İstanbul Büyükçekmece – Küçükçekmece Göller Arası Bölge’de Yerleşime Uygunluk
1999 yılında yaşanan 17 Ağustos İzmit (Gölcük) ve 12 Kasım Düzce depremleri Türkiye’nin en önemli metropolü olan İstanbul’da büyük bir deprem olabileceği gerçeğini gözler önüne sermiştir. İstanbul’da meydana gelecek büyük bir deprem sonucunda ortaya çıkacak can ve mal kaybı yanında ekonomik ve sosyal zararları, boyutları açısından, tüm ülkeyi etkileyeceği açıktır. Birinci derece deprem bölgesinde yer alan İstanbul, tarihinde büyük depremler geçirmiştir. 2000 yıllık geçmişi boyunca İstanbul, en az 14 kere, maksimum şiddeti dokuzun üzerinde olan depremler yaşamıştır. Deprem geçmişine bakıldığında, ortalama olarak her 100 yılda bir İstanbul’un depreme maruz kaldığı görülmektedir. Avcılar, 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin merkezinden yaklaşık 100 km. uzaklıkta olmasına rağmen İstanbul’un depremden en fazla etkilenen ilçesi olmuştur.
17 Ağustos 1999 Gölcük depreminden sonra İstanbul’un göllerarası bölgesinin zemininin dinamik özelliklerinin belirlenmesi, yerbilimleri açısından önem kazanmıştır. Bu doğrultuda yapı yeri seçimi ve bundan daha önemlisi depreme dayanıklı olarak projelendirilmeleri amacına yönelik olarak bölgesel zeminlerin dinamik özellikleri ve bu zeminlerin depremler sırasındaki olası davranışlarını ortaya koyacak haritaların hazırlanması gereklidir.
Kuvaterner, Üst Miyosen, ve Oligosen yaşlı birimlerin yüzeylendiği göllerarası bölgenin zemin büyütme özelliğinin belirlenmesi, yerleşime uygunluk amaçlı çalışmalarda en önemli adımı oluşturmaktadır. Yerleşime uygunluk amaçlı çalışmalarda sıvılaşma ve stabilite, dikkat edilmesi gereken diğer önemli faktörlerdir. Göllerarası bölgede mevcut yapılaşmanın büyük bir kısmı tepe düzlüklerinde ve az eğimli arazide olduğundan bu çalışmada zemin büyütmesi dikkate alınarak yerleşime uygunluk değerlendirmesi yapılmıştır. Bununla beraber alüvyon alanlarda sıvılaşma ve eğimin %5’den fazla olduğu alanlarda da stabilite analizi yapılmadan yerleşim değerlendirmesinin yapılması risk oluşturacaktır.
Tez kapsamında Avcılar, Esenyurt, Yakuplu, Beylikdüzü (Kavaklı), Kıraç, Gürpınar, Büyükçekmece Belediye alanlarında yapılan çalışmalardan elde edilen sondaj SPT-N darbe sayılarından, sismik ve mikrotremor verileri kullanılarak göllerarası bölgenin zemin büyütmesi değerlendirilmiştir. Sondajlardan elde edilen Standart Penetrasyon darbe sayısından (SPT-N) eşdeğer kayma dalgası hızı (Vs30), Imai (1978), İyisan (1994), Lee (1990) ve Ohta ve Goto (1978) tarafından türetilen ampirik bağıntılar ile elde edilmiş ve sismik ölçüm sonuçları ile karşılaştırılmıştır.
Standart Penetrasyon darbe sayısından hesaplanan zemin büyütme değerleri 1.35 - 3.55 arasında değişim gösterirken mikrotremorlardan elde edilen zemin büyütme değerleri 1 - 6.5 arasında değiştikleri görülmüş olup daha büyük değerler elde edilmiştir.
Sondajlardan (SPT-N) aynı yöntemlerle elde edilen sismik hızların (Vs30) değerleri 196 - 432 m/sn arasında değişirken, sismik ölçümlerden elde edilen (Vs30) değerleri 179 - 700 m/sn arasında değişmektedir. Zemin hakim titreşim periyodunun (T0) sondajlardan 0.29 - 0.60, sismik ölçümlerden (T0) 0.24 - 1.20 arasında değişim gösterdikleri saptanmıştır.
Çalışma alanında Bakırköy formasyonunun yüzeylendiği alanların büyük bir kısmında düşük zemin büyütmesi ve zemin hakim titreşim periyodu, özellikle alüvyonun hakim olduğu alanlarda ise yüksek zemin büyütmesi ve zemin hakim titreşim periyodu değerleri elde edilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |