Tkip kuruluş Kongresi Belgeleri



Yüklə 1,03 Mb.
səhifə7/78
tarix30.07.2018
ölçüsü1,03 Mb.
#64277
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   78

Biz kendi saflarımızda harekete, ideolojik çizgisine olan güvenden dolayı program konusunda bir kanıksama olduğu gerçeğini tespit ediyorsak; Türkiye sol hareketinde ciddiyetsiz programlar pratiğinin programı itibardan düşürdüğü tespitini yapıyorsak ve bir tarihsel dönemin geride kaldığını söylüyorsak (ki bu sonuncusunu artık bu ülkede birçok başka kimse(28)söylemeye başladı), saflarımızdaki kanıksamayı kırmalı, Türkiye sol hareketinin program sorunundaki ciddiyetsizliğine bir yanıt oluşturacak ve bir dönemi kucaklayacak bir programı ortaya koymada çok iddialı olmalıyız.

Altını bir kez daha çizmek istiyorum. Biz bir program bilinci yaratmak amacı çerçevesinde, kapsamlı ve iyi planlanmış bir program kampanyası açmalıyız. Nasıl programatik sorunlar üzerine konferanslar bir dönem yayınlarımızda önemli bir yer tuttuysa, bu aynı şey parti programı sorunu üzerinden de olmalıdır. Ve bu mevcut programların sıkı bir eleştirisi ile de birleşmelidir.

Programımız bugünkü bilincimizin ifadesi olacaktır

Öte yandan, programın ilkesel ve politik önemine yaptığım vurgular kesinlikle bir program fetişizmi de yaratmamalıdır. Bu çerçevede mükemmelliyetçi bir tutuma düşmemeliyiz. Yani program şahsında söz bir kez söylenir, o halde herşey tam söylenmelidir türünden bir kaygı içerisinde olmamalıyız. Bu tür bir aşırı mükemmeliyetçilik bir kere yaşama aykırıdır ve ayağımıza dolanır, bizi zora sokar. Biz devrimini yapmış, iç savaşı büyük bir başarı ile yürüten ve aynı dönemde uluslararası komünist hareketin sürükleyici kuvveti haline gelen, başında Lenin gibi teorik bir otoritenin ve saflarında çok sayıda yetenekli ve deneyimli teorisyenin bulunduğu bir partide bile, eksiklikleri olan, ideolojik ve ilkesel hatalar içermesi muhtemel olan bir program çalışmasından sözedilebildiğini görüyoruz. Bunu bizzat Lenin ifade ediyor, eksikliklerden ve yetersizliklerden, hatta hatta muhtemel bazı teorik hatalardan bile korkmayalım, böyle yetersizlikleri ya da muhtemel hataları sonraki kongrelerde nasılsa düzeltiriz, diyor.

Bizim düşünsel gelişmemiz tam değil ki, programımız tam(29)olsun. Henüz derinlemesine incelemediğimiz bir takım sorunlar olduğunu söyleyebildiğimize göre, bundan gelen zayıflıklar bizim programımıza da bir biçimde yansıyacaktır. Programımızda bazı şeyler eksik kalacaktır, muhtemeldir ki, bazı şeylerin de kusurlar taşıdığı zamanla görülecektir. Her halükarda bu program, bizim bugünkü bilincimizi yansıtan bir program olacaktır. Ve biz parti olmanın ideolojik gelişme sürecini durdurmayacağını, tersine, asıl partili kimlik üzerinden önemli bir teorik-ideolojik gelişme süreci yaşayacağımızı söylüyorsak ve bunun sonuçları daha sonra programda da ifadesini kazanacaksa, bu, parti ile birlikte ortaya koyduğumuz programın belli bakımlardan eksik ve yetersiz olabileceğini gösterir. Bazı şeylerin iyi formüle edilemeyebileceğini gösterir.

Biz yöntemsel bakışaçısı çerçevesinde bu türden muhtemel durumların bilincinde olmalı, fakat bunu problem etmemeliyiz. İki sene sonra yeni bir kongre yaparız ve ulaştığımız ek ideolojik açıklıkları programımıza yedirmeye çalışırız. Bazı şeyleri çıkarır, bazı şeyleri ekler, bazı şeyleri düzeltir, bazılarına daha kuvvetli bir ifade kazandırırız. Düşünsel gelişme sürecimiz durmadığı ve dahası devrimci pratik bir takım şeyleri kavramamızı kolaylaştırdığı için, bu çerçevede ulaştığımız ek açıklıklar da var deriz, bunu programımıza yediririz. Biz bugün demokrasi sorunu üzerine ulaştığımız perspektiflerimizi ortaya koyuyor ve kitaplaştırıyoruz, ama bunun önüne Platform Taslağı'nın soruna ilişkin bölümünü de koyabiliyoruz. On sene önce bunu böyle koymak büyük bir önem taşırdı, diyebiliyoruz. Bizim bugünkü kavrayışımız Program Taslağı'ndaki koyuşu birçok noktada aştığı, oradakiler daha çok kısa birer formülasyondan ibaret olduğu halde, bu böyle olabiliyor. Dolayısıyla, partinin düşünsel ve pratik bakımdan gelişip olgunlaşmasına paralel olarak bizim programımız da gelişecektir, serpilecektir, olgunlaşacaktır.

Şunu da eklemek istiyorum. Program ne denli temel çizgi(30)ler içinde kalırsa, sık sık müdahale ihtiyacı da o ölçüde ortadan kalkacaktır. Program bunun için mümkün mertebe en temel noktaları, en temel gerçekleri içerebilmelidir. Derinleşme ve zenginleşme çoğu kez bu temel gerçeklerin esasına, temel formülasyona ilişkin değil, içeriğine ilişkin olur. Bir konuda derinleşmek, onu bütün bir zenginliği ve çok yönlülüğü ile kavramaktır. Siz onu bütün bir zenginliği ve çok yönlülüğü ile kavrasanız bile, programdaki ifadesi en özlü nokta olarak kalmak zorundadır. Ulusal sorunun programatik kapsamı konusunda çok şey söyleyebilirsiniz. Nitekim Lenin bu konuda döne döne ve çok şey yazmıştır. Ama bunun 1903 programında ifade edilmesi, “Rus devleti bünyesindeki bütün ulusların kendi kaderini tayin hakkını tanır” mealinde bir cümlelik bir maddeden ibarettir. Lenin’in kendi yazılarında sık sık “programımızın ulusal soruna ilişkin ünlü 9. maddesi” dediği madde, işte bu bir cümleden ibarettir. Siz Polonyalı milliyetçilere, Bundculara, Ukraynalı milliyetçilere karşı ideolojik mücadele içerisinde ne kadar derinleşirseniz derinleşin, zenginleşirseniz zenginleşin, programatik ifade o bir cümleden ibarettir. Zira o bir tek cümle gerçekte çok şeyi kapsıyor. O bir cümledeki tutumun içerdiği ya da karşılaştığı sorunlardır tartışılan tüm öteki sorunlar.

Programı böyle kavradığınız ölçüde, programınızı iki de bir değiştirmek diye bir sorun da zaten ortaya çıkmaz. Ama ben bizdeki programlara bakıyorum, iki de bir çok şeyi değiştirmek yoluna gidebilenler var. Yaşam durmadan ayrıntılarda değişiklikleri kavrama ya da bizim önden görmediklerimizi ortaya çıkarma biçiminde işlediği için, durmadan programlarını gözden geçirmek zorunda kalanlar oluyor.


Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   78




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin