HAYALET SÜRÜCÜ
(GHOST RIDER)
16 Şubat 2007’de sinemalarda.
YAPIM BİLGİLERİ
Spider-Man™/Örümcek Adam, Fantastic Four/Fantastik Dörtlü ve X-Men’in yaratıcısı Marvel Comics’ten yeni bir kahraman geliyor... Ghost Rider™/Hayalet Sürücü. Motorsikletle gösteri yapan yıldız sürücü Johnny Blaze (Nicolas Cage), uzun zaman önce, en sevdiği insanları, babasını ve çocukluk aşkı Roxanne’i (Eva Mendes) korumak için şeytanla anlaşma yapmıştır. Şeytan alacağını farklı bir şekilde tahsil eder. Gündüz gözünü budaktan sakınmayan bir gösteri motorsikletçisi olan Johhny, gece vakti, kötülüğün gölgesinde kaçak iblisleri avlayan Hayalet Sürücü olur. Şeytanın isteklerini yerine getirmek zorunda olan Johnny, kaderiyle yüzleşmeye, üzerindeki laneti ve güçlerini masumları korumak için kullanmaya kararlıdır.
Ghost Rider™/Hayalet Sürücü’nün başrollerini Nicolas Cage (National Treasure/Büyük Hazine, Gone in 60 Seconds/60 Saniye), Eva Mendes (2 Fast 2 Furious/Daha Hızlı Daha Öfkeli, Hitch), Wes Bentley (American Beauty/Amerikan Güzeli), Sam Elliott (Hulk/Yeşil Dev), Donal Logue (Blade/Bıçağın İki Yüzü) and Peter Fonda (The Limey/Denizci, Easy Rider) paylaşıyor.
Columbia Pictures, Crystal Sky Pictures ve Relativity Media ortaklığıyla bir Marvel Studios / Michael De Luca yapımı olan Ghost Rider™/Hayalet Sürücü’yü sunar. Mark Steven Johnson tarafından yönetilen filmin yapımcıları Avi Arad, Steven Paul, Michael De Luca ve Gary Foster. Filmin öyküsü ve senaryosu, aynı adlı Marvel çizgi romanından esinlenilerek Mark Steven Johnson tarafından yazıldı, Yardımcı yapımcılar E. Bennett Walsh, Ari Arad, Stan Lee, Norm Golightly, David S. Goyer ve Lynwood Spinks. Görüntü yönetmeni Russell Boyd ACS. Prodüksiyon tasarımcısı Kirk M. Petruccelli. Kurgu, Richard Francis-Bruce, A.C.E. Özel görsel efektler ve animasyon, Sony Pictures Imageworks Inc. Kostüm tasarımcısı Lizzy Gardiner. Müzik, Christopher Young. Müzik süpervizörü, Dave Jordan.
Ghost Rider™/Hayalet Sürücü 16 Şubat 2007’de gösterime girecek.
FİLM HAKKINDA
Columbia Pictures'ın Ghost Rider/Hayalet Sürücü’sünde Marvel’ın klasik çizgi roman karakterine beyazperdede hayat veren Nicolas Cage "Bence Hayalet Sürücü, çizgi roman evrenindeki en kendine has mitolojilerden biri,” diyor. Şeytanın kelle avcısı olan Hayalet Sürücü’nün doğa üstü maceraları, Cage’in ateşli ve cazip kimliğine son derece uygun düşüyor. Cage karakter hakkında engin bilgiye sahip. “Ruhunu Şeytan’a satmaya karar veren ama bunu açgözlülük ya da hırstan değil, kişisel sevgisinden dolayı yapan, karmaşık bir karakter. Bana göre, gerçekten zengin bir malzeme. Bu korkunç görünüşlü adam gerçek bir kahraman.”
Daha önce hit olmuş çizgi roman uyarlaması Daredevil/Korkusuz’u yazan ve yöneten yönetmen Mark Steven Johnson için, Ghost Rider/Hayalet Sürücü’yü büyük ekrana taşımak, karaktere duyduğu sevginin doruk noktası olmuş. “Üçüncü sınıftayken büyük bir çizgi roman hayranıydım,” diyor Johnson. “Her hafta çizgi roman alırdım: ‘Daredevil,’ ‘Spider-Man,’ ‘X-Men’ – hepsi. ‘Ghost Rider’ görsel açıdan en ilginç ve bence en sıkı karakterdi.”
Johnson görsel açıdan böylesine çarpıcı bir kaynak malzemeye hakkını verecek, yaratıcı ve stlize bir film yapmaya kararlıydı. Ortaya çıkan sonuç, karakterin yapmak zorunda kaldığı ahlaki seçimi vurgularken çizgi romanın dikkat çekici imgelerini yansıtan bir film oldu. “Hayalet Sürücü’nün görünüşü inanılmaz… Onu Marvel Evreni’nin en akılda kalan karakterlerinden biri yapan bu görünümün üzerine bir şeyler eklemek olanaksız“ diyor. “Bizim işimiz ona hayat vermekti. Set tasarımcımız, Kirk Petruccelli ve görsel efekt süpervizörümüz Kevin Mack, bu sınavın üstesinden gelebilecek kişilerdi ve hiçbir filmde görmediğimiz, stilize bir dünya yarattılar.”
Sonuç, çizgi romanı uyarlamak için gereken doğru ekibi arama çabalarının zirvesini simgeleyen bir film oldu. “Yapımcı ve eski Marvel yöneticisi Avi Arad, “Hayalet Süvari’yi sinemaya uyarlamayı uzun zamandır istiyorduk,” diyor. “Doğru tonu, doğru senaryoyu bulmaya çalışıyorduk.” Nicolas Cage kadroya katıldığında, proje ivme kazandı.
Kamera arkasında ekibe katılan ilk isimlerden biri, yine ateşli bir çizgi roman hayranı olan yapımcı Michael De Luca oldu. De Luca, New Line Cinema’nın genç bir yöneticisi olarak Arad’la bir başka Marvel uyarlamasında, Wesley Snipes’ın başrolde oynadığı, büyük başarı kazanan Blade’de birlikte çalışmıştı. Daha sonra, Mark Steven Johnson’ın Daredevil uyarlamasının kazandığı başarının ardından, Ghost Rider/Hayalet Sürücü’yü beyaz perdeye getirmenin zamanı gelmişti. De Luca’ya gre, karakter emin ellerdeydi. “Mark gibi bir yazar-yönetmen filmin kreatif denetimini elinde tutması, her yönden bir avantaj,” diyor. “Mark çizgi romanları seviyor; iki boyutlu sayfadan üç boyutlu sinema perdesine sıçramayı sağlamak için en uygun kişi. Bence karakter, görselliğiyle onun her zaman ilgisini çekmiş. Hayalet Sürücü çok dikkat çekici bir görünüme sahip.”
“Mark besbelli bir çizgi roman fanatiği ama aynı zamanda duygularından korkmayan, duyarlı biri; bence bu, herhangi bir türde film yapmak için çok büyük önem taşıyor,” diyor yapımcı Gary Foster. “Mark, çocukluğunda sahip olduğu hevese ve bu karakterlerin en küçük detayını bile seven birinin tüm bilgisine sahip.”
Görsel öğelere ek olarak, değişik türde, habis görünümünün iyi niyetine ve eşsiz kişiliğine ihanet ettiği bir çizgi roman kahramanını perdeye yansıtma olasılığı, yapımcılara çekici gelmiş. Johnson’a göre, böyle çok yönlü bir karakteri canlandırabilecek tek oyuncu, Nicolas Cage. “Bence en iyi korku ve gerilim filmleri, mizahla dolu olanlar,” diyor yazar-yönetmen. “Zaman zaman gerilimi azaltmak zorundasınız. Nic Cage’in kadroya katılmasıyla bunu garantiledik; çünkü komiklik onun doğasında var. Johnny Blaze karakterini aldı ve çok daha eğlenceli bir hale getirdi.” De Luca ekliyor: “Karakteri gerçek kılmak için yaptığı araştırmada, Nic durumunun ne kadar sinir bozucu olduğunu şöyIe anlattı: ‘Şeytan’la anlaşma yaptım ve motorsiklete binen, alevli bir iskelet oldum.’ Mizahın farkına varmamanız olanaksız.”
“Nic rolü aldıktan sonra, mizah kendiliğinden geldi,” diyor yapımcı Gary Foster. “Nic onu oynarken, Johnny’nin harika bir espri anlayışı var ve gayet işe yarıyor; çünkü Johnny zor geçen yaşamına rağmen, gençliğinde sahip olduğu neşeyi kaybetmemiş.”
Johnson bir yılda yazdığı Ghost Rider/Hayalet Sürücü’nün senaryosunda, karakteri ve öyküyü çizgi romanın çeşitli versiyonlarından yararlanarak oluşturdu. “Ghost Rider” çizgi roman serisi, 1940’larda ata binen bir silahşör hakkında, western temalı bir dizi olarak başladı; daha sonra Marvel tarafından satın alındı ve 1970’lerde motorsikletiyle gösteriler yapan Johnny Blaze’i merkez alan doğa üstü bir öykü olarak yenilendi. Seri 1990’larda, yeni bir baş karakterle bir kez daha hayata geçirildi.
De Luca, “Çizgi romanın iki versiyonu olması nedeniyle belli bir miktar lisans vardı: Benim biriktirdiğim ve hatırladığım 70’lerdeki versiyon ve sonra, 90’lardaki versiyon. Yıllar içinde çok fazla değişmişti; o yüzden en sevdiğimiz bölümleri seçtik.”
Hayalet Sürücü’ye ek olarak, yapımcıları en çok heyecanlandıran şey, yüzleştiği kötüler olmuş. Johnny Blaze sadece kötülükle değil, kendisine güçlerini veren varlıkla, şeytanın bizzat kendisiyle savaşıyor. De Luca’ya göre, Johnny’nin motivasyonunun ve baş kötülerin çizgi romandan gelmeleri, yapımcılar için bir rehber oluşturmuş. “Blackheart ve Mephistopheles çizgi romandan, Johnny’nin anlaşma yapmasının nedeni ve Roxanne neredeyse tamamen aynı. Çizgi roman, geçen yıllar içinde öykülerini değiştirdiyse de bu oldukça sadık bir uyarlama.”
KADRO HAKKINDA
Nicolas Cage başlangıcından beri Hayalet Sürücü’nün hayranı olmuş. ‘Ghost Rider’ın ilk sayısına bakıp konusunun ne olduğunu merak ettiğimi anımsıyorum,” diyor. “Karmaşık, korkunç ve heyecan vericiydi; tüm bu özellikler tek öyküde toplanmıştı.”
Tutkulu bir çizgi roman okuru ve motorsiklet tutkunu olan Cage’in ilgisi, yetişkinliğinde de sürmüş. “Malibu kanyonlarında bütün gün motorsiklete binerdim. O zaman sahip olduğum motorsiklet becerilerini bu filme taşıma fikri çok ilgimi çekmişti. Beş yıl geçti ve motorsiklete binmeyi bıraktım ama filmin çekimi kesinleşince tekrar binmeye başladım. Beni harekete geçiren ana etken, motorsikletlere karşı beslediğim tutkuydu. Harika yaratıklar.”
Cage'in role olan merakı iki tekerli araçlara olan sevgisinden öte, karakterin potansiyeline ve belirgin görsel çekiciliğine uzanıyor. “Bence o, süper kahramanlar içinde sıkı görünüşe sahip olanı. Tepeden tırnağa siyah deri giymiş ve başının yerinde alevli bir kurukafa taşıyan bir motorsikletçiden daha iyi bir şey olamaz.”
“Nic inanılmaz bir oyunculuk yelpazesine sahip,” diyor Arad. “Bu karakter, korkunç bir yükün altındaki bir adam için bu, önemli bir şey. Nic role ve karakterin derinliğine kendini adadı ve bu yüzden riske giriyor.”
Johnson, “Nic rol için tek seçimimizdi” diyor. “Birkaç çizgi roman filmi yapmaya çok yaklaşmıştı ama en çok istediği buydu. Bu rol onun için biçilmiş kaftan. Giyinişi bile Johnny Blaze gibi! Karaktere kendinden çok şey katıyor.”
Cage’in özel katkıları arasında motorsiklet sürücüsünün jelibon ve Karen Carpenter’ın müziğini Jack Daniels ve death metal’e tercih etmesi var. “Bu tarz beklenmedik seçimler, onu böyle filmlerde gördüğünüz karakterlerden ayırıyor,” diyor Johnson.
Foster, “Nic Cage’in çalışmasını izlemek çok eğlenceli,” diyor. “O tam bir başrol oyuncusu; dramatik, komik, merkezde olma kaygısı yok ve bir şeyler denemekten korkmuyor. Tüm bunlar onu muhteşem bir oyuncu ve film yıldızı yapıyor, karaktere mükemmel oturmasını sağlıyor.”
"Johnny, ne komiktir ki çok iyi biri,” diyor Cage. “Bana göre o hep sakin olmaya ve Şeytan’a uymamaya çalışıyor. Kontrolü bir an bile kaybetse yanlış adamdan çağrı alacağını biliyor.”
Cage alt kimliği Hayalet Sürücü’yü bir kişiden çok “kovulamayacak bir güç” olarak tanımlıyor. “Masumlara bir şey yaptıysanız size musallat olacak bir kasırga gibi. İntikamcı bir ruh. Bir zincir ya da cehennem ateşinin gücünü kullanıyor ama yaptığı en yıkıcı şey, kefaret bakışı; bir bakışıyla sizi tüm günahlarınızı, tüm yanlışlarınızı bir milyon katıyla yaşamanızı sağlıyor. Kurbanlarınıza verdiğiniz acı her neyse, o acıyı yüz, hatta bin katıyla geri veriyor.”
“Hepimiz yaptığımız kötü işlerden kaçmaya çalışırız ama Hayalet Sürücü -kefaret bakışıyla- yaptığımız kötülüğün bize geri döneceğini anımsatıyor,” diyor yakın zamana kadar Marvel Yönetim Kurulu Başkanı olan Avi Arad. “Hayalet Sürücü eşsiz güçlere sahip, ki bunların bazıları Marvel Evreni’nin en akıllıca düşünülmüş olanları.”
Cage rolü aldıktan sonra, yapımcılar dikkatlerini Roxanne Simpson’ı oynayacak doğru aktrisi bulmaya yoğunlaştırdılar. Johnson’a göre bu çok önemliydi; çünkü filmin temelinde bir aşk öyküsü vardı. “Aşk için ne kadar ileri gidebileceğiniz hakkında bir öykü,” diyor. “Verdiğimiz kararlar ve ikinci fırsatlarla ilgili. Film, hareketli macera filmleri kisvesi altında pek çok olumlu tema barındırıyor.”
Bu hayati çelişki, güzel bir kız ve kötü bir lanet yüzünden canavara dönüşen bir erkek arasındaki aşk öyküsü, yapımcıların Hayalet Sürücü’nün öyküsünü klasik “Güzel ve Çirkin”le karşılaştırmaya sevk etmiş. De Luca filmi bir başka korku-trajedi öyküsüne daha benzetiyor: “Temelde, film ‘Jekyll ve Hyde hikayesinden izler taşıyor,” diyor. “Güce ve toplum kurallarına aldırış etmeden bu gücü kulllanma izniniz olsaydı ne yapardınız sorusu. Bence konunun en can alıcı noktası bu, çünkü bu bir fantezi. Johnny Blaze günlük yaşamla sınırlanan biri değil; içindeki canavarı kötü olmak için değil, eğlenmek için dışarı çıkarıyor.”
Yapımcılar hem Cage’in Johnny Blaze’i, hem de özel efektlerle süslü alt kimliği Hayalet Sürücü karşısında kendini gösterebilecek birine ihtiyaç duyduklarını biliyorlardı. “Roxanne Simpson, kurtarmak için Cehennem’e gitmeyi göze alabileceğiniz biri olmalı,” diyor Johnson, “ama onun kurtarılmayı bekleyen kız olmasını istemedim. Güçlü biri olması önemliydi; Eva Mendes öyle biri. Gerekli enerjiye ve ruha sahip. Doğasında, bir aktris ve kişi olarak sevilmesini sağlayan bir şey var. Perdede olduğu her an, ona tezahürat yapasınız geliyor.”
De Luca “Eva Mendes’in, birinin hayatının aşkı olabileceğine inanmak hiç de zor değil,” diye ekliyor. “Bir iyimserlik ve umut getiriyor. Karanlığın yolu Johnny’yi yutabilir ama yardıma en muhtaç olduğu anda, hayatının aşkı geri dönüyor. Eva bu rolü doldurmak için mükemmel bir seçim.”
Mendes role ilgi duymasının nedenini, filmin arketipsel konusuna ve projede yer alan yetenekli isimlere kapılması olarak açıklıyor. Oynadığı filmler arasında Training Day/İlk Gün, 2 Fast 2 Furious/Daha Hızlı Daha Öfkeli ve Hitch/Aşk Doktoru olan oyuncu, “Ruhunuzu Şeytan’a satmak ve bunun size ne yapacağıyla ilgili hikayeler hep ilgimi çekmiştir”diyor. “Sonra Mark’la oturup onun projeye nasıl tutkuyla yaklaştığını gördüm. Gerçekten harika bir film yapacağını düşündüm. Nic Cage’le çalışmayı uzun zamandır istiyordum; bence o sıradışı bir oyuncu.”
Mendes, şakayla karışık çekimlerin en zor yanının, Roxanne’in topuklu ayakkabı tercihi olduğunu söylüyor. “En büyük zorluk, dört hafta boyunca çok yüksek sivri topuklarla koşmaktı. Sadece bir kez topuk kırdım!”
Mephistopheles ve Caretaker gibi iki önemli yardımcı rol için, yapımcılar iki usta karakter oyuncusuna gittiler: Peter Fonda ve Sam Elliott.
“Bu bir motorsiklet filmi ve dünyanın en büyük motorsiklet ikonunun Mephistopheles’i oynamasının harika olacağını düşündüm; o da elbette ki Peter Fonda – ‘Yüzbaşı Amerika’nın ta kendisi,” diyor Johnson. “Tabii ki durumu tersine çevirdik ve Yüzbaşı Amerika’yı en büyük kötü yaptık. Peter harikaydı; rolü aldı ve taklit edilemez tarzıyla kendine mal etti.”
De Luca: “Sizi doğrudan motorsiklet kültürüne bağlayan Easy Rider’dan başka, Peter 60’ların sonunda ve 70’lerin başındaki karşıt-kültür atmosferinde bir film yıldızı oldu; bunun ağırlığını ve asi bir ruhu taşıyor. Bence bu özellikleri filme çok yakışıyor,” diye ekliyor. (Klasik motorsiklet meraklıları ve 60’lar sinemasının fanatikleri, Johnny’nin motorsikleti Grace’in, Easy Rider’da Fonda’nın karakteri tarafından sürülen Harley’den esilendiğini fark edeceklerdir.)
Renkli sinema kariyerinin 70. filminde oynayan Fonda, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Mephistopheles rolüne alışılmışın tersine bir yaklaşım sergilemiş. “Onu Şeytan’dan beklenmeyecek, hiç de kötü olmayan bir şekilde oynamaya karar verdim. Aslında, gayet kibar biri. Johnny ruhunu bana sattığında ona ilk olarak gösterisini ne kadar sevdiğimi söyleyip benim gösterimde yer almayı düşünmesini rica ediyorum. Çok sakin ve konuşkan sayılabilecek biriyim, bir kez bile sesimi yükseltmiyorum. Buna ‘Kral etkeni’ diyorum; kral kraldır ve bunu belirtme gereği duymaz. Bunu başkaları yapar. Fısıltıyla konuşursam herkes duyar. Şeytan olmanın tabiatında bu var. O yüzden alışılmışın zıttı bir üslupla oynadım ve bundan büyük zevk aldım. O harika bir karakter!”
Filmin yönetmeni, Caretaker rolünde hep Sam Elliot’ı düşündüğünü söylüyor. “Herkes Sam’i tanır ve sever. Muhteşem bir oyuncu. O Amerikan olan her şey! Sam Elliot’ı gördüğünüzde, onu bir kovboy şapkası ve trençkot giymiş, günü kurtarırken görmek istiyorsunuz. Sam filmin belkemiği. O harika.” Elliott, “Mark’ın fikri, filme bir western hissi, western etkisi vermekti. Karakterim Johnny Blaze’le bir tür öğretmen-öğrenci ilişkisi içinde. Ama Caretaker aynı zamanda öykü anlatıcısı işlevi görüyor; Johnny’i ve izleyiciyi olanlar konusunda bilgilendiriyor. Bilgi verme ve öyküyü netleştirme kısmından da hoşlandım. İzleyici olarak nereye götürüldüğümüzü bilmek her zaman iyidir.”
Mephistopheles’in asi yaradılışlı oğlu Blackheart’ı oynaması için yapımcılar, Sam Mendes’in Oscar® ödüllü filmi American Beauty/Amerikan Güzeli’nde sorunlu genç Ricky Fitts rolüyle çıkış yapan Wes Bentley’e gittiler. “Amerikan Güzeli’ni gördüğümden beri Wes’le çalışmak istiyordum,” diyor Johnson. “Bence o, kendi kuşağının en yetenekli oyuncularından biri. Wes’in filmdeki performansı harika, özellikle de Blackheart’tan kan donduran bir ıstırap gördüğünüz final sahnesinde.”
YAPIM HAKKINDA
Ghost Rider/Hayalet Sürücü’nün film versiyonu, uyarlandığı çizgi roman gibi mizah ve karanlığı, western ve süper kahraman janrlarıyla ve motorsiklet gösterilerinin dünyasıyla birleştiriyor. “Doğa üstü bir western’in daha önce görmediğim, harika bir fikir olacağını düşündüm,” diyor Johnson. “Once Upon a Time in the West/Bir Zamanlar Batı ve A Fistful of Dollars/Bir Avuç Dolar gibi Sergio Leone filmlerinin en iyi yanlarını alıp eski klasik Hammer filmlerinin estetiğiyle birleştirdim.”
Yapımcı Gary Foster, film ekibinin başlangıçtan beri, çizgi romanın akılda kalıcı imgelerini yansıtan, çarpıcı bir film yaratmak için çalıştığını belirtiyor.” Filmin görsel açıdan büyük bir etki uyandırmasını istedik. Karanlık ya da rahatsızlık verici değil, eğlenceli bir film yapmak istedik; bu sıkı dünyayı yaratmak da işin bir parçasıydı.”
Johnson’ın hayalini gerçeğe dönüştürme görevi, set tasarımcısı Kirk Petruccelli’ye düşüyordu. Süper kahraman filmlerine yabancı olmayan Petruccelli’nin daha önceki işleri arasında Blade/Bıçağın İki Yüzü, Lara Croft: Tomb Raider ve devamı, hatta süper kahraman taşlaması Mystery Men/Şaşkın Kahramanlar vardı. Johnson, “Kirk inanılmaz bir set tasarımcısı,” diyor. “Tamamen eşi görülmemiş bir görünüm, bir tarz yarattı. Yeni bir sete her girdiğimizde, ekipteki herkes durup bakakaldı.”
Filmin genel görünüşünü tasarlamaya başladığında, Petruccelli ilk önce kaynak malzemeye danıştığını söylüyor. “Oldukça sinematik bir hava taşıyan çizgi romanın ruhunu yakalamaya çalıştım. Hayalet Sürücü’nün ne kadar güçlü olduğunu, onun ve kötülerin çevrelerine etkilerini öğrendim. Bu çok şiddet merkezli bir çizgi roman. Bu yüzden çok az ince, kadınsı hat var. Daha kaba ve sert hatlı. Biri yere, bir arabaya ya da başka bir şeye çarptığında, büyük bir etki uyanıyor.”
Amerikan çöllerinin ve modern bir batı şehrinin karanlık yan sokaklarıyla cam ve çelik merkezinin yerini alabilecek bir çekim mahali arayan yapımcılar, Melbourne, Australya’da karar kıldılar.
Foster, Melbourne’un Ghost Rider/Hayalet Sürücü için mükemmel bir seçim olmasını sağlayan şeyin, genellikle görmezden gelinen bir özelliği olduğunu söylüyor. “Melbourne’u seçmemizin ana nedenlerinden biri, şehrin ara sokaklarıydı. Tam aradığımız gibiydi. Melbourne’un kendisine gelince, iş merkezi, büyük bir Teksas şehri yaratmamız için işe yaradı. Melbourne, değişik mekanları yaratabileceğimiz büyüklükte çeşitliliğe sahipti
Yardımcı yapımcı Bennett Walsh şunları ekliyor: “Şehirde çektiğimiz tüm mekanlar birbirine 20 blok uzaklıktaydı; bu nedenle çok ekonomikti. Melbourne çok uygundu ve oradakiler çekim yapmamız konusunda çok büyük kolaylık sağladılar.”
Avustralya liman şehri ve civarı, Johnny Blaze ve Hayalet Sürücü’nün yaşadığı dünyayı yaratırken Petruccelli’ye çalışabileceği pek çok şey verdi. Bunlardan biri de Caretaker’ın ürkütücü evi olarak iş gören, görülmeye değer bir mezar taşı koleksiyonuna sahip eski bir mezarlık. “Nadir görülen, inanılmaz mekanlardan biri,” diyor Petruccelli. “Onu kullanmak için öyküyü biraz değştirdik.”
Petruccelli ve ekibi ayrıca Viktorya döneminden kalma eski stadyumun Johnny ve Barton’ın motorsiklet gösterisine sahne olduğu Melbourne Showgrounds’ı kullandı.
Filmin finalinin geçtiği izole Meksika kasabası San Venganza için, Petruccelli büyük bir set hazırladı. “Burası unutulmuş ve dünyadaki en vahşi yer haline gelmiş bir kasaba; tam anlamıyla yeryüzü cehennemi. Tasarımın hem çürümeyi hem de yıkımı simgelemesi gerekiyordu.”
Petruccelli’nin, Johnson’ın hayalini gerçekleştirmesini filme almakla görevli isim, görüntü yönetmeni Russell Boyd ACS’ydi. Boyd, filmin enerjisini yüksek tutmanın bir yolunun, sabit kamera çekimlerini minimumda tutmak olduğunu söylüyor. “Hareket ettirip durduk,” diyor Boyd, “ve Steadycam kullanarak oyuncuların çevresinde 360 derecelik dönüşler yaptık; özellikle de Johnny Blaze’in Hayalet Sürücü’ye dönüşmesi sırasında Nic’in çevresinde...”
Boyd ayrıca Spidercam olarak bilinen, yüksekteki bir kabloya yerleştirilmiş bir düzeneğe eklenmiş ve çok hızlı takip çekimlerine olanak tanıyan bir sistem de kullandı. “Örneğin, Johnny Blaze gösterisinde kamyonların üzerinden motorsikletle zıpladığında, Spidercam 30 devasa kamyon üzerinden çekim yapıyordu. Bu, hareketi bilgisayar kontrolüyle yeniden yaratmamızı sağladı; hareket her çekimde mükemmeldi. Spidercam görsel efekt ekibi için de harika bir alet.”
Çizgi roman köklerine sadık kalan filmin renkleri “normalde olması gerektiğinden daha doymuş, pek çok alanda biraz daha renkli” diyor Boyd.
Işıklandırma konusunda, görüntü yönetmeni, Johnson’ın önerisi üzerine yönetmenin “kirli ışık” dediği şeyi kullandığını söylüyor. “Blackheart, Mephistopheles ya da Hidden’ın olduğu yerlerde bir sürü sarı ve yeşil kullanıyorum,” diyor. “Bu, ışıkla oynamam için bana fırsat verdi. Nic’le Eva arasındaki aşk öyküsünün bir bölümü gelişirken, da sıcak, daha romantik bir his duyuyoruz.”
Bir süper kahramanın güçlerine layık olması için anında tanınabileceği bir kostüme ihtiyacı var tabii ki. Çekim öncesi sürecin başlarında, kostüm tasarımcısı Lizzy Gardiner, Ghost Rider/Hayalet Sürücü için geleneksel vücuda yapışan Likra görüntüsünden uzak durdu.
Gardiner aynı zamanda çizgi roman karakterine sadık kalmak ve filmde işe yarayacak bir kıyafet tasarlamak arasında ince bir çizgide yürüdüğünü biliyordu. Bu nedenle tek bir dikiş bile atmadan önce, Gardiner kendini modern motorsiklet giysileri dünyasına gömdü. “Bu kıyafetlere yaklaşım çok bilimsel, çok matematiksel. Motorsikletler çok hızlı ve giysiler neredeyse fütüristik.”
Diğer yandan Johnny’nin sokak kıyafetleri gösterişten uzak diyor Gardiner. “Johnny Blaze’in motorsikletlere saplantı derecesinde ilgi duyduğunu ve bir motor üstünde değilken kim olduğunu umursamadığını vurgulamak istedik. Kendini beğenmişlikten uzak durmaya çalıştık. Hâlâ harika görünmeli ama aynı zamanda kim ya da ne olduğuna ve motorsiklet üstünde değilken ne yaptığına aldırmıyor görünmesi de gerekiyor.”
Johnson’a göre, Gardiner’ın kostümleri Blackheart’la işbirliği yapan üç iblis, Hidden için güçlü birer temel oluşturmuş. “Pardösüleri ve şekilleri Western sevgimden geliyor; uzun trençkotlar giyen havalı kötü adamlar. Başladığımız görünüm buydu ve Lizzie’nin, her birinin kıyafetinin kendi elementlerinden yapılmış gibi göstermesi gerekiyordu; toprak, su ve rüzgar. Bence çok başarılı oldu.”
ATEŞLE OYNAMAK: CEHENNEM MOTORSİKLETİ & GÖRSEL EFEKTLER
Petruccelli’nin ve ekibin geri kalanının yaşadığı en büyük zorluklardan biri, Hayalet Sürücü’nün alevli aracı Cehennem Motorsikleti’ni hayata geçirmekti. Arad’a göre, Cehennem Motorsikleti –kendisinin de dahil olduğu- en sıkı motorsiklet fanatiklerini bile memnun edecek. “Harley Davidson’lar benim hobim,” Harley Davidson kafeleri zinciri sahibi yapımcı. “Cehennem Motorsikleti bir karakter; kendi cesareti, ruhu, omurgası, gözleri ve seksapeli var. Sonuçta bir makine ama duyguları var.”
“Cehennem Motorsikleti’ni yapmak devasa bir işti,” diyor set tasarımcısı. “Gelmiş geçmiş en doğa üstü, en fiyakalı motorsiklet olmasının yanında, çalışmak zorundaydı. Hızlı, güçlü ve kullanılabilir olmalıydı.”
Johnson, amacının Cehennem Motorsikleti’nin çizgi roman versiyonunu geliştirmek olduğunu söylüyor. “Gördüğünüz en havalı şey olmasını istedim; Batmobil’den daha havalı. Kemik yapısı, omurgası ve kişiliğiyle, makineyle hayvan arası bir şey. Çizerlerimizden biri, Crash McCreery, tasarımı gerçekleştirdi ve sonra Cehennem Motorsikleti hareketli bir sanat eseri oldu. Tıpkı Hayalet Sürücü gibi, kendi kişiliğine sahip oldu.”
“Cehennem Motorsikleti’ni üç boyutlu hale getirmenin önümüzdeki en zor sınavlardan biri olacağının farkındaydık, diyor De Luca. “Bence inanılmaz bir iş yaptılar. Motoru çizgi romanda harika kılan her şeyi başarıyor, hatta öndeki kafatası ve alevli tekerlekleriyle daha da ileri götürüyor. Faha önce gördüğünüz hiçbir şeye benzemiyor.”
Petruccelli ele geçirilmiş motorsikleti yaratmak için heykeltraşlar, ressamlar ve motorsiklet teknisyenlerinden oluşan bir ekiple aylarca didindi. “Küçük bir maketle başladık ve bir sonraki aşamaya geçerek gerçek ölçekli parçaları yaptık. Tasarım onaylandıktan sonra, yedi ayrı motorsiklet üretildi. Hepsinin değişik bir işlevi var ve hepsi Nic’e uyacak şekilde hazırlandı.
Cehennem Motorsikleti inşa edilip görüntülendikten sonra, top görsel efekt ekibine geçti. “Mark gerçek bir motorsiklet kullanmak istedi ve ben bunu teşvik ettim,” diyor görsel efekt süpervizörü Kevin Mack. “Bence mümkün olan yerlerde gerçek öğeler kullanmak iyi bir şey. Çalışmamız en çok iki öğenin karışımıyla etkili; neyin bilgisayar efekti neyin gerçek olduğunu anlamaz olursunuz. Yalnız birkaç sahnede motorsiklet tamamen bilgisayarla yaratıldı ve üzerindeki alevler de tabii ki bilgisayar ürünüydü.”
Mack için, Cehennem Motorsikleti’nin de Hayalet Süvari’nin de yaratılması ateşle imtihan olmuş. “Hayalet Süvari’nin alevli bir kafası var,” diye açıklıyor. “Alevlerle kaplanıyor ve iskelete dönüyor. Sürdüğü motor da alevler içinde. En büyük zorluk alevleri tamamen gerçekçi biçimde yaratabilmekti. Alevi simüle etmek için çok araştırma yaptık ve akışkanlar dinamiği konusunda akademik çalışmalar – topladık. Bu çalışmaların pek çoğu Navier-Stokes denklemleri denen bazı denklemlerden geliyordu ve belli amaçlar için hazırlanmıştı. Bazı akıllı adamlar bu denklemleri alıp basitleştirerek bilgisayar grafiklerine uygulamışlardı. Bu çalışmaların bazılarını aldık ve kullanabileceğimiz aletlere uyguladık.”
Hayalet Sürücü ve Cehennem Motorsikleti’nin canlı çekimlerine post prodüksiyonda CG alevleri eklemek için, Mack ve ekibi iki etkileşimli ışık donanımı geliştirdi. Hayalet Sürücü için, donanım alevli kafadan yansıyan ışıkları taklit etmesi için rastgele yanıp sönerek oyuncunun omuzlarına ışık veren LED’ler yerleştirilmiş bir yüz maskesinden oluşuyordu. Aynı yaklaşım Cehennem Motorsikleti’nde de kullanıldı; tekerleklere yerleştirilen LED’ler yere ve motorsiklete ışık verdiler. Mack, “CG alevin gerçekten sahnede olduğu hissini veriyorlar,” diyor.
Film ekibi, Hayalet Sürücü’nün duygusal durumunu yansıtmak için de dijital efektlere başvurdu. Yüz ifadelerini kontrol eden et ve kaslar olmadan, kafatası duyguları veremezdi. Mack ve ekibi, karaktere hayat vermek için bir takım teknikleri kullandılar. “Belirsiz baş hareketleri ve oyuncunun performansını yakalamak dışında, aleve ana ifade öğesi olarak davranmamız gerekti. Her duyguyla rengi biraz değişiyor. Isıdan dolayı dalgalanmayı kullanarak yüzü biraz bozduk ve ifadeyi değiştirmek için belirsiz ama etkili gölgeler yarattık. Konuştuğunda, nefesi alevi dağıtıyor ve dudaklarının kımıldadığı hissini veriyor.”
“Kevin’in önündeki en büyük güçlük, alevi manipüle edebileceği bir şekilde yaratmaktı,” diyor Arad. Çünkü Hayalet Süvari doğa üstü bir varlık, etrafındaki alevleri kullanabilir; bir bakıma, duygularını böyle ifade ediyor. Alevler bir öykü anlatıyor.”
Alevlere ek olarak, Hayalet Sürücü’nün kafatası çekimler sırasında ifadesi elle değiştirilebilecek şekilde ayarlandı. “Kamera önünde değiştiğini görmeyeceksiniz ama sahneden sahneye, durumun gerektirdiğine göre onu daha kızgın ya da daha üzgün yapabiliyoruz.”
Mack filmi bir “görsel efekt ziyafeti” olarak tanımlıyor. En sevdiği sahnelerden birinde, Johnny Blaze motorsikletiyle atlayarak bir futbol sahasını geçiyor. Mack, stad ve rampalardan biri gerçek olsa da alanın tamamen boş olduğunu söylüyor. “Motor, sürücü, izleyiciler ve üzerinden atladığı altı Blackhawk helikopteri bilgisayarla yaratılmıştı.”
Tamamen bilgisayarla yaratılan bir başka sahnede de Hayalet Sürücü ve Caretaker, Blackheart’la son karşılaşma için çölü geçiyorlar.
Belli bir çekimin en iyi gerçek efektler, dijital sihir ya da ikisiyle birden yaratılıp yaratılmadığına bakmaksızın, Mack en büyük amacının mümkün olan en gerçekçi görüntüyü yaratmak olduğunu söylüyor. “Görüntüyle seyircilerin nefesini kesmek istedim. Benim için Hayalet Sürücü’yü, alevli kafatasını, motorsikletle gökdelenlere tırmanıp inmesini görmek ve buna tam önümüzde oluyormuş gibi davranmak anahtardı. Bence türü ne olursa olsun bir filmde aradığımız bu. O dünyaya ışınlanmayı ve karakterlerin sizin için tamamen gerçek olmasını istiyorsunuz.”
KADRO HAKKINDA
Akademi Ödülü® sahibi Nicolas Cage (Johnny Blaze), dram ve komedide sergilediği eşit güçteki performansıyla günümüzün en verimli oyuncularından biri. Mike Figgis’in yönettiği, MGM yapımı Leaving Las Vegas’ta ölümüne içen alkolik rolüyle akıllarda kalarak Akademi Ödülü kazandı. Ayrıca Altın Küre ve New York Film Critics Circle, the Los Angeles Film Critics Association, the Chicago Film Critics and the National Board of Review’den En İyi Oyuncu ödülleri kazandı. Cage, Meryl Streep ve Chris Cooper’un da yer aldığı, Spike Jonez’un tuhaf komedisi Adaptation’daki ikiz kardeşler Charlie ve Donald Kaufman rolleriyle Akademi Ödülü, Altın Küre, Screen Actor's Guild ve BAFTA adaylıkları kazanarak başrol oyuncusu statüsünü sağlamlaştırdı.
Cage’in sonraki projeleri, hasılat rekoru kıran National Treasure/Büyük Hazine’nin devamı ve bilim kurgu gereilim Next olacak. En son Neil LaBute’ün The Wicker Man/Lanetli Ada, Oliver Stone’un World Trade Center/Dünya Ticaret Merkezi, Gore Verbinski’nin The Weather Man/Fırtınalı Hayatlar ve Andrew Niccol’un Lord of War/Savaş Tanrısı’nda rol aldı. Ayrıca animasyon filmi The Ant Bully/Bitirim Karınca’da Zoc’u seslendirdi.
2002’nin sonunda, Cage ilk yönetmenlik denemesi olan Sonny’i çekti. Cage bu filmde etkileyici bir oyuncu kadrosuna yer verdi: Altın Küre sahibi James Franco, Mena Suvari, Brenda Blethyn ve Harry Dean Stanton. Film 2002 Deauville Film Festivali’ne kabul edildi. Gold Circle Films, Vortex Pictures and Cage's Saturn Productions yapımcılığı üstlendiler.
Cage'in prodüksiyon şirketi, Saturn Films, 2002’de Universal Pictures filmi The Life of David Gale’in ve 2000’de, eleştirmenlerin beğenisini kazanan Lions Gate filmi Shadow of the Vampire/Vampirin Gölgesi’nin yapımcılığını üstlendi.
Cage'in diğer filmleri arasında National Treasure/Büyük Hazine, Matchstick Men/Üçkağıtçılar, Windtalkers/Rüzgarla Konuşanlar, Captain Correlli's Mandolin/Yüzbaşı Correlli’nin Mandolini, The Family Man/Aile Babası, Gone in 60 Seconds/60 Saniye, Bringing out the Dead, Eight Millimeter/Sekiz Milimetre, Snake Eyes/Yılan Gözler, City of Angels/Melekler Şehri, Face Off/Yüz Yüze, Con Air, The Rock/Kaya, Guarding Tess, Red Rock West, It Could Happen to You/Size de Çıkabilir, Kiss of Death/Ölüm Öpücüğü, Honeymoon in Vegas/Vegas’ta Balayı, Valley Girl, Cotton Club, Racing with the Moon, The Boy in Blue, Peggy Sue Got Married/Peggy Sue Evleniyor, Joel ve Ethan Coen'in Raising Arizona/Bebek Arizona Büyüyor, Vampire's Kiss/Vampirin Öpücüğü, ve Fire Birds sayılabilir. Cage’in ciddi bir oyuncu olarak kabul edilmesi, Birdy’de canlandırdığı sorunlu Vietnam gazisi rolüyle oldu. Alan Parker’ın yönettiği Birdy, Cannes’da jüri ödülünü kazandı. Cage daha sonra Moonstruck/Ay Çarpması’nda Cher’in sevgilisi rolüyle ilk kez Altın Küre’ye aday gösterildi. Cage ve Laura Dern’in oynadığı David Lynch filmi Wild at Heart/Vahşi Yürekler, 1990 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazandı.
Cage'in aldığı bazı ödüller arasında Honeymoon in Vegas/Vegas’ta Balayı’ndaki rolüyle bir Altın Küre adaylığı, Montreal Dünya Film Festivali’nden prestijli Yaşam Boyu Başarı Ödülü ve ShoWest’te ilk kez verilen Sinemada Seçkin On Yıl/Distinguished Decade Ödülü sayılabilir.
Cage Long Beach, California’da büyüdü ve 12 yaşındayken ailesi San Francisco’ya taşınana kadar orada kaldı. 15 yaşında San Francisco'daki American Conservatory Theatre’a kaydolarak başladı ve okulun “Golden Boy” yapımında rol aldı. Daha sonra Los Angeles’a taşındı ve hâlâ bir lise öğrencisiyken TV filmi “The Best of Times”da rol aldı. Rumble Fish’le ilk sinema filminde oynadı. Cage şu an eşi Alice Cage’le Los Angeles’ta yaşıyor.
Eva Mendes (Roxanne) izleyicilerin dikkatini beğeni kazanan Training Day/İlk Gün’le çekti. O zamandan beri, Mendes hem komedi hem de dram rollerinde yetenkli olduğunu kanıtladı.
Columbia Pictures’ın hasılat rekoru kıran komedisi Hitch/Aşk Doktoru’nda Will Smith’le birlikte oynadı. Diğer filmlerinden bazıları: Denzel Washington’la Out of Time, Robert Rodriguez’in Once Upon A Time in Mexico/Bir Zamanlar Meksika’da, hit aksiyon filmi 2 Fast 2 Furious/Daha Hızlı Daha Öfkeli, komedi All About the Benjamins, Matt Damon ve Greg Kinnear’la oynadığı Farrelly kardeşler komedisi Stuck on You. En son David Duchovny ve Julianne Moore’la birlikte Trust the Man’de rol aldı.
Mendes bundan sonra Joaquin Phoenix, Mark Wahlberg ve Robert Duvall’le We Own the Night ve aynı zamanda yardımcı yapımcılığını üstlendiği LIVE!’da yer alacak.
Wes Bentley (Blackheart)’ın en iyi bilinen performansı, En İyi Film dalında Oscar® kazanan American Beauty/Amerikan Güzeli’ndeki rolüdür.
Bentley ayrıca The Four Feathers, The White River Kid, Soul Survivors, The Claim, Beloved ve The Game of Their Lives gibi filmlerde yer aldı. En son Weirdsville ve P2’de oynadı.
Jonesboro, Arkansas doğumlu olan Bentley, New York’taki prestijli Juilliard School’a gitti.
Sam Elliott (Caretaker) en son Thank You For Smoking ve Lies & Alibi filmlerinde yardımcı oyuncu olarak göründü. Animasyon komedi Barnyard/Parti Hayvanları’nda Patriarch’ı seslendirdi ve 2003 Sundance Film Festivali’nde gösterilen Off the Map’te Joan Allen’la birlikte oynadı. Ayrıca Hulk/Yeşil Dev, We Were Soldiers/Bir Zamanlar Askerdik, The Contender, The Hi-Lo Country, The Big Lebowski/Büyük Lebowski, Tombstone/Kasabanın Namusu, ve Gettysburg’de rol aldı. Şu günlerde His Dark Materials: The Golden Compass filminde Nicole Kidman ve Daniel Craig’le birlikte, Chris Weitz’in yönetiminde rol alıyor.
Televizyonda, “Buffalo Girls”deki rolü için Emmy ve Altın Küre ödüllerine aday gösterildi. Diğer TV çalışmaları arasında “Fail Safe” ve TNT için çekilen, ilk Golden Boot “Best of the West” ödülü kazanan “You Know My Name” sayılabilir.
Elliott Lifeguard’daki rolüyle yıllar önce kült mertebesine erişti. O zamandan beri Mask, Fatal Beauty, Prancer, Rush gibi filmlerde ve “Murder In Texas,” “Gone To Texas,” “The Sam Houston Story,” “The Yellow Rose/Sarı Gül,” ve “Fugitive Nights” gibi mini dizilerde rol aldı.
Donal Logue (Mack) Sundance Film Festivali’nde gösterilen ve kendisine Sıradışı Performans Jüri Ödülü kazandıran The Tao of Steve’deki efsanevi, filozof yaradılışlı uçarı rolüyle kitlelerin dikkatini çekti. Bu rol onu, dört sezon süren TV sitcom’u “Grounded for Life”ın başrolüne taşıdı. Logue’un “ER” dizisinde sürekli bir rolü vardı ve beyaz perdede LAPD suç filmi Confidence^ta oynadı. En son Reese Wtherspoon ve Mark Ruffalo’yla Just Like Heaven’da göründü.
Logue Sneakers/Şifreciler’de rol alınca 1991’de Los Angeles’a taşındı. Sonraki sekiz yılda kırktan fazla filmde rol aldı. Bunlardan bazıları: Patriot/Vatansever, Steal This Movie, Runaway Bride/Kaçak Gelin, Jerry Maguire/Yeni Bir Başlangıç, Reindeer Games/Soygun, Diabolique/Şeytanca, And The Band Played On, Blade/Bıçağın İki Yüzü, Little Women/Küçük Kadınlar, Heaven And Earth/Cennet Ve Yeryüzü, Metro, The Grave ve Gettysburg. At the 2005 U.S. Comedy Arts Festival’de, Logue kendi yazdığı ve oynadığı ilk yönetmenlik denemesi, bağımsız film Tennis, Anyone?’ı sundu.
Logue şu sıralar ABC’de yayınlanan yarım saatlik komedi “The Knights of Prosperity”nin yazarlığını ve yapımcılığını yürütüyor.Beyaz perdede David Fincher’ın Zodiac’ında izlenebilir. Bir sonraki filmi Edward Burns’ün Purple Violets’i olacak.
Easy Rider’daki Yüzbaşı Amerika rolünden beri, PETER FONDA (Mephistopheles) tam bir sinema ikonu oldu. Film Washington, DC’deki Ulusal Arşiv’de, MOMA ve LACMA’nın kalıcı koleksiyonunda ve AFI’nın geçen yüzyılın en iyi 100 filmi listesinde yer aldı. İki kez Akademi Ödülü® adayı olan Fonda, profesyonel olarak ilk kez 1961’de Brodway’de "Blood, Sweat and Stanley Poole"la sahneye çıkarak New York eleştirmenlerinden büyük övgü aldı ve En İyi Yeni Oyuncu dalında Daniel Blum Theater World Award ve New York Critics Circle Award sahibi oldu. Sinema kariyerine 1963’te başladığında, Tammy and the Doctor‘da romantik başrolü oynadı ve 2. Dünya Savaşı filmi The Victors’un kadrosuna katıldı. Kısa süre sonra Roger Corman’la çalışmaya başladı ve şiddet yanlısı bir motorsiklet çetesinin havalı ve demir yumruklu reisi rolüyle Wild Angels’da yer aldı (Bu film yapımcı yönetmen Roger Corman’la ünlü ortaklığının başlangıcını oluşturdu. 1967 yapımı saykedelik film The Trip’te Fonda başrolleri Bruce Dern ve Susan Strasberg’le paylaştı).
Fonda’nın bir sonraki projesi, yapımcılıığını ve ortak yazarlığını yaptığı, 1969 yapımı kurumsallaşma karşıtı filmi, En İyi Orijinal Senaryo Oscar’ı alan Easy Rider oldu.
Fonda ilk filmi, The Hired Hand‘i in 1971’de yönetti (bu film de MOMA ve LACMA’nın kalıcı koleksiyonunda yer aldı). Kendisinin de yer aldığı ve beğeni kazanan bir western olan The Hired Hand, 2001 Venedik Film Festivali’nde yenilenmiş kopyasıyla gösterime sokuldu; ardından Toronto Film Festivali’nde gösterildi ve 2003’te yeniden gösterime girdi. Yönettiği diğer filmler arasında bilim kurgu Idaho Transfer ve babası Henry’nin yanında, pokerde Brooke Shields’i kazanan bir kumarbazı oynadığı Wanda Nevada sayılabilir.
Fonda'nın oyunculuk yaptığı filmlerden bazıları: Country Müzik sektörünü irdeleyen Outlaw Blues, Dirty Mary, Crazy Larry, Race With the Devil, kült filmler Love and a .45, Nadja, ve John Carpenter's Escape From L.A. Kızı Bridget’in başrolde olduğu Bodies, Heat & Motion‘da konuk oyuncu olarak boy gösterdi.
Fonda 1997 yapımı Ulee's Gold‘daki sessiz arıcı Ulee Jackson rolüyle izleyicileri ve eleştirmenleri etkileyerek Altın Küre Ödülü ve New York Film Eleştirmenleri Ödülü kazandı ve Oscar®a aday gösterildi. Bundan sonra otobiyografisi Don't Tell Dad’i yayınladı ve NBC filmi "The Tempest"ta oynayarak yine Altın Küre’ye aday oldu. Helen Mirren’le oynadığı "The Passion of Ayn Rand"da Altın Küre kazandı ve Emmy ve SAG ödüllerine aday oldu. Fonda 1999’da Steven Soderbergh’in The Limey/Denizci’sinde rol aldı. Sonraki filmi, Alec Baldwin’in rol aldığı, yönetmen Britt Allcroft’un Thomas and the Magic Railroad u oldu.
YAPIM EKİBİ HAKKINDA
Mark Steven Johnson (Yönetmen/Öykü ve Senaryo) Ben Affleck, Jennifer Garner, Colin Farrell, ve Michael Clarke Duncan’ın rol aldığı Daredevil/Korkusuz.u yazdı ve yönetti.
Johnson’ın ilk yönetmenlik denemesi 1998 yapımı Simon Birch oldu. Daha önce,komedi hiti Grumpy Old Men ve başarılı devam filmi Grumpier Old Men‘i yazdı.
Avi Arad (Yapımcı) yakın zamana kadar Marvel Entertainment’ın sinema ve TV kolu olan Marvel Studios’un yönetim kurulu başkanıydı. Haziran 2006’da Arad kendi prodüksiyon şirketini kurdu ve Marvel’ın Iron Man, Hulk ve Spider-Man gibi en çok bilinen karakterlerinin haklarını aldı. Arad art arda sekiz 1 numara gişe açılışıyla Marvel’ın Hollywood devriminin arkasındaki güç oldu. Yardımcı yapımcı ve yapımcı olarak imza attığı filmler: Gişe açılışında rekor kıran Spider-Man ve devamı Spider-Man 2 (Columbia Pictures), X-Men, X2: X-Men United ve X-Men: The Last Stand (Twentieth Century Fox); The Hulk (Universal Pictures); Daredevil (New Regency); The Punisher (Lions Gate Entertainment); Blade, Blade II ve Blade: Trinity (New Line Cinema); Elektra (Twentieth Century Fox) ve The Fantastic Four (Twentieth Century Fox). Arad'ın şu anki film projeleri arasında 2007’de gösterime girecek olan Spider-Man 3 (Columbia Pictures), Fantastic Four: Rise of the Silver Surfer (Twentieth Century Fox), ve Bratz: The Movie (Lionsgate) ile 2008 için hazırlanan Iron Man (Paramount Pictures) ve The Incredible Hulk (Universal) var.
Kıbrıs’ta doğan ve İsrail’de büyüyen Arad üniversite yıllarında ABD’ye geldi ve Sanayi İşletmeciliği öğrenimi görmek için Hofstra University’ye kaydoldu. 1972’de işletme diploması aldı. Uzun zamandır gençlere yönelik eğlence alanında uzmanlığını kanıtlamış olan Arad, dünyanın en büyük oyuncak tasarımcılarından biri. Aralarında figürler, oyun setleri, bebekler, oyuncak araçlar, elektronik ürünler, eğitim yazılımları ve video oyunlarının olduğu iki yüzden fazla başarılı ürünün yaratım ve geliştirme sürecinde bulundu. Toy Biz, Hasbro, Mattel, Nintendo, Tiger, Ideal, Galoob, Tyco, Sega gibi büyük oyuncak ve eğlence firmaları, yirmi yıldan fazla bir süredir Arad’ın ürünlerini satıyor.
STEVEN Paul‘un (Yapımcı) 20 yaşındayken Susannah York, Elliott Gould ve ilk rolünde Michelle Pfeiffer’lı Falling In Love Again’i yazdı yönetti, yapımcılığını üstlendi, rol aldı ve $3,2 milyonluk bütçeyi toparladı. 22 yaşında Jerry Lewis, Marty Feldman ve Madeline Kahn’lı Slapstick’I yazdı, yönetti ve yapımcılığını üstlendi. Columbia Pictures için Baby Geniuses’ın ortak yazarlığını yaptı. Filmin başrollerinde Kathleen Turner ve Christopher Lloyd vardı.
Paul sinema filmleri ve TV programlarının yapımı, finansmanı ve dünya çapında dağıtımyıla ilgilenen ve özel efekt bölümüne sahip çok yönlü eğlence şirketi Crystal Sky’ın başkanıdır.
Crystal Sky şu sıralar üç Marvel Comics projesiyle büyük bütçeli filmlerin yapımına başladı: Ghost Rider, Deathlok ve Werewolf by Night. Şirket şu an tüm zamanların en büyük video oyunlarından biri olan Tekken‘in yapımıyla ilgileniyor.
Paul’un yapımcılığını üstlendiği son projeler, araba kullanan ve karate yapan köpek süper kahraman Cho-Cho’yu konu alan heyecan verici aile macerasıThe Karate Dog ve Superbabies: Baby Geniuses 2.
Michael De Luca (Yapımcı) Mart 2004’te Michael De Luca Productions’ı kurdu. Şirketin Columbia Pictures’la üç yıllık bir anlaşması var. De Luca’nın Columbia yapımcısı olarak ilk filmi, Chris Van Allsburg’ün kitabından uyarlanan, Jon Favreau’nun bilim kurgu macerası Zathura: A Space Adventure.
Michael De Luca Productions’I kurmadan önce, De Luca DreamWorks'te prodüksiyonun başındaydı. DreamWorks’te film bölümünün günlük operasyonlarını denetliyordu ve Todd Phillips'in Old School, Adam McKay ve Will Ferrell'dan hit komedi Anchorman, Head of State veWin a Date with Tad Hamilton gibi filmlerin yapımcılığını üstlendi.
New Line Productions’ın başkanı olarak yedi yıl geçirdi.Bu dönem boyunca büyük başarı kazanan Friday, Blade, Austin Powers ve Rush Hour serilerini yarattı. Seven, Wag the Dog, Pleasantville ve Boogie Nights gibi sürpriz hitlere imza attı ve Jay Roach, Brett Ratner, Gary Ross, Alan ve Albert Hughes, F. Gary Gray ve Farrelly kardeşlerin yönetmenlik kariyerlerini başlattı.
Gary Foster (Yapımcı) Dünya çapında 300 milyon dolardan fazla hasılat yapan Oscar® ve Altın Küre adayı Sleepless in Seattle’ın yapımcılığını üstlendi.
1997’de, Foster yazar/yönetmen Mark Steven Johnson’la birlikte Horseshoe Bay Productions’ı kurdu. 2003’te, Foster Johnson’ın yazıp yönettiği Daredevil’in yapımcılığını üstlendi. Jennifer Garner’lı Elektra, Ocak 2005’te gösterime girdi.
Foster’ın yapımcılığını üstlendiği The Score’da, Robert De Niro, Edward Norton ve Marlon Brando başroldeydi. Diğer filmleri arasında: Tin Cup, Gloria, Desperate Measures, Big Bully, Short Circuit, Short Circuit 2, The Amazing Panda Adventure ve Just Cause.
Dostları ilə paylaş: |