Türk ticaret kanunu (1)(2) Kanun Numarası : 6762



Yüklə 4,55 Mb.
səhifə4/36
tarix01.08.2018
ölçüsü4,55 Mb.
#65036
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   36

velenin mevzuu ve şartlarını, hususiyle, emtia, veya kıymetli evrak alım satım-

larında bunların nev`ini, miktarını, fiyatını ve teslim zamanını gösteren ve

kendi imzasını taşıyan bir bordro vermeye mecburdur.

2. Taraflarca imzası:


Madde 102 - Derhal yerine getirilmesi kararlaştırılmış olmıyan muameleler

hakkında bordrolar taraflara imza ettirilmek, taraflardan her birine diğer ta-

tarafın imzasını taşıyan bordro verilmek lazımdır. Taraflardan biri bordroyu

kabul veya imza etmekten çekinirse, tellal derhal diğer tarafa keyfiyeti ihbarla

mükelleftir.

Tellal tarafların bodroya koymuş oldukları imzaların sıhhatinden mesuldür.

Ticari senetlerin alım ve satımına aracılıkta bulunan tellal bu senetleri satana

ait olan imzanın sıhhatinden dahi mesuldür.

3. Diğer tarafın sonradan bildirilmesi:


Madde 103 - Diğer tarafın sonradan bildirileceği kaydını ihtiva eden bir

bordroyu kabul eden kimse, meçhul kalan taraf sonradan kendisine bildirilince,

ona karşı haklı bir itirazda bulunmazsa, o mukavele ile ilzam olunur. Bordroda

gösterilmemiş olan tarafın kim olduğu mahalli teamüle, böyle bir teamül yoksa

halin gereğine göre uygun bir müddet içinde bildirilir.

Bordroda gösterilmemiş olan taraf müddeti içinde bildirilmez veya bildirilip

de aleyhine haklı bir itiraz ileri sürülürse, bordroyu kabul etmiş olan taraf,

mukavelenin yerine getirilmesini bizzat tellaldan istiyebilir. Şu kadar ki tel-

lalın müracaatı üzerine mukavelenin ifasını derhal istemezse artık davası din-

lenmez. Mukaveleyi bizzat yerine getiren tellal, taraf sayılır ve diğer tarafa

karşı akdin hak ve borçları kendisine ait olur.

II - Nümunenin saklanması:

Madde 104 - Tellal kendi vasıtasiyle nümune üzerine satılan emtiadan her bi-

rinin tevdi olunan nümunesini, malın vasıflarına itiraz edilmeksizin kabulüne

veya muamelenin diğer suretle bitirilmesine kadar saklamakla mükelleftir.

Taraflar nümunenin saklanmasından açık olarak vazgeçer veya emtianın nev`ine

göre mahalli teamül gereğince buna lüzum olmazsa tellal, tevdi edilen nümuneyi

saklamaya mecbur değildir.

Tellal ilerde delil olarak kullanmak üzere, tevdi edilen nümuneye hususi bir

işaret koymaya ve ticari teamülün icabından ise bu işareti taraflara imza ettir-

meye mecburdur.

III - Kabza salahiyetsizlik:

Madde 105 - Tellal, bedeli tahsile veya mukavelede gösterilen sair şeyleri

teslim almaya salahiyetli sayılmaz.

IV-Ücret:

1. İstemek hakkı ve müruruzaman:

Madde 106 - Muamele yapılınca veya mukavele bir şarta bağlı ise şart tahak-

kuk edince bordroyu vermiş olan tellal ücretini istemek hakkını haizdir.

Bu hak muamelenin yapıldığı günden itibaren bir yıl geçince müruruzamana uğ-

rar. Eğer mukavele yapılmaz veya talik olunduğu şart tahakkuk etmezse, tellal,

bu işteki teşebbüslerinden dolayı ücret isteyemez.

2. Miktarı:

Madde 107 - Ücretin miktarı, mukavele ve tarifelere ve bunlar yoksa mahal-

lindeki ticari teamüle göre tayin olunur.

3. Borçlu:


Madde 108 - Tellal ücretini hangi tarafın ödiyeceği mukavele veya kanun ile

tayin edilmemiş ise, mahallindeki ticari teamül nazara alınır; bu da yoksa ta-

raflar bu ücreti yarı yarıya öderler.

4. Masraflar:

Madde 109 - Tellal tarafından yapılacak masrafların ödenmesi kararlaştırıl-

mışsa muamele bitirilmese bile, bu masraflar istenebilir.

5. Hakkın düşmesi:


Madde 110 - Tarafsızlığı ihlal edecek derecede akıdlerden birini iltizam

eden veya hüsniniyet kaidelerine aykırı mahiyette bunların birinden kendisine

menfaat temin eden tellalın, ücret ve masrafları istemek hakkı kalmaz.

V - Yevmiye defteri:

1. Tutma mükellefiyeti:


Madde 111 - Tellal, kendi aracılığı ile yapılan muameleleri bir yevmiye

defterine günü gününe yazmaya mecburdur. Kayıtların tarih sırasiyle yapılması ve

101 inci maddede yazılı hususları ihtiva etmesi lazımdır.

Her kayıt, günü gününe tellal tarafından imza olunur. Ticari defterlerin

tasdikıne, tutulmasına ve saklanmasına dair hükümler tellalın yevmiye defteri

hakkında da caridir.

Tellal, her zaman taraflardan birinin talebi üzerine aracılığını yaptığı

muameleler için yevmiye defterinin o işe ait kısmının bir suretini imzalıyarak

vermeye mecburdur.

2. İbraz mecburiyeti:

Madde 112 - Mahkeme, taraflar arasında çıkan bir davaya ait hususların ispa-

tı için veya diğer her hangi bir dava zımnında bordro, suret ve diğer ispat edi-

ci vesikaların karşılaştırılması maksadiyle yevmiye defterinin ibrazını tellala

emir ve ondan gereken izahları talebedebilir.

3. Mesuliyet:


Madde 113 - Yevmiye defterinin tutulması ve saklanmasiyle ilgili hükümlere

aykırı hareket eden tellal hakkında 67 nci madde hükmü tatbik olunur.

4. Tevdi mükellefiyeti:


Madde 114 - Ölen veya işten çekilen tellalın yevmiye defterleri, bulunduğu

yerin noterine tevdi edilir.

C) Esnaf arasında aracılık:


Madde 115 - Esnaf arasında aracılık yapan kimseler hakkında, bu faslın hü-

kümleri tatbik olunmaz.

SEKİZİNCİ FASIL

Acentelik

A) Umumi olarak:

I - Tarifi:

Madde 116 - Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibi

tabi bir sıfat olmaksızın bir mukaveleye dayanarak muayyen bir yer veya bölge

içinde daimi bir surette ticari bir işletmeyi ilgilendiren akitlerde aracılık

etmeyi veya bunları o işletme adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.

Bu fasılda hüküm bulunmıyan hallerde aracılık eden acenteler hakkında tel-

lallık hükümleri,akit yapan acenteler hakkında komisyon hükümleri ve bunlarda da

hüküm bulunmıyan hallerde vekalet hükümleri tatbik olunur.

II - Tatbik sahası:

Madde 117 - Hususi kanunlardaki hükümler mahfuz olmak üzere bu fasıl hüküm-

leri şunlar hakkında da tatbik olunur:

1. Mukaveleleri yerli veya yabancı bir işletme hesabına ve kendi adına ak-

detmeye daimi olarak salahiyetli bulunanlar,

2. Sigorta mukavelelerinin akdi hususunda aracılık edenler,

3. Türkiye Cumhuriyeti içinde merkez veya şubesi olmıyan ecnebi ticari iş-

letmeleri nam ve hesabına memleket içinde muamelelerde bulunanlar.

III - İnhisar:

Madde 118 - Aksi yazılı olarak kararlaştırılmış olmadıkça, müvekkil, aynı

zamanda ve aynı yer veya bölge içinde aynı ticaret dalı için birden fazla acente

tayin edemiyeceği gibi; acente dahi aynı yer veya bölge içinde, birbirleriyle

rekabette bulunan mütaaddit ticari işletmeler hesabına aracılık yapamaz.

B) Acentenin salahiyetleri:

I - Umumi olarak:

Madde 119 - Acente, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili

her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına

yapmaya ve bunları kabule salahiyetlidir.

Bu gibi mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acente müvekkili namına

dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir.

Bu hükümlere aykırı olan şartlar muteber değildir.

II - Kabza salahiyeti:


Madde 120 - Müvekkilinin hususi ve yazılı muvafakati veya vekaleti olmadan

acente, bizzat teslim etmediği malların bedelini kabza ve bedelini bizzat ödeme-

diği malları teslim almaya mezun olmadığı gibi bu muamelelerden doğan alacağı

tecil veya miktarını tenzil dahi edemez.

III - Akit yapma salahiyeti:


Madde 121 - Hususi ve yazılı bir muvafakat olmadan acente, mütevekkili namı-

na mukavele akdine salahiyetli değildir.

Acentelere müvekkilleri adına akit yapma salahiyetini veren vesikaların

acente tarafından tescil ve ilan ettirilmesi mecburidir.

IV- Salahiyetsizlik:


Madde 122 - Acente, salahiyetli olmaksızın veya salahiyeti sınırlarını aşa-

rak müvekkili namına bir mukavele yaparsa müvekkili mukavelenin akdini haber

alır almaz üçüncü şahsa, akde icazet vermediğini derhal bildirmediği takdirde,

icazet vermiş sayılır.İcazet verilmediği halde acente akitten bizzat mesul olur.

C) Acentenin borçları:

I - Umumi olarak:

Madde 123 - Acente, kendisine bırakılan bölge ve ticaret dalı içinde mukave-

le uyarınca, müvekkilinin işlerini görmeye ve menfaatlerini korumaya mecburdur.

Acente, bilhassa, müvekkili hesabına saklamakta bulunduğu emtia veya eşyaya

arız olan hasarlardan kusursuz olduğunu ispat etmedikçe mesuldür.

II- Haber verme borcu:


Madde 124 - Acente, üçüncü şahısların kabule salahiyetli olduğu beyanlarını,

bölgesindeki piyasanın durum ve şartlarını,müşterilerin mali durumunu ve bu du-

rumda vukubulan değişiklikleri ve yapılan muamalelere mütaallik müvekkilini il-

gilendiren bütün hususları ona vaktinde bildirmeye mecburdur.

Müvekkilin açık talimatı olmıyan meselelerde acente, emir alıncaya kadar mu-

ameleyi geciktirebilir.Şu kadar ki; işin aceleliği müvekkilinden sormaya müsait

olmaz veya acente en faydalı şartlar dairesinde harekete mezun bulunursa basi-

retli bir tacir gibi kendi görüşüne göre muameleyi yapar.

III - Önleyici tedbirler:


Madde 125 - Acente, müvekkili hesabına teslim aldığı eşyanın taşınma sıra-

sında hasara uğradığına dair emareler görecek olursa, müvekkilinin taşıcıya kar-

şı dava hakkını emniyet altına almak üzere hasarı keşfettirmek ve gereken diğer

tedbirleri almak,emtiayı mümkün olduğu kadar muhafaza eylemek veya büsbütün te-

lef olması tehlikesi varsa, Borçlar Kanununun 92 inci maddesi gereğince salahi-

yetli mahkemenin izniyle sattırmak ve gecikmeksizin keyfiyeti müvekkiline haber

vermekle mükelleftir.Aksi takdirde ihmali yüzünden doğacak zararı tazmine mecbur

olur.

Satılmak üzere acenteye gönderilen emtia çabuk bozulacak cinsten olur veya



değerini düşürecek değişikliklere maruz bulunur ve müvekkilden sormaya vakit mü-

sait olmaz veya müvekkil izin vermede gecikirse, acenta salahiyetli mahkemenin

izniyle Borçlar Kanununun 92 inci maddesi gereğince bu emtiayı sattırmaya sala-

hiyetli ve müvekkilin menfaatleri bunu gerekli kılıyorsa mecburdur.

IV- Ödeme borcu:

Madde 126 - Acente müvekkiline ait olan paranın gönderilmesi veya teslim

edilmesi lazım geldiği zaman bunu yapmazsa, o andan itibaren faiz ve gerekirse

ayrıca tazminat vermeye mecburdur.

D) Acentenin hakları:

1. Fevkalade masrafların tazmini:


Madde 127 - Acente, işlerini ifa için yaptığı masraflardan ancak fevkalade

masrafların tazminini istiyebilir.

Avanslar hakkında 22 nci madde tatbik olunur.

II - Ücret:

1. Ücrete tabi muameleler:


Madde 128 - Acente fiilen aracılıkta bulunduğu veya akdettiği muamelelerden

ve aracılıkta bulunmamakla beraber bölgesi içindeki şahıslarla müvekkili arasın-

da doğrudan doğruya yapılan ve inhisar dalı içine giren muamelelerden dolayı bir

ücret istemek hakkını haizdir.

Müvekkil, doğrudan doğruya yaptığı muameleleri derhal acenteye bildirmeye

borçludur.

2. Ücrete hak kazanma zamanı:


Madde 129 - Acente, mukavelenin yapıldığı tarihte, mukavele mevzuu bir malın

satınalınması,imal edilmesi veya satılması ise, müvekkilinin malı veya bedeli

yahut onun yerine diğer bir karşılığı aldığı tarihte ücrete hak kazanır. Bu hal-

lerde müvekkile isnadedilebilecek bir sebepten dolayı mukavele yerine getirilme-

miş olsa bile acente ücretin ödenmesini istiyebilir.

Mukavele kısım kısım yerine getirilecekse acente, yerine getirildiği veya

yerine getirilmesi gerektiği nispette ücrete hak kazanır.

3. Ücretin miktarı:

Madde 130 - Mukavelede hüküm bulunmadıkça ücretin miktarı acentenin bulun-

duğu yerdeki ticari teamüle, teamül yoksa halin icabına göre mahkemece tayin

olunur.


4. Ücretin ödeme zamanı:

Madde 131 - Müvekkil,acentenin ücrete hak kazanmış olduğu muamelelere ait

defter kayıtlarının bir suretini hesap cetveli ile birlikte acenteye vermeye

mecburdur.

Acenteye ait alacakların, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, her üç ayda bir

defa ve her halde takvim yılının sonunda veya acentelik mukavelesi sona erdiği

zaman, tesbit edilerek ödenmesi lazımdır.

III- Hapis hakkı:


Madde 132 - Acente, müvekkilindeki bütün alacakları ödeninceye kadar acente-

lik mukavelesi dolayısiyle alıp da gerek kendi yedinde gerek hususi bir sebebe

binaen zilyed olmakta devam eden bir üçüncü şahıs yedinde bulunan menkul şeyler

ve kıymetli evrak ile emtia senedi vasıtasiyle tasarruf edebildiği emtia üzerin-

de hapis hakkına maliktir.

Müvekkile ait mallar acente tarafından mukavele veya kanun icabı satıldığı

takdirde acente satılan malların bedelini ödemekten kaçınma salahiyetini haiz

olur.

Müvekkil aciz halinde bulunduğu takdirde acentanın henüz muaccel olmamış



alacakları hakkında da yukarki fıkralar tatbik olunur.

Medeni Kanununun 864 üncü maddesinin ikinci fıkrasiyle 865, 866, 867 nci

maddeleri mahfuzdur.

E) Acentelik mukavelesinin sona ermesi:

I- Sebepleri:

Madde 133 - Muayyen olmıyan bir müddet için aktedilmiş olan acentelik muka-

velesini,taraflardan her biri üç ay önce ihbar etmek şartiyle feshedebilir; mu-

kavele ile bir müddet tayin edilmiş olsa dahi muhik sebeplerden dolayı akit her

zaman fesih olunabilir.

Müvekkilin veya acentenin iflas veya ölümü yahut hacir altına alınması ha-

linde Borçlar Kanununun 397 nci maddesi tatbik olunur.

II - Tazminat borcu:


Madde 134 - Muhik bir sebep olmadan ve üç aylık ihbar müddetine riayet et-

meksizin akdi fesheden taraf, başlanmış işlerin tamamlanmaması yüzünden diğer

tarafın uğradığı zararı tazmine mecburdur.

Müvekkilin veya acentenin iflas veya ölümü yahut hacir altına alınması se-

bebiyle acentelik mukavelesi sona ererse, işlerin tamamen görülmesi halinde

acenteye verilmesi gereken ücret miktarına nispetle tayin olunacak münasip bir

tazminat acenteye yahut yukardaki hallere göre onun yerine geçenlere verilir.

DOKUZUNCU FASIL

Ticarete Mahsus Yerler


Madde 135 - Borsalar, sergi, panayır ve pazar yerleri, antrepo ve ticarete

mahsus diğer yerler hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.

İKİNCİ KİTAP

Ticaret Şirketleri

BİRİNCİ FASIL

Umumi Hükümler

A) Nevileri:


Madde 136 - Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve koo-

peratif şirketlerinden ibarettir.

B) Hükmi şahısların ehliyeti:


Madde 137 - Ticaret şirketleri hükmi şahsiyeti haiz olup şirket mukavelesin-

de yazılı işletme mevzuunun çevresi içinde kalmak şartiyle bütün hakları iktisap

ve borçları iltizam edebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdur.

C) Tatbik olunacak kanun hükümleri:

Madde 138 - Her şirket nevine mahsus hükümler mahfuz kalmak şartiyle Medeni

Kanunun 45,47,48,49 uncu maddeleri ve bu fasılda hüküm bulunmayan hususlar hak-

kında Borçlar Kanununun 520-541 inci maddeleri her şirket nevinin mahiyetine uy-

gun olduğu nispette, ticaret şirketleri hakkında da tatbik olunur.

D) Sermaye koyma borcu:

I- Konusu:

Madde 139 - Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye ola-

rak:

1. Para, alacak, kıymetli evrak ve menkul şeyler;



2. İmtiyaz ve ihtira beratları alameti farika ruhsatnameleri gibi sınai hak-

lar;


3. Her nevi gayrimenkuller;

4. Menkul ve garimenkullerin faydalanma ve kullanma hakları;

5. Şahsi emek;

6. Ticari itibar;

7. Ticari işletmeler;

8. Telif hakları, maden ruhsatnameleri gibi iktisadi değeri olan sair haklar

konabilir.

II - Hükmü:

1. Umumi olarak:

Madde 140 - Her ortak, usulüne göre tanzim ve imza edilmiş şirket mukavele-

siyle koymayı taahhüt eylediği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur.

Sermaye olarak gayrimenkul mülkiyeti veya gayrimenkul üzerinde mevcut veya

tesis edilecek ayni bir hakkın konulması taahhüdünü ihtiva eden şirket mukavele-

si hükümleri, resmi şekil aranmaksızın muteberdir.

Sermaye olarak konulması taahhüt edilen diğer hakların devri kanunen hususi

şekilleri tabi olsa dahi şirket mukavelesi, devredecek ortağın ayrıca rızasına

bakılmaksızın, şirkete alakalı mercilerden bu hakların devrini istemek salahiye-

tini verir.

Şirket, her ortağın sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmesine talep ve da-

va edebileceği gibi ifada gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isti-

yebilir. Tazminat talebi için ihtar şarttır.

Ortaklarca sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların muhafazası için

kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir talebedilebilir. Tedbir

üzerine açılacak davalar için Usul Kanununda derpiş edilen müddet ancak şirketin

tescil ve ilanı tarihinden itibaren işlemeye başlar.

2. Gecikme faizi:


Madde 141 - Vaktinde konulmıyan sermaye para ise, 140 ıncı madde gereğince

tazminat hakkına halel gelmemek şartiyle, sermayenin ödenmesi gereken günden

itibaren kanuni faizin de verilmesi lazımdır.

3. Tekeffül:

Madde 142 - Sermaye olarak şirkete alacaklarını devretmiş olan bir ortak

alacakları, şirketçe tahsil edilmiş olmadıkça sermaye koyma borcundan kurtulmuş

olmaz.


Alacak müeccel ise, aksi kararlaştırılmış olmadıkça vade gününden, muaccel

ise şirket mukavelesi tarihinden itibaren bir ay içinde şirketçe tahsil edilmek

lazımdır.

Her ne sebeple olursa olsun bu müddet içinde tahsil edilemediği takdirde,

gecikmeden dolayı şirketin tazminat hakkına halel gelmemek şartiyle, ortak, müd-

detin bitiminden itibaren geçecek günlerin kanuni faizini dahi vermiye mecbur-

dur.

Alacak kısmen tahsil edilmişse yukarki hükümler tahsil edilmemiş olan kısım



hakkında caridir.

4. Karineler:


Madde 143 - Sermaye olarak konulan ayınların değerleri şirket mukavelesinde

tesbit edilmemişse konuldukları zamandaki borsa veya piyasada cari fiyatları,

bunlar bulunmadığı takdirde ehlivukuf tarafından biçilecek değerleri, ilgililer-

ce kabul edilmiş sayılır.

Mukavelede aksi kararlaştırılmış olmadıkça, sermaya olarak konan malların

mülkiyeti şirkete ait ve haklar şirkete temlik edilmiş olur.

Hizmet karşılığı olarak verilecek ücretin kısmen veya tamamen kara iştirak

suretiyle ifası kararlaştırıldığı takdirde bu kayıt memur ve müstahdemlere ortak

sıfatını vermez.

5. Faiz ve ücret alma hakkı:

Madde 144 - Kanunda aksine hüküm olmadıkça, ortakların koydukları sermayeler

için faiz ve şirketteki hizmetleri dolayısiyle kendilerine ücret verilmesi şir-

ket mukavelesiyle kabul olunabilir.

E) Ortakların şahsi alacakları:

Madde 145 - Bir şirket devam ettiği müddetçe ortaklardan birinin şahsi ala-

caklıları, haklarını ancak şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar pa-

yından ve şirket fesholunmuşsa tasfiye payından alabilirler. Henüz bilanço tan-

zim edilmemişse alacaklı bilançonun tanzimi neticesinde borçluya düşecek kar ve

tasfiye payı üzerine ihtiyati haciz koydurabilir.

Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerle anonim şirketlerde alacaklı-

lar, borçlularına ait bulunan hisse senetlerini haczettirebilirler.

Yukardaki hükümler borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına alacaklıla-

rın müracaat hakkını ihlal etmez.

F) Şirketlerin birleşmesi:

I - Tarifi:


Madde 146 - Birleşme, iki veya daha fazla ticaret şirketinin birbiriyle bir-

leşerek yeni bir ticaret şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla ticaret

şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesinden ibarettir.

Çeşitli ticaret şirketlerine ait hususi hükümler mahfuz kalmak şartiyle bir-

leşme hakkında mütaakıp maddelerdeki hükümler tatbik olunur.

II - Şartlar:

1. Nevilerin aynı olması:


Madde 147 - Birleşme, yalnız aynı neviden olan şirketler arasında caizdir.

Şu kadar ki, birleşme bakımından kollektif ile komandit şirketler ve anonim ile

sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler, aynı neviden sayılır.

2. Karar:

Madde 148 - Birleşme için ilgili şirketlerin, mukavalelerinin değişmesi hak-

kındaki usul ve şartlar dairesinde, ayrı ayrı karar vermeleri ve bu kararın

tescil ve ilan olunması gerekir.

3. Bilanço:

Madde 149 - Birleşen şirketlerin her biri, aralarında tesbit edilecek bir

örneğe göre tanzim edilmiş olan bilançosunu ilan eylemeye ve birleşme sebebiyle

varlıkları sona eren şirketler ise ayrıca kendilerine ait borçların ne suretle

ödeneceğine dair tanzim edecekleri beyannameyi bilanço ile birlikte ilana mec-

burdurlar.

III - Hükümleri:

1. Alacaklıların itiraz hakkı:


Madde 150 - Birleşme kararı, ilan gününden itibaren üç ay sonra hüküm ifade

eder. Şu kadar ki; ilandan önce birleşen şirketler borçlarını ifa yahut borca

tekabül eden parayı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına yahut muteber diğer

*

bir bankaya tevdi etmiş veyahut alacaklılar şirketlerin birleşmesine razı olmuş



ise birleşme kararı ilan gününden itibaren hüküm ifade eder.

Borç karşılığının bankaya tevdi keyfiyetinin ilanı lazımdır.

Birleşen şirketlerin alacaklılarından her biri ilandan itibaren üç ay içinde

salahiyetli mahkemeye müracaatla birleşmeye itiraz edebilir. İtiraz hakkından

vazgeçilmedikçe yahut bu husustaki itirazın reddine dair mahkemece verilen ka-

rar katileşmedikçe veyahut mahkemece takdir edilecek teminat şirket tarafından

verilmedikçe birleşme hüküm ifade etmez.

2. Külli halefiyet:


Madde 151 - Yukarıdaki maddede tayin olunan müddet içinde itiraz edilmemiş-

se, birleşme muamelesi katileşir ve kalan yahut yeni kurulan şirket, ortadan

kalkan şirketlerin yerine geçer. Bunların bütün hak ve borçları, kalan veya yeni

kurulan şirkete intikal eder.

Şirketlerin birleşmesinden yeni bir şirket meydana gelmişse, keyfiyetin ay-

rıca tescil ve ilanı zaruridir.

G) Nevi değiştirme:


Madde 152 - Bir ticaret şirketinin nevinin diğer bir ticaret şirketi nevine

çevrilmesi kanunda aksine hüküm olmadıkça, yeni nev`e ait kuruluş merasimine

tabidir; Böylece yeni nev`e çevrilen şirket eskisinin devamıdır.

İKİNCİ FASIL

Kollektif Şirket

BİRİNCİ KISIM

Şirketin Mahiyet ve Kuruluşu

A) Tarifi:

Madde 153 - Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek maksa-

diyle hakiki şahıslar arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirisinin mesuliyeti

şirket alacaklarına karşı tahdid edilmemiş olan şirket, kollektif şirkettir.

B) Mukavele:

I - Şekli:


Madde 154 - Kollektif şirket mukavelesi yazılı şekle tabidir; Şu kadar ki;

mukaveledeki imzaların noterce tasdikı da şarttır.

II - İhtiva edeceği mecburi kayıtlar:


Madde 155 - Kollektif şirket mukavelesine aşağıda sayılan hususların yazıl-


Yüklə 4,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin