4.MEHMET EMİN YURDAKUL
İlk edebiyat derslerini babasından almış daha sonra Namık Kemal’in Evrak-ı Perişan adlı eserindeki erkekçe sese hayran kalmıştır.
İstanbul’da milliyetçiliğe de yakın duran Cemaleddin Efgani ile tanışmış, “Kuran-ı Kerim” şiirini onun etkisiyle yazmış, meşhur “Cenge Giderken” şiirini de Efgani’ye gösterince Efgani: İşte asıl sizin edebiyatınız budur!” biçiminde takdir almıştır.
1914 yılında Mehmet Emin şerefine Türkocağı’nda bir gece düzenlenmiş, orada şaire “Milli Şair” unvanı verilmiştir.
Dili sadedir, hece ölçüsü kullanmıştır.
Şiirlerinde şehitler, yetimler, çiftçiler, gemici ve balıkçılar, bilgisizlik, eğitimsizlik, fukaralık gibi konular görülür.
Onun şiiri halkçı ve Anadolucu bir şiirdir.
Merhamet(şefkat) ile vatan konusu baskın temalarıdır.
Şiirin estetik yönünü dikkate almaz, bütün gücünü samimiyetinden alır. Üçer, altışar, sekizer dizeli şiirler de yazmıştır.
Kolektif bilince hitap eden zaman zaman ideolojik bir üslubu vardır; bu tutumu şiirlerinin estetizmine zarar vermiştir.
Ona göre şiir gerçekçi olmalı, hayale yer vermemelidir.
Şiirlerinde söylevci bir üslup vardır.
Şiirlerinde gür ve dolgun bir ses tonu görülür, dişil değil, erkekçe söylemiştir.
Dostları ilə paylaş: |