4.13. Fasıl 13: Balıkçılık
Balıkçılık alanındaki AB müktesebatına uyum sağlanması bakımından önemli ilerleme kaydedilmemiştir. Yeniden düzenlenen Su Ürünleri Kanunu ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığının yeniden yapılandırılması Kanunu henüz kabul edilmemiştir.
Kaynak ve filo yönetimi alanında bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Su Ürünleri Bilgi Sistemi (SÜBİS), balıkçılık tekneleri, ticari balıkçılar ve özel avlanma izinlerinin kayıtlarının tutulması ve mavi yüzgeçli ton balığının (BFT), beyaz kum midyesi kota tahsisatlarının ve hamsi avcılığının izlenmesini de kapsayacak şekilde iyileştirilmiştir. Av ve karaya çıkış verilerinin toplanması konusunda daha fazla ilerleme kaydedilmesi gerekmektedir.
Türkiye, iki yeni balıkçılık liman ofisinin inşaatını ve donanımını tamamlayarak, bunların toplam sayısını 36’ya çıkartmıştır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın idari kapasitesi konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak, stok değerlendirme ve veri toplama işlemleri için teknik kapasitenin oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Denetim ve kontrol konularında bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, yasa-dışı, bildirilmemiş veya düzenlenmemiş avlanma ile ilgili Konsey Tüzüğü’nün gerekliliklerine yönelik olarak uygulama talimatları yayımlamıştır. AB’ye ithal edilecek olan ürünler için av sertifikaları ve yeniden ihraç sertifikaları çıkarılacaktır. Su Ürünleri Bilgi Sistemi (SÜBİS) kapsamında, bu ürünler de izlenmekte ve avlanma ve satış ile ilgili veriler denetlenmektedir. 15 metreden daha uzun olan tüm teknelerde, otomatik tanımlama sistemi cihazları kullanılmaya başlanmıştır. Tüm mavi yüzgeçli ton balığı tekneleri, uydu bazlı tekne izleme sistemi ile izlenmektedir.
Balıkçılık alanında kontrol ve balık stoklarının sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik tedbirler konusunda daha fazla iyileştirme yapılması gerekmektedir.
Yapısal eylemler, piyasa politikası ve devlet yardımları konularında ilerleme kaydedilmemiştir.
Türkiye’nin, herhangi bir yeni uluslararası anlaşma akdetmemiştir ancak Uluslararası Atlantik Ton Balıklarını Koruma Komisyonu (ICCAT) kararlarının uygulanması açısından bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ruhsatlı mavi yüzgeçli ton balığı teknelerinin sayısı 57’den 18’e indirilmiş ve ICCAT tarafından Türkiye’ye ayrılan kotanın tamamının dağıtılması için bireysel bir kota sistemi uygulanmıştır. ICCAT bölgesel gözlemci planı başlatılmış ve ICCAT gözlemcileri tüm mavi yüzgeçli ton balığı çiftliklerine ve ruhsatlı teknelere gönderilmiştir. Balık avlama dönemleri, mavi yüzgeçli ton balığı ve kılıçbalığı için ICCAT şartları ile uyumludur. Doğu ton balığına yönelik çok yıllı iyileştirme planı şartlarıyla uyum sağlanması için daha fazla çaba gerekmektedir.
“Balıkçılık”, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi (GİDİK) tarafından 11 Aralık 2006 tarihinde Türkiye’ye ilişkin olarak kabul edilen ve 14/15 Aralık 2006’da Avrupa Konseyi tarafından onaylanan kararların kapsadığı sekiz fasıldan biridir. Kıbrıs bayrağı taşıyan veya uğradığı son liman Kıbrıs’ta olan gemi ve uçakların taşıdığı malların serbest dolaşımı üzerindeki sınırlamalar devam ettiği müddetçe, Türkiye bu fasla ilişkin müktesebatı bütünüyle uygulayabilecek konumda olmayacaktır.
Sonuç
Sonuç olarak, kaynak ve filo yönetimi ile uluslararası anlaşmaların uygulanması konularında bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Mevzuat uyumu, idari yapılar ve yapısal eylemler, piyasa politikası ve devlet yardımları konularında daha fazla ilerleme gerekmektedir.
4.14. Fasıl 14: Ulaştırma Politikası
Karayolu taşımacılığı konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Türkiye, 22 Şubat 2010 tarihinde, Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Uluslararası Taşınmasına İlişkin Avrupa Anlaşmasına (ADR) taraf olmuştur. Ancak, Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü’nün ADR’nin uygulanması için kurumsal ve teknik kapasitesi sınırlıdır. 2010 yılında, 26 tane daha ticari araçların ağırlık ve boyut denetleme istasyonu inşa edilmiştir. Ocak 2010 tarihinde, Türkiye Ulaştırma Bakanlığı’nı sayısal takograf sisteminin kurulmasından sorumlu ulusal otorite olarak yetkilendirmiştir. Ulaştırma Bakanlığı, görevlerini, bir protokol yoluyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’ne devretmiştir. Uluslararası taşımacılık hizmetleri veren taşıtlarda takograf cihazlarının kullanımı ile ilgili mevzuat 21 Mayıs 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve ilk kullanıcı kartı Eylül 2010 tarihinde basılmıştır. Bu yönetmelik, (AET) 3821/85 sayılı Konsey Tüzüğü ve uluslararası karayolu taşımacılığı yapan taşıt personelinin çalışması hakkındaki Avrupa Anlaşması (AETR) ile uyumludur.
Karayolu taşımacılığı konusunda, sürücülerin araç kullanma ve dinlenme saatleri ile ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülen mevzuat uyumu yavaş ilerlemektedir. Özellikle, 2007 yılından sonra AB tarafından kabul edilen yeni mevzuat paketleri ile uyum sağlanması için daha fazla çalışma gerekmektedir. Teknik kapasite ve insan kaynakları kapasitesi, mevzuat uyumu ile aynı düzeyde değildir.
Demiryolu taşımacılığı, bugüne kadar ilerleme kaydedilmeyen tek taşımacılık alt-sektörüdür. Bu sektörde hazırlık durumu oldukça erken aşamadadır.
Türkiye’de, iç suyolu taşımacılığı mevcut değildir.
Hava taşımacılığı konusunda iyi düzeyde ilerleme kaydedilmiştir. Havacılık alanındaki ilişkiler bakımından yeni bir hukuki dayanak teşkil edecek AB-Türkiye yatay havacılık anlaşması son aşamadadır. Türkiye, Tek Avrupa Hava Sahası Girişimi ile oluşacak olan havacılık yapısına entegre olmaya istekli olduğunu ifade etmiştir. Havacılık sektörüne yönelik bir katılım öncesi stratejisi oluşturulması yönündeki hazırlıklar erken aşamadadır. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), müfredatın sistemli hale getirilmesi ve eğitim tesislerinin iyileştirilmesini hedefleyen aktif bir eğitim politikası aracılığıyla insan kaynaklarının teknik kapasitesini geliştirmiştir.
SHGM, uçaklarda sıvı taşınması ile ilgili yönetmeliğin kapsamını tüm uluslararası havalimanlarını içerecek şekilde genişletmiştir. SHGM, havacılık sanayii ile paydaş istişarelerinin sürdüğü yolcu haklarına ilişkin bir talimata son halini vermiştir. Ayrıca, SHGM, yerli ve yabancı hava araçlarına yapılan emniyet değerlendirmelerine ilişkin yönetmeliği (SAFA-SANA) yayımlamıştır. Uygulamada yaygın olarak kullanılmasına karşın, SHGM halen bilgisayarlı rezervasyon sistemleri ile ilgili bir yönetmelik yayımlamamıştır.
Hava trafiği yönetimi, halen bölgesel işbirliği eksikliğinden kaynaklanan sıkıntılara maruz kalmaktadır. Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti hava trafik kontrol merkezleri arasındaki iletişim eksikliği, Lefkoşa uçuş bilgi bölgesinde hava güvenliği bakımından ciddi tehlike oluşturmaya devam etmektedir. Komisyon ve Eurocontrol tarafından, durumun yeniden gözden geçirilmesi için taraflara ve Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’ne (ICAO) teknik bir çözüm önerilmiştir. Taraflar arasında bugüne kadar anlaşmaya varılamamıştır.
Deniz taşımacılığı alanında, özellikle kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi konusunda, bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Denizcilik Müsteşarlığı (DM) bir katılım öncesi sektör stratejisi hazırlamış ve kısa vadeli eylemler için öncelikli politika alanları belirlemiştir. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü uzun mesafeden gemilerin tanımlaması ve izlenmesi sistemini (LRIT) kurmuş ve Türkiye Ulusal LRIT Veri Merkezi, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ve Uluslararası Mobil Uydu Örgütü (IMSO) ile entegre olmuştur. Ayrıca, Ekim 2009’da Yakamoz adında bir ulusal yardım, arama ve kurtarma otomasyon sistemi faaliyete geçmiştir. Bu yatırımlar, Denizcilik Müsteşarlığı’nın kıyı bölgelerinde denetleme, kirlilik tahmini ve entegre planlamaya yönelik teknik kapasitesini kayda değer oranda arttırmıştır. İzmit, İzmir, Mersin ve İskenderun limanlarında, gemi trafik izleme bilgi sistemleri (VTMIS) kurulmaktadır. Ayrıca, Denizcilik Müsteşarlığı petrol kirliliğine karşı hazırlıklı olma ve acil müdahale konusunda kapsamlı ve yıllık bir eğitim programı başlatmıştır. Ancak, kirliliğin önlenmesi ve acil müdahale konularında mevcut fiziki kapasite sınırlıdır. Gemi Adamları Yönetmeliği 28 Mayıs 2010 tarihinde değiştirilmiştir: Bahriye mezunlarının eğitim almaları ve Gemi Adamları Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Standartları (STCW) Sözleşmesi uyarınca gemi adamı sınavına girmeleri gerekmektedir.
Gemilerden atıkların alınması ve atık kontrolü ile ilgili yönetmelik değiştirilmiş ve atık tanımına ilişkin olarak MARPOL Eklerine spesifik olarak atıfta bulunulmuştur. Türkiye, Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlandırılması (LLMC 1996) Protokolüne taraf olmuştur. Denizcilik Müsteşarlığı, onaylama süreci devam ederken, Paslanmayı Önleyici Sistemler Sözleşmesiyle uyum sağlamak amacıyla bir idari talimat çıkarmıştır. SOLAS-78, SOLAS-88, Uluslararası Deniz Trafiğinin Kolaylaştırılması Sözleşmesine (FAL), Gemilerde Zararlı Paslanmayı Önleyici Sistemlerin Kontrolü hakkında Uluslararası Sözleşmeye (AFS) ve MARPOL’ ün III. ve IV. Eklerine taraf olma konusunda ilerleme kaydedilmemiştir.
AB’nin 2009’daki % 2.2. ortalamasıyla kıyaslandığında, Türk gemilerinin alıkonulma oranı 2009’da % 4.2 (2010 yılının ilk yarısında % 5.6) olmuştur. Türkiye, Paris Mutabakat Zaptının beyaz listesindedir. Deniz güvenliği konusundaki uyum iyi bir düzeydedir, ancak 11 Mart 2009 tarihinde kabul edilen üçüncü AB Denizcilik Paketi Türkiye’nin halihazırda uyumlaştırdığı mevzuatın bir kısmına değişiklik getirmektedir.
Kombine taşımacılık ve uydu navigasyonu konularında kayda değer bir gelişme olmamıştır.
“Taşımacılık politikası”, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi (GİDİK) tarafından 11 Aralık 2006 tarihinde Türkiye’ye ilişkin olarak kabul edilen ve 14/15 Aralık 2006’da Avrupa Konseyi tarafından onaylanan kararların kapsadığı sekiz fasıldan biridir. Kıbrıs bayrağı taşıyan veya uğradığı son liman Kıbrıs’ta olan gemi ve uçakların taşıdığı malların serbest dolaşımı üzerindeki sınırlamalar devam ettiği müddetçe, Türkiye bu fasla ilişkin müktesebatı bütünüyle uygulayabilecek konumda olmayacaktır.
Sonuç
Demiryolları sektörü dışında, taşımacılık sektöründe uyum konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Havacılık, denizcilik ve karayolları sektörlerinde mevzuat uyumu ileri bir düzeye ulaşmıştır. Ancak, AB tarafından yakın zamanda kabul edilen ve müktesebatı değiştiren bazı mevzuat paketleri ek uyumlaştırma çabaları gerektirmektedir. Demir yolları piyasası açılımı ve güvenliği konusunda ilerleme kaydedilmemiştir. Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti hava trafik kontrol merkezleri arasındaki iletişim eksikliği hava güvenliği bakımından ciddi tehlike oluşturmaya devam etmektedir. Denizcilik sektöründe, uluslararası sözleşmelere taraf olma konusunda ilerleme kaydedilmemiştir. Özellikle karayolları ve denizcilik alanında kirliliğin önlenmesi ve acil müdahale konularında uygulama kapasitesi sınırlıdır. İnsan kaynakları ve teknik kapasite, AB mevzuatının uygulanması bakımından sınırlı kalmıştır.
Dostları ilə paylaş: |