Herkes bu fikri beğenip yollar aradılar. Mümkün olup bir yol buldullar. Bir demirci: "Ben bir yer gördüm, orada demir madeni var, ymnedenin ki bir kattır. Eğer onu eritirsek yol buluruz" dedi. O yeri gidip gördüler, demircinin sözünü uygun buldular.
Millete odun ve kömür vergisi saldılar. Herkes vergisini getirdi. Bir sıra odun, bir sıra kömür olmak üzere dağın böğründeki çatlağa yığdılar. Dağın tepe ve diğer yanlarına da odun ve kömür yığdıktan sonra deriden yetmiş körük yapıp yetmiş yere kurdular. Ateşleyip hepsi birden körüklediler.
Tanrı 'nin kudretiyle demir eriyip yüklü bir deve geçecek kadar bir yol açıldı. O ayı, o günü, o saati ezberleyip dışarı çıktılar. İşte o gün Moğol(Türk)larca bayram sayıldı. O vakitten beri bu gün Moğol(Türk)ler bayram yaparlar. O gün bir demir parçasını ateşte kızdırırlar. Demir kıpkırmızı olunca evvela han bir kıskaç ile demiri örsün üstüne kor ve çekiçle vurur. Ondan sonra bütün beğler de aynen yaparlar. Bu güne çok itibar edip: "Zindandan çıkıp ata yurduna geldiğiniz gün " derler.
66
Ergene Kon'dan çıktıkları zaman Moğol(Türk)lerin padişahı Kıyan neslinden Kurlas boyundan Korte Çine idi. Bütün kabilelere elçiler göndererek Ergene Kon'dan çıkıp geldiğini bildirdi. Kabilelerin bazısı memnun oldu, bazısı memnun olmadı. Özellikle Tatarlar bunların üzerlerine yürüdüler. Saf bağlandı, savaş oldu. Moğol(Türk)lar galip gelip Tatarların büyüklerini kılıçtan geçirdiler, küçüklerini esir ettiler. Böylece dört yüz yıldan sonra kanlarını aldılar, mallarını zabt ettiler ve ana yurdunda oturdular.41
4. Kırgız Türklerine Ait MANAS DESTANI
Kırgız ve Kazaklar, Çin hükümdarı Esen Hanın esaretinde iken Yakup Han ile Çıyırdı Hatunun bir çocuğu olur, adını Manas koyarlar. Manas daha
beşikte iken konuşur, on yaşında usta bir binici ve silahşor, on dört yaşında
da yenilmez bir bahadır olur. Manas'ın en büyük ideali "milletini esaretten kurtarmak ve islamiyeti yaymaktır." Bu uğurda birçok savaşlar yapar.
Manas. Kanıkey ile evlenir. Bu evlilikten Semetey doğar. Bir müddet sonra Manas hile ile zehirlenerek öldürülür, fakat Allah onu islamı yayması için tekrar diriltir. Manas mücadelesine kaldığı yerden devam eder. Bir savaşta şehit düşer. Oğlu Semetey babasının mücadelesini devralır ve Kırgızları zaferden zafere koşturur. Kırgız Türkleri sonunda rahat bir hayat sürerler.42
Kalmuk Hanın oğlu Almanbet tahta çıkar. Töre gereği halk Almanbet'in önünde insan kurban etmeye kalkar. Bu töreden nefret eden Almanbet Kıpçak hanına sığınarak îslamiyeti kabul eder.
Manas, Almanbet'in kendisine doğru geldiğini rüyasında görür ve bu rüyasını tefsir ettirmek üzere atına binerek babasının yanına gider.
Sırtı yüksek boynu alçak Bu büyük yürü kulaya Bol yeleli ince ata Bu nam salmış Ak kulaya Hiçbir attan geri kalmayan Altına yuvarlak nal koydurmayan işte Manas bu kulaya bindi Çinli ustaların vaktiyle Zahmetler ile yaptığı Rus ustaların ise Düşüne düşüne yaptığı Kalmuk ustalarının da Türkü söyleyerek yaptığı
67
îçine süngü batınayan
Tüfek saçması geçmeyen
Ak zırhının üst kısmı
İşte bu zırhı giyindi
Kömür yetişmediğinden
Sık orman kullandıkları
Katınağa su yetmediğinden
Pasat çayı kullanıldı
Törpüler iyi olmadığından
Otuz törpü kullanıldı
Kış vaktine kalınca
Kav île bumbarı
Anınla gelip böldüğü
Yaz vaktin kalınca
Kök çimene yaydığı
Çok kuvvetli dursun diye
insanın kanından
Su katılmış olanlar
Sivrisinek hortumu ile
Manas gördüğü rüyayı Acı Beye şöyle anlatır.
Ak kulaya binmiştim ben Uykuda rüya görürken ben Köpeği yediriyordum ben Bir elimde bir şahin Bir sefere çıkmıştım! Elimde bir şahin vardı. Ben şahini uçurunca Birçok kanatlı hayvanlar Ayağıma kapandı öldü. Bu ne demek olsa gerek. Ak köpek arkamda idi, Köpeği salıverince Dört ayaklı canavarlar Ayağıma kapandı, öldü Bu ne demek olsa gerek Acı Bey rüyayı şöyle tabir eder Aladağı aşmam Töröm
68
ili suyunu geçmem Töröm Hikmet diyip söz söyleyeyim Doğru sözler söyleyeyim Ak köpeğim yedisin Ak doğanım tutuşun Bu sefere çıkışın Elindeki ak doğan Ak doğanı uçurman Birçok kanatlı hayvanın Ayağına kapanı? ölüşü Atası ile atan denk Duası ile duan denk birisi Er Hanın aziz oğlu Gelip sende kalacak Arkandaki ak tazıyı Salıverdiğin zaman sen Dört ayaklı canavarların Ayağına kapanıp ölüşü! Baban il babası denk Duan ile duası denk birisi Ey hanın aziz oğlu Gelip sende kalacak! Rüyanı doğru yordumsa Hacı Beyi yanına al Rüyanı yanlış yordumsa Hacı Beyin başını al Hacı Bey keskin sözü ile Rüyanı iyi bildi mi?
Manas, Alman Bet'in alacağı duruma göre, dost olmak veya savaşmak üzere, hazırlıklı gider. Bu münasebetle sürüsünden en iyi atları seçtirir:
Gölde pek çok at duruyor,
Bu at sürüsü içinde
Babasının duası
1yi niyetle yaratıldı
Tayı ile tohumu
Kambar boz aygır sürüsünden
îkisini alıp geliniz.
Babam Yakup Beyin
On iki kulaç ipile
69
Atları bağlatıp getirin
Ay biçimi nalı varsa
Götürüp birini salıverin
Öbürünü alıp getiriniz.
Altmış kula öldürerek
Yem verdiğimiz Tay-burulu
Bu Tay-burulu beraber götür
Kaburgası iğri büğrü kara dağ var
Gidin, han oraya çadırın dikmiş mi, bitiniz
îçerisi iğri büğrü kaynaktır
Oraya halkı konmuşsa tütünüz,
Yağız atımı alalım
Tavşan yanaklı, törpü dişli,
Gök alacayı alalım.
Koşarken topraklar saçan,
Kadife saçları olan
Koyonbosu da alalım,
Kalkamanın yağız atını
Halkın elinden alalım
Tokomonun doru atını
Halkın elinden alalım
Ön ayak bozulmasın diye
Al bezden yular takın
Sırtı yara olmasın diye
Kaplan postu yaptırdık.
Bu san alacayı alalım
îyi sözler söylenirse
Cenge hacet kalmaz hiç,
Fena sözler söylenirse
Hemen savaşa başlarız
Alman Bet, Manas ile dost olur. Bu sefer ikisi Kökçö'ye hücum ederler. îki müthiş kahramanın kendisini öldüreceğinden korkan Kökçö, Manas'la anlaşmak için, at sürülerini paylaşmayı teklif eder:
Aldığın at altı sürüdür
Dür, onları paylaşalım
İkimiz yan alalım
Yedi at aldın sen
Dür onları paylaşalım
İkimiz yan alalım
70
Doksan doru yürük var Onların hepsini sen al Altmış yürük daha vardır Ak sakallı baban alsın Yetmiş ala yürük daha var Bunlar da senin olsunlar Onu da hep senin olsun
Fakat Manas, tıpkı Oğuz Kağan gibi, dünyaya tek başına hakim olmak ihtirasındadır. Kökçü'ye şöyle cevap verir:
îkimizden biri yaşayıp Öbürü şimdi ölmeli Ben senin fikrinde değilim, Barışmağı düşünemem Malı paylaşmak istemem.
Bunun üzerine Kökçö kızarak şöyle der:
Sana bir şey vermem Kuvvetliysen hepsini al Alamazsan köpek gibi geber kal. Mal için ölen köpek Manas, Mal için ikimiz de geberelim On iki kurşun dayanır Ateşler saçan tüfengimi Al eline ben vereyim İki avuç kurşun al koy Bir ölçü de saçma koy Ak göğsümü bir el kadar Açıp sana hazırlayım Tüfengin ile çek de vur Vurup öldürebilirsen Sürülerimi al götür Fakat beni öldüremezsen Bu hakarete katlanmam
Manas karşı koymaya mukabele eder:
Senden artık korkum yoktur. Vuruşalım, vuruşalım. Tüfek atışalım, atışalım. Güreşelim, güreşelim.
71
Ölene kadar boğuşalım. Titfeng ile vuracağım. Kılınç ile vuracağım.
Ve iki kahraman kapışırlar: Bir yerde Manas şöyle der:
Ak kulanın ağzını yararım Baca deliğinin kapağını Mızrağımla delerim Kapının üst tarafını Kılıcımla keserim ben. Taştan yapılmış burcu ben Topraklara sererim hep. Kumdan yapılmış buru ben Uçuruma çeviririm Başı sorguçlu kızları Ganimet alırım ben Bileklerinden tutarım Atımın ardına alırım.
b.Yazılı Eserler
1. Yenisey Kitabeleri
Yenisey Bengü taşları, Kırgızların hakim olduğu bölgelerde bulunduğu için genellikle Kırgızlara ait olarak kabul edilmektedir. Fakat üçüncü Tuba bengü taşında
"Ben Türgiş ili içinde beğim." Birinci Bank bengü taşında
"Altı Oğuz boyundan on üç yaşımda ayrıldım." îbarelerinin geçmesi. sayısı elliyi aşkın olan bu taşların Yenisey bölgesinde yaşayan değişik Türk boylarına ait olduklarını düşündürmektedir.
Hiçbirinin dikiliş tarihi belli değildir. Taşlardaki yazının Orhun Abidelerine göre daha gayrı muntazam oluşu; bazı araştırıcıları, bunların daha ilkel, dolayısıyla daha eski oldukları fikrine götürmüştür. Buna göre Yenisey bengü taşlarının 7., 6. Hatta 5. yüzyıllara ait olabileceği düşünülmüştür. Son zamanlarda bazı araştırıcılar, filolojik sebeplere dayanarak bengü taşların 8., 9. yüzyıllara ait olduklarını benimsemişlerdir.
Genellikle mezar taşı olarak dikilmiş bulunan Yenisey bengü taşları bulundukları yerlere göre iki grupta toplanmaktadır: Abakan ve Tuva.
a. Abakan bölgesindeki bengü taşlar şunlardır: Kara Üs, Ak Üs, Taş 0-ba, Yenisey-Tes, Tuba (2 tane), Minusinsk, Uybak (5 tane), Açura, Yenisey-Oya, Altın Kol (2 tane), Abakan ve Ozaçennaya.
72
b. Tuva bölgesindeki bengü taşlar da şunlardır: Uyuk-Tarlag, Uyuk-Turan, Uyuk-Arhan, Begire, Kemçik, Çırgakı, Kemçik-Kayabası, Ça Kol (11 tane), Ulug Kem-Köl Kem, Bank (4 tane), Kezilig-kobu, Tele, Ulug Kem-Ottuk Taş, Kızıl Çıra (2 tane), Ulug Kem-Kara Su, Eleğe, Tuva (3 tane).
Bu taşların bazıları birkaç kelimelik, çoğu 5-10 satırlıktır, îçlerinde 10 satırı geçenleri de vardır.
Yenisey bengü taşları yalın, abartısız bir dille yazılmıştır. Çoğunlukla yazı sahibinin kendi ağzından kısa hal tercümesini ve aile efradına, akrabalarına, arkadaşlarına, hükümdarına, ülkesine ve milletine doyamadan bu dünyadan ayrıldığını anlattığı kitabelerde oldukça samimi bir ifade vardır.
Moğolistan'da son zamanlarda bulunan, muhtemelen göktürk ve Uygur dönemlerine ait olan, fakat tarihleri belirlenemeyen daha başka taş ve kayalar vardır. Bunların başlıcaları Aru-Han, Akbaş Dağı (3 tane), Hentey (2 tane-.. beger, kutuk-ula, Yamanı-Us ve Ulankum yazıtlarıdır. Bunlar çoğun-
MaLa 1-5 satırlık metinlerdir.
Çeşitli eşyalarda da göktürk harfli metinlere rastlanmaktadır. Birinin üzerinde "kadınk agırçak" (bükülen iğ) yazılı iki iğ tekerleği Baykal Gölö'ndeki Olhon adasında bulunmuştur. Paralar, mühürler, aynalar, gümüş maşrapalar, kemer tokaları ve çeşitli eşyalar üzerinde de göktürk yazısıyla bir iki kelimelik metinler vardır.
Gerek Moğolistan, gerek Yenisey bölgesinde ve hatta Kazakistan'da sürekli olarak yeni yazıtlar bulunmaktadır. göktürk harfli irili ufaklı metinlerin sayısı bugün 250'yi aşmıştır. Bunların bir kısmı yayımlanmış, bir kısmı ise henüz yayımlanmamıştır.43 Bunlar ve ileride bulunacak belgeler yayınlanınca, geçmiş için daha reel bilgiler elde edileceği bir gerçektir.
2. Göktürk Kitabeleri
Türk adinin, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe... ilk Türk tarihi... Taşlar üzerine yazılmış tarih... Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi, milletle hesaplaşması... Devlet ve milletin karşılıklı vazifeleri... Türk nizaminin, Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün büyük vesikası, Türk askerî dehasının, Türk askerlik sanatının esasları... Türk gururunun ilahî yüksekliği... Türk feragat ve faziletinin büyük örneği... Türk sosyal hayatinin ulvî tablosu... Türk edebiyatının ilk şaheseri... 44 ifadeleri Göktürk Kitabelerini vasıflandıracak yüzlerce sözden birkaç tanesidir.
Orhun Abideleri, Göktürk Yazıtları gibi adlarla da anılan bu kitabeler, Göktürkler devrinden kalmıştır. Göktürkler Milattan sonra 6-8. yüzyıllar
73
arasında hüküm sürmüşlerdir. Bunun Kağan 552 tarihinde Avarların hakimiyetine son vererek Göktürk devletini kurdu. Doğu kısmını kendi idaresinde tutarken batı kısmını da kardeşi İstemi Kağana bıraktı, istemi Kağan 576 yılına kadar Bumin Kağana. bağlı olarak hüküm sürdü.
Bumin Kağan, Göktürk hakimiyetini kurduğu yıllarda öldü. Sırasıyla üç oğlu hakanlık yaptı. Daha sonra Çin entrikaları sonucunda ülkenin doğu kısımları Çin hakimiyetine geçti. Bu esaret hayatı fazla sürmedi, Kutlug Kağan veya daha sonraki adıyla îlteriş Kağan Çin hakimiyetine son vererek 680-682 yılları arasında devleti yeniden toparladı. 691 yılında ölünce devlet idaresini kardeşi Kapgan Kağan aldı. îlteriş Kağanın Bilge ve Kül Tigin adında iki oğlu vardı. Babalarının ölümünde bunlar 7, 8 yaşlarında bulunuyorlardı. Amcalarının 716 yılında ölümüyle devlet idaresini tekrar ele geçirdiler. Vezir Tonyukuk'un da yardımıyla devleti güçlendirdiler. 731'de Kül Tigin, 734'te Bilge Kağan öldü. 745 yılında da Uygurlar Göktürk hakimiyetine son verdiler.
Göktürk Kitabeleri işte bu hanedan dönemine aittir. Kültigin Abidesi 732'de Bilge Kağan tarafından. Bilge Kağan Abidesi 735'te oğlu tarafından, Tonyukuk Abidesi (iki taş halinde) de 720-725 yıllarında bizzat kendi tarafından diktirilmiştir.
Türklerin millî alfabesi ile kazınmış bu kitabelerden bilim alemi uzun zaman habersiz yaşamıştır. Danimarkalı Thomsen'in 1893 yılında taşlardaki yazıyı çözmesiyle bilim dünyası heyecanlanmış, bu yazı üzerinde pek çok çalışma başlatılmıştır. Türk kültürü, Türk Dili ve Türk tarihi açısından büyük bir gelişmenin de başlangıcı olmuştur. Çünkü Göktürk Kitabeleri, bir noktada şahlanış ve birkaç boy'un kayboluşunun üzüntüsü ve Türk milliyetciliğinin ilk şahlanış belgesidir.
Kül Tigin Abidesi
Güney Cephesi
Tengri teg tenride bolmış Türk Bilge Kağan bu ödke olurtum. Sabımın tüketi eşidgil. Ulayu ini yigünüm oğlanım biriki oguşum budunum biriye şadpıt begler yinya tarkat buyruk begler otuz Tatar... Tokuz Oğuz begleri buduni bu sabımın edgüti eşid katigdı tınla:
îlgerü kün togsıkka birigerü kün ortusingaru kungaru kün batsıkınga yingaru tün ortusingaru anda içreki budun kop manga korur. Bunca budun kop manga korur. Bunca budun kop itdim. Ol amti anyigyok. Türk Kağan Ötüken yıs olursar ilte bung yok.
Rgerü Şantung yazıka tegi süledim, taluyka kiçig tegmedim. Birigerü Tokuz, Ersinke tegi süledim, Tüpütge kiçig tegmedim. Kungaru Yinçü ögüz keçe Temir Kapigka tegi süledim. Yingaru Yir
74
Bayırku tegi süledim. Bunca yirke tegi yontdun. Ötüken yışda yig idi yok ermiş, il tutsık yir Ötüken yış ermiş.
Bu yirde olurup Tabgaç budun birle tüzültüm. Altn kümüş işgiti kutay bungsuz anca birür. Tabgaç budun sabi süçig ağışı yımşak ermiş. Süçig sabın yımşak ağın anıp ırak budunig anca yagutir ermiş. Yaguru kondukda kisre anyig bilig anda öyür ermiş. Edgü bilge kişig edgü alp kişig yontmaz ermiş. Bir kişi yangılsar oguşi buduni bişükinge tegi hdmaz ermiş. Süçig sabınga yımşak agısınga arturup öküş Türk budun öltüg. Türk budun ölsiking Biriye Çogay yış Tögültün yazı hanayın tiser Türk budun ölsikig.
Günümüz Türkçesiyle
Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı bu zamanda oturdum. Sözümü tamamıyla işit. Bilhassa küçük kardeş yeğenim, oğlum bütün soyum, milletim, güneydeki Şadpıt beyleri. Otuz Tatar... Dokuz Oğuz beyleri, milleti! Bu sözümü iyice işit, adamakıllı dinle!
Doğuda gün doğusuna. Güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar, onun içindeki millet hep bana tabidir. Bunca milleti hep düzene soktum. O şimdi kötü değildir. Türk kağanı Ötüken ormanında otursa ilde sıkıntı yoktur.
Doğuda Şantung ovasına kadar ordu sevk ettim, denize ulaşma-ma az kaldı. Güneyde Dokuz Ersin'e kadar ordu sevk ettim, Tibet'e ulaşmama az kaldı. Batıda înci nehrini geçerek Demir Kapı'ya kadar ordu sevk ettim. Kuzeyde Yir Bayırku yerine kadar ordu sevk ettim. Bunca yere kadar yürüttüm. Ötüken ormanından daha iyisi hiç yokmuş, îl tutacak yer Ötüken ormanı imiş.
Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği, ipekliyi sıkıntısız, öylece veriyor.
Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştımı? konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş, îyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yüriltmezmiş. Bir insan yanılsa, kabi-lesi milleti, akrabasına kadar banndırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok Türk milleti öldürmüş Türk milleti öleceksin! Güneyde Çogay ormanına, Tögültün ovasına konayım dersen Türk milleti öleceksin!45
75
3. Uygur Metinleri
Günümüze kadar gelen en eski Türk şiiri örnekleri Doğu Türkistan'da yazıya geçirilmiş Maniheist ve Budist Uygur kültür çevrelerinde oluşan eserlerde bulunmaktadır.
Bunların en eskileri de Maniheist kültür çevrelerinde oluşanlardır. Çünkü Uygurlar Maniheizmi Doğu Türkistan'a gelip yerleşmeden önce daha Moğolistan'da kabul etmişlerdi. Moğolistan'daki Uygur devletinin (744-840) üçüncü hükümdarı Bögü Kağan (759-779) 762 yılında Mani dinini kabul etmiş ve Maniheizm Uygurlar arasında kısa sürede yayılmıştı. Bu yeni dinle birlikte dinî mahiyette bir edebiyatın oluşmasında tabiî idi. Uygurlar muhtemelen Moğolistan'da oluşan bu edebî eserlerini Doğu Türkistan'a göçleri esnasında da taşımışlardı. Maniheist çevrelere ait Türkistan'da bulunan el yazmalarının bir kısmı muhtemelen bu yolla Türkistan'a gelmişti. Türkistan'da bulunan bu eserler Uygur harfleriyle olup önemli bir kısmı Soğdca 'dan ve öbür İran dillerinden çevrilmiş dinî metinler, tövbe duaları ve hikayelerden oluşmaktadır. Bunlar arasında önemli sayıda manzum dua ve ilahilerle din dışı sayılabilecek bir aşk şiiri de bulunmaktadır.
Maniheist Uygurlardan kalan sekiz adet şiirin üçü ilahi, ikisi övgü, biri ölüm, biri cehennem tasviri, biri de aşk şiiridir.46 Bu döneme ait adı bilinen şairler: Apnnçor Tigin, Kül Tarkan, Sıngku Seli Tutung'dw
Almanya'da Göttingen Üniversitesi Öğretim üyesi Prof.Dr. Klaus Röhrbom, 'Deutsche-Ujgurische Wörterbuch' adlı önemli bir çalışma başlatmıştır. Bugüne kadar 9 ciltlik Sözlük çıkmıştır. Gönül ister ki, bu çalışma en kısa zamanda bitmelidir.
Şimdi bu metinlerden birkaç örnek vermeye çalışalım.
İlahî Günümüz Türkçesiyle
Tang tengri kelti Tan tannsı geldi Tang tengri özi kelti Tan tannsı kendi geldi Tang tengri kelti Tan tannsı geldi Tang tengri özi kelti Tan tannsı kendi geldi Turunglar kamag begler kodoşlar Kalkınız bütün beyler, kardeşler Teng tengrig ögelim Tan tannsını övelîm
Gören güneş tannsı Siz bizi koruyun Görünen ay tannsı Siz bizi kurtarın
Körügme kün tengri Siz bizni küzedin Körünügme ay tengri Siz bizni kurtarıng
46 Tekin, Talat, "İslam Öncesi Türk Şiiri', Türk Şiiri Özel sayısı I, Türk Dili, Sayı 404, Ocak 1986. s. 7-8.
76
Tang tengri Yıdlıg yıpariig Yaruklug yaşuklug Tang tengri Tang Tenri47
Tang tengri Yıdlıg yıparlıg Yaruklug yaşuklug Tang tengri Tang tengri
Tantannsı
Güzel kokulu, mis kokulu
Parlak ve nurlu
Tan tannsı (5 kez)
Tan tannsı (5 kez)
Tan tannsı
Güzel kokulu, mis kokulu
Parlak ve nurlu
Tantannsı
Tan tannsı
Günümüz Türkçesiyle
Aşk Şiiri
AJ;':c;? amrak A":^---' :':-kiefn
Kasınç ı g'.'r.: n oyu kadgurur men Kadgurdukça kajı körtlem Kavışigsayur men
Öz amrakımın öyür men Oyu evirür men ödü... çün Öz amrakımın öpügseyür men
Barayın tiser baç amrakım Baru yime umaz men Bagirsakım
Kireyin tiser kiçigkiem Kirü yime umaz men Kin yıpar yıdlıgım
Yaruk tenriler yarlıkazın Yavaşım birle Yakışıpan adrılmalım
Emsalsiz sevgili Sevgili canım
Yavuklumu düşünü? hasret çekiyorum Hasret çektikçe kaşı güzelim Kavuşmak istiyorum
Öz sevgilimi düşünüyorum Düşünüp düşünüp durdukça Sevgilimi öpmek istiyorum
Gideyim desem güzel sevgilim Gidemiyorum da;
Merhametlim
Gireyim desem küçücüğüm Giremiyorum da;
Anber, misk kokulum
Nurlu tanniar buyursun Yumuşak huylum ile Birleşerek bir daha aynimayahm
Güçlü melekler güç versin
Küçlüg priştiler küç birzün Közi karam birle Külüşüpen oturalım.48
Gözü karam ile
Güle güle oturalım (Apnnçor Tigin)
Budist Uygur şiiri 9-13. yüzyıllan kapsar. Budist Uygurlardan kalan manzum eserlerin sayısı Maniheist Uygurlara ait şiirlere oranla daha fazladır. Budist Uygur şiirlerinin tamamı dinî eserlerdir. Bunların büyük bir kısmı Budizmi öğretmek gayesinde olduğu için şiiriyetten uzak didaktik mahiyettedır. Pek azında şiir zevki yakalanabilmiştir. Bu eserlerde adları geçen belli başlı şairler şunlardır Kiki (Kiki Şişi), Pratya Şiri, Çinaşiri, Çisuin Tutung, Asıg Tutung, An-Tsung, Kalım Keyşi, Şingsun Şila'du.49
Budist Uygur muhitinde oluşan ve şiiriyet özelliği taşıyan tek manzumeden bahsetmiştik. Bu manzumeyi aşağıya alıyoruz:
Adkaşu turur kat kat tagta
Amil aglak aranyadanta
Artuç söğüt altımnta
Akar suvlukta
Amrançigın uçdaçı kuşkıalar
Tirinlik kuvragilkta
Adkagsızın mengi tegingülük ol
Anı teg orunlarla
iç tering kat bük tagta
îrteki söki aranyadanta
idiz tikim kayalık basguklug erip
îdi tikisizte
İmirt çogurt söğüt arasınta
inçgekie suv kıdigında
îlinmeksizin ayan olurgulug ol
Anı teg orunlarla
Sengir bulung tering tagta
Seviglig aranyadanta
Sermeli? akar suvlug erip
Sep sem oğlakta
Sekiz türlüg yiiller öze tepremetin
Serilip anta
Sere yalnguzın nom mengisin tegingülüg ol
Anı teg orunlarla
Kökerip turur körlüg tagta
Köngül yaraşı aglak orunla
Kop yigi telim sögütlüg erip
Köpirip turur kölmen suvlukta
Köz başlap kaçigların yıgınıp
Közünmiş bililmisçe orunlarla
Küsençigsizin mengi tegingülüg ol
Anı teg orunlarla50
78
Günümüz Türkçesiyle
Birbirlerine bağh duran kat kat dağlarda Sakin ve tenha Aranyadan'da Ardıç ağaçları altında Akar sular boyunda Sevinç içinde uçuşan kuşçuklaron Toplandıkları, bir araya geldikleri yerde Hiçbir şeye bağlanmadan, huzura kavuşmalı îşte öyle yer yerde
îç içe, derin, kat kat, kıvrım kıvrım dağlarda
Eski kadim Aranyadan'da
Yüksek, yekpare kayalıkların baskısı altında
Tam bir sessizlik içinde
imin, çoğurt ağaçları arasında
İncecik suların kıyısında
Hiçbir şeye ilinmeden, dhyana'ya dalmalı
îşte öyle yeryerde
Derin dağların köşesinde, eteğinde
Sevimli Aranyadan'da
Süzülüp akan sular arasında
ip ıssız bir tenhalıkta
Sekiz türlü yel ile kımıldanmadan
Orada sükun içinde
Sabırla, yalnızca töre huzurunu tatınalı
îşte öyle yeryerde
Göğerip duran güzel dağlarda
Gönlün hoşlandığı tenha yerlerde
Kesif, sık söğütlükler içinde
Kaynayıp köpüren göller arasında
Başta göz olmak üzere, bütün hasselerden sıyrılıp
Her şeyin göründüğü, bilindiği gibi olduğu yerde
Hiçbir arzu beslemeden, huzur tatınalı
îşte öyle yer yerde
c. Eski Türk Şiirinde Türler
1. Koşug
Koşug; "nazım, manzum parça, şiir, beyt, kaside.. vb'leri" şiir kavramlarını karşılayan bu kelimenin kökü: "kös- "fiilidir. Kaşgarlı'da bu fiil, "koymak, katmak ve bilhassa Türkü düzmek" şeklindedir. Böylece Koşuk,
79
bazı Türk lügatlarında; " şiir. nazmı, beyit;"51 "iki mısralı nazım, beyit;"52 "şiir kaside";53 "bir nevi raks;"5* "Şarkı, oynarhen söylenen koşma;"55 "kaç mısradan meydana gelirse gelsin, kendi başına bir bütünü meydana getiren nazımlı parça;"56 "Islamdan önceki Türk şiirinin yiğitlik, aşk ve tabiat temaları üzerine söylenmiş şiirlerin genel adı"57 olarak tanımlayabiliriz.
Demek ki Koşuk kelimesi açık bir şekilde "şiir, kaside...vb" anlamlarıyla kullanılmıştır. Hece vezni ve dörtlüklerle söylenmektedir.58 Kafiye düzeni; aaab/cccb/dddb şeklindedir.
Terken Kotun kutinga tegür mindin koşug
Aygıt sizin tapugçı ötnür yonga tapug
Günümüz Türkçesiyle: Sultan hanım saadetlerim benden koşma'sun ve de ki, hizmetkarınız sizden yeni hizmetler bekler.59
2. Kojan
Altay Türkçesinde kojon biçiminde söylenen bu kavram şarkı, türkü demektir. Bu kavramla ilgili olarak Altay Türkçesinde kojan söyleyenler kojoncı, şarkı söylemek için de kojon aytmak, kojondamak denilmektedir.60 Bu kavramın kös- fiili ile ilgisi açıktır. Yalnızca bir söyleyiş farkıyla Altay Türkçesinde kojan biçimini almıştır.
Dostları ilə paylaş: |