4.2. Fasıl 2: İşçilerin Serbest Dolaşımı
İşgücü piyasasına erişim konusunda, Türkiye Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’u, “belirli bir meslekte çalışan” yabancıların bir yıla kadar süreli izin kullanabilmesini mümkün kılacak şekilde değiştirmiştir. Yabacıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanunun Uygulama Yönetmeliği de değiştirilmiştir. Yeni yönetmelik, Türkiye Avrupa Birliği Mali İşbirliği Programları kapsamında yürütülen projelerde görevlendirilen yabancı uzmanların, görevleri süresince çalışma izni almalarına gerek bulunmadığını açıkça belirtmektedir. Ancak, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunla ilgili geniş kapsamlı bir reform çalışması 2007’den beri parlamentoda beklemektedir.
Türkiye’nin, Avrupa İstihdam Hizmetleri Ağı’na (EURES) katılımıyla ilgili olarak, Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) bilgi işlem altyapısının, elektronik hizmet ve personel kapasitesinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu, sosyal güvenlik sistemlerinin koordinasyonunu sağlamaya yönelik olarak kapasitesini artırmak amacıyla teknik destek ve eğitim almaya devam etmektedir.
Avrupa Sağlık Sigortası Kartı ile ilgili gelişme kaydedilmemiştir.
Sonuç
İşçilerin Serbest Dolaşımı konusunda sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Uyum erken aşamadadır.
4.3. Fasıl 3: İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi
İş kurma hakkı ve hizmet sunumu serbestisi alanında sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. AB müktesebatına uyuma ilişkin kapsamlı strateji hazırlıkları sürdürülmektedir. İş kurma hakkı konusunda orantısız şartlar hâlâ mevcuttur.
Sınırötesi hizmet sunumu serbestisi alanında ilerleme kaydedilmemiştir.
AB müktesebatına uygun olmayan kayıt, lisans ya da izin şartı hâlâ mevcuttur. Bir üye ülkede yerleşik hizmet sunucuları, çalışma ve oturma izinlerini alabilmek için bu tür şartlara tâbidirler. Hizmetler Direktifine uyum sağlanmasına yönelik olarak herhangi bir yasal ya da düzenleyici adım atılmamıştır. Profesyonel turist rehberlerine ilişkin yönetmelik değişikliği, AB müktesebatına uygun olmayan vatandaşlık şartının uygulandığını teyit etmiştir. Sınır ötesi hizmet sunumu serbestisinin uygulanmasının önünde yer alan engelleri belirlemeye yönelik sistematik bir yapı henüz oluşturulmamıştır. Hizmetler Direktifinin uygulanması alanında koordinasyon kurumu olan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, hizmet sunumu için Tek Temas Noktası oluşturulması konusunda çalışmaya başlamıştır.
Posta hizmetleri konusunda ilerleme kaydedilmemiştir. Posta Kanunu Tasarısı hâlâ yasalaşmamıştır. Muhasebe sisteminin şeffaflığı hâlâ eksiktir. Hukuki tekel, hâlâ devam etmektedir ve bağımsız düzenleme otoritesi henüz kurulamamıştır.
Mesleki niteliklerin karşılıklı tanınması konusunda çok sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararı ile, Hemşirelik Kanununda kadınlara yapılan halen mevcut atıflar iptal edilmiştir. Otomatik tanımaya tabi düzenlenmiş meslekler için minimum eğitim koşullarını belirleyen yönetmelik değiştirilmiştir. Ancak, mesleki nitelikleri tanıma hâlâ akademik yeterliliklerin tanınmasından ayrılamamıştır. Bazı düzenlenmiş meslekler hâlâ karşılıklı tanımaya tabidir. Vatandaşlık ve dil şartları devam etmektedir.
“İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi” Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi (GİDİK) tarafından 11 Aralık 2006 tarihinde Türkiye’ye ilişkin olarak kabul edilen ve 14/15 Aralık 2006’da Avrupa Konseyi tarafından onaylanan kararların kapsadığı sekiz fasıldan biridir. Kıbrıs bayrağı taşıyan veya uğradığı son liman Kıbrıs’ta olan gemi ve uçakların taşıdığı malların serbest dolaşımı üzerindeki sınırlamalar devam ettiği müddetçe, Türkiye bu fasla ilişkin müktesebatı bütünüyle uygulayabilecek konumda olmayacaktır.
Sonuç
Sonuç olarak, bu fasıldaki uyum erken aşamadadır. İş kurma hakkı, sınır ötesi hizmet sunumu serbestisi ve posta hizmetleri alanlarında ilerleme kaydedilememiştir. Mesleki niteliklerin karşılıklı tanınması konusunda çok sınırlı ilerleme kaydedilmiştir.
4.4. Fasıl 4: Sermayenin Serbest Dolaşımı
Rapor döneminde sermaye hareketleri ve ödemeler konusunda ilerleme kaydedilmemiştir. Türkiye, mevzuatını AB müktesebatıyla uyumlu hale getirme konusunda önemli bir ilerleme kaydetmemiştir.
Yabancıların taşınmaz edinmesini düzenleyen yasal çerçevenin, Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın 63. Maddesi ile uyumsuzluğu devam etmektedir. Türkiye’nin hâlâ, yabancıların taşınmaz edinmesinde AB müktesebatına uygun kademeli bir serbestleşmenin öngörüldüğü bir eylem planı sunması ve bu fasıldaki katılım müzakerelerinin kilit unsuru olan, kademeli serbestleşme yönünde ilerleme sağladığını göstermesi gerekmektedir.
Bu alandaki önceliklerden biri olan, AB menşeli doğrudan yabancı yatırımlar üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması yönünde ilerleme kaydedilmemiştir. Sektörel kısıtlamalar, örneğin enerji, taşımacılık, eğitim, radyo ve televizyon yayıncılığı alanlarında, yürürlükte kalmaya devam etmektedir. Yukarıda bahsedilen alanlarda yabancı katılımına yönelik limiti artıran kanun taslağı TBMM gündemindedir. Sermaye hareketleri ve ödemeler alanında Türkiye’nin genel hazırlık durumu sınırlıdır.
Türkiye’nin ödemeler sistemine ilişkin mevzuatını AB müktesebatı ile daha fazla uyumlaştırması konusunda ilerleme kaydedilmemiştir. Merkez Bankası, banka transferlerinde uluslararası banka hesap numaralarının (IBAN) kullanımına ilişkin tebliğini, eğer alıcının IBAN’ı bilinmiyorsa IBAN’ın pratikteki kullanımı opsiyonel olacak şekilde revize etmiştir. AB müktesebatıyla uyumlu olarak, yeni ödemeler sistemine ilişkin kanunun kabulü beklenmektedir. Ödemeler sistemine ilişkin genel hazırlık seviyesi yetersizdir.
Kara paranın aklanması ile mücadele alanında AB müktesebatıyla uyum sağlanması yönünde ilerleme kaydedilmiştir. Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlemesi Hakkındaki 2006 tarihli Kanunun ve bu fasıldaki katılım müzakerelerinde kilit unsur olan 2008 eylem planının uygulanması amacıyla bir dizi yönetmelik kabul edilmiştir. Gerçek kişiler, tüzel kişiler ve varlıklar ve elektronik transferler de dâhil olmak üzere, müşteri tanımlamaya yönelik detaylı hükümler getiren bir yönetmelik ortaya koyulmuştur. Kabul edilen diğer bir yönetmelik, mükelleflerin müşterinin tanınması açısından basitleştirilmiş tedbirler alabilmelerini sağlamaktadır. Maliye Bakanlığı, bu yönetmelik kapsamına giren işlem türlerine ve uygulama tedbirlerine karar verme yetkisine sahiptir.
Mali Eylem Görev Gücü (FATF), on kilit ve ana tavsiyenin dokuzu açısından görülen eksiklikler nedeniyle, hedeflenen incelemeye tabi 25 ülke arasına Türkiye’yi dâhil etmiştir. Şubat 2010 tarihindeki genel kurulunun ardından FATF, Türkiye’yi de içeren ‘Kara Paranın Aklanması / Terörizmin finansmanı ile mücadele (AML/CFT) konusunda küresel uyumun iyileştirilmesi: devam eden süreç’ başlıklı bir liste yayımlamıştır. Belirlenen bazı eksiklikler, terörizmin finansmanın suç olarak kabulü ile teröristlerin malvarlığının tespit edilmesi ve dondurulmasına ilişkin yeterli düzeyde bir yasal çerçeve sağlanması gibi alanları içermektedir.
Türkiye, eksikliklerin giderilmesine yönelik tedbirlerin yer aldığı bir eylem planını FATF’ye sunmuştur.
Türkiye Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK); Hırvatistan, Bosna Hersek, Ukrayna, Japonya ve Norveç’teki muadilleri ile bilgi değişimi konusunda mutabakat zaptı imzalamıştır.
Kara paranın olası aklanmasına ilişkin şüpheli işlem bildirimi sayısında önemli bir artış kaydedilmiştir: 2008’de MASAK’a 4,924 bildirim rapor edilmiş iken, 2009’da 9,823 bildirim rapor edilmiştir. Bildirimlerin çoğu, bankacılık sektöründen gelmektedir. Buna karşılık, terörizmin finansmanına ilişkin şüpheli işlem bildirimi sayısı 2008’de 228 iken 2009’da 49’a düşmüştür. 2008’de 42; 2009’da 23 olayda kovuşturma başlatılmış ve bunların 2008’de 34’ü; 2009’da 15’i mahkemede dava açılması ile sonuçlanmıştır. Mahkûmiyetler, müsadere, el koyma ve varlıkların dondurulması konuları hâlâ sınırlıdır.
Türkiye, bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması hakkındaki 2008 tarihli Kanunu Aralık 2009’a kadar uygulamıştır. Bu kanun kapsamında yapılan şüpheli işlem bildirimlerine ilişkin istatistik mevcut değildir. MASAK, mükelleflere yönelik eğitim programına, kanuna ilişkin spesifik dersler dahil etmiştir. Müfettişler, hâkimler, savcılar ve mükellefler için eğitim faaliyetleri yürütmeye de devam etmektedir. MASAK’ın kapasitesinin güçlendirilmesi ile yargının ve kolluk kuvvetlerinin eğitiminin devam etmesi gerekmektedir. Türkiye, Avrupa Konseyinin Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konması ve Müsaderesi ile Terörizmin Finansmanı Hakkındaki Sözleşmeyi (CETS 198) 2007’de imzalamış, ancak henüz onaylamamıştır.
Sonuç
Kara paranın aklanması ile mücadelede AB müktesebatı ile uyum konusunda ilerleme kaydedilmiştir fakat terörizmin finansmanı ile mücadeleye yönelik yasal çerçeve hâlâ tamamlanmamıştır. AB müktesebatı ile uyumun hâlâ tamamlanmamış olduğu alanlar olan sermaye hareketleri ve ödemeler ile ödeme sistemlerinde ilerleme kaydedilmemiştir. Yabancıların taşınmaz edinmesinin önünde hâlâ engeller vardır. AB menşeli doğrudan yabancı yatırımlar üzerindeki kısıtlamalar da dâhil olmak üzere, sektörel kısıtlamalar devam etmektedir.
Dostları ilə paylaş: |