Yurt içi yapılanma; (hiyerarşik olarak yukarıdan aşağı doğru) Türkiye İmamı, Bölge (Eyalet) İmamları, İl İmamları, Küçük İl Bölge İmamları (Sadece Büyük Şehirlerde), İlçe İmamları, Semt İmamları, Mahalle İmamları, Ev İmamları, Talebe İmamları, Serrehberler ve Belletmenler şeklinde hiyerarşik bir yapıdır.
Ülke içerisindeki faaliyetler ülke imamına bağlı olarak yürütülmekte ve bu faaliyetler kurye aracılığıyla ya da doğrudan irtibata geçilerek Fetullah Gülen’e aktarılıp onayı istenmektedir. Özel (Mahrem) Hizmet Birimi İmamları, Tayin Heyeti, Medya İmamları, Türkiye Mütevelli Heyeti, Kıta İmamları, Bölge İmamları ve Akademik Kadro İmamı doğrudan Türkiye İmamına bağlıdır. Bunun dışında örgütün özellikle büyük şehirlerde medya, basın, spor ve siyasilerden sorumlu imamları da bulunmaktadır. Örgüt bu imamlar aracılığı ile görüşmek istedikleri kişilerle kolaylıkla irtibat kurmaktadır.
Örgütün en önemli birimlerinden olan Tayin Heyeti 1995 yılında kurulmuştur. Bu heyet, bütün Türkiye'deki Bölge (Eyalet) imamlarının nereye gideceğini belirlemekle ve problemlerini dinlemekle görevlendirilmiştir. Örgütün tüm yurt içi ve yurt dışı tayin işlerini bu heyet yapmaktadır. Tayinler genellikle her yılın mart ayında yapılmakta ve mayıs ayı içerisinde de görev yerlerine gidilmesi talimatı verilmektedir. Aradaki iki aylık süre, tayini çıkan örgüt mensuplarının alışma dönemi olarak kabul edilmektedir.
Örgüt içinde imamlar zaman zaman rotasyona tabi tutulmaktadır. Örgüt bir devlet kurumu gibi hareket ederek her 2-3 yılda bir bu atamaları rutin olarak yapmaktadır. Gerçekleştirilen atamalara örgüt mensuplarınca yapılan itirazlar yine bu heyet tarafından değerlendirilmektedir. Heyet itiraz konusu ile ilgili olarak mutlak suretle ikna yoluna gitmeye çalışmakta, eğer bir çözüm üretilemezse itiraz eden örgüt mensubunu istemediği bir yere göndermektedir. Rotasyon bazen cezalandırma olarak da kullanılmakta, Fetullah Gülen kendisine rakip gördüğü kişileri “hizmette nefis terbiyesi, beklentisiz olma ve benliği hiçleştirme” gibi bahanelerle ücra ülkelere atayarak tabir-i caizse burunlarını sürtmekte, güç, otorite ve gövde gösterisi yapmakta ve kendi yönetim merkezinden mümkün olduğunca uzaklaştırmaktadır.
Mütevelli Heyeti daha çok esnaf ve iş adamlarından oluşan ve bulunduğu ilin mali işleri ile ilgilenen heyettir. Bu heyet, belli aralıklarla bir araya gelerek örgütle ilgili yapılacak işler, sıkıntılar, problemler, toplanacak himmetler, gazete ve dergi abonelikleri, yurt dışında masrafları karşılanan okulların durumları, örgüte müzahir esnafların ve iş adamlarının sorunları, alınabilecek ihaleler hakkında istişare yapıp bir sonraki toplantının tarihi ve yerini belirleyerek toplantıyı bitirir. Aynı şekilde ilçe mütevelli heyeti de daha dar bir alanda il mütevelli heyetinin faaliyetlerini yürütür. Büyük şehirlerde mütevelli heyeti bölgelere bölünmüştür. Bölge mütevellilerinin topladığı paralar o ilin imamına teslim edilmekte, para hareketleri de il imamının görevlendirdiği bir mutemet tarafından takip ettirilmektedir. Mütevelli heyetine seçilen bir kimsenin mütevelli toplantısına katılmama gibi bir seçeneği bulunmamaktadır.
Örgüt, sohbet gruplarına davet edilecek kişileri önceden araştırıp sınıflandırmaktadır. Bu sınıflandırmalar kişilerin ekonomik durumları, yaptıkları bağışlar ve verdikleri paralara göre farklılık göstermektedir. Sohbet gruplarının sınıflandırılmasının esas amacı bu grupları sohbet grubu olmaktan çıkarıp himmet grubu haline getirmektir. Bu tür himmet grupları için Fetullah Gülen tarafından sorumlu imamlara kuryeler aracılığı ile bazı vaaz videoları gönderilmektedir. Bu videolar çok özel videolar olup, bu konuya Fetullah Gülen tarafından çok önem verilmektedir. Söz konusu videolar normal ders ve sohbet gruplarına ise gönderilmemektedir.
Örgüte yüksek miktarda para aktaran veya gayrimenkul bağışında bulunan iş adamlarına bizzat Fetullah Gülen tarafından ya da yakın hizmetinde bulunanlarca çeşitli hediyeler gönderilmektedir. Bazen bu hediyeler Gülen’in şahsi ya da günlük eşyaları arasından da olabilmektedir. (Mesela Gülen’in kullandığı söylenen takkeler, atletler vb.) Hatta duruma göre Pensilvanya’ya ziyarete götürülenler, yurt dışı gezilerine götürülenler de bulunmaktadır. Bu gezilerde örgütün okulları özellikle ziyaret ettirilmektedir. Ayrıca fakir öğrencilerin hayır amaçlı okutulduğu algısı yaratılarak iş adamlarının etkilenmesi sağlanmaktadır. Türkiye’ye geri dönüldüğünde ziyaret edilen ülkenin fakir çocukları için yardım toplama bahanesi ile esnaf ve iş adamlarından bu sayede yüklü miktarda paralar toplanmaktadır.
Örgütün tüm malvarlığı Fetullah Gülen’in uhdesinde sayılır. Dolayısıyla örgüt varlıklarının görünürdeki sahipleri sadece kâğıt üzerindedir ve o varlıkların Gülen adına asıl yöneticileri de başkalarıdır ki bunlara İcra Kurulu denir. İcra Kurulu, her kurumun okul, üniversite, basın yayın kuruluşu gibi gerçekte payı bulunmayanların ortak olarak gösterilerek o kurumun idaresinde görevlendirilen kişilerdir.
Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından Komisyonumuza sunulan 22.05.2017 tarihli ve 10.000.06.000.105.2/50-97549206 sayılı cevabi yazıda, FETÖ’nün yurtiçindeki yapılanmasının son durumuna ilişkin şunları ifade etmektedir:
“17-25 Aralık 2013’ten sonra örgüte karşı yürütülen kararlı uygulamalar neticesinde, yurtiçindeki imamların/sorumluların büyük ölçüde deşifre olmaları ve bir kısmının operasyonel uygulamalara maruz kalmaları nedeniyle Örgüt, yurtiçi yapılanmasında revizyona gitmiştir. Bu kapsamda 2016 itibarıyla Türkiye yapılanması beş bölge sorumluluğuna ayrılmış olup darbe girişimi sonrasında toparlanma çabası içerinde olan örgütün, bölge ve illerde yeni bölge/il sorumluları görevlendirme çalışmaları yürüttüğü bilinmektedir. Söz konusu faaliyetlerin tespit ve takibine yönelik çalışmalar Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından hassasiyetle sürdürülmektedir.”
-
Mesleki Yapılanma (Üyelerin Meslekleri)
Savcılık Makamlarınca elde edilen örgütsel doküman ve materyallere dayalı bilgiler ihtiva eden Ankara Çatı İddianamesine göre:
Örgüt devlet kurumlarındaki kadrolaşmasında ilgili kurumların başına imamlar atamıştır. Bunlardan başlıcaları şöyledir:
Yargı İmamı: Örgütün yargı imamı doğrudan Türkiye İmamına bağlı olarak faaliyet yürütmekte, gerektiğinde doğrudan Fetullah Gülen ile irtibat kurabilmektedir. Yargı içerisinde söz sahibi olabilecek kişiler arasından seçilmektedir. Örgüt, kendi yetiştirdiği elemanları hâkim-savcı olarak yargı içerisine yerleştirerek adliye yapılanmasını gerçekleştirmiştir. Yargıya çok önem veren örgüt, Yargıtay ve HSYK üyelikleri seçimlerine bire bir müdahalede bulunacak kadar kadrolaşmış, yargıdaki mensupları sayesinde birçok davayı kendi lehlerine çevirerek kazanmış ve hatta emniyet birimleri ve yargıyı aynı anda kullanarak siyasiler, bürokratlar, kamu personeli, Sivil Topum Kuruluşları ve Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik büyük operasyonlar gerçekleştirmiştir.
Emniyet İmamı: Emniyet içerisindeki yapılanmadan sivil bir kişi sorumludur. Emniyet İmamı aynı zamanda ülke genelindeki tüm emniyet birimlerinin de imamıdır. Türkiye İmamına bağlı olarak faaliyet yürüten bu imam özel konularda bizzat Fetullah Gülen ile görüşerek doğrudan talimat alabilmektedir. Emniyetin polis memuru, rütbeli amirler ve müdürler imamı ayrı ayrı olup emniyet imamına bağlı olarak faaliyet yürütmüşlerdir.
Örgüt Emniyet Genel Müdürlüğünde de ayrı bir yapılanmaya gitmiştir. Polis Akademisi, Polis Koleji, İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı gibi önemli daire başkanlıklarında da ayrı ayrı olmak üzere titiz ve gizlilik içerisinde örgütlenilmiştir.
Örgüt, Polis Akademileri ve Polis Kolejlerinde öğrenim gören özellikle başarılı öğrenciler üzerinde örgütsel olarak büyük çalışmalar yapmış, çok büyük oranda bu öğrencileri kendine çektiği gibi zamanla bu yerlere tamamen kendi mensuplarının alınmasını sağlamış ve örgütün yetiştirdiği bu öğrenciler makam ve mevki sahibi olduklarında devlet yerine örgütün emir ve talimatlarını yerine getirmeye başlamıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri (Askeriye) İmamı: TSK içerisindeki FETÖ mensupları sivil bir imama bağlıdır. TSK imamı doğrudan Türkiye İmamına bağlı olarak faaliyet yürütmektedir.
Zeki ve fakir öğrencileri tespit eden örgüt, bu öğrencileri örgüte kazandırmış ve askeri liselere yerleştirmiştir. Hava harp okullarına askeri liselerden gelen öğrencilerden çok örgütün yetiştirdiği sivil liselerden gelen öğrencilerin olduğu tespit edilmiştir. Örgüt, askeri lise veya harp okuluna yerleştirmeyi planladığı öğrencilerde herhangi bir sağlık problemi ile karşılaştığında GATA’daki mensuplarını devreye sokarak bu durumu da aşmış ve hatta kendinden olmayan veya örgüt aleyhine çalışma yürüttüğü tespit edilen öğrencilerin ise harp okullarından sözde sağlık problemleri nedeniyle atılmasını sağlamıştır.
MİT İmamı: MİT sorumlusu sivil imam, doğrudan Türkiye İmamına bağlı olarak faaliyet yürütmektedir. Örgütün bu alanda kendisini yeterince başarılı bulmadığı değerlendirilmektedir. Zira özellikle son yıllarda (7 Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması örneğinde olduğu gibi) örgütün özellikle bu kuruma yönelik yoğun bir karalama kampanyası yürüttüğü gözlemlenmiştir. Bu durum yargı ya da emniyet teşkilatı için söz konusu olmamıştır. Zira bu kurumlardaki örgüt kadrolaşması yüksek oranlarda olmuştur. Öyle ki örgüt MİT’e yönelik saldırılarını ve karalama kampanyalarını kendisine ait medya organlarındaki haberlere ve hatta dizilerine bile sıklıkla konu etmiştir.
Milli Eğitim İmamı: Milli Eğitim Bakanına denk ve alternatif görülen örgüt üst sorumlusudur. Milli Eğitim İmamı doğrudan Türkiye İmamına bağlı olarak faaliyet yürütmektedir. Ancak her ilin milli eğitim imamları zaman zaman il imamları ile görüşerek istişare yapmaktadırlar. Örgüt için, kadrolaşmada ve nihai amaca ulaşmada Milli Eğitim Teşkilatı önemli bir yer tutmaktadır. Örgüt, eleman kazanmak için en iyi yolun eğitimden geçtiğini bilmektedir. Fetullah Gülen'in talimatından yola çıkan örgüt, talebe evlerinde yetişen zeki ve başarılı öğrencileri eğitim fakültelerine yerleştirmiştir. Örgüt bu öğrencileri sürekli kontrol altında tutmuş ve örgüt propagandası yapmak için bire bir irtibat kurmuştur.
Mülkiye İmamı: Tıpkı Milli Eğitim Bakanlığında olduğu gibi, bu defa İçişleri Bakanına denk ve alternatif örgüt üst sorumlusu olan mülkiye imamı, doğrudan Türkiye İmamına bağlı olarak faaliyet yürütmektedir. Ülke genelindeki vali ve kaymakam atamaları ile ilgili bakanlıklar seviyesinde kadrolaşma çalışmaları mülkiye imamı aracılığı ile yapılmaktadır.
Örgüt özellikle faaliyetlerin yoğun olarak yürütüldüğü büyük illere ve finansal getirisi yüksek il ve ilçelere kamu personeli atamaya çalışmıştır. İçişleri Bakanlığı üzerindeki nüfuzunu kullanan örgüt, kaymakam seçimi ve tayinleri ile valiler kararnamelerinde de özellikle etkili olmuştur. Ancak mülkiyede uzun zamandır örgütlenme tamamlandığı için mülkiye imamlığı mahrem hizmetler sınıfından çıkarılmıştır.
Akademik Kadro İmamları: Akademik kadro örgütün sonradan oluşturduğu bir birimdir. Üniversiteler üzerindeki çalışmalar akademik kadro imamları aracılığı ile yürütülmektedir. Örgüt bu tür çalışmalarla tüm üniversitelerin işleyişi hakkında bilgi sahibi olmuştur. Akademik kadrodaki imamları aracılığı ile örgüt mensubu şahısların üniversitelere personel olarak yerleştirilmesi ve öğrencilere yönelik propaganda çalışmaları organize edilmiştir. Ayrıca üniversitelerde teknokent adı altında faaliyet yürüten ve büyük ihalelerle iş yapan şirketleri de bu kadro ile kontrol altında tutmak ve takip etmek mümkün olmuştur
Kritik Birim İmamları: Örgüt, kitlesel kadrolaşmayı sağlamak için ÖSYM'de, usulsüz dinlemeleri gerçekleştirip toplum hakkında bilgi toplamak için TİB'de, bilimsel ve teknolojik araştırmaları kontrol edebilmek için TÜBİTAK'da özel birim imamları oluşturup mahrem hizmetler içerisinde faaliyet yürütmüştür.
Bunların dışında, örgüt her bir bakanlıkta sorumlu imamlar da atamıştır.
-
Örgütün Kripto Örgütlenmesi
FETÖ’nün en önemli özelliği, TSK gibi kurumlarda çok daha fazla titizlik gösterilen kriptolaşma yeteneğidir. Bu yeteneğin ve buna bağlı olarak geliştirilen yöntemlerin sonucunda bu örgütün üyeleri, zaman zaman Fetullah Gülen karşıtı olarak bile görünebilmektedirler.
Çok yüzlü, çok kimlikli ve son derece değişken pozisyon ve yaklaşım sergileyebilme karakterinde bir yapılanma olduğu bilinerek, kriptolaşma becerilerinin deşifre edilmesi, kimilerinin bugüne değin nasıl başka siyasi anlayışlar ve kimlikler altında bu örgütün içinde yer aldığının ortaya çıkartılması son derece önemlidir.
Bu manada, FETÖ’nün önemli bir diğer özelliği; hem network sisteminin olması, hem de kimi kurumlar ve dönemler içinde hücresel kümelenme niteliğine de sahip olmasıdır.
Dostları ilə paylaş: |