15.REFİK HALİT KARAY
Hayatının bir kısmı sürgünlerde geçmiş ve bunları edebiyata dönüştürmüş romancı ve öykücümüzdür.
Milli Edebiyat akımının diliyle önemli romanlar ve öyküler yazdı, bugün bile dili en iyi kullanan yazar olarak bilinir.
Realist gözlemler, okurdaki ızdırap duygusunu ortaya çıkaracak bir kurguyla verilir. Maupassant tarzına bağlıdır.
Memleket Hikâyeleri ile Anadolu insanını anlattı. Köy edebiyatının öncüleri arasına girdi.
Refik Halit’te bozulan sosyal doku, buna bağlı insan davranışları, eski-yeni çatışması, bayağılık ile erdemlilik anlatılır. Bey, paşa, paşazade, mirasyedi, züppe tiplerin yanında yeni insan tipleri de görülür.
Tip ve karakterleri canlıdır; ancak bunlar belli bir teze bağlı değildir.
İç gözlemi zayıf, ancak dış gözlem bakımından adeta bir ressam-yazardır.
Ansiklopedik bilgisi geniştir, bunların bir kısmını sürgün hayatında gözlemlemiştir. Konak hayatına geçişteki sosyal değişimler onun sık sık anlattığı bir temadır.
Kadınların bir sosyal figür olmalarına karşı değildir, ancak ahlaklılığı şart koşar.
Hiciv ve mizah sahasında “Kirpi” takma adıyla siyasi mizah yazıları yazmıştır.
Romanları: İstanbul’un İç Yüzü, Yezidin Kızı, Çete, Sürgün, Anahtar, Bu Bizim Hayatımız, Nilgün, Yeraltında Dünya Var, Dişi Örümcek, Bugünün Saraylısı, 2000 Yılının Sevgilisi, İki Cisimli Kadın, Kadınlar Tekkesi, Karlı Dağdaki Ateş, Dört Yapraklı Yonca, Sonuncu Kadeh, Yerini Seven Fidan, Ekmek Elden Su Gölden, Ayın On Dördü, Yüzen Bahçe
Dostları ilə paylaş: |