Sahnenin bir tarafı TAVŞAN KANI ÇAY OCAĞI. Çay ocağının önü. Kaldırıma dizilmiş üç hasır iskemle ve bir sehpa. Sahnenin diğer tarafında iki yabancı isimli dükkân vitrini. Örneğin, Charisma Fastfood, Perfect Chicken, Mellona, Bersace, Ambianca Cafe… Orhan, Metin, Arif, Bayan Turist (Ceren), Erkek Turist, Suzan, Şair, Cezmi, Öğretmen, 1.Esnaf (Anne), 2.Esnaf (Başkan), Nine (Ceren), Selim, üç figüran (Ayhan, Bekir, Murat)
(Metin ve Orhan girerler.)
ORHAN-
(Yabancı isimli dükkânları gösterir.) Şuraya bak hocam! Adamın kanına dokunuyor be! İşgal altında mıyız? Burası neresi? Yanlışlıkla Amerika’ya filân mı geldik?
METİN-
Yanlışın var Orhancığım! Biz Amerika’ya gitmedik. Amerika bize geldi. Topuyla tüfeğiyle gelecek değildi ya! Adıyla, sanıyla geldi. Hani hoş mu geldi, hoşt mu geldi, onu da bilmiyorum ya! Bereket versin çay ocağımız su katılmamış derecede Türk. Adı da Türk, tadı da... (İskemle çekip oturur.)
ORHAN-
(Karşısındaki iskemleye oturur.) Çok doğru valla hocam. Şimdi bir de tavşan kanı çay içsek! Bizimkiler gelmeden... (Seslenir.) Garson! Bize iki çay!
ARİF-
(İçeriden seslenir.) İki çay hemen geliyor... (Girer.)
METİN-
(Şaşırır.) Arif! Derneğin lokalinde çalışmıyor muydun sen? Burada işin ne?
ARİF-
Sizin haberiniz yok mu? Başkan kovdu ya beni.
ORHAN-
Allah Allah! Niye?
ARİF-
Ajan provokatör diye.
METİN-
Ajan, ne?
ARİF-
Provokatör...
ORHAN-
O da ne demek? Çaycının ajan provokatörünü de ilk defa görüyorum.
METİN-
Peki, nasıl yaptın bu ajanlığı?
ARİF-
Derneğin çalışma yöntemlerini eleştirdim. Tüzükten bahsettim. Başkana sorumluluklarını hatırlattım. Türkçeyi koruma lafta, tüzükte kalmasın dedim. Gerçekten bu dili koruyalım dedim.
ORHAN-
E sayın başkan haklı yani. Seninki de tam ajan provokatörlük. Ne diye üstüne vazife olmayan işlere karışıyorsun? Sen çaycı değil misin? Demle çayını, yap servisini, al maaşını...
ARİF-
Belki de haklısınız. Ama ben de kendi çapımda bir Türkçe âşığıyım. Bu dil ağzımda annemin sütüdür, diyorum. Yahya Kemal’i çok seviyorum.
ORHAN-
Vay, Yahya Kemal, Türkçe âşığı... Ne iş?
METİN-
(Orhan’a) Garsonluk yaptığına bakma. Üniversite diplomalıdır. Edebiyat Fakültesini bitirmiş.
ORHAN-
Yapma yahu! Bilmiyordum. Bak, o zaman iş değişir. Sıkma canını. Sağlık olsun be Arif.