TüRKİye diyanet vakfi 5 İSLÂm ansiklopediSİ (25) 5



Yüklə 1,44 Mb.
səhifə43/52
tarix27.12.2018
ölçüsü1,44 Mb.
#87599
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   52

KAYREVAN ULUCAMİİ 634

KAYREVÂNÎ, ABDULLAH B. ABDURRAHMAN 635

KAYREVÂNÎ,

Muhammed b. Ca'fer


KAYS B. AMR 636

KAYS B. ÂSİM

Ebû Alî (Ebû Talha, Ebû Kabîsa) Kays b. Asım b. Sinan b. Hâlid et-Temîmî el-Minkarî (Ö. 47/667) Şair sahâbî.

Temîmoğullan kabilesine mensup olup Câhİliye dönemi şairlerindendir. 9 (630) yılında Temîmoğullan Hz. Peygamber'e zekât vermeyi reddederek baş kaldır­dılar. Resûl-i Ekrem, durumu öğrenin­ce Uyeyne b. Hısn el-Fezârî'yi elli kişilik bir müfreze ile Temîmoğullarfna karşı gön­derdi. Uyeyne âni bir baskın düzenleyerek elli iki kişiyi esir alıp Medine'ye şevketti. Bunun üzerine aralarında Kays b. Âsım'ın da bulunduğu bir heyet elçi olarak Me­dine'ye geldi. Resûlullah gelen heyete ik­ramda bulundu, Kays için, "Bu bedevile­rin efendisidir" dedi ve esirleri serbest bıraktı. Kays ve beraberindekiler bu sı­rada müslüman oldular. Hz. Peygamber, daha sonra da elçi olarak huzuruna ge­len Kays'ı Benî Mukâıs kabilesinin zekât­larını toplamakla görevlendirdi.

Bazı kabilelerin irtidad ettiği Hz. Ebû Bekir döneminde Kays'ın Medine'deki yö­netime bağlılığı sarsıldı ve topladığı zekât mallarını kabilesine dağıttı. Onun İrtidad ederek peygamberlik iddiasında bulunan Secâh et-Temîmiyye'ye katıldığı da nakle­dilmektedir. Hâlid b. Velîd, Secâh ve Müseylimetülkezzâb ile savaşmak üzere Yemâme'ye geldiğinde orada bulunan Kays b. Âsım'ı esir aldı. Kays ise Hâlid b. Velîd'e Müseylimetülkezzâb'ın eline geçen oğlu­nu istemek üzere geldiğini söyledi. Bu­nun üzerine Hâlid Kays'ı serbest bıraktı. Kays b. Âsım'ın esir düşmeden önce irtidad etmekten vazgeçtiği kaydedilmekte ve Secâh ile Müseylimetülkezzâb'ı yeren bazı beyitleri buna delil gösterilmektedir. Kays ridde olaylarının başlangıcında Me­dine'ye karşı düşmanlık göstermemiş, çı­kan isyanlara karşı Medine'nin tutumunu gözlerken de tarafsız davranmış, Uman"-dan Medine'ye gitmek üzere Temîmoğul-ları topraklarından geçen Amr b. Âs'a re­fakat etmiştir. Benî Hanîfe'nin isyanının bastırılmasından sonra Bahreyn'e git­mekte olan Alâ b. Hadramî'ye katılmış, âsilerden Hutam ve Ebcer b. Büceyr'i öl­dürmüştür. Daha sonra Basra'ya yerle­şen Kays burada vefat etti.

İyi bir hatip olan Kays b. Âsim, kisrânın huzurunda yaptığı konuşmasıyla takdir toplamıştı. Onun Hîre Hükümdarı Nu'-mân b. Münzir'e gönderilen müfâharet heyeti içerisinde yer aldığı da bildirilmek­tedir. Ahnef b. Kays hilmi Kays b. Âsın dan öğrendiğini söyleyerek onun, oğlunu öldüren yeğenini salıverdiğini, oğlunun diyetini de annesine kendisinin ödediğini nakletmektedir. Bundan dolayı. "Kays1-tan hilim aldı" sözü darbımesel olmuştur.

