EMPRESYONİZM(İZLENİMCİLİK)
19.Yüzyıl’ın ikinci yarısında Fransa’da ortaya çıkmış bir akımdır. Önce resimde etkili olmuş sonra edebiyata geçmiştir.
Empresyonizmde doğa olduğu gibi değil, izlenimlere(içimizde uyandırdığı ilgilere) göre anlatılır. Bu bakımdan sanatçı gördüklerini doğrudan anlatmaz, onların çağrıştırdıklarını anlatır. Empresyonistler Sembolistler gibidirler. Sadece biçime önem vermezler onlar kadar.
Paul Verlaine, Rainer Maria Rilke, Arthur Rimboud bu akımın şairleridir.
AHMET HAŞİM
Fecr-i Âti’nin “sanat şahsi ve muhteremdir!” görüşüne uygun olarak bu ideali gerçekleştirmiş tek şairidir. Diğer şair ve yazarlar başka gruplar içinde kalmışlardır.
Dergâh dergisinde çıkan “Bir Günün Sonunda Arzu” şiiri eleştirilere uğrayınca şair Şiirde Mana ve Vuzuh adlı makalesini yazmıştır. Daha sonra Piyale adlı şiir kitabının mukaddimesinde(ön sözünde) “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı poetikasını yazmıştır. Bu yazı, edebiyatımızın ilk poetikası kabul edilir. Haşim’in şiir görüşleri şöyledir:
-Şiir duyulmak içindir.(Müzik gibidir, fonetik bir sanattır.)
-Şiirin dili, söz ile müzik arasında sözden çok müziğe yakındır.
-Müzik anlamdan önce gelir, şiir bir telkindir.
Haşim’in bu görüşleri onun şiirinin iki kaynağı olduğunu gösterir: Sembolizm ve Empresyonizm.
“Göl Saatleri” adlı şiir eserinin mukaddimesinde yazdıkları daha çok Empresyonizm’e uygundur.
Sanatçı, dörtlük ve serbest müstezad dışında bir biçim kullanmamıştır. Bütün şiirlerini aruzla yazmıştır, şirinde aruz kusurlarına rastlanır.
Şiirlerinde aşk, doğa, anne sevgisi, gece, hastalık, ölüm, sığınma, çocukluk anıları, melankoli, anlaşılmazlık, egzotik özlemler(o belde), renk musikisi hâkimdir.
Şairin dili çok ağırdır. Nesir dili daha sadedir. Deneme türünün ilk örneklerini o yazmıştır.
Dostları ilə paylaş: |