Gerçek kişiler gibi tüzel kişilerin de fiil ehliyeti vardır. Ancak, tüzel kişilerin fiil ehliyetini kazanmaları için aranan şartlar gerçek kişilerden farklıdır. Tüzel kişilerin fiil ehliyetine sahip olmaları için MK.m.49’a göre; “kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar.” Kanunun ilgili maddesinden de anlaşılacağı gibi, tüzel kişinin fiil ehliyetine sahip olması için kanunun öngördüğü organlara sahip olması yeterlidir. Kanunun öngördüğü zorunlu organlara sahip olmayan bir tüzel kişinin fiil ehliyetine sahip olması mümkün değildir.
Tüzel kişilerde kişiliğin sona ermesi ya kendiliğinden olur ya da bir kararla gerçekleşir. Birinci ihtimalde “ infisah” tan ikinci ihtimalde ise “fesih” ten söz edilir.
Tüzel kişilerde kişiliği belirli bir süre için kurulmuş tüzel kişilerde sürenin dolması, amacın kesin olarak elde edilmesi veya elde edilmesinin imkânsızlaşması gibi durumlar tüzel kişiliği ortadan kaldırır.
b) Kişiliğin bir kararla sona erdirilmesi
Tüzel kişilerde, kişiliğin ortadan kalkmasına yol açan ikinci hal bu konuda karar verilmesidir. Sona ermeye ilişkin karar ya kişinin yetkili organı ya da hukuk düzeninin yetkili kıldığı bir makam tarafından verilir.
Birinci halde kişiliğin sona ermesi iradidir. İkinci halde ise irade dışı sona erme vardır. İradi sona ermede yetkili organ, kişi topluluğu şeklinde ki tüzel kişiler de genel kuruldur. Genel kurulun oy birliği ile karar alması gerekir. Aksi takdir de sona ermeye ilişkin karar geçerli olmaz. İrade dışı sona ermede karar, genellikle mahkeme tarafından verilir.
2) Kişiliğin sona ermesinin sonuçları
2) Kişiliğin sona ermesinin sonuçları
Tüzel kişilerde kişiliğin sona ermesinin, biri “tüzel kişiye ait mal varlığını tasfiyesi” , diğeri “tasfiyede ortaya çıkan fazlalığın tahsili” olmak üzere iki önemli sonucu vardır.
Tüzel kişilerde kişilik herhangi bir sebeple sona erince mal varlığının tasfiyesi gerekir. Mal varlığının tasfiyesi tüzük hükümlerine göre yapılır. Tüzükte bu konuya ilişkin herhangi bir düzenleme yoksa genel kurulun vereceği karar doğrultusunda hareket edilir. Genel kurul tarafından da karar alınmışsa artık tasfiyenin kanun hükümleri çerçevesinde yapılması gerekir.
Tasfiye yapılırken önce mal varlığı içinde yer alan kıymetlerin değerlendirilir. Daha sonra tüzel kişinin borçları ödenir. Borçların ödemesinden arta kalan kısım ise tahsis edilir.
b) Tasfiyede ortaya çıkan fazlalığın dağıtımı
Tasfiyede ortaya çıkan fazlalığın tahsisi, varsa tüzük veya vakıf senedinde yer alan hükümler çerçevesinde gerçekleşir. Bunlar da konuya ilişkin herhangi bir düzenleme yoksa, yetkili organın karar alması gerekir. Böyle bir durumda mallar karara uygun şekilde tahsis edilir. Yetkili organ tarafından da karar alınmamışsa tahsis kanunlar çerçevesinde yapılır.
İnsanlar doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. İnsan yaşamının her aşamasında hukuk kurallarının önemi vardır. Çocuk doğunca birey olarak kabul edilir ve bazı haklara sahip olur. Belirli yaşa gelince seçme ve seçilme hakkı elde eder. Ölümlerinde ise mal varlıklarının ne olacağı yine hukuk kuralları ile çözülür.
Anayasamızda herkesin miras hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Miras hukuku özel hukukun dallarından Medeni Hukukun içinde yer alır. Medeni Kanundaki MADDE 495 ile MADDE 682 arasındaki maddeler Miras Hukuku ile ilgili maddelerdir.
Miras hukukunun alanı, gerçek kişilerin öldüklerinde mallarının kimlere ve hangi oranda ve nasıl dağıtılacağını belirlemektir.
Miras hukukunda kullanılan muris, varis ve tereke gibi kavramların açıklamaları;
Miras hukukunda kullanılan muris, varis ve tereke gibi kavramların açıklamaları;
Muris (mirasbırakan): Ölen kişiye, mirasbırakan veya muris denir. Muris, öldükten sonra malvarlığı mirasçılarına geçen kişiye denir.
Mirasçı (varis): Mirasbırakanın mirasını bıraktığı kişiye mirasçı veya varis denir.
Tereke: Tereke ise mirasbırakanın ölümü ile mirasçılarına geçen hak ve borçlar ile hukuki ilişkilerin tümüdür.
2- YASAL MİRASÇILAR
2- YASAL MİRASÇILAR
Medeni Kanuna göre yasal mirasçılar mirasbırakanın