Müslüman olmadan önce içki içmeme­si, fakat kız çocuklarını diri diri gömme-siyle tanınan Kays b. Âsim yaptıklarını Hz. Peygamber'e anlatmış, o da kendisine öl­dürdüğü her kızı için bir köle azat etme­sini veya deve kurban etmesini emret­miştir. Bir gün Resûl-i Ekrem'i çocuklar­dan birini severken görmüş ve kendisinin birçok kızı olmasına rağmen hiçbirini kucağına alıp sevmediğini söylemiştir. Kays'ın kızlarından birini nasıl diri diri gömdüğü kendisine anlatıldığında Hz. Peygamber çok hüzünlenerek ağlamış ve, "Bu katı kalpliliktir, merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz" demiştir. Kays b. Âsim, Resûlullah'tan birkaç hadis rivayet etmiş, Hasan-ı Basrî, Ahmed b. Kays, Halîfe b. Husayn ve oğlu Hâkim b. Kays da kendisinden rivayette bulunmuş­tur. Bazı beyitleri dışında Kays'ın şiirleri günümüze ulaşmamıştır.


Bibliyografya :

İbn Sa'd. et-Tabakât, 1, 293-294; İbn Habîb, Muhabber, s. 237; Ebü'l-Ferec el-İsfahânî. el-Eğânî, XIV, 69-71, 76, 83, 88-90; İbnü'1-Esîr. üsdü'l-ğâbe, İV, 433; İbn Hallikân. Vefeyat, I, 183; İbn Hacer, el-İşâbe,V, 483-485; Şâmî, Sü-bülü'l-hüdâ, VI, 613-614; Cevâd Ali. ei-Mufaş-şal, V, 91-92; Hüseyin Hasan, A'lâmü Temim, Beyrut 1980, s. 450-451; Afif Abdurrahman, Muccemü'ş-şucarâ\ Riyad 1403/1983, s. 283; a.mlf.. "Kays b. 'Âsim, Seyyidü ehli'l-veber", NE, LJ1/1 (1980), s. 770-795; Abdülhay el-Ket-tânî, et-Terâtİbü'l-idariyye (Özel), bk. İndeks; M. J. Kister, "Kaysb.'Âşım", £/z(|ng.), IV, 832. Ali Osman Ateş



KAYS AYLAN (BENÎ KAYS AYLAN)

Adnânîler'e mensup kabileler topluluğu.

Kays Aylan b. Mudar b. Nizâr b. Mead b. Adnan şeklinde sıralanan bir neseb sil-silesiyie Adnan'a ulaşır. Kays Aylan'a bağ­lı kabileler (Kaysiyyûn, Kaysiyye] Kays'ın Amr, Sa'd ve Kâ'b (Hasafe) adlı oğullarının soylarından gelmektedir. Fehm (Cedîle) ve Advân Amr'ın; Gatafân. Bâhile, Eşca'. Abs, Zübyân, Muhârib, Enmâr ve Fezâre Sa'd'ın; İkrime, Mazin, Hevâzin, Süleym, Sakif. Sa'saa, Âmir b. Sa'saa ve Hilâl Kâ'b'ın soyuna mensuptur. Sayı ve güç itibariyle hâkimiyeti ellerinde bulunduran Kaysîler, çok defa bütün Mudar kabilele­rini ve hatta Adnânîler'in tamamını tem­sil ve ifade etmişlerdir.

Kays Aylan, başlangıçta Mudar'ın diğer kollarıyla birlikte Tihâme'de yaşıyordu. Ancak nüfusu artınca Hındif ile arasında savaş çıktı ve mağlûp olarak buradan ayrılmak zorunda kaldı. Çeşitli kollan Necid. Mekke-Medine, Yemâme, Vâdil-kurâ ve Bahreyn bölgelerine, kuzeyde HîreLahmîKralIığfnın hâkim olduğu Irak ile güneyde Yemen'e doğru uzanan top­raklara yayıldı. Tâif ve Felec gibi şehirler, Zülmecâzve Ukâz panayırları, Huneynve Evtâs vadileri Kaysîler'e aitti. Savaşçılıkla­rı ve sayılarının çokluğu ile tanınan Kaysî­ler eyyâmü'l-Arabda ve özellikle ficârda önemli rol oynamışlardır. Ataları Kays'ın muvahhid olduğuna dair bir ha­dis rivayet edilmişse de 637kabilenin bütün kollan putperesttiler; meselâ Gatafân Uzzâ'ya, Hevâzin Cihar ile Zülhalesa'ya tapıyordu. Şi'râ (Sirius) yıldı­zına da tapan Kaysîler, Kabe'nin ve hac-cın kutsiyetine inanıyorlardı. Huzâa reisi Amr b. Luhayy'in ölümünden sonra yerine geçen oğlu Kâ'b zamanında Kays Aylan Mekke'de idareyi ele geçirmek için şehrin üzerine yürümüş, fakat mağlûp olarak geri çekilmek zorunda kalmıştır. Kaysî-ler'in kendilerine has telbiyeleri vardı ve Câhiliye döneminde ifâza görevi Advâno-ğullan'nın uhdesinde idi. Nâbiga ez-Züb-yânî, Antere, Lebîd b. Rebîa, Âmir b. Tu-feyl. Hansa, Ebû Mihcen, Hutay'e, Teeb-beta Şerran ve Nâbiga el-Ca'dî gibi meş­hur şairler Kays Aylân'a mensupturlar. Ayrıca Tağlibîler'in düşmanı olan Kayso-ğulları'nı şiirleriyle savunan Cerîr ile bir Tağlibî olan Ahtal arasında meydana ge­len atışmalar (nekâiz) çok meşhurdur.

İlkyillarda Hz. Peygamber'e inanan ba­zı Kaysîler bulunmakla birlikte Kays Aylân'ın müslümanlarla başlangıçtaki mü­nasebetleri düşmanlık esasına dayalı ol­muş, özellikle Gatafân her fırsatta Medi­ne'ye saldırarakyahudilerin de kışkırtma­sıyla Hendek Gazvesi'ne başta Eşca", Fe­zâre ve Mürre olmak üzere çeşitli Kolla­rıyla katılmıştır. Ancak Eşca'lılar. çarpış­malar devam ederken İslâm'a girdiği ka­bul edilen reisleri Nuaym b. Mes'ûd'un etkisiyle saf değiştirmişlerdir. Fezâreliler. Hayber seferi sırasında yahudilere yardım için harekete geçtiler; fakat Hz. Peygam-ber'in uyguladığı başarılı siyaset sonucu olaya karışamadılar. Bunun ardından ön­ce Fezâre, bir süre sonra da Süleym müs-lüman olup Mekke'nin fethine iştirak et­ti. Bu gruplar, Kays Aylân"ın diğer önemli kabileleri Hevâzin İle Sakif in sebebiyet verdiği Huneyn, Evtâs ve Tâif muhasa­rası olaylarında kendi akrabalarına karşı savaştılar. Daha sonraları sırasıyla Hevâ­zin. Sakif ve diğer Kays kabileleri İslâmi­yet'i kabul ettiler. Fakat Resûl-i Ekrem'in vefatının ardından Arabistan'ı saran rid-de olayına onlar da karıştılar ve Tuleyha gibi sahte peygamberlerin saflarında yer aldılar. Ancak Hz. Ebû Bekir kısa sürede karışıklıkları bastırınca Kaysîler de disip­line girdiler ve İslâm'a bağlandılar. Kays Aylân'ın çeşitli kolları fetihlerin hemen hemen tamamına katılmış ve Horasan'­dan Endülüs'e kadar savaştıkları bütün bölgelere yayılmışlardır.

Hz. Osman, evinde kuşatıldığı zaman Basra'dan gönderilen yardımcı kuvvetler arasında Kaysîler de vardı. Cemel Vak'a-si'nda ve Sıffîn Savaşı'nda Kays Aylan mensupları her iki tarafta da yer aldılar. Hâricîler'e karışmayan Kays Aylan, Eme-vîler dönemi boyunca iç siyasette bazan idarecileri yanında, bazan karşısında bu­lundu. Bu duruma yol açan başlıca etken, Yemen menşeli Kahtânîler'den Kudâa'nın önemli Kolu Kelb ile aralarında devamlı bir çekişme olmasıdır. Emevî halifelerinin ve veliahtlarının ailevî bağlar ve siyasî dü­şüncelerle KelbKabilesi'ne dayandıkları dönemlerde Kays Emevî karşıtı hareket­lerin içinde yer almıştır. Buna karşılık aynı sebeplerle Emevîler'in Kays'a yöneldiği ve idarede onlara mevki verdiği durum­larda ise Kelbîler karşı harekete geçmiş­lerdir. EmevîDevleti'nin yıkılmasının en önemli sebeplerinden birini teşkil eden bu kabile çekişmeleri çerçevesinde Kay­sîler, ilk Emevî halifelerine açıkça cephe alarak Abdullah b. Zübeyr'i destekledi­ler. Çünkü I. Yezîd, II. Muâviye ve I. Mervân'ın anneleri Kelb kabilesinden olduğu için bu halifeler onlara dayanıyordu. Dımaşk yakınlarındaki Mercirâhit'te I. Mervân'ın kuvvetlerine karşı Abdullah b. Zübeyr tarafında ve Dahhâk b. Kays kuman­dasında savaşa giren Kaysîler ağır bir ye­nilgiye uğradılarsa da tutumlarından vaz­geçmediler. Ancak Kays'ınSakif kolu I. Mervân'ın tahta çıkmasından itibaren Emevî idaresine girdi. Bu kabileye men­sup olan Haccâc b. Yûsuf es-Sekaff vası­tasıyla Abdullah b. Zübeyr'in öldürülme­sinden (73/692) sonra Abdülmelik b. Mer-vân döneminde Kaysîler Emevî idaresin­de kendilerine yer buldular. Kays ile Kelb arasında denge kurmayı hedefleyen Ab­dülmelik, Kays'ın Abs kolundan bir kadın­la evlendi. Ancak bu evlilikten doğan I. Velîd ve Süleyman, annelerinin Kaysî ol­masına rağmen Kelb'in tepkisinden çe­kinerek yönetimde Kays'a fazlaca ağırlık vermediler. Buna karşılık II. Yezîd devrin­de Kaysîler idareye tamamen hâkim oldu­lar ve bu hâkimiyetleri II. Velîd dönemin­de de devam etti. Fakat çıkan bir isyanda II. Velîd öldürülünce hilâfete gelen III. Ye­zîd, Kaysîler'i idareden uzaklaştırıp Kelbî-ler'i yerleştirdi. Son halife II. Mervân ise tamamen Kaysîler'e dayandı; hatta hilâ­fet merkezini onların hâkim bulunduğu Harran'a nakletti.

Kays Aylan açısından Emevîler döne­minin bu inişli çıkışlı olayları çok yıpratıcı olmuş ve Abbasîler devrinde aktif siya­setten çekilmesine yol açmıştır. Fakat yi­ne de çeşitli şehirlerde çıkan isyan ve iç karışıklıklarda zaman zaman Kaysîler de yer almışlar ve özellikle ezelî rakipleri Kelbîler'Ie çatışmışlardır. Kays ile Kelb arasındaki rekabet ve buna bağlı çatış­malar Kuzey Afrika ve Endülüs'te de ya­şanmış, Osmanlı döneminde ise Filistin ve Lübnan'da devam etmiştir. Halen sa­yılan çok azalmış olan Kaysîler'den Absoğullan'na mensup küçük bir grup Ara­bistan'daki Yenbu' civarında yaşamakta­dır. Sakifliler'in de Tâif'te nüfuzlu bir aile olarak varlıklarını sürdürdükleri bilin­mektedir.

Bibliyografya :

Lisânü'l-'Arab, "kys", '"ayl" md.leri;İbnü'l-Kelbî. Cemhere (Nâcî). s. 31 ] -314; Ebû Ubeyd Kasım b. Sellâm, en-Neseb (nşr. Meryem M. Hayrüddir'), Beyrut 1410/1989, s. 244-267; İbn Sa'd, et-Tabakât,], 127-128; V, 41-42; İbn Ha-bîb, el-Münemmak, s. 24, 160-180; Belâzürî. Ensâb (Zekkâr), XIII, 95-443; Taberî, Târih (Ebü'l-Fazl). bk. İndeks; İbn Düreyd, el-Sştikak (nşr. Abdıisselâm M. Hârûn), Bağdad 1979, s. 56, 265-311; İbn Abdürabbih. el-c!kdü'l-ferîd, 111, 350-355; V, 133-182; İbn Hazm, Cemhere, s. 10, 243-292, 468-469, 480-483; Heysemî. Mec-ma'-u'z-zeuâ'id, X, 49; C. Zeydân, et-'Arâb kab-le'l-İslâm, Beyrut, ts., s. 238-240, 316-326; Ce-vâd Ali. el-Mufaşşal, I, 397-399, 403-406; 111, 347-348; IV, 83-85, 257, 260, 476; A. Fischer, "Kays-Aylan", İA, VI, 476-482; W. Montgo-meryVVatt, "Kays'Aylan'1, 02(İng.], IV, 833-834; G. Baer-M. Hoerter. "Kays'Aylan |Kays and Yaman in the Ottoman Period]", a.e., IV, 834-835. Ahmet Önkal




Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin