Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı



Yüklə 0,57 Mb.
səhifə3/8
tarix29.10.2017
ölçüsü0,57 Mb.
#20928
1   2   3   4   5   6   7   8

Çiğdem BARIŞ

Danışman : Prof. Dr. Muammer ÜNAL

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı (Varsa) : Botanik

Mezuniyet Yılı : 2012

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Muammer ÜNAL

Prof. Dr. Meral ÜNAL

Prof. Dr. Orhan KÜÇÜKER

Prof. Dr. Gül CEVAHİR ÖZ

Doç. Dr. İbrahim İlker ÖZYİĞİT


NİKEL’İN BROKOLİ (Brassica oleracea var. italica) TOHUMLARININ ÇİMLENMESİ VE BÜYÜMESİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Nikel (Ni), bitkilerin normal büyüme ve gelişmesi için gerekli olan bir mikro elementtir, ancak yüksek konsantrasyonlarda, bitki hücrelerinin fizyolojik, biyokimyasal ve yapısal işlevlerindeki potansiyel inhibe edici etkilerine bağlı olarak toksik bir bileşik olarakta kabul edilmektedir. Bu araştırmada, brokoli (Brassica oleracea L. var. italica) bitkisinin tohum ve fidelerinde değişen konsantrasyonlardaki nikelin etkisi ve birikimi incelenmiştir. Nikel içermeyen Hoagland çözeltisi ile 0,01, 0,1, 1, 10 ve 100 µM NiSO4 içeren Hoagland çözeltileri kullanılmıştır. Değişen Ni konsantrasyonlarına bağlı olarak brokoli (Brassica oleracea L. var. italica) tohumlarında çimlenme yüzdesi, bitkinin kök ve gövde uzunlukları, taze-kuru ağırlık miktarları, farklı kısımlarında klorofil, karotinoid, total çözünebilir protein ile malondialdehit (MDA) içerikleri, peroksidaz (POD) aktiviteleri ve Ni birikimi belirlenmiştir.
100 μM NiSO4 konsantrasyonunun brokoli tohumlarında çimlenmeyi inhibe ettiği gözlenmiştir. Brokoli fidelerinde ilgili analizler yapılarak değişen Ni konsantrasyonlarının kök ve hipokotil büyümelerini etkilediği, ayrıca taze-kuru ağırlık miktarlarında da değişikliklere neden olduğu belirlenmiştir. 9 günlük fidelerin klorofil içerikleri 1 μM NiSO4 uygulanan serilerde artarken, 30 günlük fidelerde ise 0,1 μM NiSO4 içeren serilerde artış tespit edilmiştir. 0,1 ve 1 μM NiSO4 uygulanan serilerde karotinoid miktarı yüksek bulunmuştur. Brokoli fidelerinin değişik kısımlarındaki total çözünebilir protein içeriğinde 10 ve 100 μM NiSO4 konsantrasyonlarında azalışlar gözlenmiştir. 10 ve 100 μM NiSO4 uygulanan fidelerin POD aktivitesinde artışlar gözlenmiştir. Brokoli fidelerinde ölçülen MDA içeriğinde seriler arasında değişimlerin olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, brokoli bitkisinin değişik kısımlarında Ni birikimine bakılmış ve nikelin bitkinin farklı kısımlarında özellikle de köklerde biriktiği belirlenmiştir. Nikelin artan konsantrasyonlarının brokoli (Brassica oleracea L. var. italica) bitkisinin tohum çimlenmesi ve büyüme-gelişme süreçleri üzerine olan etkileri ile ilgili olarak, düşük konsantrasyonlardan (0,01, 0,1 ve 1 μM NiSO4) bitki gelişiminin olumlu şekilde etkilendiği, yüksek nikel konsantrasyonlarının ise (10 ve 100 μM NiSO4) toksik etkilere neden olduğu tespit edilmiştir. Sonuçlar bitki büyüme ve gelişmesi ile ilgili olarak değerlendirilmiştir.
 


THE EFFECTS OF NICKEL ON SEED GERMINATION AND GROWTH IN BROCCOLI (Brassica oleracea var. italica)
Nickel (Ni) is an essential microelement for the normal growth and development of plants, however, at high concentrations, it is also regarded as a toxicant to plant cells due to its potential inhibitory effects against many physiological, biochemical and structural processes. In this study, were examined the effect and accumulation of nickel (Ni) at varying concentration on seeds and seedlings of broccoli (Brassica oleracea L. var. italica). Hoagland solutions containing 0,01, 0,1, 1, 10 and 100 µM NiSO4 and lacking Ni were employed. Depending on varying Ni concentration, germination rate of broccoli (Brassica oleracea L. var. italica) seeds, root and stem length of the plant, fresh-dry weight amounts, contents of chlorophyll, carotenoid, total soluble protein and malondialdehyde (MDA), peroxidase (POD) activities and Ni accumulation were determined.
100 μM NiSO4 concentrations inhibited germination rates in broccoli seeds. By carrying out the relevant analysis of broccoli seedlings, we found that varying Ni concentrations affected the growth of root and hypocotyls, and additionally resulted in important changes at fresh-dry weight amounts. While chlorophyll content of 9 days old seedlings increased in the series to which 1 μM NiSO4 was applied, it increased in 30 days old seedlings receiving 0,1 μM NiSO4. Carotenoid content was higher in the series exposed to 0,1 ve 1 μM NiSO4. Total soluble protein content of different parts of broccoli seedlings to 10 and 100 μM NiSO4 concentrations decreases were observed. Increases were observed in POD activity of broccoli seedlings to applied 10 and 100 μM NiSO4. We determined changes at MDA content, which were measured in broccoli seedlings, among the series. In addition, we examined Ni accumulation in parts of broccoli plants, and found that nickel accumulated in different parts of the plant, especially in roots. In relation to nickel effects on seed germination, growth and development processes of broccoli (Brassica oleracea L. var. italica) plants, plant growth is affected positively in low nickel concentrations (0,01, 0,1 and 1 μM NiSO4), the high nickel concentrations (10 and 100 μM NiSO4) were found to cause toxic effects. The results were evaluated with respect to plant growth and development.
YÜZBAŞIOĞLU ELİF

Danışmanı : Doç. Dr. Gül Cevahir Öz

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Botanik

Mezuniyet Yılı : 2012

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Gül Cevahir Öz

Prof. Dr. Muammer Ünal

Prof. Dr. Orhan Küçüker

Prof. Dr. Meral Ünal

Prof. Dr. Celal Yarcı



Medicago Truncatula Gaertn. Cv. Jemalong Bitkisinde Nodül Oluşumu Sırasında Küçük-Gtp Bağlayan Proteinlerin Rolü

Baklagiller familyasindaki Rhizobium grubu toprak bakterileri ile ortak yaşam sonucu kök yapısında azot fiksasyonu yapabilen nodül dokusunu oluşturmaktadır. Küçük-GTP bağlayan proteinler, ökaryotik organizmalarda anahtar molekül olarak hücre içi veziküler trafik, sinyal iletim yolu, hücre iskeletinin organizasyonu ve hücre bölünmesi gibi süreçlerde rol oynamaktadır.

Bu tez çalışmasında, baklagiller familyasının bir üyesi olan Medicago truncatula Gaertn. cv. Jemalong bitkisinde azot eksikliğinde Rhizobium meliloti ve Sinorhizobium meliloti bakterileri ile simbiyotik ilişkinin sonucunda oluşan nodül dokusunda hücre içi molekül taşınmasında rol oynayan küçük-GTP bağlayan protein ailesinde ADP ribozilasyon faktör1 in (Arf1) rolü incelendi. Medicago bitkisinin farklı büyüme evrelerinde kök, nodül, gövde, yaprak ve petiyol gibi organlarında Arf1 molekülü protein düzeyinde immün blot yöntemi kullanılarak belirlendi. Elde edilen protein verilerinde, Arf1 proteininin özellikle nodül dokusunda bulunduğu gösterildi. Aynı zamanda büyümeye paralel bir şekilde bitkinin kök, gövde, yaprak ve petiyol kısımlarında Arf1 protein miktarında artış saptandı. Su kültürü koşullarında kontrollü olarak Sinorhizobium meliloti bakterisi ile enfekte edilen Medicago truncatula bitkisinin kök, nodül, gövde, yaprak ve petiyol dokularında RNA düzeyinde Arf1 in paralog genleri (MtrPut-151a, MtrImGa, Mtr27524313 ve Mtr13597775) gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu yöntemi ile gösterildi. Bu tez çalışmasında, Sinorhizobium meliloti bakterisi ile enfekte edilen Medicago truncatula bitkisinin nodül dokusunda Arf1 in tüm paralog genlerinin yüksek oranda, kök dokusunda ise farklı seviyelerde anlatım yaptığı sonucuna ulaşıldı.

Temel hücresel süreçlerde anahtar molekül olarak bilinen Arf1 proteininin, Medicago truncatula bitkisinin azot fiksasyonu için özelleşmiş nodül dokusunda protein ve RNA düzeyinde artış gösterdiği bulundu. Bu çalışmadan elde edilen veriler ışığında, hücre içi veziküler taşınmada rol oynayan Arf1 in paralog genlerinin özellikle nodül dokusunda alt işlev kazanabileceği ileri sürülebilir.



The Role Of Small-Gtp Bındıng Proteın On Nodule Formatıon In Medicago Truncatula Gaertn. Cv. Jemalong
Leguminous plants form nodule tissues which are able to fix nitrogen within the root structure as a result of symbiotic association with Rhizobial soil bacteria. Small GTP-binding proteins play a role in processes such as intracellular vesicular traffic, signal transduction, organization of cytoskeleton and cell division as key molecules in eukaryotic organisms.

The role of ADP ribosylation factor1 (Arf1), a member of small GTP-binding protein family involved in intracellular molecule transport in nodule tissue formed as a result of symbiotic relationship with bacterium Rhizobium meliloti and Sinorhizobium meliloti in nitrogen deficiency in Medicago truncatula Gaertn. cv. Jemalong in the legume family, was investigated in this thesis study. Arf1 molecule was determined at protein level in the organs of Medicago plant, such as root, nodule, leaves, shoot and petiole, at different growth stages by using immunoblotting method. The obtained data with this protein indicated that Arf1 was particularly present in the nodule tissue. In addition, the amount of Arf1 protein was determined in the root, shoot, leaves and petiole parts of the plant in the course of progressing growth. In the root, shoot, leaves and petiole tissues of the Medicago plant infected with the relevant bacterium under controlled hydorponic culture conditions, paralogous genes of Arf1 (MtrPut-151a, MtrImGa, Mtr27524313 and Mtr13597775) were studied at RNA level by employing real-time PCR. The present study concluded that all paralogous genes of Arf1 were highly expressed in the nodule tissue. Different expression levels of the paralog genes MtrPut-151a, MtrImGa, Mtr27524313 and Mtr13597775 were observed in the root tissue after bacterial infection of M. truncatula.

Arf1 protein, known as key molecule in basic cellular processes, was found to increase at protein and RNA levels in the nodule tissue, specific to nitrogen fixation, of Medicago truncatula. In the light of the data obtained in this study, it may be suggested that paralogous genes of Arf1, which plays a role in intracellular vesicular transport, may acquire subfunctionalization in nodule tissue.

MATEMATİK ANABİLİM DALI


  

Utku YILMAZTÜRK

Danışman : Prof. Dr. Müfit GİRESUNLU

Anabilim Dalı : Matematik

Programı (Varsa) : Matematik

Mezuniyet Yılı : 2012

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Müfit GİRESUNLU (Danışman)

Prof. Dr. Nazım SADIK

Prof. Dr. Leyla ZEREN AKGÜN

Prof. Dr. İsmail Ş. GÜLOĞLU

Prof. Dr. Ahmet FEYZİOĞLU

BAZI GRUPLARIN İNDİRGENEMEZ KOMPLEKS GÖSTERİLİŞLERİNİN DERECELERİ
Bu tez çalışmasında bazı sonlu çözülebilir grupların türev uzunlukları ile bu grupların indirgenemez kompleks gösterilişlerinin derecelerinin sayısı arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu incelenen gruplarda, grubun türev uzunluğunun, indirgenemez kompleks gösterilişlerinin derecelerinin kümesinin eleman sayısını aşamayacağı yani bu gruplarda Taketa eşitsizliğinin geçerli olduğu gösterilmiştir.

“Genel Kısımlar” bölümünde, bulgular kısmında ispatlanan teoremlerin anlaşılması için gerekli tanımlar verilmiştir. Ayrıca, teoremlerin ispatında kullanılan, konuyla ilgili gerekli teoremler ispatlarıyla birlikte verilmiştir. Çalışmanın yöntem kısmında ise, “Bulgular” bölümünde ispatlanan teoremlerde kullanılan yöntemler açıklanmıştır.

Son olarak “Bulgular” bölümünde Taketa eşitsizliği için bazı yeterli koşullar verilmiştir.
 

THE DEGREES OF IRREDUCIBLE COMPLEX REPRESENTATIONS OF SOME GROUPS
In this thesis study, the relation between derived length of some groups and the number of irreducible character degrees of these groups is investigated. It is shown that, in these groups, derived length of group never exceeds the number of irreducible character degrees of that group i.e., Taketa inequality holds for this groups.

In “General Parts” section, it is given some definitions which are used in the theorems proved in the “Results” section. Also, some basic theorems and lemmas which are necessary to prove the theorems in the “Results” section are given with their proofs.

Finally, in the “Results” section some sufficient conditions for the Taketa inequality are given.
MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

  

TUĞBA DENİZ



Tez Adı : EROZYON KONTROLÜ ÇALIŞMALARINDA DEĞER ANALİZİ

Danışman : Prof. Dr. KENAN OK

Anabilim Dalı : ORMAN MÜHENDİSLİĞİ

Programı (Varsa) : ORMANCILIK EKONOMİSİ

Mezuniyet Yılı : 2012

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. KENAN OK

Prof. Dr. AHMET TÜRKER

Prof. Dr. ERHUN KULA

Doç. Dr. SULTAN BEKİROĞLU ÖZTÜRK

Doç. Dr. MEHMET ŞİŞMAN


Tezin Türkçe Adı : EROZYON KONTROLÜ ÇALIŞMALARINDA DEĞER ANALİZİ
Türkçe Özet : Dünya’da toprak kaybına yol açan süreçlerin başında erozyon gelmektedir. Bu süreçle mücadele, kapsamlı erozyon kontrol projelerini gerektirmektedir.
Erozyon kontrol çalışmaları ile pazarı olan ve olmayan birçok mal ve hizmet üretilir. Ancak, pazarı olmayan mal ve hizmetlerin değerini belirlemek, özel yöntemlere dayalı çalışmaları gerektirir. Bu amaçla kullanılabilecek yöntemlerin uygulamaya aktarılması yaygın değildir. Bu yöntemlerden bir tanesi de Seçim Deneyleri Yöntemidir ve bu araştırmada kullanılmıştır.
Bu çalışmada; Adana’da Çakıt Çayı Havzasında yürütülen Çakıt Çayı Erozyon Kontrol Projesinin yarattığı dört faydanın (niteliğin) değeri tahmin edilmeye çalışılmıştır. Seçim Deneyleri Yöntemi, söz konusu projeyle yaratılan sel riski, toprak erozyonu, baraj ömrü, kaliteli su niteliklerinin marjinal etkilerini tahmin aracı olarak kullanılmıştır. Bu amaçla, yöntemin gerektirdiği verileri toplamak için bir anket çalışması yürütülmüştür. Çok Değişkenli Lojistik Model’de değerlendirilen sonuçlara göre; deneklerin selleri bir yıl ertelemek için 1.15 TL, toprak erozyonunu yüzde bir oranında önlemek için 4.43 TL, baraj ömrünü bir yıl uzatmak için -0.25 TL ve kaynak suyuna erişimi yüzde bir oranında arttırmak için 2.13 TL ödeme eğiliminde oldukları saptanmıştır.

  

 



 

 
Tezin Yabancı Dildeki Adı : VALUATION ANALYSIS IN EROSION CONTROL ACTIVITIES


Yabancı Dildeki Özet : Erosion is the head of processes that causes loss of soil in the world. To control erosion processes requires comprehensive projects on it.
Many market and non-market goods and services are created by erosion control activities. However, to determine the monetary value of non-market goods and services needs to use special valuation methods. Transferring to practice of these methods is not common. Choice Experiments Method, one of valuation techniques for non-market values, was used in this study.
This study attempts to estimate the four benefits created by Çakıt Stream Watershed Erosion Control Project in Adana selected as research area. A choice experiments technique was used as a means of estimating marginal impacts for different environmental attributes which were created by the Project, namely, flood risk, soil erosion, dam life and water quality. A survey was conducted to collect data needs for application of the method. The results from a Multinomial Logit Model reveal that, respondents would pay 1.15 Turkish Liras for one year prevention of floods; 4.43 Turkish Liras for one percent prevention of soil erosion; -0.25 Turkish Liras one year increase for dam life; and 2.13 Turkish Liras one percent increase for access to spring water.

İbrahim YURTSEVEN



Tez Adı : Nehir tipi Hidroelektrik Santrallerinin Ekohidrolojik Etkileri

Danışman : Doç. Dr. Yusuf SERENGİL

Anabilim Dalı : Havza Yönetimi

Programı (Varsa) : Orman Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2012

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Yusuf SERENGİL

Prof. Dr. Kamil ŞENGÖNÜL

Prof. Dr.İzzet ÖZTÜRK

Prof. Dr. Refik KARAGÜL



Prof. Dr. Ferhat GÖKBULAK

Tezin Türkçe Adı : Nehir Tipi Hidrolektrik Santrallerinin Ekohidrolojik Etkileri
Türkçe Özet : Nehir tipi hidrolektrik santralinin (HES) kurulum aşamasında orman kesimi, topraklarda kompaktlaşma, hafriyat depolama, yol yapımı gibi olumsuzluklara işletim aşamasında doğal akış özelliklerinin değişmesi, sucul organizmaların göç yollarını tıkaması, enerji nakil hattı geçişi, yaban hayvanlarına vereceği zarar ve ilave yolların yaratacağı zararlar eklenerek ekosistemler üzerinde bir takım olumsuzluklara yol açacağı kaçınılmazdır. Nehir tipi hidroelektrik santralinin kanala verdiği belli miktardaki debinin, su ve su yakını ekosistemler üzerinde ortaya çıkabilecek etkileri, özellikle de balıkların ve bunların besin kaynağını oluşturan makroomurgasızların yaşam alanlarını teşkil eden habitat tiplerindeki (pool, riffle, glides vb.) değişim bu olumsuzluklardan bir tanesini oluşturmaktadır. İşte bu çalışmada, akarsu ekosistemlerinin sürdürülebilirliğinin sağlaması ve nehir tipi hidroelektrik santrallerinin ekohidrolojik etkilerinin ortaya konulabilecği bir değerlendirme yapılmıştır. Bu değerlendirme kapsamında ölçme parametreleri olarak ekohidrolojik arazi etütleri ile GIS tabanlı bir entegrasyon kullanılmıştır.
Kurulu nehir tipi hidroelektrik santrallerinin yer aldığı havzalarda havza ölçeğinde ekohidrolojik temelli bir planlamanın henüz var olmaması ve bu planlamaya olan talebin günümüzde hızla artması bu çalışmanın önemini artırmaktadır. Ayrıca araştırmanın sadece tek bir havza bazında yoğunlaşmayıp ülkenin değişik bölgelerindeki nehir tipi hidroelektrik santrali barındıran havzalara da yayılması bu çalışmanın özgün değerini daha da artırmaktadır. Kısacası havza ölçeğinde ekolojik sürdürülebilirliği gözetecek bir ekohidrolojik planlamaya olan ihtiyacın karşılanması, ortaya çıkabilecek sorunları önceden görmek ve bu sorunlara ışık tutacak çözüm yollarının bulunması bu araştırma ile mümkün olabilecektir.

Tezin Yabancı Dildeki Adı : Ecohydrologic Effects Of Runoff River Type Hydroelectric Power Plants
Yabancı Dildeki Özet : Some problems are emerged when the process of runoff river type hydroelectric power plant (HEPP) established and operated. These problems involve effecting on aquatic ecosystems by given low-flow with HEPP, changing in the fishes and macroinvertebrates habitat types (pool, riffle, glides vb.) and disafforestation etc. These problems involve effecting on aquatic ecosystems by given low-flow with HEPP, changing in the fishes and macroinvertebrates habitat types (pool, riffle, glides vb.). Within the scope of this study include water quantity (instream flow) is required to ensure ecological sustainability of stream determine land surveys and their integrations with GIS and to determine optimum HEPP location. In this study, The ecohydrologic observation within the field was integrated with GIS methods as assess the ecohydrologic problems result from actual HEPP.
This is an example of runoff type hydroelectric power plants which is related to natural flow characteristics during energy producing. With the effect of different energy cost, some changes has been occurred in the energy sources policies (privatization, legislation changes). With these developments in recent years in our country, the number of the river type hydroelectric power plant has significantly increased. Bringing innovation to the evaluation report has revealed the necessity because of adopt an approach based on flow measurement in current evaluation reports. The of life of water calculation is very important in river type hydroelectric power plant feasibility reports.


Orman Endüstri Mühendisliği ANABİLİM DALI

  

Öğrencinin Adı Soyadı: Zeki CANDAN



Tez Adı : Ahşap Sandviç Panel ve Laminat Parke Üretiminde Nanopartikül

Kullanımı ve Teknolojik Özellikler Üzerine Etkisi



Danışman : Prof. Dr. Turgay AKBULUT

Anabilim Dalı : Orman Endüstri Mühendisliği

Programı (Varsa) : Odun Mekaniği ve Teknolojisi

Mezuniyet Yılı : 2012

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Turgay AKBULUT (Danışman) (İstanbul Üniversitesi),

Prof. Dr. Nusret AS (İstanbul Üniversitesi), Prof. Dr. Murat TEKER (Sakarya Üniversitesi), Prof. Dr. Öner ÜNSAL (İstanbul Üniversitesi), Doç. Dr. Ramazan KURT (KSÜ)




Tezin Türkçe Adı :
AHŞAP SANDVİÇ PANEL VE LAMİNAT PARKE ÜRETİMİNDE

NANOPARTİKÜL KULLANIMI VE TEKNOLOJİK ÖZELLİKLER ÜZERİNE ETKİSİ
Türkçe Özet :
Bu tez çalışmasının temel amacı, nanopartiküller ile ahşap sandviç panellerin ve laminat parkenin güçlendirilmesi; elde edilen yeni malzemelerin fiziksel, mekanik, yanma ve formaldehit emisyonu özellikleri üzerine nanopartiküllerin etkilerinin tespit edilmesidir.
Ahşap sandviç levhalar ve laminat parkeler, ahşap kompozit ürünler arasında yer almaktadır. Hafif olmalarına karşın yeterli direnç özelliklerine sahip olan sandviç levhalar genellikle mobilya endüstrisinde, dekorasyonda, mimari uygulamalar ve ulaştırma araçlarının üretiminde kullanılmaktadır. Laminat parke ise konut ve işyerlerinde yer döşemesi olarak kullanılmaktadır. Her iki kompozit ürünün üretimi ve kullanımı hızla artmaktadır. Fakat kullanım yerinde bazı dezavantajlar söz konusudur. Bunlar; rutubetli ortamlarda bulunması veya direkt olarak suyla temas etmesi durumunda boyutlarındaki değişiklikler; sağlığa zararlı olan formaldehit gazını yaymaları, çizilme-aşınma etkilerine maruz kalmaları ve yanmaya karşı direncinin zayıf olmasıdır.
Nanoteknoloji, dünyada kullanılan mevcut malzemeler ve üretim süreçleri bakımından birçok bilim adamı tarafından bir teknoloji devrimi olarak tanımlanmaktadır. Yukarıda bahsedilen olumsuz özellikleri iyileştirmek ve mukavemet değerlerini yükseltmek için sandviç levhaların ve laminat parkenin üretiminde nanoteknolojinin kullanımı, büyük bir öneme sahip bulunmakta ve yüksek özgün değer taşımaktadır.
Araştırma kapsamında üre formaldehit tutkalı ve melamin üre formaldehit tutkalı nano-silisyumdioksit, nano-alüminyum oksit ve nano-çinko oksit ile güçlendirilmiştir. Bu tutkalların kullanılması suretiyle yüzey levhaları kontrplak ve yongalevha olan sandviç levhalar ile laminat parkeler üretilmiştir.
Nanomalzemeler ile güçlendirilerek üretilen bu malzemelerde yoğunluk, suda bekletme sonucu kalınlığına şişme miktarı, su alma miktarı, eğilme direnci, eğilmede elastikiyet modülü, yapışma direnci, vida tutma mukavemeti, aşınma direnci, çizilme direnci, yanma direnci ve formaldehit emisyonu özellikleri ilgili ulusal ve uluslararası standartlara göre tespit edilmiştir. Elde edilen bütün sonuçların istatistik analizleri yapılarak değerlendirilmiştir. Bu amaçla iki yönlü ANOVA analizi yapılmıştır. Böylece sandviç levhaların ve laminat parkelerin fiziksel, mekanik, yanma ve formaldehit emisyonu üzerine nanomalzeme çeşidi ve nanomalzeme kullanım oranının etkileri ortaya konmuştur.
Yapılan test ve analizler sonucunda edilen verilere göre nanobilimin temelinde nanoteknolojik imkanların kullanılması ile son kullanım performansı iyileştirilmiş sandviç levhalar ve laminat parkeler üretilmiştir. Bunlar arasında özellikle boyutsal stabilizasyon, yapışma direnci, çizilme direnci, formaldehit emisyonu ve yanma direnci gelmektedir. Nanobilim ve nanoteknoloji genel olarak orman ürünleri endüstrisi için önemli olanaklar sunmaktadır.
NanoSiO2 ile nanoAl2O3’in düşük oranlarda kullanılması suretiyle yüzeyleri kontrplak olan sandviç levhaların kalınlığına şişme miktarında maksimum azalma sağlanmıştır. Kontrplaktan yapılan sandviç levhalarda en yüksek mekanik özellikler, nanoAl2O3’in yüksek oranda kullanılmasıyla elde edilmiştir. Yüzeyleri yongalevha olan sandviç levhaların mekanik özelliklerindeki maksimum iyileşmeler, nanoSiO2 ile nanoAl2O3’in düşük oranlarda kullanılmasıyla elde edilmiştir. Laminat parkelerin çizilme direncindeki maksimum artış, nanoZnO’in yüksek oranda kullanımı ile sağlanmıştır. NanoZnO ve nanoAl2O3’in uygun oranlarda kullanılması ile sandviç levhaların ve laminat parkelerin formaldehit emisyonu değerlerinde önemli azalmalar görülmüştür. Sandviç levhaların yanma direncindeki maksimum iyileşme, nanoSiO2 ile nanoAl2O3’in belirli oranlarda kullanımı ile sağlanmıştır.
Nanopartiküllerin kullanımı ile ahşap sandviç levha ve laminat parkelerin çeşitli kullanım yerlerindeki performansları artacak; insan sağlığı için daha uygun ürünler elde edilebilecek ve böylece masif ahşap malzeme yerine bu ürünlerin kullanımı hammadde kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına katkı sağlayacaktır.
   

 


Yüklə 0,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin