Türk edebiyati edebi sanatlar sinif (SÖz sanatlari) ders notu


Ör. Alnın bir sitare-i nev, yok afitab yeni yıldız güneş



Yüklə 154,12 Kb.
səhifə3/3
tarix24.12.2017
ölçüsü154,12 Kb.
#35861
növüYazı
1   2   3

Ör.

  • Alnın bir sitare-i nev, yok afitab

yeni yıldız güneş

Mavi bir sevda şarkısı

Hayır, mavi değil

Ela bir şarkıdır söylediği


  • Erbab-ı teaşur çoğaldı şair azaldı şair azaldı

Yok öyle değil, şairin ancak adı kaldı

  • Al yanaktan buse alsam

Yanak olmaz, dudak olsun

  • Gördü geçen yıl bu kızıl bulutu gözleriniz

Demek bunların hepsi doğru, cevap veriniz

Yok. Hayır söylemeyin acısını bu yasın

Zavallı kulaklarım iki defa duymasın


  • Severim seni canım gibi dedim, hata dedim

Ne miktarı ola canın ki benzetem seni cana


  1. İltifat (Yönelme)




  • Bir varlık veya duygudan söz ederken başka bir varlığa veya söze geçme.


Ör.

Ne zaman yolda bir hana rastlasam irkilirim

Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim

Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar

Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar



(Şair, “han”dan söz ederken, birden “yollar” hakkındaki duygularına geçmiştir.)


  • Güneş güler, kuşlar uçar havada

Uyanırlar nazlı nazlı çiçekler

Yalnız mısın o karanlık yuvada

Yok mu seni bir kayırır bir bekler



  1. İrsal-ı Mesel (Atasözü Söyleme)




  • Söze bir atasözü katmaya “irsal-ı mesel” denir.


Ör.

  • İnsana sadakat yaşanır, görse de ikrah (kötülük)

Yardımcısıdır doğrunun Hazreti Allah

  • Tok olanlar bilmez çektiğini aç kalanın

Sırtı pek kimseye ahval-ı şita yaz görünür

  • Affeyleyelim ki belki bilmez

Bir sürçen atın başı kesilmez

  • Ağyar elemin çekme gönül nafile gamdır

Hasmın sitemin anlamamak hasma sitemdir

Dilsiz ölse şirin sözlüydü derler

  • Pazarda eşeğin kuyruğunu kesme

Kimi uzun, kimi kısa der ise küsme

  • Yılanı küçükken ez büyütme ha

Büyütürsen olur başına bela

  • Akıl yaşta değil, baştadır başta

Kişinin miktarı bilinir işte

  • Balık baştan kokar demişler atalar

Atın kuyruğu da koktu emmoğlu


  1. Kat’ (Kesme)




  • Sözü, susmanın söylemekten daha etkili olacağı bir noktada kesmeye “kat” denir.



Ör.

  • Bu dağın çilesi dolmaz

Bu dağın çilesi solmaz

Bu dağ bir…

Sus şair

Hepsini demek olmaz



Hele sizler...

  • Garibim

Ne güzel var avutacak gönlümü

Bu şehirde

Ne de bir tanıdık çehre

Bir tren sesi duymayagöreyim

İki gözüm iki çeşme…


  1. Sehl-i Mümteni




  • Söylenmesi kolay göründüğü hâlde benzerinin yazılması çok güç olan dizelerdir.


Ör.

  • Ete kemiğe büründüm

Yunus diye göründüm

  • Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir

Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir


  • Mal sahibi mülk sahibi

Hani bunun ilk sahibi

Mal da yalan mülk de yalan

Var biraz da sen oyalan

(Yunus Emre)


  1. İcaz (Özlü Söz)




  • Özlü sözler söylemeye “icaz” denir.


Ör.


  • Karanlıkta yatacağına bir mum yak. (Konfiçyüs)

  • Acizler için imkânsız, korkaklar için müthiş görünen şeyler, kahramanlar için idealdir. (Atatürk)

  • Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi (Kanuni Süleyman)

  1. SESE DAYALI SANATLAR


  1. Cinas (Sesteşlik)




  • Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan sözcükleri bir arada kullanılmasıyla oluşan ses sanatına denir.




  • İkiye Ayrılır:




  1. Tam Cinas


Ör.

  • Bir güzel şuha dedim ki gözün sürmelidir

Dedi vallahi seni Hint’e kadar sürmelidir

  • Kısmetindir gezdiren yer yer seni

Arşa çıksan akıbet yer yer seni

  • Kalem böyle çalınmıştır yazıma

Yazım kışa uymaz, kışım yazıma

  • Kuyu başında kazan

Var yiğit para kazan

  • Söylerken o sözleri kızardı

Hem hazzeder ah hem kızardı

  • Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç

Bu son faslıdır ey ömrüm nasıl geçersen geç

  • Bülbülün çilesi yanmakmış güle

Ömürler geçiyor ağlaya güle


  1. Ayrık (Yarım) Cinas




  • Cinaslı sözcüklerden biri, iki sözcük halindeyse, buna “yarım cinas” denir.


Ör.

Bir günah için demedim bir gün ah


  • Haylıca vakit oldu

Ben bu derde yanalı

Binme namert atına

Ya mıh düşer ya nalı


  • Nedir can kim anı sen nâzenin canane vermezler

Sana âşık olanlar yoluna cânâ ne vermezler

  • Çay kuru çeşme kuru

Nerde içsin kuzu su

Beni yakıp bitiren



Bir ananın kuzusu

  1. Seci (İçuyak)




  • Düzyazıda kullanılan uyaktır. Divan edebiyatı nesrinde sıkça kullanılmıştır.



Ör.


  • Aşk bir zevktir, onun da başka bir dili var, aşk bir şevktir, onun da ayrı ehli var; aşk bir cûştur, onun da şeydaları var, aşk bir hûruştur, onun da deryaları var.

  • Azmışlara yol gösterici, az isteyene bol gösterici, bilmeyene bildirici, görmeyene gördürücü, halk sarayının kapıcısı, gönül evinin yapıcısı.

  • İlahi! Kabul senden, ret senden, ilahi, şifa senden dert senden. İlahi, gönlüm oduna her ne yaktınsa, ol tüter. İlahi, vücudum bağrına her ne diktinse ol biter.

  • İmam-ı Cafer-i Sadık’tan nakledilir ki ifraz-ı girye beş kişiye münhasırdır: Biri Âdem ki behişt-i firakından nalan idi. Biri Yakup ki Yusuf’un hicretinden giryan idi. Biri Yusuf ki Yakup’un derdinden perişan idi.

  • Ey gözlerimin nuru, ey gönüllerin süruru, başımızın tacı, ehli dilin miracı, gönül hanesinin ziyası, dil hastasının niyazı.

  • Dil sözü kulaklara verir; kalem uzaklara.




  1. İştikak




  • Aynı kökten türeyen sözcükleri bir arada kullanmaya “iştikak” denir.


Ör.

  • Karşısında nice erbab-ı denaat titrer

Hâkim-i mahkeme-i hükm-i cezadır kalemim

  • Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler

  • Kadimsin ukul-i mütekaddimin ve müteahhirin daire-i kıdemine kadem basamaz.

  • Kolay gele bay beygir

Marifet dönmede değil

Döndürendedir

  • Hâlâ o cehalet, o tecahül ve o techil




  1. Akis (Çaprazlama)




  • Bir cümle veya dize içindeki sözleri ters çevirerek söylemeye “akis” denir.


Ör.

  • Her inişin bir yokuşu, her yokuşun bir inişi vardır.

  • Yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemeli.

  • Didem ruhu gözler, gözler ruhunu didem

Kıblem olalı kaşın, kaşın olalı kıblem

  • Utandım ağlayarak, ağladım utanmayarak.

  • Ayaklar oldu baş, başlar ayak oldu.

  • Mümkün değil Hüda’yı bilmek de bilmemek de

Bilmek de bilmemek de mümkün değil Hüda’yı

  • Şiddet kanı, kan şiddeti besler.

  • Şiirlerin akşamında şehir, şehirlerin akşamında şiir var.



  1. Akrostiş




  • Bir şiirdeki dizelerin ilk harflerinin yukarıdan aşağıya doğru anlamlı bir sözcük oluşturmasına “akrostiş” denir.


Ör.

  • Var olan bir sen bir ben bir de bu bahar

Elden ne gelir ki? Güzelsin gençliğin var.

Dünyada aşkımız ölüm gibi mukaddes

İnan ki bir daha geri gelmez bu günler

Âlemde bu andır, bize dost esen rüzgâr


  • Rüyada mıyım yoksa uyanık mı bilemem

Istıraplı kalbim başkasını sever mi bilmem

Zalim olma anla beni senden gayrısını sevemem

Anla beni anla, senden başkasını sevemem


  1. Lebdeğmez (Dudakdeğmez)




  • İçinde “b, m, v, p, f” gibi dudak ünsüzleri bulunmayan sözcüklerle yazılan şiirlere “lebdeğmez” denir.


Ör.

  • Âşıklar söylenen sözden alırsa

İnsanlar içinde hastan ayrılır

Hakikat dersini özden alırsa

Yaratan Tanrı’ya destan sayılır


  1. Kalp




  • Bir sözcüğün seslerinin yerini değiştirerek yapılan sanattır.


Ör.

  • Gazeteci kız yine bir olay duyar

Sisli bir sonbahar akşama yola çıkar



  1. Aliterasyon




  • Bir şiirde ahenk yaratmak için ses ya da hecenin yinelenmesine “aliterasyon” denir.



Ör.

  • Sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasındayım.

  • Cinayeti kör bir kayıkçı gördü

Ben gördüm, kulaklarım gördü

Vapur kudurdu, deniz gibi böğürdü



Hiçbiriniz orada yoktunuz

  • Dest bus-ı arzusuyla ölürsem dostlar

Kuzen eylen toprağım sunun anınla yâre su


  1. Nida (Sesleniş)




  • Sanatçının coşku ve heyecan sonucu olay ve varlıklara seslenmesine “nida” denir.


Ör.

  • Ey, seğiren yollar!

Ey, çağıran yollar








Yüklə 154,12 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin