8- İbn Abbas’ın Azatlısı İkrime1064
Tâbiînin müfessirlerinden bir diğeri, Şii ve Sünni tefsir kitaplarında kendisine ait çok sayıda rivayet ve görüşün nakledildiği1065 ve ona ait bir kitaptan sözedilen1066 İkrime’dir. İbn Hallikan onu tanıtırken şöyle demiştir: “Ebu Abdillah b. Abdillah, Abdullah b. Abbas’ın gulamı.” Aslı Berberidir ve Mağriblidir. [Başta] Hasin b. Hürr Anbari’nin gulamıydı. İbn Abbas, Ali b. Ebi Talib (radıyallahu anhu) tarafından Basra’ya vali tayin edildiğinde onu kendisine bağışladılar. İbn Abbas da ona Kur’an’ı ve rivayetleri öğretmek için gayret sarfetti.1067 Yine İbn Hallikan, İkrime’nin vefat tarihi ve yaşı hakkında muhtelif görüşler nakletmiş, ama kendisi hicri 108 ve 80 yaşı tercih etmiştir.”1068
Mezhebi
Şii ve Sünni rical âlimlerinden hiçbiri İkrime’yi Şii kabul etmemiştir. Bilakis Ehl-i Sünnet âlimlerinden bir grup onu Haricilerden saymıştır.1069
Şii rical âlimlerinden Keşşi, muttasıl senedle İmam Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Eğer İkrime’yi ölürken görseydim ona faydam dokunurdu.” İmam Sadık’a (a.s) soruldu: “Ebu Cafer’in ona nasıl bir faydası dokunabilirdi?” Buyurdu ki: “Sizin sahip olduğunuz itikadı ona telkin ederdi. Ama Ebu Cafer (a.s) onu göremedi ve ona faydası dokunamadı.”1070
Mamekani şöyle buyurmuştur:
... Her halükarda İbn Abbas’ın azatlısı İkrime’nin inhiraf ettiği konusunda kanıta ihtiyaç yoktur. Nitekim Seyyid Tavus Tahriru Tavusi’de bu mevzuyu ikaz ederek şöyle demiştir: “İkrime’nin [müstakim] tarikte olmadığına delil oluşturan bir rivayet ulaşmıştır. Onun bu açıdan hali ortadadır ve rivayetin muteber olup olmamasına ihtiyaç yoktur.” Sarevi’nin (İbn Şehraşub) Menakıb’ta naklettiği haberden anlaşılan şu ki, İkrime, Eba Cafer’in (İmam Bakır, aleyhisselam) makamından habersizdi ve Hazret’in meziyetine inanmıyordu. O kadar ki İbn Abbas ve başkalarını Hazret’ten üstün tutuyordu. Allame de şöyle buyurmuştur: “O [İkrime] ashabımızdan değildir, bizim yolumuzda da değildir.”1071
“إِنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيُذْهِبَ عَنكُمُ الرِّجْسَ أَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيرًا”1072 ayetinin izahında İkrime’den şöyle rivayet edilmiştir: “Bu ayetteki Ehl-i Beyt’ten maksat sadece Peygamber’in eşleridir. Bu iddiada kim isterse onunla mübahele ederim.”1073
Gerçi bu rivayetin muteber bir senedi yoktur ve böyle bir sözün ondan sâdır olup olmadığı sabit değildir ama bu sözü söylemişse bile Şia’nın bu ayette bahsi geçen Ehl-i Beyt’in beş pâk kişiye veya On Dört Masuma mahsus olduğunda ittifak ettiği dikkate alınırsa sözkonusu nakilden onun Şii olmadığı sonucu çıkartılabilir.
Sonuç itibariyle, nakledilenler gözönünde bulundurulduğunda denebilir ki onun Şii olduğu sabit değildir ve haberler de -sahih olmasalar bile- onun inhirafına delalet eder. Haricilerden olması muhtemeldir ama buna da muteber bir delilimiz yoktur.
Dostları ilə paylaş: |