TüRKÇem benim dil bayrağim sempozyumu



Yüklə 21,27 Kb.
tarix28.10.2017
ölçüsü21,27 Kb.
#17837

İSTEK ÖZEL ATANUR OĞUZ OKULLARI

“TÜRKÇEM BENİM DİL BAYRAĞIM

SEMPOZYUMU”




10.KOMİTE: TÜRKÇE EĞİTİM NEDEN DEVLET POLİTİKASI OLMALIDIR?

Komite Başkanı:Asil Mert DALGA-İstek Özel Atanur Oğuz Lisesi

Komite Üyeleri:

Yasemin WÖHLER- İstek Özel Atanur Oğuz Lisesi

Arda GÜREL-İstek Özel Atanur Oğuz Lisesi

Utku YAVAŞ-İstek Özel Uluğbey Lisesi

Aytaç ŞAHİN-İstek Özel Kaşgarlı Mahmut Lisesi


A.Toplumları millet haline getiren en önemli unsur dildir. Dil, duygu ve düşünceyi insana aktaran bir araç olduğu gibi, insan topluluklarını bir yığın olmaktan kurtaran, aralarında "duygu ve düşünce birliği" olan bir toplum; yani 'millet' haline getiren en önemli kültürel değerdir. Ayrıca dil, kültürün temeli olduğu gibi taşıyıcısıdır da . Bu bağlamda dili yok ettiğiniz takdirde milli ruh ve kültür diye bir şey kalmaz. Bu sebeple dili korumak önemlidir.


B.Gelişmekte olan toplumumuzda gençlerin dil sömürüsüne uğraması; yabancı kelime kullanma özentisi, söyleyiş bozuklukları, vurgu ve duraklama yanlışları, kelimeleri yanlış anlamda ve biçimde kullanma, anlatım bozuklukları, Türkçeyi özensiz kullanma, yabancı dille öğretim, kelime ve terim türetmedeki yetersizlikler, dil bilinci ve milli bir dil politikasının oluşturulamaması gibi ciddi sorunlar doğurmaktadır.
C.Türkçeyi yabancı dillerden korumak ve sahip çıkmak adına başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere devlet, bu konu ile ilgili ulusal politikalar izlemekte yetersiz kalmış, özellikle son 30 yıl içerisinde Türkçe açıkça batı dillerinin sömürüsüne uğramıştır.

D. Atatürk'ün kurmuş olduğu Türk Dil Kurumu, dilimize yeni sözcükler kazandırmak adına pek başarılı olamamış, Türk dilbilimcilerinin yetiştirilmesi konusunda da etkisiz kalmıştır.

E.Vatandaşların siyasal sistem ile saydam ve aracısız bir ilişki içinde olabilmeleri, bilgiye ulaşmaları, görüşlerini aktarabilmeleri için kendi ulusal dillerini kullanabilmeleri kaçınılmaz bir haktır.

F.Unutulmamalıdır ki, bir ulusu başkalaştırmanın ilk adımı o ulusun dilini değiştirmekle başlar. Kültürümüzü, değerlerimizi ve göreneklerimizi kaybetmemek için bunların temeli olan dilimize sahip çıkmalı ve öncelikle Türkçeyi devlet politikası haline getirip düzgün kullanmaya özen göstermeliyiz.

G. Ülkemiz üzerine oynanan oyunlar, halkımızın karşı karşıya olduğu tehdit unsurları, birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın en çok olduğu şu günlerde dilimize ve milli bütünlüğümüze de sahip çıkmanın adımları devlet tarafından atılmalıdır.

H. Sömürünün emellerini gerçekleştirmek adına attığı adımlardan biri olan dilde yabancılaşma, artık toplumumuzda doruk noktalarına ulaşmış, neredeyse bazı bölgelerde Türkçe tabela görebilmek olanaksız hale gelmiştir. Bu durumun farkında olmak ve ciddiyetini kavramak adına Türk Dil Kurumu, konu ile ilgili çeşitli devlet organları ve en önemli unsur olan milletimiz, gerekli duyarlığı göstermeli ve bu yabancılaşma furyasını durdurmanın çözüm yollarını üretmelidir. Sömürü bu amacını gerçekleştirebilmek ve kendi kültürünü yayabilmek adına ülkemizde büyük yiyecek ve giyim şirketleri kurmuştur. Bu şirketler emperyalist ülkelerin amaçları doğrultusunda ülkemizde kültür ve dil sömürüsü yapmaktadır. Bu sadece sömürücü ülkelerle kalmayıp kendi şirketlerimiz, kanallarımız, dergilerimiz kısacası tüm basın ve yayın organlarında da geçerlidir.


Atatürk, Türk kimliğini Türkçe ile tanımlıyordu: "TÜRK demek, TÜRKÇE demektir. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!" diyordu. Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndan sonraki temel davası Türkçeyi, dolayısıyla Türk kültür ve kimliğini yabancı boyunduruğundan kurtarma-koruma, bunun için de eğitimi her düzeyde Türkçe ile yapmak, halkın yabancı dille eğitime özenmesini önleyecek tedbirler almak olmuştur. Bu konuda da şunu söyleyecektir: "Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas olacaktır." Atatürk ayrıca, Türk dilini geliştirerek ve yayarak bütün Türk dünyasının ortak bir dil bağı ile birleşmesini, kısaca bütün Türk dünyasında bir kültür birliği oluşmasını istiyordu.
Türkçe eğitiminin devlet politikası olması için;

1. İlk ve orta öğretim kurumlarında sağlıklı bir Türkçe eğitim ve öğretiminin sağlanması, liseyi bitiren her gencin ana dilini doğru konuşup doğru yazabilecek bir düzeye getirilmesi, öncelikle sağlıklı bir eğitim gerektirmektedir.

2. Bu eğitim, sadece her seviyedeki öğrencilere değil, gerekirse öğreticilere de uygulanmalıdır; çünkü bir zamanlar Millî Eğitim Bakanlığının kararıyla, üçer-beşer aylık kurslarla nasıl öğretmen yetiştirildiği, dil bilgisi derslerinin bir süre nasıl programdan çıkarılıp askıya alındığı ve okutulup okutulmamasının öğretmenin isteğine bırakıldığı, yazım kurallarının dilin yapı ve işleyişini temel alan bilimsel ölçütlerle değil, kişiden kişiye değişen bilim dışı ölçütlere bırakılarak sağlıklı bir temele oturtulamadığı hatırlanırsa, bu durum daha iyi anlaşılır.

3. Şimdiye kadar yazılan dil bilgisi kitaplarında; konuların sınıflandırılması, değerlendirilmesi ve terimlere bağlanması açısından, yer yer bütünüyle çelişen, sorun oluşturan ve bilimsel ölçülere ters düşen durumlar ortaya çıkmaktadır. Bu da ister istemez dil bilgisi eğitiminde ve yetişenlerin şekillenmesinde bir sıkıntı, bir ayrılık yaratmaktadır. Bu nedenle, bilimsel ölçütlerle ve dili sevdirecek metin parçaları ile bezenmiş dil bilgisi kitaplarına gereksinim vardır.

4. Basın organlarında çalışanlar, Türkçeye ilgi ve özen gösteren bir anlayışa sahip kılınmalı, bu konuda bilinçli duruma getirilmelidir.

5. Radyo ve televizyon kanallarında görev alan spiker, sunucu ve program yapımcıları, dış görünümden önce, dili kullanma yeteneklerine bakılarak seçilmelidir. Bu işler için görevlendirme yapılırken, başvuranların ana dili sözlü ve yazılı olarak kullanabilme yeteneklerinin uzman kişilerden oluşan komisyonlarca değerlendirilmesi gerekir. Bu donanım radyo ve televizyon daire başkanlarında da aranmalıdır.

6. Yazılı basında, radyo ve televizyon kurumlarında gerekirse birer “Dil Denetleme Kurulu” oluşturulmalı, buralarda Türk dili araştırmalarında, Türk dili tarihinde ve Türkiye Türkçesi alanlarında gerçekten yeterli kimseler görevlendirilmelidir.

7. Bütün aydınlar için olduğu gibi, yazılı ve sözlü basın organlarında çalışanlara, dili yozlaştırıcı yabancı söz hayranlık ve özentisi yerine ana dili sevgi ve bilincini aşılayacak önlemler alınmalıdır.

8. Türk Dil Kurumu’nca, dilimize yeni girmiş yabancı sözcüklere bulunan karşılıkları yazılı ve sözlü basın organlarına benimsetecek önlemler alınmalıdır.

9. Ders kitaplarında kelime sayıları sınıf seviyelerine göre artırılmalıdır.

10. Okullarda çoktan seçmeli sınavlar yerine, kompozisyon tipi, klasik sınavlara ağırlık verilmelidir.

Sonuç olarak; Türkçemizin bağımsız bir dil olarak yaşaması, varlığını sürdürebilmesi için ana dili konusunda bireysel ve toplumsal duyarlık gösterilmesi kaçınılmazdır. Bu konuda birey ve toplum olarak dil bilinci taşımak, bilinçli çabalar içinde olmak zorundayız. Bu sebepler ve olumsuzluklar göz önünde bulundurulduğunda, Atatürk’ün izinden giden Türk gençleri olarak önce dilimize sahip çıkmayı kendimize görev edinmeli, dilimizin bağımsızlık simgesi olduğunu unutmamalıyız. Dili bağımsız olmayan devletler bir gün mutlaka öz benliklerini yitirmeye mahkûmdur. Vatanın bölünmez bütünlüğüne gölge düşürmemek ve kendi öz benliğiyle gelişen bir Türkçe yaratmak için devletin tüm sosyal, idari, resmi, hukuki ve toplumsal alanlarda, etkili bir dilsel kalkınma sağlaması gerekmektedir. Ancak bu politikalar, iktidarlar değiştikçe değişen, rafa kaldırılan projeler değil; yüzyıllar boyunca Türkçemize ışık tutacak, nesilden nesle devam edebilecek devlet politikaları haline gelmelidir. Aksi takdirde önlem alınmadığı sürece Türkçemiz gün geçtikçe kendinden uzaklaşan, yabancı sözcüklerin etkisine giren, toplumsal bölünmeyi hızlandıran ve kaybolmaya yüz tutan bir dil olacaktır.Ulu Önder Atatürk’ün de söylediği gibi unutmamamız gereken bir şey vardır: “Türk demek Türkçe demektir.Ne mutlu Türk’üm diyene !”

TÜRKÇEM BENİM DİL BAYRAĞIM



Yüklə 21,27 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin