Tevhid Kitabı



Yüklə 1,9 Mb.
səhifə147/198
tarix07.01.2022
ölçüsü1,9 Mb.
#89033
1   ...   143   144   145   146   147   148   149   150   ...   198
Fitnenin Sebebi; Yahûdilerin İslâm'a ve müslüman-lara karşı çevirdiği entrika ve komplolardır.Yahûdiler, kurnaz ve hîlekâr, şerli ve hâin olan, yalan ve iftirâlarla müslüman olduğunu gösteren Yemen yahûdilerinden Abdullah b. Sebe'yi müslümanların arasına gizlice sokuştur-dular.Bu yahûdi, kin, garez ve zehirini, râşid halifelerin üçüncüsü Hz.Osman b. Affân-Allah ondan râzı olsun- aleyhine kusmaya ve onun aleyhine yalan ithamlarda bulunmaya başladı.Aldatılan dar görüşlü, zayıf îmânlı ve fitneyi sevenler, bu yahûdinin çevresinde toplandılar.Nihâyet bu komplo, râşid halife Hz. Osman'ın-Allah ondan râzı olsun- mazlûm olarak öldürülmesi ile sona erdi.

Hz.Osman'ın-Allah ondan râzı olsun- öldürülmesinin ardın-dan müslümanlar arasında ihtilaflar meydana gelmeye başladı.Bu yahûdi ile ona uyanların teşvik etmeleriyle fitne patlak verip yayılmaya başlamış ve içtihatlar sonucu sahâbe arasında savaşlar meydana gelmiştir.

"Tahâviye Akîdesi"ni şerheden yazar bu konuda şöyle der:

"Râfizîlerin kökü,zındık bir münâfığın çıkardığı şeyden gelmektedir.Onun kastı, âlimlerin de belirttikleri gibi, İslâm dînini ortadan kaldırmak ve Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-'i karalamak ve ona iftirâ etmektir.Zirâ Abdullah b. Sebe, -Polus'un hıristiyanlık dînine yaptığı gibi-, müslüman olduğunu gösterince, hîle ve şerri ile İslâm dînini bozmayı istemiş, dîndâr olduğunu göstererek iyiliği emretmiş ve kötülükten yasaklamış, son olarak bu durum, Osman b. Affân olayına ve onun öldürülmesine kadar varmıştır.Abdullah b. Sebe daha sonra Kûfe'ye gelmiş ve burada emellerine ulaşabilmek için Ali hakkında aşırıya gitmeyi ve ona yardım etmeyi göstermiş-tir.Bu durum Ali b. Ebî Tâlib'e ulaşınca,Ali onun öldürülmesini istemiş, bunun üzerine o kaçıp Kırkıs'a sığınmıştır.İslâm tarihinde bu şahsın haberi bilinmektedir."

Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye-Allah ona rahmet etsin- de bu konuda şöyle der:

"Osman b. Affân-Allah ondan râzı olsun- öldürülünce, bir olan gönüllerin birlik ve bütünlüğü bozulup parçalandı, acı ve kederler büyüdü, şerli insanlar ortaya çıktı, iyi insanlar zelîl oldu, fitne çıkarmaktan âciz olanlar, fitne çıkardılar, iyilik ve doğruluğu ayakta tutmayı sevenler, iyilik ve doğruluğu ayakta tutmaktan âciz oldular.(Osman öldürülünce) müslümanlar, o vakitte hilâfete en lâyık ve kalanlar içerisinde en fazîletlisi Ali b. Ebî Tâlib'e-Allah ondan râzı olsun- bey'at ettiler.Ancak kalpler hâlâ bölük bölük, fitne ateşi yanmaya devam etmekte idi.Sözbirliği sağlanamamış, müslümanların cemaati düzenli hale gelememiş, halife ve ümmetin en hayırlısı, onların her istedikleri iyiliği yerine getirmeyi başaramamış, nice toplu-luklar ayrılık ve fitneye girmiş ve olanlar olmuştu."1

Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye-Allah ona rahmet etsin- sahâbeden Ali ve Muâviye ile savaşanların mazeretini şöyle açıklamaktadır:

"Muâviye-Allah ondan râzı olsun- hilâfet iddiâsında bulun-mamış, Ali ile savaştığında, ona hilâfet üzerine de bey'at etmemiş, ayrıca halife olduğu için onunla savaşmamış, kendi-sinin hilâfete daha lâyık olduğunu da söylememiştir.Aksine kendisine bu konuda soru sorana Muâviye bunu kabul ettiğini söylerdi. Muâviye ve ashâbı, Ali ve ashâbına ilk önce kendileri savaş açmayı uygun görmemişlerdir.Aksine Ali-Allah ondan râzı olsun- ve ashâbı, kendisine itaat edilmesi ve bey'at edilmesi gerektiğini, -ki müslümanların sadece bir halifesi olması gerekir-, Muâviye ve ashâbının, kendisine itaatten dışarı çıktıklarını ve kendileri güç ve kuvvet sahibi oldukları halde Muâviye ve ashâbının bu görevden kaçındıkları görüşünde idiler.Bu sebeple Ali, bu görevi yerine getirinceye, itaat ve cemaat oluncaya kadar onlarla savaşılması gerektiği görüşüne vardı.Muâviye ve ashâbı, bunun (Ali'ye bey'at etmenin) farz olmadığını, bunun için Ali ve ashâbının kendilerine savaş açtıkları takdirde kendilerinin zulme uğramış olacaklarını söylediler. Yine şöyle dediler: Çünkü Osman, müslümanların ittifakı ile zulme uğramış olarak öldürülmüştür.Osmanı öldürenler, Ali'nin ordusu içerisinde çoğunlukta olup güç ve kuvvet sahibi kimselerdir.Eğer biz bundan kaçınırsak, onlar bize zulmeder ve üzerimize saldırırlar.Ali'nin onları savması mümkün değildir.Nitekim Osman'ı öldürmekten savamamıştır. Biz, ancak bize insaflı davranmaya gücü yetebilecek ve bizim için insaflı olmaya çalışacak bir halifeye bey'at ederiz."

Ehl-i sünnet vel-cemaatin, meydana gelen ihtilaf ve ardından sahâbe arasında savaşlar meydana gelen fitne konusundaki izlediği yol iki şeyde özetlenmektedir:


Yüklə 1,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   143   144   145   146   147   148   149   150   ...   198




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin