2. Yatay Yapılanma (Hücre Tipi Zincir Yapılanma): 33
Örgüt, yapılanmasının deşifre olmaması ve devletin örgüt yapısını çözmekte zorlanması için dikey yapılanmanın dışında hücre tipinde yatay olarak da örgütlenmiştir. Hücreler, genellikle en fazla beş kişiden oluşmaktadır ve bir abiye/ablaya bağlı birimlerdir. Ayrıca her hücre abi veya ablası da bir başka hücrede yer almaktadır. Örgüt, hücrelerden oluşan zincirler şeklinde üst imamlara ve nihayet bu zincirler de ülke kıta ve üst örgüt yöneticilerine bağlanmaktadır.
Örgütün genel yapılanması, Kâinat İmamı, Kıta (Coğrafi Bölge) İmamları, Ülke İmamları, Eyalet (Bölge) İmamları, İl İmamları, Küçük İl Bölge İmamları (Sadece Büyük Şehirlerde), İlçe İmamları, Semt İmamları, Mahalle İmamları, Ev İmamları olmak üzere hiyerarşik bir şekilde sıralanmaktadır. Yapılanma “yurt içi ve yurt dışı” olarak da ikiye ayrılmakta, bununla birlikte, ülke içindeki yapılanma da, devlet daireleri yapılanması ve diğer yapılanmalar olarak iki türlü teşkil edilmektedir.
Kamu kurumları içindeki yapılanma bir hücre ile başlayıp orada kadrolaşma sağlandıkça başka hücrelerin eklenmesiyle veya büyüyen hücre bölünerek yeni bir hücre oluşturulmasıyla çoğalmaktadır. Her bir hücreye sorumlu bir abi (imam) atanarak yapılanmanın genişlemesi sağlanmaktadır. Kuruma atanan üst sorumlu imam ise kurumdaki hücrelerin tamamından sorumlu olarak faaliyet yürütmektedir.
Bu örgütün önemli bir yapılanmasını “Devair-i Devlet” 34 yapılanması olarak ifade edilen devlet daireleri yapılanması oluşturmaktadır. Bizzat Fetullah Gülen’in talimatı sadece Türkiye’de değil yurt dışında da kurulmuştur. Örgütün kendi amaçları doğrultusunda kullanabileceği tüm devlet kadrolarını idare eden birim, Devair-i Devlet olarak adlandırılmaktadır. Örgüt içerisinde bile gizli olarak faaliyet yürüten bu yapılanma, örgütün faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde devlet kadroları içerisinde hâkimiyet sağlamaya çalışmaktadır. Dolayısıyla, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz gibi kalkışma tehlikeleri örgütün faal ve özellikle de güçlü olduğu tüm ülkeler için de geçerlidir. Bu yapılanma başta Türkiye olmak üzere tüm kurumların örgütün eline geçmesi ile örgüt lideri Fetullah Gülen’in yönetiminde nihai olarak kâinat imamlığına ulaşma amacını hedeflemektedir.
Ayrıca, örgüt yapılanması içerisinde, örgüt mensuplarının bile bilmediği, sadece Fetullah Gülen’in bildiği ve atamasını yaptığı hayalet bir yapı bulunduğu da değerlendirilmektedir. Bu hayalet yapının görevi örgüt içerisinde oto kontrol sistemi ile yapıyı denetlemek ve bizzat Fetullah Gülen’e rapor vermektir. Aynı zamanda mutlak itaat ile yukarıdan gelecek olan emir ve talimatları hiç sorgulamaksızın, eksiksiz ve tam olarak yerine getirmektedir.
Hayalet yapı içerisinde talimatlar kişiye özel olarak verilmekte ve kimsenin haberi olmadan söz konusu talimat yerine getirilmektedir. Bu hayalet oluşum aynı zamanda örgüt içerisinde çatlak seslerin ve örgütün düzenini bozacak kişilerin tespiti ve örgütten kısa sürede gönderilmesi görevini de yürütmektedir. Hayalet yapı bir nevi örgüt sigortası gibi işlemektedir.
-
Yurt Dışı Yapılanma Şekli
Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından Komisyonumuza sunulan 22.05.2017 tarihli ve 10.000.06.000.105.2/50-97549206 sayılı cevabi yazıda, FETÖ’nün yapılanması şöyle açıklanmaktadır:
“Örgütün gelişim süreci, ana hatları itibarıyla iki döneme ayrılmaktadır. 1960’ların ikinci yarısından 1980’lerin sonuna kadar uzanan ilk dönemde FETÖ/PDY, Türkiye içerisindeki teşkilatlanmasına ağırlık vermiştir. 1990’lı yılların başlarından itibaren günümüze kadar devam eden son 25 yıllık ikinci süreçte ise örgüt, ilk etapta SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazanmaya başlayan Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ne yönelik çalışmalarını ivmelendirmiş, bilahare küreselleşme ile uyumlu stratejileri dâhilinde dünya genelinde teşkilatlanma faaliyeti yürütmüştür.
Bu kapsamda FETÖ/PDY, günümüz itibarıyla Balkanlardan Kafkaslara, Orta Asya'dan Avrupa'ya, Kuzey Amerika'dan Uzak Doğu Asya, Ortadoğu ve Afrika’ya kadar dünyanın yaklaşık 170 ülke/bölgesinde-özerk cumhuriyetinde “din—politika— para” üçgeninde faaliyet gösteren bir organizasyon hüviyetine bürünmüştür. Ayrıca özellikle 11 Eylül sonrasında “Dinler Arası Diyalog” adı altında önde gelen Hristiyan ve Musevi din adamları/tüzel kişilikleri ile temasa geçen FETÖ/PDY, kurduğu ilişki ve irtibatlarını her geçen gün geliştirmiştir.
Nitekim söz konusu 170’e yakın ülkede eğitim yapılanmaları haricinde örgüte bağlı; 520 şirket, 269 vakıf, 147 yazılı medya (internet siteleri, haber portalları ve sosyal medya uzantıları dâhil), 58 görsel ve işitsel medya kuruluşu, 252 iyi ilişki geliştirdikleri STK ve güç odağı, 327 dernek, 216 hastane, etüd merkezi, dil merkezi, kültür merkezi vb. tespit edilmiştir ancak gerçek rakamın bunun üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
FETÖ/PDY, yurtdışında eğitim kuruluşları öznesinde başlattığı teşkilatlanma çalışmalarının ilk aşamalarından itibaren, faaliyet gösterdiği ülkenin yasal mevzuatı ve iç dinamikleri ile uyumlu olmaya/çatışmaya girmemeye, iktidarı elinde bulunduranlarla ve güç odakları/lobilerle iyi ilişkiler geliştirmeye/ters düşmemeye büyük özen göstermiştir.
Çalışmalarında insani/ahlaki mülahazaları, hoşgörüyü, uzlaşıyı ve diyaloğu ön plana çıkarmıştır. Siyasetten uzak oldukları ve tamamıyla insani/ahlaki mülahazalarla hareket ettikleri imajı veren örgüt, faaliyetlerinin arka planındaki asıl hedeflerini ve gizli ajandasını deşifre etmemiştir.
FETÖ/PDY, okulları vasıtasıyla, bulundukları ülkelerin saygın ve etkin kişilerinin çocuklarını okuluna kabul edip popülaritesini artırmaya ve veliler vasıtasıyla o ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal hayatında etkinlik kurmaya çalışmaktadır.
Yıllardır Türkiye’nin yurt dışındaki “gönül elçisi” olduğunu iddia eden FETO’ye bağlı okullar ve STK’ların temsilcileri, örgütün gerçek yüzünün açığa çıkmasının akabinde, uluslararası platformlarda Türkiye’yi suçlu duruma düşürmek ve ülkenin iç işlerine yabancı devletlerin müdahale etmesini sağlamak adına her türlü girişimi yapar hale gelmiştir. Bu kapsamda Avrupa Parlamentosu milletvekillerine ve ABD senatörlerine Türkiye’yi suçlayıcı belgeler/e-postalar göndermiş, anılanlarla toplantılar düzenleyerek, Türkiye’deki mevcut yönetimi suçlu göstermeye matuf girişimlere yönelmiştir.
FETO/PDY’nin faaliyet gösterdiği ülkelerdeki okul müdürleri, genel olarak aynı zamanda o ülkeden sorumlu FETÖ/PDY imamıdır. Söz konusu ülke imamları, Türkiye’de çeşitli ilçe ya da illerde imam seviyesinde görev yapmalarının ardından ülke sorumlusu (imamı) olarak yurt dışındaki bir okula atanmaktadır. Anılanlar, eğitimci gibi gözükmelerine rağmen, o ülkedeki tüm siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmeleri takip etmek, ülke yöneticileriyle iyi ilişkiler tesis etmek, o ülkeye Türkiye’den gidip gelen misafirleri karşılayıp ağırlamak, Türkiye’deki FETÖ/PDY mensubu iş adamlarına yeni iş imkânları araştırmak, gerektiğinde örgüt lehine o ülkenin etkin şahısları aracılığıyla Türkiye üzerinde baskı kurdurmak gibi faaliyetleri yürütmektedir. Ancak sanıldığının aksine, FETÖ/PDY okullarının faaliyet gösterdikleri ülkelerde İslam Dinini yayma/İslam adına tebliğ/irşad faaliyeti yürütmek gibi bir amacı ve hedefi bulunmamaktadır.
FETÖ’nün lider kadrosu ve Fetullah Gülen’in ikamet ettiği ülke olmasının yanı sıra, örgütün tesis ettiği üst düzey siyasi ilişkiler, sivil toplum yapılanması ve sağladığı finansman bakımından, hâlihazırda örgütün ana faaliyet merkezinin ABD olduğu belirtilebilecektir.
Nitekim FETÖ/PDY lideri F.GÜLEN ve anılanın İzmir/ Kestanepazarı Camii’nde yapılanmanın çekirdeğini oluşturmaya başladığı dönemden yol arkadaşı olan üst düzey örgüt mensupları, ABD merkezli olarak Türkiye ve dünya genelindeki faaliyetlerini sürdürmektedir. Örgütün ABD’deki faaliyetleri hâlihazırda New Jersey, Washington DC, Pensilvanya, Teksas, Houston, Nashville, Chicago, Pittsburgh, Columbus ve Boston gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yoğunlaştığı eyalet ve şehirlerde ağırlık kazanmaktadır.35
Örgütün her kıtada sorumluları (imamları) bulunmaktadır. Her kıta imamının altında sorumlu ülke imamları vardır. Kıta ve ülke imamlarının koordinesinde o ülkenin alt yapı çalışması yapılmakta ve örgütün o ülke üzerindeki politikası belirlenmektedir. Özellikle eğitim faaliyetleri adı altında ülkede sempati kazanmaya çalışılarak, ülkenin siyaset ve üst düzey bürokrat kesimi ile irtibata geçilmektedir.
FETÖ tarafından darbe girişimi sonrasında, Fetullah Gülen’in talimatları kapsamında yurtdışında yeniden yapılanma çalışmaları yürütülmekte ve ülke sorumluları/imamları değiştirilmektedir.
Örgütün kıta/ülke yapılanması, yurt içi yapılanması ile hemen hemen aynıdır. Ancak Türkiye yapılanması gibi çok geniş bir yelpazesi bulunmamakta, ülkenin koşul ve imkânları doğrultusunda daha dar ve sınırlı şekilde hareket edilmektedir.
Yurt dışında faaliyet gösterilen ülkelerin tüm masrafları ihtiyaç olduğu sürece ülkemizdeki il imamlıkları tarafından karşılanmaktadır. Her il imamlığının özellikle mali konularda yurt dışında sorumlu olduğu bir ülke bulunmaktadır. Ancak bu durum o ülkede bulunan okul sayısına göre de farklılıklar göstermekte olup, yoğunluğa göre bir ülkeye birden fazla il imamlığı da maddi olarak destek verebilmektedir. Ülkelerin tüm masrafları il imamına bağlı olarak faaliyet yürüten mütevelli heyeti tarafından karşılanmaktadır.
Her ne kadar örgüt yurt dışında halen yaygın ve güçlü gibi görünse de, asıl yapılanma gücü, maddi ve insan kaynağı Türkiye’den sağlanmaktadır. Bu nedenle, örgütün Türkiye’de kripto unsurlarıyla birlikte tamamen bitirilmesi örgütün dünya yapılanmasını da büyük ölçüde zayıflatacaktır.
Örgütün yurt dışı yapılanması şu şekildedir:
-
Avrupa Kıtası (Batı Avrupa İmamı, Balkanlar İmamı, Eski Doğu Bloku Ülkeleri)
-
Amerika Kıtası (ABD-Kanada İmamı, Güney Amerika İmamı)
-
Asya Kıtası (Türk Cumhuriyetleri İmamı, Uzak Doğu İmamı, Orta Doğu İmamı, Rusya Cumhuriyetleri İmamı)
-
Afrika Kıtası (Afrika İmamı)
-
Avustralya Kıtası (Avustralya İmamı)
Dostları ilə paylaş: |