4C. Evli Bir Kadının Boşanması Veya Kocasını Terk Etmesi
Evli bir kadın kocasından boşanmak istemesi veya kocasını terk etmesi de namusa aykırı ve cezalandırılmayı hak eden bir davranış olarak görülmektedir. Ancak, Şanlıurfa’daki görüşmelerde dile getirildiği gibi, bazı durumlarda erkeğin ikinci bir eş istemesi ve eş adayının resmi nikahta ısrar etmesi sonucu, erkek ilk eşini boşanma davası açmak üzere avukata gönderebilmektedir (Şanlıurfa, yaşı belirtilmemiş, kadın, hakim). Ayrıca, kadının ailesi veya akrabalarının, kocasının uygunsuz davrandığına veya ailenin sorumluluğunu taşıyamayacağına hükmederek, kadını boşanma davası açmaya zorladığı durumlar da olabildiği belirtilmiştir. Ancak, boşanmaya kadının kendisinin karar verdiği bazı durumlar, namusa aykırı davranış olarak nitelendirilmektedir.
Bu kategorideki vakaların dördü cinayetle sonuçlanmıştır. Vakalardan birinde, kocası askerde iken ailesine geri dönen kadın, kocasının erkek kardeşi tarafından öldürülmüştür; ikinci vakada, evini terk eden ve kocasından boşanmak için başka bir kente giden kadın, 19 yaşındaki oğlu tarafından öldürülmüştür; üçüncü vakada ise, sağır ve dilsiz bir erkeğe “berdel” olarak verilmiş olan kadın, boşandıktan sonra bu kişi tarafından öldürülmüştür. Aşağıdaki diyalog ikinci öyküyü anlatan kişinin görüşmesinde alınmıştır:
-“Ben daha sonra aileyi ziyaret ettim, daha sonra o çevrede kadınlarla toplantı yaptım. Yani üzücü bir olaydı ki kadınların çoğu demişti ki “hak etti, öldü”. Kadınlar söyleyince çok zoruma gitmişti, o yüzden de ben o kadınlarla tekrar tekrar toplantı aldım. -“Neden böyle söylüyorsunuz, neden hak etti bu kadın?”
- Neden? Ne diyorlar?
-“Evden ayrılmamalıydı. İşte kocasının dizinin dibinde olmalıydı. Dövülür de sevilir de, ama kaderi budur katlanmalıydı”. Böyle yaklaşım vardı.” (Adana, kadın, 40 yaşında, ilkokul mezunu, yerel yönetici)
Bu kategori içinde yer alan son vakada, evde şiddete maruz kalan bir kadın kocasından ayrılmak istediğinde, ailesi buna karşı çıkarak kendisini ölümle tehdit etmiştir. Kadın kendisine destek olan bir STK’ya sığınmış ve onların desteğiyle aile kadının boşanması konusunda ikna olmuştur. Olay, bir STK üyesi tarafından şöyle aktarılmıştır:
“(Kadın) eşinin evine dönmek istemediğini söylüyordu ve üç gün dışarıda sokakta kalmıştı. Çok kötü bir durumdaydı gerçekten. Mesela ailesi bize şunu söyledi “siz getirmeseydiniz biz bunu öldürürdük”. Yani ilk cümlesi buydu babasının ve ben gerçekten çok etkilendim orada.
-Gerekçesi neymiş öldürmesinin?
-Gerekçesi şu. “Evinden ayrı nasıl üç gün dışarıda kalır?” Bu bir öldürme nedenidir burada. Namus sorunu var ortada. (…) Normalde de ailesi kabul etmiyordu boşanmayı. Onlar şöyle düşünüyordu, “bir kere evlenilir ölene kadar” gibi bir anlayışla baktılar özellikle kadına. Yalnız başlarına gitseydi bu kesinlikle bir öldürme gerekçesiydi.” (Batman, kadın, 27 yaşında, ilkokul mezunu, STK üyesi)
4D. Boşanmış Bir Kadının Bir Erkekle İlişkisi
Bu kategoride anlatılan beş vakanın dördü cinayetle sonuçlanmıştır. Boşanmış bir kadının durumu evli bir kadından çok farklı değildir (hatta daha kötüdür), çünkü bedeni ve cinselliği eski kocasının, ailesinin ve yakınlarının çok sıkı kontrolü altındadır. Boşandığı için kabul edilemez birşey yapmıştır, ve kurallara karşı çıkma ve namusa aykırı davranışlarda bulunma potansiyeli taşıyan biri olarak görülür. Bir grup görüşmesi sırasında anlatılan aşağıdaki öykü, boşanmış kadının durumu hakkında bize ipuçları vermektedir:
“Adamın biri duyduk ki avradını boşamış. (…) Avradı boşadı, bir kaç sene sonra, komşusu o avradı aldı, istedi. Komşusu, kapı komşuları. Aldı. Bu eski kocası o adama dedi ki, “Sen benim eski avradımı aldın, ben boşanmışım, benimle alaka kalmadı ama sen alacaksan bu köyden göç. Göç et git yani. Gitmezsen benim eski avradım, kapımız kapı komşuyuz, sen getirirsen bak ben seni vururum” demiş. “Ben istersem alırım” demiş. “İyi al bakalım” demiş. Almış bir sene geçti geçmedi gidip de adamı, adam odun toplamaya gitmiş dağa gitti pusuya kurdu kendine, silahla vurdu. (…) Adam tabii hapise girdi, çıktı. Bizim köyün muhtarı, köyün heyetini, ihtiyarlarını topladı, dedi “Arkadaşlar, bu kanunu kaldıralım, bizim köyde evlenen bir kız, ister amcasının oğlu olsun, ister komşusu olsun, boşanan bir bayan” dedi, “bu köyden tekrar gelin olmayacak, başka yere gidecek.” O adeti kaldırdılar yani. (…) O olaydan bu yana zaten öyle bir durum daha olmadı. Bir de zaten kesinlikle duramaz, kalamaz, zaten iyi bir şey de değil yani gerçekten.” (Adana, erkek, 49 yaşında, ilkokul mezunu, Adıyamanlı)
Bu tür vakalar yalnızca kocanın kadın üzerindeki kontrolünün boşanmadan sonra da devam ettiğini göstermiyor, aynı zamanda bunun akrabalar ve komşular tarafından beklenen ve onaylanan bir davranış olduğunu da yansıtıyor. Ayrıca, eğer boşanmış kadın kendi ailesine geri gönderilirse, aile kocanın rolünü üstleniyor ve kendilerini kadının davranışlarından sorumlu hissediyor. Bunun doğal bir sonucu olarak da, bir erkek ile ilişki kuran boşanmış bir kadın kendi aile üyeleri tarafından öldürülürse, çevre bu cinayete “yapılması gereken”, “kaçınılmaz bir şey” olarak yaklaşıyor. Polis sorgusu sırasında bile, bazen polislerin bu tür cinayet sanıklarına yaklaşımı diğer cinayet vakalarına kıyasla çok daha anlayışlı olabiliyor. Adana’lı bir gazeteci böyle bir vakadaki gözlemlerini şöyle aktardı:
“…Kadın eşinden ayrı ama kadın başka erkeklerle beraber oluyor. Kadının çocuğu yani erkek çocuk, işte “senin annen onunla bununla yatıyor” laflarına maruz kaldıktan sonra, annesinin erkek arkadaşını vurmuştu. Ve polis sorgusuna ben de girmiştim. Polis odasında. Ve polislerin onu övücü sözlerle karşılamıştım. “Evet helal olsun sana, al buradan bir sigara yak, bir çay da benden iç” gibi hani resmen ödüllendirme gibi bir mekanizmayla karşılamıştım…” (Adana, erkek, 30 yaşında, gazeteci, doğma büyüme Adanalı)
Bu kategoride, boşanmış kadın ve sevgilisinin öldürülmediği bir tek vakayla karşılaşıldı. Bu vakada erkek boşanmış olan kadınla evlenmek istediği halde, ilişkileri hakkında çevrede çok fazla dedikodu olduğu için kadının babası izin vermemiştir. Olayı anlatan kişi şöyle demiştir:
“Babası dedi, kesinlikle dedi, vermiyicem, karımı verebilirim ama kızımı veremem ben sana dedi. Çünkü, çevre herkes diyecek ki tamam doğruydu, o yüzden boşandı.” (Batman, kadın, 23 yaşında, ilkokul mezunu, Siirtli)
Bu durumda erkeğin tek seçeneği, altı aylık hamile olan kadınla birlikte kaçmak olmuştur. Bu olayda, annesinin kadını desteklediği ve erkeğin de kendi ailesinde güçlü bir kişi olduğu belirtilmiştir. Çiftin birlikte kaçmasının ardından erkeğin ailesi de intikam korkusuyla o bölgeyi terk etmişlerdir.
Dostları ilə paylaş: |