1. UYGUR TÜRKLERİ
Çağdaş Çin tarihçisi Wang kuo-wei'ye göre Şang hanedanı (M.Ö. 17 -M.Ö. 11. yy) döneminde Çin'in kuzeyinde yaşayan en eski Türk kavimlerinden biri Kung-fang'lar idi. Kung-fang'lar ok ve yay yapmada son derece ileri idiler. Bu silâhlan yalnız kendileri için imal etmiyorlar, Çinlilere de satıyorlardı. Çinlilerle sürekli savaş hâlindeydiler. M.Ö. 8. yüzyılda ortaya çıkan Ti kavmi, işte bu Kung-fang'lardan iniyordu (İzgi 2002: 429-430).
M.S. 386-581 yıllarını anlatan Kuzey Devletleri Tarihi'ne göre Kao-çe'ler (Yüksek Arabalılar), Kızıl Ti'lerin soyundan gelmekte idi. Çin tarihi şöyle diyor: ""Kao-ch'eler, çok eski zamandaki Kırmızı Tilerin soyundandır. İlk adı Ti-li'dir. Kuzeyliler T'ieh-le diyorlardı. Çin bölgesindekiler ise Kao-ch'e veya Ting-lin diyorlardı. Dilleri Hunlarınkine benziyordu. Bu kavimde Ti, Yuan-hu (Uygur), Hu-lü, Yi-chin gibi etnik gruplar vardı." (İzgi 2002: 434).
Kao-çe, "yüksek tekerlekli arabalı" demektir ve Oğuz Kağan Desta-nı'nda arabayı icat ettikleri için Kaŋlı adını alan Türklerin Çincedeki adıdır. Çin kaynağı, kuzeylilerin, yani Türk kavimlerinin onlara Tie-le dediklerini yazıyor. Bu isim de Köktürk bengü taşlarında geçen Tölis ile aynıdır. Çin kaynağına göre Uygurlar (Yuan-hu) işte bu kavim (Kao-çe/Tölis) içindeki etnik gruplardan biriydi.
Kao-çe'ler 3. yüzyılda Siyenpilere bağlı idiler. 389 yılında Tabgaçlar tarafından ağır bir yenilgiye uğratılan Kao-çe'lerin o sırada 37 boyu vardı. 5. yüzyıl başlarında Kao-çe'lerin bir kısmı Juan-juan hâkimiyetine girdi. Juan-juanlar zayıflayınca tekrar Tabgaçlara tâbi oldular. Kuzey Moğolistan'daki bazı Kao-çe boylan ise "481'de Tanrı Dağlarının güneydoğu etekleri ve Turfan'a geldiler." Fu-fu-lo boyu, 485-486'da Tanrı ve Altay dağları arasında, A-fu-ci-lo idaresinde bir devlet kurdu (Taşağıl-boylar 2002: 78-79). "Afuculo ile kardeşi Çünçi kendilerini Ulug Teŋri Oglı ve İzbasar Kagar adı ile kağan ilân ettiler." (Sertkaya 1995: 309). Ancak çok kısa zamanda bu devlet Akhunlar ve Juan-juanlar tarafından dağıtıldı. 536'daki Juan-juan yenilgisinden sonra Çin kaynakları bir daha Kao-çe adından bahsetmez. Bundan sonra artık Tie-le (Tölis) olarak anılacaklardır (Taşağıl-boylar 2002: 80).
Bahaeddin Ögel'e göre Kao-çe'ler 5. yüzyılda "Orkun nehrinden başlayıp, Güney Rusya'da Volga nehrine kadar uzanan büyük bir kavimler top-
Ahmet B. ERCİLASUN
luluğu idi. Köktürkler de, Uygurlar da bu topluluk içinden çıkmıştı (Ögel 1971: 16). Kao-çe'ler bu geniş alanda Juan-juanlarla Akhunlar arasında bazen bağımsız, bazen bu güçlerden birine tâbi olarak bozkır hayatı sürdürüyorlar, dinî törenlerde kurt ulumasına benzeyen şarkılar söylüyorlardı. Çünkü Çin kaynaklarının belirttiğine göre ataları kurt idi (Ögel 1971: 17).
Kao-çe'ler içindeki Uygur boyunun kurucusu, Çin kaynağı Wei-şu'ya göre Hun hükümdarının kızının veya yeğeninin oğlu idi (Golden 2002: 126). Yine bir Çin kaynağına göre Hun hükümdarının kızı ihtiyar bir kurt suretine giren Tanrı ile evlenmiş ve Kao-çe'ler bu evlilikten türemişti (Ögel 1971: 17-18).
Bizce bu efsane Köktürkler ile Uygurları birbirlerine bağlamaktadır. Hun hükümdarının kızının evlendiği kurt bizce Köktürk'ü temsil etmektedir; çünkü Köktürkler kendilerini kurt kabul ederlerdi. Esasen hem Köktürkler, hem Uygurlar Kao-çe'ler içinden çıkmışlardı.
Kao-çe'lerin devamı olar Tölislerin adı ilk olarak 550'lere doğru kaynaklarda görülür. Bu tarihlerde Bumın, Tölisleri yenmiş ve 50 000 Tölis ailesini kendisine bağlamıştır (Taşağıl 2002: 655). Bu tarihten itibaren Tölisler, Köktürklerin güçlü dönemlerinde devlet içinde yerlerini alacaklar, zayıf dönemlerinde ise bağımsız hareket edeceklerdir. Aslında Çin kaynakları Tie-le'yi (Tölis'i), Moğolistan'daki Kerulen ırmağından Karadeniz'in kuzeyine dek uzanan bozkırdaki bütün Türk kavimlerinin genel adı olarak kullanmışlardır (Taşağıl-boylar 2002: 82-83). Uygurlar, Kao-çe'ler içinde Yü-an-ho, daha sonraki Tölisler içinde de 605 yılından sonra Wei-ho arıyla anılırlar Taşağıl-uygur: 2002: 712).
Çin tahriklerine kapılan Tölisler 600 yılı civarında isyan etmişlerdi. İsyan Köktürk ülkesini büyük bir sarsıntıya uğratmış ve başarılı Köktürk hükümdarı Tulan, isyanlar sırasında hayatını kaybetmişti. Batı Köktürk hükümdarı Tardu kendisini doğunun da kağanı ilân etmiş; fakat Çinli casus ve diplomat Çang sun-şeng'in 603 yılında Köktürk ordu ve sürülerinin su kaynaklarını zehirletmesi üzerine Köktürkler ağır bir yenilgiye uğramışlardı (Taşağıl 2002: 668). Yeni Köktürk kağanı Kimin âciz idi ve Çin imparatoruna bağlılığını bildirmişti (Kafesoğlu 1996: 100). Bu olaylar üzerine Tölisler serbest kalmışlardı. Batı Köktürk kağanı Çulo onlara saldırıp birliklerini dağıttı. Bir daha birleşmelerini önlemek üzere de 605 yılındaki bir ziyafette Tölis ilerigelenlerinden birkaç yüzünü öldürttü (Ş. Tekin 1976: 8; Sertkaya 1995: 310). Bu hadise Uygur tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Tölislerden beş boy Yukarı Selenge ve Toğla ırmakları civarında bir birlik oluşturdular. Uygur, Bugu, Toŋra, Bayırku; Fulo boylarından oluşan birliğin yöneticisi Uygur boyu idi ve gittikçe genişleyecek olan birliğin başında Uy-
TÜRK DİLİ TARİHİ 219
gur "irkin"i bulunuyordu (Ş. Tekin 1976: 8; Kafesoğlu 1996: 123; Taşağıl-uygur 2002: 712).
Muhtemelen 627'ye kadar birliği İrkin Tigin yönetti. Yerine geçen oğlu Pusa (Bodisatva), ya Burkan (Buda) dinine mensuptu; ya da bu dinin koruyucusu idi (Ş. Tekin 1876: 8). Pusa 630'a doğru Köktürkleri ağır bir yenilgiye uğrattı ve Alp İlteber unvanını aldı. Bu zafer sayesinde Uygurların itibarı arttı. Çin kaynakları Pusa'yı şöyle anlatır: "Mükemmel harp planları yapıyordu. Savaşta askerlerin önüne geçip hücum ederdi. Az askerle çok iş yapıyordu. Askerî talimler yapıyor, ok atıyor, askerle beraber avlara gidiyordu. Annesi de halkın şikâyetlerini dinliyor, davalarına bakıyordu. Kanun ve nizamları bozanları cezalandırıyordu. Bu suretle kabilelerin düzeni muntazam yürüyordu. Pu-sa zamanı Uygurların refah devridir (Çandarlıoğlu 2002: 10). Pusa, Çinlilerin vergi ödemesini sağlayacak kadar güçlenmişti (Ş. Tekin 1976: 9). Annesi Vu-lo-hun (Ulug Kün ?) töreyi titizlikle uygulayarak ülkeyi düzene sokmuştu.
Yukarı Selenge ve Toğla boylarında Uygurlar hüküm sürerken Orhun kıyılarında da Tölislerden Sir Tarduşlar bağımsız olarak yaşıyorlardı. Sir Tarduş kağanı Bilge İnan 628'de bağımsızlığını ilân etmiş ve Köktürklerden sonra bozkırın en büyük gücü hâline gelmişti (Taşağıl 2002: 677). Uygurlar, Sir Tarduşları ortadan kaldırmaya çalışan Çin ordularına yardımcı oluyorlardı. Başlarında Pusa'nın oğlu Kutlug (Tu-mi-tu) vardı; 646'da Sir Tarduşları yıkmışlar ve onların topraklarını ellerine geçirmişlerdi ama artık Çin'e tâbi idiler (Ş. Tekin 1976: 10).
682'de Köktürkler İlteriş Kağan ile Tonyukuk'un önderliğinde yeniden bağımsız oldular ve ilk iş olarak Uygurların elindeki Orhun bölgesini geri aldılar. Tonyukuk, Dokuz Oğuzlar (Uygurlar) üzerine yürüyüşlerini, Orhun bölgesini geri alışlarını ve Uygurların yeniden Köktürklere bağlanışını ayrıntılı olarak anlatır. Buna göre Dokuz Oğuzlar üzerine bir kağan oturmuş; Çirliler ve Kıtaylarla anlaşarak Köktürkleri yok etme teşebbüsünde bulunmuştur. Casusları vasıtasıyla bu bilgiyi öğrenen Tonyukuk, kağandan izin alarak hemen harekete geçmiş, 2000 kişilik ordusunu Ötüken'e doğru yürütmüş ve İŋek Gölü yakınlarındaki savaşta 6000 kişilik Uygur ordusunu yenerek Ötüken'i almıştır. Bunun üzerine Uygurlar Köktürklere tâbi olmuşlardır (Tl G 1-10).
Tonyukuk'un bahsettiği Uygur kağanı Çin kaynaklarındaki Tu-ki-çi olmalıdır. Tu-ki-çi döneminde "Uygur boyları arasında anlaşmazlık çıkmış, Toŋra ve Bugu boyları birlikten ayrılmışlardı." 697 yılında Kapgan Kağan'ın baskısıyla bir kısım boylarla Uygurlar vatanlarını terk etmek zorunda kal-
220 Ahmet B. ERCİLASUN
mışlar ve "bozkırı geçerek Kan-su yöresine" yerleşmişlerdi (Ş. Tekin 1976: 10).
715 yılında Köktürk ülkesinde karışıklık çıkmış; Basmıllar, Azlar ve İzgillerden sonra Dokuz Oğuzlar da baş kaldırmıştı. Bilge Kağan, Tokuz Oguz bodun kentü bodunum erti (Dokuz Oğuz milleti kendi milletim idi) diyordu; ancak "gökle yer bulandığı için", Uygurların "ödlerine kıskançlık girdiği için" düşman oldular. Köktürkler, Uygurlarla bir yılda beş kez savaştılar. Togu Balık'ta, Edizlerle Kuş Algak'ta, Oğuzlarla Bolçu'da, Toŋralarla Çuş Başı'nda ve Oğuzlarla Ezgenti Kadız'da (KT K 4-8; BK D 30-31).
716'da Uygur birliğinden olan Bayırkular da ayaklanmıştı. Toğla kıyısında Kapgan Bayırkuları bozguna uğratmış; fakat dönüş yolunda Bayırkuların kurduğu pusuya düşmüş ve öldürülmüştü (Taşağıl 2002: 685).
Bilge'nin kağanlığının ilk yılında Oğuzlar yine ayaklandılar. 717 yılındaki Agu savaşlarında yenilen Dokuz Oğuzlar yer sularını bırakıp Çin'e doğru gittiler. Çin'e gidenler yok oldular; kalanlar Bilge Kağan'a tâbi oldular. Bilge, Selenge'yi takip ederek Karagan geçidinde Uygurları da bozguna uğrattı. Uygur ilteberi yüz adamıyla doğuya doğru kaçtı. 718'de Oğuzlar tekrar kaçıp Çin'e gittiler. Bilge Kağan'ın canı sıkıldı; sefer edip çocuklarını ve kadınlarını aldı (BK D 34-38).
Köktürk bengü taşlarındaki ifadelerden anlaşılacağı üzere, Oğuz veya Dokuz Oğuz denilen Uygurlar, kağanlığın güçlü zamanlarında Köktürk teb'ası olmuşlar; fakat en küçük bir karışıklık anında ayaklanmaktan geri kalmamışlardır.
Nihayet 742 yılındaki isyan başarıya ulaştı. Uygurlar, Basmıl ve Kartuklarla ittifak yaparak Köktürk kağanı Kutlug'u öldürdüler. Basmıl başbuğu kağan oldu. Kartuklar batı, Uygurlar doğu kanat yabguluklarını aldılar ve Çin tarafından tanındılar. Köktürk kağanlığına getirilen Ozmış'ı da 743 yılında öldürdüler (Taşağıl-Uygur 2002: 713).
Hadiseleri ikinci Uygur kağanı Bayan Çor'un bitiginden izleyelim. Kara Kum aşmış
Kara Kum'u aşarak Kögürde Kömür tagta Yar ögüzde
Kögür'de, Kömür Dağı'nda, Yar Irmağı'nda Üç tuglug Türk bodun...
Üç tuğlu Türk (Köktürk) kavmi (üzerine) Ozmış Tigin kan bolmış.
Ozmış Tigin han olmuş.
TÜRK DÎLİ TARİHİ 221
Dostları ilə paylaş: |