş ise, artık kasten yaralama suçundan dolayı cezaya hükmedilmelidir.
Yarı aç veya susuz bırakma, uyku uyutmamak, zor koşullarda çalışmaya mecbur etmek gibi hareketleri kötü muameleye örnek olarak vermek olanaklıdır.
Maddenin ikinci fıkrasında faille mağdur arasında belirli ilişkiden kaynaklanan disiplin yetkisinin kötüye kullanılması ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Dikkat edilmelidir ki, söz konusu disiplin yetkisinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilen davranışın kişide basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmemiş olması gerekir. Aksi takdirde, kasten yaralama suçundan dolayı cezaya hükmedilmelidir. Keza, hakaret oluşturan fiiller, bu disiplin yetkisi kapsamına girmedikleri gibi, kötü muamele suçu olarak değil, hakaret suçundan dolayı cezalandırılmayı gerektirir.
Kişilerin idareleri altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya san’atı öğretmekle yükümlü olduğu kimseler üzerinde terbiye etmek, eğitmek görevi dolayısıyla belirli disiplin yetkilerine sahip bulunmaları gerekir; aksi takdirde görev yerine getirilmez.
Disiplin yetkisi eğitim hakkının doğal bir sonucudur ve bu yetki olmadan söz konusu hak kullanılamaz. Disiplin yetkisinin sınırı ise maddede gösterilmiştir. Disiplin yetkisi kişinin bedensel ve ruhsal sağlığının bozulmasına neden olmayacak veya bir tehlikeye maruz kalmasını sonuçlamayacak derecede kullanılabilecektir.
AÇIKLAMALAR :
Kötü muamele; merhamet, şefkat ile bağdaşmayan hareketlerdir. Bu hareketler, yarı aç veya susuz bırakma, uyku uyutmama, zor koşullarda çalıştırma şeklinde oluşabilir. Aynı konutta birlikte yaşamak önemlidir. Aynı konutta yaşayanlar arasındaki ilişkinin boyutu önemli değildir. Örneğin aynı evde birlikte yaşayan öğrenciler arasında bu suç söz konusu olabilir.
İkinci fıkrada terbiye hakkında doğan disiplin yetkisinin kötüye kullanılması düzenlenmiştir.
IV. Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlâli
MADDE 233. - (1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Velâyet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadî sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddî ve manevî özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlâk, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
GEREKÇE
Maddenin birinci fıkrasında, aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşması için terk olgusunun gerçekleşmemesi gerekir. Aksi takdirde, terk suçu oluşur.
Aile hukukundan kaynaklanan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün kapsamını, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlemek gerekir.
Bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, şikâyete tabi tutulmuştur.
Maddenin ikinci fıkrasında ise, evli olsun veya olmasın gebe olan eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış kadını çaresiz durumda terk eden yani ona her türlü yardımı yapmaksızın ortada bırakan kişi cezalandırılmaktadır.
Üçüncü fıkra, doktrinde manevî terk olarak tanımlanan ailenin terki suçunu cezalandırmaktadır. Suç, itiyadî sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma ya da onur kırıcı yaşayış tarzı nedeni ile özen noksanı veya kusurundan dolayı çocukların ahlâk, güvenlik ve sağlıklarının ağır şekilde tehlikeyle karşı karşıya kalmasına neden olmaktır.
AÇIKLAMALAR :
Fıkrada öngörülen suç şikayete bağlıdır. Belirtilen hareketler seçimlik olup bir veya birden fazlasının meydana gelmesi halinde suç oluşacaktır. Belirtilen yükümlülüklerin kime ait olduğu hususu Medeni Kanuna göre belirlenir.
Çocuğu okula göndermemek aile yükümlülüğünün ihlali anlamına gelebilecektir.
İkinci fıkra yeni bir düzenleme getirmiştir. Gebe olan eş veya birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kaldığını bildiği kadını çaresiz olarak ortada bırakma suç olarak düzenlenmiştir. Yasada kadının evli olup olmamasının önemi yoktur.
Üçüncü fıkrada manevi terk olarak adlandırılabilecek eylem düzenlenmiştir. Velayet hakkı kaldırılmış olsa bile anne ve/veya babanın yükümlülüklerine aykırı davranışı suç olarak düzenlenmiştir. Vasi için böyle bir yükümlülük yoktur.
V. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
MADDE 234. - (1) Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması hâlinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş ya da çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir katı oranında artırılır.198
AÇIKLAMALAR :
Suçun mağduru 16 yaşını bitirmemiş çocuktur.
Suçun faili anne veya baba ya da üçüncü derece dahil kan hısımlarıdır.
Velayet hakkı elinden alınmış ana veya baba da suçun faili olabilir.
Birinci fıkrada eylemin cebir veya tehdit olmaksızın işlenmesi hali düzenlenmiştir.
İkinci fıkrada çocuğun 12 yaşından küçük olması ya da cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi cezayı artıran bir neden olarak düzenlenmiştir.
& 37. Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar
Dostları ilə paylaş: |