22.yıl e-monitor
Mayıs, 2010 120
EŞİT(SİZ)LİĞİN GİZEMİ
Çok disiplinli (multidisciplinary) eğitim alan Richard Wilkinson ile Kate Pickett gelir dağılımı eşitliğinin ya da eşitsizliğinin gizemini ortaya çıkarmak amacıyla çok ilginç bir kitap yazmışlar ve adını da içeriği kadar ilginç olan,Türkçe’ye Su Terazisi diye çevrilen The Spirit Level koymuşlar. Alt başlığı Eşitliğin Artması Toplumları Nasıl Etkiliyor olan kitap Dünya Bankası verileriyle desteklenerek çarpıcı sonuçlara ulaşıyor. Veriler dünyanın en zengin 50 ülkesinin analiz edildiği çalışmaya dayanmakta olup 2002 yılına ait.
Güven düzeyi, ruh hastalıkları, kadınların statüsü, ortalama ömür ve bebek ölümleri, şişmanlık, çocukların okul başarısı, ergen doğumları, cinayetler, mahkûmiyet oranları ve sosyal hareketlilik gibi çeşitli değişkenlerle gelir dağılımı arasında kurulan ilişkiler gerçekten de eşitliğin gizemini ortaya koyması bakımından son derece ilginç sonuçlar içeriyor.
ABD, Almanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İngiltere, İtalya, Japonya, Norveç, Portekiz, Singapur, Yeni Zelanda ve Yunanistan gibi gelişmiş ülkelerin verilerinin karşılaştırılmasıyla kaleme alınan kitabın araştırmacılar için bir başvuru kaynağı olduğu gün gibi ortada.
Kitaptaki bulguları aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
-
“İnsanların çoğuna güvenebilirim” ifadesine katılanların oranı gelir dağılımının daha eşit olduğu ülkelerde daha yüksektir.
-
Gelir eşitsizliği arttıkça kadınların oy kullanma oranları, gelirleri ve siyasi makamlardaki temsiliyetleri düşmektedir.
-
Gelir dağılımının daha eşitsiz olduğu ülkelerde bir tür akıl hastalığı yaşayanların sayısı artmaktadır.
-
Gelirin daha eşitsiz dağıldığı ülkelerde uyuşturucu kullanma endeksi hızla yükselmektedir.
-
Zengin ülkelerde ortalama yaş süresi gelir eşitsizliğiyle ilişkili olup, eşitsizlik arttıkça ortalama yaş süresi düşmektedir.
-
Zengin ülkelerde gelir eşitsizliği arttıkça 1000 canlı doğum başına olan bebek ölümleri artmaktadır.
-
Gelir dağılımının daha eşitsiz olduğu ülkelerde hem yetişkinlerin hem de çocukların daha fazlası şişmandır.
-
Gelir eşitsizliği arttıkça 15+ yaş çocukların matematik ve okuryazarlık skorları hızla düşmektedir.
-
Gelir eşitsizliği arttıkça zengin ülkelerde 15 yaş çocukların hayattan beklentileri azalmakta, örneğin bu yaş grubunda olup da düşük vasıflı işleri düşünenlerin oranı artmaktadır.
-
Ergen, örneğin 15-19 yaş arası 1000 kadın başına düşen doğumlar, gelir eşitsizliği arttıkça hızla artmaktadır.
-
Gelir dağılımın daha eşitsiz olduğu ülkelerde cinayetler daha yaygındır.
-
Gelir eşitsizliği arttıkça çocukların çatışma deneyimleri artmaktadır.
-
Gelirin daha eşitsiz dağıldığı ülkelerde cezaevlerinde tutulan insan sayısı daha fazladır.
-
Zengin ülkelerde sağlık sorunları ve sosyal sorunlar ile gelir eşitsizliği arasında yakın ilişki vardır. Eşitsizlik arttıkça sağlık ve sosyal sorunlar endeksi hızla kötüleşmektedir.
-
Gelir dağılımının daha eşitsiz olduğu ülkelerde insanlar daha çok çalışırlar.
Tüm kriterler dikkate alındığında durumu en iyi ülkeler Japonya ile Kuzey Avrupa ülkeleridir. En kötü olan ise ABD olarak belirlenmiştir. Durumu iyi olan ülkelerden kötü olanlara doğru bir sıralama yapmak gerekirse, Japonya ve Kuzey Avrupa Ülkeleri, Orta Avrupa Ülkeleri, Akdeniz Ülkeleri ve Anglosakson ülkeleri şeklinde bir sıralama yapmak mümkündür.
ABD ile ilgili olarak ünlü fizikçi Fritjof Capra’nın Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası adlı kitabından, başka bir bağlamda söylenmiş olsa da mevcut durumu çok iyi özetlediği için şu alıntıyı yapmanın yeridir: “Bu toplumsal eşitsizlik arizî bir şey değildir; tersine bizzat ekonomik sistemimizin yapısını oluşturmuş ve sermaye-yoğun teknolojiler üzerindeki vurgumuzla da iyice pekişmiştir. Amerikan ekonomisinin büyümesi için sömürüyü sürdürmenin gerekli olduğuna, Wall Street Journal’da yayınlanan ‘Büyüme ve Etik’ üzerine bir başmakalede çok açık biçimde işaret edilmiştir. Bu yazı, sermaye yaratmak için eşitsizlik şart olduğundan, Birleşik Devletler’in, büyüme ve daha çok eşitlik arasında bir tercih yapması gerekeceği üzerinde duruyordu.” Başka söze yer bırakmayacak kadar açık değil mi?
M.Bülent Gündoğmuş
bulent.gundogmus@yontemresearch.com
5. Gazeteciler Sitesi No.30
34335 Levent / İstanbul
Tel: 0212 281 89 66 / 67
www.yontemresearch.com
Dostları ilə paylaş: |