DPT-OECD 2.NCİ DÜNYA FORUMU
TOPLANTI NOTLARI
AÇILIŞ KONUŞMALARI
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 27 HAZİRAN 2007
TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: ÇAĞATAY TELLİ-AYŞE SEMA BAHÇECİ
TAHMİNİ KATILIMCI SAYISI: 1000 KİŞİ
KONUŞMACILARIN İSİMLERİ: AHMET TIKTIK, ABDÜLLATİF ŞENER, RECEP TAYYİP ERDOĞAN
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
Sayın TIKTIK konuşmasında, Devlet Planlama Teşkilatının misyonundan ve forumun hazırlık sürecindeki katkılarından bahsetmiş, güvenilir, sağlıklı istatistiklerin karar sürecindeki önemine değinmiştir.
OECD Genel Sekreteri Angel GURRIA’nın konuşmasında; kalkınma ve büyüme konusunda birşeyler yapabilmek gerektiği, sosyal politikaların ekonomiyi nasıl etkilediğini, küreselleşmenin etkilerini, ilerlemenin ve bilginin ne olduğunu ve bunları anlayıp ölçmemiz gerektiği üzerinde duruldu. Ekonomik büyümeyi ölçmek için açık ve ayrıntılı bilgiye ihtiyacımız olduğu, bilgiyi kullanarak karar almanın karmaşık bir süreç olmakla birlikte, bu sürecin demokrasiye olan inancı artırdığı, katılım ortamı sağladığı, böylece “ toplumların ilerlemesi ve kalkınmasını ölçme” projesinin dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleştirileceği vurgulandı. Amacın istatistiki temeli tesbit etmek olduğu belirtildi. Toplumun ne istediği, hükümetlerden ne talep ettiği, sağlık, rekabet, eğitim çeşitliliği, kanıta dayalı karar verme süreci, istatistiki veri tabanı, bilginin politikaya dönüştürülmesi gibi konuların forumda tartışılacağı vurgulandı.
Sayın ŞENER, küreselleşmenin sosyo ekonomik yapıyı dönüştürdüğünü ve istatistik, bilgi ve karar süreçlerinin ve yöntemlerinin statik kalamayacağını belirtmiş, yeni gösterge setlerinin oluşturulması için felsefi düzeye kadar inen çalışmaların gerektiğini ifade etmişlerdir.
Sayın ERDOĞAN, özellikle istatistik üretiminin sağlığı, tutarlılığının
Bu aynı zamanda sağlıklı işleyen bir demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Toplumların, kamusal politikaların maliyet ve sonuçları hakkında bilgi sahibi olmaları her türlü demokratik sürecin özünü ifade eden bir olgudur.
Ancak söz konusu gelişme, uzun soluklu bir emeğin devamlı olarak sağlanmasını gerektirmektedir.
TÜRKİYE İÇİN ÇIKARILABİLECEK YORUMLAR, ÖNERİLER, YAPILMASI GEREKENLER:
• OECD ile gerçekleştirilen anlamlı işbirliği ile 2015 Milenyum Kalkınma hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlanacak,
• Kalkınma ve gelişme kavramları toplumun beklentilerine cevap verecek şekilde yeniden hazırlanmalı,
• Güvenilir, kapsamlı ve anlaşılır veriler için siyasi destek gerekli,
• İstatistik kurumlarına verilen önem demokrasiye verilen önem ile eşdeğer konumda,
• Özerk ve mali güçlendirilmiş istatistik kurumlarının üreteceği güvenilir ve kapsamlı veriler ile “hesap sorulabilirlik” ilişkisi doğru orantılı.
TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: GÖSTERGE SETLERİNİN OLUŞTURULMASI
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 27 HAZİRAN 2007
TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: ÇAĞATAY TELLİ
TAHMİNİ KATILIMCI SAYISI: 150 KİŞİ
KONUŞMACILARIN İSİMLERİ:
Luay Sabaneh, Daniel Macadar, Mike Salvaris, Ramulo Virola, Jon Hall
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
Konuşmacılar, yeni ekonomik ve sosyal koşullarda, sosyal içerikli gelişme göstergelerinin oluşturulması için istatistik üretiminin daha geniş bir kamuoyu desteğine ve katkısına yaslanması gerektiğini vurgulamışlardır.
Bu aynı zamanda sağlıklı işleyen bir demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Toplumların, kamusal politikaların maliyet ve sonuçları hakkında bilgi sahibi olmaları her türlü demokratik sürecin özünü ifade eden bir olgudur.
Ancak söz konusu gelişme, uzun soluklu bir emeğin devamlı olarak sağlanmasını gerektirmektedir.
TÜRKİYE İÇİN ÇIKARILABİLECEK YORUMLAR, ÖNERİLER, YAPILMASI GEREKENLER:
-
İstatistik üretiminin yöntem, içerik ve çıktıları bağlamında şeffaflaştırılması
-
Tek bir kurumun çabalarının yetersiz kalacağının anlaşılması ve öncelikle kurumlar arasındaki işbirliği sürecinin başlatılması ülkemiz açısından yararlı olacaktır.
TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: GELECEĞE BAKIŞ: MUTLULUĞUN ÖLÇÜMÜ VE POLİTİKA OLUŞTURMA
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 27 HAZİRAN 2007 / 14:30
TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: Nuri DUMAN / Rıdvan KURTİPEK
TAHMİNİ KATILIMCI SAYISI: 100 KİŞİ
KONUŞMACILARIN İSİMLERİ:
Chairperson: Joan Boer, Ambassador, Permanent Delegation of the Netherlands to the OECD
Introductory Speaker: Ruut Veenhoven, Professor of Social Conditions for Human Happiness, Erasmus University Rotterdam
Panelist: Paul Dolan, Professor of Economics, Imperial College, London, UK
Panelist: Dae You Kim, Commissioner, Korean National Statistical Office, Korea
Panelist: Gert Wagner, Professor, German Institute for Economic Research (DIW), Germany
Panelist: Yasuto Yoshizoe, President, Statistics Council, Japan
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
Ruut Veenhoven : Oturumda mutluluğun anlamlı bir şekilde ölçülüp ölçülemeyeceği ve bu ölçümlerin politika yapımında kullanılmasının etkilerinin ne olacağı tartışılmıştır.
Oturumda giriş konuşmasını Ruut Veenhoven yapmıştır. Veenhoven sunumunda mutluluğu bir bütün olarak yaşamdan hoşlanılması olarak tanımlamıştır.. Mutluluk insanların aklında olan birşey olduğuna göre geniş kitlelere yapılacak araştırmalarda direkt sorular sorularak ölçülebilir. Toplumların mutluluğu dört şekilde çıkarılabilir. 1) Ortalama mutluluk, 2) Mutlu yaşam yılları, 3)Mutluluktaki eşitsizlikler, 4)Eşitsizlikle ayarlanmış mutluluk. Bu dört çeşit mutluluk ölçümü toplumlar arasında önemli farklılıklar göstermektedir.
Veenhoven’a göre toplumlar ararsında mutluluğun etkileşimi fazlaca benzerdir. Sunumda dört mutluluk ölçüm şekline göre bazı ülkelerin mutluluk endeksleri sıralanmıştır. 95 ülke içinden seçilen 10 ülke örneği verilmiştir. Endeksi en yüksek olan ülke İsviçre iken en düşük Zimbabwedir. Veenhoven ölçüm şekilleri içinde en uygun olanın Mutlu Yaşam Yılları yöntemi olduğunu ifade etmiştir. Kullanılabilir datalara göre özgürlük adalet üzerine odaklanmış politika uygulamaları toplumların mutluluk seviyeleri üzerinde ekonomik gelişmelerden daha fazla etki gösterecektir.
Paul Dolan: Paul Dolan sunumunda gelirle mutluluk marasındaki ilişkiden bahsetmiştir. Gelirin çekici olduğunu ancak gelirin uzun dönemli etkilerini vurgulamıştır. Mutluluğun ölçülmesi konusunda farklı yaklaşımların bulunduğunu ve farklı ölçümlerle farklı politikaların oluşturalabileceğini ifade etmiştir. Herşeyi tam olarak ölçebilecek tek bir ölçütün bulunmadığını vurgulamıştır.
Dae You Kim : Kim Kore’nin kalkınma süreci ve mutluluk endeksi çalışmaları ve bunların arasındaki ilişki hakkında bilgi vermiştir. Kore 45 yılda % 200 civarında bir GSMH büyümesi kaydetmesine rağmen çocuk sahibi olma oranı azalmış, intiharlar artmıştır. Mutluluğun ölçülmesi için standardizasyon gereğini vurgulamıştır.
Gert Wagner : Gert Wagner sunumunda politika oluşturulabilmesi için nedensel çıkarımlara ihtiyaç duyulduğunu ve pek çok ölçüm tekniğinde bu konuda sıkıntılar bulunduğunu ifade etmiştir. Yapıtığı araştırmalar sonucunda da daha mutlu bir toplum için nedenselliğe dayalı politika activite önerileri olarak; işsizlikle m ücadele, iş güvenliğinde iyilşetirme ve değişimle ilgili bilgilendirmeyi önermiştir.
Yasuto Yoshizoe: Yasuto Yoshizoe sunumda Japonya’da mutluluk üzerine yapılan sosyolojik, istatistiki ve ekonometrik çalışmalar ve bu çalışmaların tarihi gelişimini anlatmıştır. Yaklaşık 60 yıllık bir geçmişi olan bu çalışmalara rağmen Yoshizoe Japonyo’da mutluluk üzerine yapılan bu çalışmaların politika üretiminde kullanılması konusunda çekimser bir yaklaşımın olduğunu ifade etmiştir.
TÜRKİYE İÇİN ÇIKARILABİLECEK YORUMLAR, ÖNERİLER, YAPILMASI GEREKENLER:
-
Yaşam memnuniyeti anketi konusunda TÜİK’in çalışmalarında iyileştirmeye gidilmelidir. Bu alanda gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarda istifade edilmeli, bununla beraber Türkiye’nin iç dinamikleri dikkate alınarak gelişmeler sağlanmalıdır.
-
Politika oluşturmada ülkemizdeki yaşam memnuniyeti çalışmaları daha fazla dikkate alınmalıdır.
-
Yaşam memnuniyeti ilişkin veriler üzerinde uluslararası arenada geçerliliği olan derin analiltik çalışmalar yapılmalıdır.
TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI:GÖÇ ÜLKELERİN GELİŞME SÜRECİNİ NASIL ETKİLEMEKTEDİR?
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 27.06.2007 14:30
TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: Aysel BİNLER
KONUŞMACILARIN İSİMLERİ:
Toplantı başkanı: Emmanuel KONTOPİRAKİS
John MARTİN
Jan RATH
Mamphela RAMPHELE
Paul HOFHEİNZ
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
Emmanuel KONTOPİRAKİS: Nitelikli kişilerin göç etmesi hususunda cevaplanması gereken ana iki sorunun gerçekte kazanan ve kaybedenlerin kim olduğu ve nitelikli göçün engellenmesi aşamasında hükümetlerin neler yapması gerektiği olduğunu belirtmiştir.
Jan RATH: Son yıllarda özellikle gelişmiş ekonomilere sahip olan ülkelerde genel ekonomik yapının imalattan hizmetlere kayması (özellikle bilgi teknolojileri finans turizm) sebebiyle göçmenlerin çalıştıkları iş sahalarında da değişiklik görülmektedir. Daha önceleri genellikle niteliksiz işlerde istihdam edilen göçmenler kendilerini bu yapıya adapte etmek için eğer eğitim seviyeleri uygunsa daha yüksek nitelik gerektiren işlerde çalışmaya başladılar. Eğitimleri yetersiz olanların ise doymuş olan imalat sektöründe çalışamadıkları durumda zamanla kendilerine ait işyerlerini açmaya başladıkları görülmektedir. Kendi işlerinin patronu olan göçmenlerin yeni gelen göçmenlere iş olanağı sağladıkları, kendi bölgelerini güçlendirdikleri, ekonomik olarak güçlerinin ve kendilerine güvenlerinin arttığı, böylelikle girişimcilik sayesinde şehirle bütünleşmelerinin artmış olduğu ve toplumsal olarak daha fazla içerildikleri görülmektedir. Özellikle eğlence ve turizm sektöründe çalışanların şehirlerin kalkınmasında önemli rol oynadıkları görülmektedir.
John MARTIN: OECD ülkelerine bakıldığında son yıllarda erkek lehine belirgin oranda yüksek olan göçmenlerin cinsiyet dağılım trendinde ciddi bir kırılma olmuştur.Göçmenlerin %51’nin kadın olduğu görülmektedir. Bunun ana sebebi göç edilen ülkelerdeki ekonomik yapıda imalat sanayinin payının azalarak hizmetler sektörünün artmasına bağlı olarak yapılan işte cinsiyetin öneminin azalması, kadınların eğitim seviyelerinin yükselmesi ve buna bağlı olarak daha kaliteli bir hayat ve daha iyi bir iş beklentilerinin artması sayılabilir. Bu sebeple özellikle yüksek eğitim almış kadınların göç etme eğilimlerinin aynı seviyedeki erkeklere göre daha fazla olduğu görülmektedir. Eğitim seviyesi yüksek olan kadınların göç sebeplerinin daha çok incelenmesi, göç veren ülkelerin kalkınmasına olan etkilerinin araştırılması ihtiyacı surmektedir.
Mamphela RAMPHELE: Afrika ülkeleri göç konusunda ciddi sıkıntı çekmektiği belirtilmektedir.Kıta dışı ülkelere olan göçler yoğun ve kalıcı olmakla birlikte kıta içi göçler ise daha seyrektir. Afrika Kıtasının kalkınmasına sekte vuran bu durumu engellemek için kıta dışı göçün engellenerek kıta içi göçlerin önünün açılması ve hatta kısmi olarak kıta dış göç yerine kıta içi göçün teşvik edilmesi ve bu sayede tüm Afrika kıtanın kalkınmasına katkı veren bir yapının oluşturulması gerektiğini belirtmektedir. Bu alanda Afrika kıtası ülkelerin göç konusuna daha ciddi eğilmeleri, bu ülkelerin altyapı alanında özellikle insan kaynaklarının geliştirilmesine yönelik ortak projeler üretmesi, kıta içi ülkeler arası ticareti güçlendirmesi ve iç göçün önündeki engellerin hafifletilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Paul HOFHEINZ: Ülkelerin özellikle yaşlanma sebebiyle talep ettikleri göçmen alımı hususunda dikkatli davranmaları gerektiği ve sürecin iyi kontrol edilmezse kardan çok zarara sebep olabileceği belirtilmiştir. Bazı ülkelerde göçmenlerin eğitim olanaklarından yeterince yararlanaması sebebiyle işgücüne katılımların az olduğu bununda göçmenlerin topluma adapte olmalarını engellediği, ülke içinde kutuplaşmalara yol açtığı ve aynı zamanda ülkenin yetersiz bir işgücü arzı nedeniyle kalkınmasına sekte vurulduğunu belirtmektedir.
TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: ENTREPRENURSHIP
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 27.06.2007, 9:00-10:30
TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: SERKAN VALANDOVA
KONUŞMACILARIN İSİMLERİ:
Oturum Başkanı: Karen DUNNELL, Yönetici, Ulusal İstatistik Ofisi, İngiltere,
Açılış/Bilgilendirme Konuşması: Tim DAVİS, Başkan, Girişimcilik Göstergeleri Projesi, OECD,
Panelist: Antonio FANELLİ, Başkan Yardımcısı, Investment Compact for South East Europe, OECD
Panelist: Luigi Biggeri, ISTAT, İtalya
Panelis: Anders HOFFMAN, Yaratıcı Direktör, FORA, Danimarka
Panelit: Turgay MALERI, Yönetici, GATE ELEKTRONİK A.S., Türkiye
Oturumda, OECD’nin Girişimciliğin Ölçümü Projesinin sonuçları aktarılmakta, ülke örnekleri hakkında bilgi verilmektedir.
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
Tim DAVİS, Başkan, Girişimcilik Göstergeleri Projesi, OECD: Sunumda, girişimciliğin ölçülebilmesi, ülkeler arasında karşılaştırmalar yapılarak konunun incelenebilmesi ve girişimciliği geliştiren ya da engelleyen etmenlerin belirlenmesi amacıyla OECD tarafından yürütülen “Girişimcilik Göstergeleri Projesi” hakkında bilgi verilmiştir. Girişimciliğin istihdamı artırdığı, kayıtdışılığı azalttığı, ekonomik büyümeye destek sağladığı ve verimlilik üzerindeki olumlu etkisi1 olduğu ifade edilmiştir.
Dünya gündeminde önemli bir yer tutan konunun kantitatif bir şekilde değerlendirilmesi alanındaysa yeterli gelişmenin sağlanmadığı ifade edilmiş ve; girişimciliğin uluslararası kabul edilmiş bir tanımının ve ölçüm kriterlerinin olmadığı, farklı girişimci türlerinin belirlenmesinde de birliğin sağlanamadığı, ulusal istatistik kuruluşlarının bu alanda yeterli çalışma yapmadığı, çalışma metodolojisinin geliştirilmediği, hedef kitleye yönelik ölçümlerin örneklem büyüklüğünün sınırlı olduğu, çalışmalara veri temin edebilecek veritabanlarının entegre olmadığı, girişimci ve firmalar hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Ülkeler arasındaki girişimciliğe yönelik karşılaştırmalardaki farklılıkların da yetersizliklerin neticesi olduğu belirtilmiştir2. Ayrıca girişimci tanımının herkesi kapsadığı ancak dikkatle incelendiğinde hükümet politikalarının daha küçük grupları hedef aldığı görülmektedir3. Bu durum da giricimciliğin de alt gruplarının ve çeşitlerinin tanımlanması ihtiyacını doğurmaktadır.
İfade edilen tüm yetersizlikleri gidermek amacıyla OECD önderliği, Kaufmann Vakfı, Danimarka önderliğindeki bir konsorsiyum ve EUROSTAT’ın finansman desteği ve birçok ülke ve uluslararası kuruluşun katılımıyla “Girişimcilik Göstergeleri Projesi” başlatılmıştır. Girişimciliğin tanımı, girişimciliği belirleyen unsurlar ve girişimciliği ölçebilen göstergelerin oluşturulmasının amaçlandığı projeye ilişkin ön çalışma 2007 yılı sonunda tamamlanacaktır.
Antonio FANELLİ, Başkan Yardımcısı, Investment Compact for South East Europe, OECD: Güney Doğu Avrupa ülkelerinde, özel yatırımları artırmak amacıyla, doğrudan yabancı yatırımların artırılması ve KOBİ’lerin geliştirilmesini hedefleyen OECD çalışmaları hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmalar politika ve programların değerlendirilmesi ve öneriler geliştirilmesini kapsamaktadır. Bu amaçla, söz konusu ülkelerin Avrupa Küçük İşletmeler Şartı’na4 sağladıkları uyumu ölçebilecek bir indeks geliştirilmiştir. İndeks, Şart’ın 10 maddesini; a)iş ortamı, b)yenilikçilik ve rekabet edebilirlik ve c)insan sermayesinin geliştirilmesi olmak üzere 3 kategoriye ayırmakta, her kategori de alt başlıklar halinde detaylandırılıp her alt başlık için göstergeler belirlenmektedir. Politika geliştirme süreci de mevzuatın hazırlık, onay ve uygulama safhalarını dikkate alacak şekilde üç seviyede takip edilmektedir. Dikkat çekilen nokta Şart’ın 10 maddesinin ağırlıklandırılarak nihai bir göstergeye ulaşılması yolunun seçilmemesidir. Bu nedenle bir ülkenin başarısını gösteren tek bir gösterge bulunmamaktadır5.
Çalışmanın sonuçları ve çalışma sonucunda geliştirilen öneriler şunlardır:
Mevzuatın uygulaması açısından en ileri düzeydeki ülke Hırvatistan, reform sürecini tamamlamış ve uygulamaya hazır ülkeler Makedonya, Sırbistan ve Karadağ, en geri düzeydeki ülkeler ise Arnavutluk ve Kosova bölgesidir.
KOBİ’ler arasıdaki çeşitlilikler belirlenerek, mikro işletmeler, geleneksel sektörlerdeki gelişen işletmeler ve yüksek teknoloji sektörlerindeki hızlı gelişen işletmeler için ayrı politikalar geliştirilmelidir.
İş kayıtları veritabanları, anketler ve araştırmalarla desteklenmeli ve hedef kitleye ilişkin güncel ve detaylı veri toplanmalıdır.
KOBİ politikalarının değerlendirilmesine destek olacak gösterge setleri belirlenmeli, politikaların etki analizleri yapılmalıdır.
Hazırlanan indeksin farklı bölgelerde de kullanımına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
Luigi BİGGERİ, ISTAT, İtalya: Sunum kapsamında, İtalya İstatistik Kurumu’nun, İtalyan işletmelerinin istatistiki portresini çizen ve işletme başarısını etkileyen etkenlerin analiz edildiği çalışması hakkında bilgi verilmiştir. Çalışma kapsamında 2002 yılında kurulan, 2005 yılında halen faaliyetine devam eden ve halen kurucusu tarafından işletilen işletmelere yönelik analizlere yer verilmiştir. Çalışmada girişimcilerin ve işletmeleri kendi içlerinde farklılıklar gösterdiği dolayısıyla tek bir girişimci tanımının politika geliştirme sürecinde faydalı olmayacağı ifade edilmiştir. Veri toplama ve güncellemede sıkıntılarla karşılaşıldığı, işletme bilgilerinin tutulduğu farklı veri tabanlarının entegrasyonunda sorunlar yaşandığı belirtilmiştir. Diğer sunumlarla aynı doğrultuda olmak üzere, kısa vadeli iş istatistiklerinin oluşturulmasının analizler için gerekli olduğu, iş istatistiklerinin anketlerle sürekli desteklenmesi gerektiği ortaya konulmuştur. Yapılan entegrasyon çalışması kapsamında önemli başarı elde edildiği ve işletme karakteristiği ile girdi ve çıktı göstergelerinin geliştirildiği ifade edilmiştir. Çalışma kapsamında işletmeler arası farklılıklar ortaya konulmuş, ayrıca aynı işletmenin çalışma hayatının farklı safhalarında farklı davranışlar sergilediği görülmüştür. İşletmenin başarısına etki eden faktörler incelenmiş ve coğrafi etkenlerin işletmeyi tanımlayan etkenler arasında en belirleyici etkenler olduğu saptanmıştır. OECD ve EUROSTAT desteği ile çalışmanın diğer ülkelerde de uygulanmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
Anders HOFFMAN, Yaratıcı Direktör, FORA, Danimarka: Danimarka’nın 2015 yılında en çok büyüme potansiyeline sahip işletmelerin kurulduğu ülkelerin arasında yer almayı hedeflediği ifade edilerek ve bu iddialı hedefi gerçekleştirmek için sürdürülen çalışmalar kapsamında yer alan Danimarka Girişimcilik İndeksi çalışması hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmada yapılan tespite göre6, tüm toplumun yüzde 30’u girişimci olmayı düşünmekte, bunların yüzde 1’i iş kurarak piyasaya girmekte, bu yüzde 1’in yüzde 70’i başarılı olup piyasada kalmakta, yüzde 25’i kapanmakta, ancak yüzde 5’i büyüyebilmektedir.Daha önce de ifade edilen stok ve değişim yaklaşımları dikkate alındığında Danimarka’nın girişimcilik kapasitesinin yüksek olduğu görülmektedir7.
Çalışma kapsamında yapılan faaliyetler şunlardır:
-
Girişimciliği belirleyen çerçeve koşullar tanımlanmış ve sayısallaştırılmıştır,
-
Bu çerçeve koşulları ölçen göstergeler ve yüksek büyümeyi ölçen göstergeler arasındaki ilişkiler test edilmiştir,
-
Girişimcilik performansını geliştirmeye yönelik politikalar belirlenmiştir,
-
Danimarka ve en iyi girişimcilik performansı gösteren ülkeler arasındaki farklılıklar belirlenmiş ve farklılıkların gelişimi izlenerek yorumlanmıştır.
Sonuç olarak Danimarka’nın temel politika önceliği yüksek büyüme potansiyeline sahip firmaların yaratılması olarak belirlenmiş ve diğer ülkelerle yapılan mukayese sonucunda Danimarka’nın girişimcilik kapasitesinin geride kalmasına neden olan 4 ana alan:
-
Girişimcilerin eğitimi,
-
Yüksek gelir ve kurumlar vergisi,
-
Girişimcilik altyapısı (girişimcilerin piyasadan sağlayabilecekleri hizmetlerin tümünün kalite ve kapsamının geliştirilmesi)
-
İflas kanunu
olarak belirlenerek bu konularda politika analizleri yapılmıştır.
Turgay MALERI, Yönetici, GATE ELEKTRONİK A.S., Turkey: GATE Elektronik A.Ş.’nin kurucusu ve yöneticisi olan panelist, sunuşunda, girişimciliğin ve girişimcilerin desteklenmesi konusunda Türkiye ülke uygulaması hakkında bilgi vermek üzere, 1989 yılında işyeri ve çalışanı olmayan bir aile işletmesinden 2006 yılında 28 milyon ABD Doları cirosu ve yıllık 4 milyon ABD doları AR-GE yatırımı yapan bir şirkete dönüşüm sürecinde, şirketine sağlanan devlet yardımları hakkında bilgi vermiştir.
Elektronik aletler sektöründe makina ve ekipmanların problem/arızalarına herhangi bir belge ve şemaya gerek duymadan tanı koyacak bir sistem geliştirme ve teşhis edilen sorunlara çözüm önerileri sunma iş fikrini hayata geçirmek için Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Teknoloji Geliştirme Merkezinde işyeri ve iş-destek hizmetleri sağlanarak faaliyete başlayan işletme, AR-GE’ye yönelik vergi muafiyetlerinden, TTGV ve TÜBİTAK tarafından sağlanan AR-GE desteklerinden ve ihracat kredisi desteklerinden faydalanmıştır. Şirket şu an 85 mühendis, 115 teknisyen ve 30 idar personel olmak üzere 230 kişi çalıştırmakta, yurtdışı ofisleri aracılığıyla dış pazardaki ağırlığını artırmaktadır.
Sunumda, AR-GE yatırımlarının 7-8 yıl içinde kendini amorte edebildiğinden bahisle AR-GE yatırımlarındaki 10 yıl süreli vergi istisnasının önemi vurgulanmış, sadece iş fikri ve beceriye sahip bir girişimcinin işyeri ve iş planı başta olmak üzere doğru devlet destekleri ile iş hacmini büyütmesinin mümkün olduğu ifade edilmiştir.
Oturum başkanı, sunuş sonrasında, şirketin gelişiminin girişimcilik alanındaki devlet desteklerinin somut bir örneği olduğunu belirtmiş, uluslararası yatırımlara sahip örnek bir girişimci olan şirketin, girişimciliğin uluslararası düzeyde ölçülmesi konusunu gündeme getirdiğini belirtmiştir.
TÜRKİYE İÇİN ÇIKARILABİLECEK YORUMLAR, ÖNERİLER, YAPILMASI GEREKENLER:
Girişimciliğin tanımlanması, girişimciliğe yönelik göstergelerin geliştirilmesi, bu göstergelerin diğer ülkelerle karşılaştırmalı analizlerinin yapılmasını amaçlayan söz konusu çalışmalar, bu kesime yönelik geliştirilen politikaların somut analizlere dayanmasını temin edecek bir metodolojiyi oluşturmaktadır. Söz konusu çalışmalar; Danimarka örneğinde olduğu gibi ülke hedeflerinin belirlenmesi ve takip edilmesi, Güney Doğu Avrupa Ülkeleri örneğinde olduğu gibi AB Politikalarına uyum sürecinin değerlendirilmesini ve geliştirilmesi8, ve İtalya örneğinde olduğu gibi girişimciliğin farklı çeşitlerinin ve bu çeşitlere etki eden faktörlerin belirlenerek farklı politikalar geliştirilmesini amaçlayabilmektedir.
Ülkemizde girişimcilere yönelik politikalar geliştirilmesi sürecinde bu tür sistemli yaklaşımların daha etkin uygulanması gerekmektedir. KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı ve YPK imzasına açılan revize edilmiş KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında ülkemizin girişimciliği geliştirme alanındaki öncelikleri belirlenmiş ve politika ve eylemler tanımlanmıştır. Ancak öncelik belirlemede, tanım ve gösterge belirleyen, göstergeler arasındaki istatistiki ilişkileri ortaya koyarak indeks oluşturan çalışmalarda belirgin bir yetersizlik görülmektedir. Bu eksikliklerin veri setlerinin yetersizliğinden de kaynaklandığı düşünüldüğünden Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu çalışmaları kapsamında faaliyet gösteren KOBİ Teknik Komitesi kapsamında ülkemizde KOBİ’lere yönelik göstergelerin oluşturulmasını hedefleyen çalışmalara başlanılmıştır. Komite çalışmaları kapsamında girişimciliği ve işletmeleri geliştirmeye yönelik ilave tedbirler üzerinde de çalışılmaktadır. Tüm bu çalışmalar kapsamında oturumda sunulan çalışmaların sorunları ile benzer sorunlarla karşılaşılmıştır9.
Girişimcilik ve KOBİ’lere yönelik tanım ve göstergelerin geliştirilmesini, politika geliştirme sürecinde kantitatif analizlerden faydalanılmasını ve ülkemizde de sürdürülen benzer çalışmalardaki sorunların yukarıdaki çalımalar kapsamında oluşturulmuş bilgi birikimi kullanılarak çözümünü teminen,
-
Oturumda sunulan çalışmaların metodolojilerinin incelenerek KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı ve KOBİ Teknik Komitesi çalışmaları çerçevesinde geliştirilen yaklaşımlarla karşılaştırılması ve ülkemiz uygulamalarının değerlendirilmesi,
-
OECD’nin Girişimcilik Göstergeleri Projesi incelenerek aktif katılım konusunun değerlendirilmesi,
gerekli görülmektedir. Girişimciliğin desteklenmesi alanında, ülkemiz uygulamalarındaki gelişmeler, son sunumda belirtilen başarı öykülerinin gerçekleştirilmesini mümkün kılmaktadır. Ancak, mevcut destek programlarının verimliliğini artırmak için yukarıda belirtilen çalışmalarda kullanılan kantitatif analiz ve yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |