Tkip kuruluş Kongresi Belgeleri



Yüklə 1,03 Mb.
səhifə30/78
tarix30.07.2018
ölçüsü1,03 Mb.
#64277
növüYazı
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   78

Dolayısıyla, biz asgari program kavramını, bu kavramın bilimsel içeriği konusunda tam bir ideolojik açıklığa ulaşmak kaydıyla, kullanmamayı tercih edelim. Asgari program özünde, kapitalizmin sınırlarıyla, çerçevesiyle teorik olarak bağdaşabilir olan istemler toplamıdır. Teorik olarak bağdaşabilirdir, zira gerçek yaşam içerisindeki bağdaşmazlığı sayısız tarihsel ve güncel deneyimle biliyoruz. Ama siz teorik kanıtlama yoluyla, Lenin’in çok kullandığı bir ifadeyle söylersek, iktisadi tahlil yoluyla, bunun kapitalizmin sınırları dahilinde gerçekleşemeyeceğini iddia edemezsiniz. Lenin, bizzat Marks’ın Kapital'de izlediği yöntemi örnek göstererek; iktisadi tahlilde bütün öteki etkenleri yok sayacak, salt iktisadi ilişkiler ve kategoriler üzerinden düşüneceksiniz, diyor. Yani bir olayın gerçekleşip gerçekleşemeyeceği, bir demokratik siyasal talebin kapitalizm koşulları altında elde edilebilir olup olmadığı, bizzat iktisadi ilişkilerin ya da yasaların kendi sınırları içerisinde gösterilebilmelidir. Ve siz iktisadi olarak siyasal demokrasinin, onun bir dizi siyasal isteminin kapitalizmin sınırlarında gerçekleşemeyeceğini iddia edemezsiniz. Örneğin ulusların kendi kaderlerini tayin hakkının elde edilemeyeceğini iddia edemezsiniz. Ya da, iktisadi kanıtlama yoluyla, düzenli ordunun dağıtılması ve bütün halkın silahlanmasına dayalı bir durumun kapitalizm koşulları altında(102)gerçekleşemeyeceğini teorik açıdan iddia edemezsiniz. Lenin, İsviçre’de bu bugünden var, diyor.

Dolayısıyla, asgari program meselesinde biz geleneksel devrimci harekete karşı ideolojik olarak silahlanmak mı istiyoruz, asgari programın kapitalizmin sınırlarıyla bağdaşabilir talepler bütünü olduğunu kuvvetle iddia etmeliyiz. Zira marksist-leninist bakışaçısından biricik doğru düşünce ve tutum budur. Geleneksel akımlar kapitalist bir ülkede asgari programı kendi başına bir devrim programı olarak sunabiliyorlar. Oysa bu teorik ve mantıksal açıdan olanaksızdır. Kurulu düzenin egemen sınıf iktidarını ve toplumsal-iktisadi temellerini aşmayan hiçbir program bir devrim programı olarak nitelenemez, böyle bir program devrimci olamaz. Buna rağmen biz geleneksel halkçı akımların herşeye rağmen devrimci bir programa sahip olduklarını söylüyorsak, bu onların asgari program adı altında gerçekte onun sınırlarını temel noktalarda aşan bir programa sahip olmalarından dolayıdır.

Biz asgari program kavramı ve kavrayışı konusunda tam bir karmaşa içerisinde bulunan geleneksel akımları iki temel noktadan giderek vurmalıyız. İlk olarak diyeceğimiz şudur: Sizin öznel kavrayışınız içerisinde alındığında asgari programınız size ne kadar devrimci görünürse görünsün, nesnel bilimsel ölçülerle bakıldığında, asgari program kapitalizmin temelleriyle bağdaşabilir bir program demektir. Siz asgari programa dayalı bir devrim stratejisini izlediğiniz zaman, hiç değilse devrimin ilk aşamasında kapitalizmin temellerine, sermayenin egemenliğine dokunmayan bir devrim stratejisini benimsemiş oluyorsunuz. Ve eğer bunda tutarlı davranacak olursanız, bu sizi gerçekte devrimci bir programdan ve devrimci iktidar perspektifinden yoksun bırakır.

Bu bizi geleneksel akımların bu açmazdan kurtulmak üzere yöneldikleri eklektizme, iç yapısı ve mantığı bakımından tutarsız eklektik programlar sorununa, yani ikinci noktaya getiriyor.(103)Bu konuda da onlara söyleyeceğimiz şudur: Zaten siz de o küçük-burjuva devrimci sezgilerinizle bunları iyi-kötü gördüğünüz için, asgari programın içine getirip azami programın bir bölümünü koyuyorsunuz. İktidar da dahil, temel iktisadi ve siyasal önlemler de dahil... Asgari programın ortaya çıkaracağı iktidar biçimini “proletarya diktatörlüğünün özgül bir biçimi” olarak tanımlamak ihtiyacı duyuyorsunuz. Çünkü başka türlüsü size de ters geliyor. Siz mevcut sermaye iktidarı karşısında devrimci bir iktidarı ancak böyle, “proletarya diktatörlüğünün özgül bir biçimi” olarak sunabiliyorsunuz. Ya da sanayi, banka, maliye, toprak, bütün bunların daha ilk adımda kamulaştırılmasını isteyebiliyorsunuz. Belki bunun dışına toprakların bir kısmı çıkarılabilir, bunun dışındaki bütün öteki iktisadi kamulaştırmaları sosyalist mülkiyet olarak tanımlıyorsunuz.

Niye bunu yapmak ihtiyacı duyuyorsunuz? Çünkü hayat sizi buna zorluyor, çünkü bu ülkede asgari program sınırı tarihsel olarak aşılmıştır. Bu durumda siz de devrimci bir program ortaya koymak istiyorsanız, bu sınırları aşmak zorundasınız, ki nitekim aşıyorsunuz da. Bu sınırların “asgari program” diye sunulan bir çerçevede bile aşılmasının gerisinde, burjuva demokratik devrimin tarihsel olarak, bir stratejik aşama olarak aşılmış olması gerçeği var. Ve bunu, açık bir bilinçten çok, devrimci sezgilerinizin yardımıyla yapıyorsunuz. Bu ise, sorununuzu çözmekten çok daha da karmaşık hale, içinden çıkılmaz hale getiriyor. Zira bu ortaya sadece koca bir eklektizm çıkarır ve bildiğimiz gibi eklektizm hiçbir zaman bir çözüm değildir. Bu da bizim ikinci iddiamız.

Başta TDKP eleştirisi (‘89 polemiğini kastediyorum) olmak üzere (H. Fırat, Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm -Red.) teorik yazılarımızda bu sorun yıllardır enine boyuna tartışılıyor. Son olarak demokrasi ve anti-emperyalist mücadele üzerine verilen programatik konferanslarda bu mesele belirgin bir biçimde öne çıkarılıyor. Birileri diyor ki, burjuva demokratik bir istem olan(104)bağımsızlık istemi ya da burjuva demokratik bir mücadele olan anti-emperyalist mücadele... Biz de diyoruz ki, sizin anti-emperyalist mücadeleyi burjuva demokratik karakterde bir mücadele olarak tanımlayabilmeniz için, bu mücadelenin sistemin dışına taşmaması lazım. Bunun size siyasal bağımsızlık kazandırsa bile, iktisadi ve mali bağımsızlık kazandırmaması lazım. Ve ekliyoruz, çünkü sistemin içinde kaldığınız sürece, en tam bir siyasal bağımsızlık kazansanız bile, yine de iktisadi ve mali bağımsızlığı kazanamazsınız. Ya da bu ancak çok istisnai, geçici ve iğreti bir durum olarak sözkonusu olabilir. Bunu kazanmak demek uluslararası sermaye cephesinin dışına çıkmak demektir, o zaman da zaten proletarya devrimi alanına giriyorsunuz.


Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   78




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin