B a n a ü m m e t i m d e r m i s i n
Doğdun bu gece efendim sultanım baş tacım,
Seni meddü sena eyledi Allah’ım,
Bu dünyada o kadar çok oldu günahım,
Bana ümmetim der misin acaba?
Bize ümmetim der misin ya Muhammed Mustafa.
Senin için var eyledi Hak bu cihanı,
Nurun kapladı alemleri her yanı,
Hoş görür müsün bu gafil günahkarı,
Bana ümmetim der misin acaba?
Bize ümmetim der misin ya Muhammed Mustafa.
180
Evvel gelenler hep müjdeledi seni,
Sen her zaman güzel yenisin yeni,
Bu garip dünyada bilir misin beni,
Bana ümmetim der misin acaba?
Bize ümmetim der misin ya Muhammed Mustafa.
Dünyaya şerefler şanlar verdi varlığın,
Müşriklerden çok çok oldu daraldığın,
Görülmedi Hak yolundan hiç döndüğün,
Bana ümmetim der misin acaba?
Bize ümmetim der misin ya Muhammed Mustafa.
Önce sana dendi Muhammed Mustafa,
Gönüllere verdin pek çok hoşluk ve safa,
Var mı ki bende seni anlayacak kafa,
Bana ümmetim der misin acaba?
Bize ümmetim der misin ya Muhammed Mustafa.
Mi’raca çıktın orda neler gördün neler,
Muhabbetin taş gönülleri bile deler,
Benim günlerim hep böyle boşa gider.
Bana ümmetim der misin acaba?
Bize ümmetim der misin ya Muhammed Mustafa.
Hicret ettin zorlanarak o gün yerinden,
Yaraladı müşrikler seni derinden,
Yardım edemedim üzüldüm kederimden,
Bana ümmetim der misin acaba?
Bize ümmetim der misin ya Muhammed Mustafa.
Hakkın bayrağını yücelttin göklere,
Ümmetlerin yürüttü elden ellere,
Neler düşürdün şu garip gönül lere,
Bana ümmetim der misin acaba?
Bize ümmetim der misin ya Muhammed Mustafa.
181
B e r a t’ ı n ı a l
Ulaşınca mübarek ay’a,
Dikkat et kalmayasın yaya,
Dal hemen o derin derya’ya,
Şabandan Berat-ı’nı al.
Duhan-ı oku bir yüzünden,
Manaları çıkar özünden,
Seyreyle mübin-i gözünden,
Ha’mim’den Berat-ı’nı al.
Kuran-ı oku hece hece,
Değerlensin bu güzel gece,
Ağlıyarak yalvar gizlice,
Kûr’ân-ı Keriymden Berat-ı’nı al.
Tavaf eyler Melekler gökte,
Sende tavaf eyle gönülde,
Bu sırlara biraz eğilde,
Beyt -ül Ma’mur’dan Berat-ı’nı al.
Tavaf eyler insanlar yerde,
O’na yönelirler her yerde,
Ziyaret edersin ilerde,
Beyt- ül Haram’dan Berat-ı’nı al.
Nefsini iyi tanı bu gün,
Dün çok gerilerde kaldı dün,
Rabbının hitabıyla öğün,
Nefsinden Bera t-ı’nı al.
“Venefahtü’”den al haberi,
Sil gönlünden hüznü, kederi,
İdrak eyle gerçek kaderi,
Ruhun’dan Berat-ı’nı al
182
Kendinden kendinedir varış,
Haydi yürü zamanla yarış,
Hak yolunda seyran’a alış.
Kendinden Berat-ı’nı al.
Bazen Musevi bazen isevi,
Sonunda olursun Muhammed-i,
İdrak ettiysen sen Ahmed-i,
Kıbleteyn’den Berat-ı’nı al.
“Fevellü vecheke” dedi Rabb,
Döndü Beytullah-a bu türab,
İfşa etti lisân-ı Arab,
“Fevellü vecheke”den Berat-ını al.
İzle onu hep adım adım,
Ne güzeldir o, tadım tadım,
Anlayınca şaşırıp kaldım,
Peygamberin’den Berat-ı’nı al.
“Rabbenâ lekelhamd” dedi Hakk,
Gözlerini açta iyi bak,
Ten gömleğini çıkar da yak,
Rabb’ından Berat-ı’nı al.
Derviş isen gerçekten eğer,
Şu fakire verdinse değer,
Rabb’ın bir gün seni de sever
Necdet’ten küçücük Berat-ı’nı al.
14/12/1997 Necdet Ardıç Tekirdağ
183
M i’ r a c g e c e s i
Geldi yine Mi’rac gecesi,
Bilsin insanların cümlesi,
Bu gece gecelerin incisi,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Önce şarh eyle göğsün boydan,
Cemâlin aydın olsun aydan,
İlim al Muhamıned’in (s.a.v.) soyundan,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Temizlesin göğsünü Cibril,
Ses çıkarma önünde eğil,
Bu ameliyat boşuna değil,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Burak geldiğinde önünc,
Ateş verdiğinde gönlüne,
Binip gittiğinde seyrine,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Mescidi Aksa’ya vardığında,
Nebi ile namaz kıldığında,
Hayret içinde kaldığında,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Yüksel oradan göğe doru,
Taş dahi gelir yanık bağrı,
Varsa gönlünde, İlahi çağrı,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
İbrahim’in (AL.) davetini duy.
O’na can’u gönülden uy,
Bulursun onda hep güzel huy,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
184
Mûsâ ile Eymen’de buluş,
Zorluğa sahretmeye alış,
Yap kızıl denize hir dalış,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Len terânî’den al biraz ders,
Düşme Hakk yolundakilere ters,
Gönülden gönüle ses ver ses,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
İsa (Al.) gibi dünya’yı terk et,
Varlığında olanı derk et.
Hayalde olanları yok et,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Muhammedin (Al..) ayrılma izinden,
Bak neler dökülür sözünden,
Manâlar alırsın özünden,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Ref Ref’e binip yüksel arşa,
Sende katıl bu güzel yarışa,
Kimler ulaşır bu son varışa,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Uzun uzun menziller aşmağa,
Kaab’ı Kavseyn’e ulaşmağa,
Derya olup dolup taşmağa,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Namazdır Mü’minin Mi’râcı,
Tam olursa Hakk’ka inancı,
Kerramnâ’dan olur baş tacı,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
Gayrete gel başla bu günden,
Kamus-u aşkı oku yüzünden,
185
Bak görürsün Necdet’in gözünden,
Haydi yürü; sen de Mi’râc’a gel.
(08/01/1994)
Dostları ilə paylaş: |