el-MELİKÜ'I-MUZAFFER er-RESÛLİ
Ebü'l-Mansûr el-Melikü'l-Muzaffer Şemsüddîn Yûsuf b. Nûrİddîn Ömer b. Alî er-Resûlî et-Türkmânî
(ö. 694/1295)
Resûlî hükümdarı (1250-1295).
619'da(1222) Mekke'de doğdu. Babasi el-Melikü'l-Mansûr Nûreddin Ömer mem-lükleri tarafından Cened şehrinde öldürüldüğünde 789 el-Melikü'i-Muzaffer iktâı olan Mehcem şehrinde bulunuyordu. Babasını katleden memlükler, diğer memlükleri de yanlarına alıp Tihâme'nin Feşâl köyündeki amcazadesi Fahreddin Ebû Bekir b. Bedred-din Hasan'ı el-lvlelikü'1-Muazzam unvanıyla sultan ilân ettiler ve birlikte Zebîd üzerine yürüdüler. Babasının ölüm haberini alan el-Melikü'l-Muzaffer de asker toplayıp Zebîd'e hareket etti. Akvâz denilen yere ulaşınca babasının memlük-leriyle haberleşip kendilerine bazı vaad-lerde bulundu, onlar da el-Melikü'I-Muzaffer'in saflarına katılmayı kabul ettiler. Taraflar arasında yapılan antlaşma uyarınca memlükler el-Melikü'1-Muzaffer'i sultan olarak tanıdılar, babasının katillerini ve Fahreddin Ebû Bekir'i yakalayıp kendisine teslim ettiler. el-Melikü'1-Mu-zaffer büyük bir törenle Zebîd"e girdi. Zebîd ve Tihâme'yi ele geçirdikten sonra 648'de (1250) Aden'e hareket etti. Aynı yılın safer ayında 790 Lehic ve Aden'i zaptetti. Meâfir'i aldıktan sonra Tiz'e yürüdü. Emîr Alemüddİn Sencer eş-Şa'bî Taiz'i teslim aldı. 791Zeydîler'den Emîr Şemseddin Ahmed b. İmam Abdullah ile İmam Ahmed b. Hüseyin iş birliği yapıp el-Meİikü'1-Muzaffer'in San'a'da bulunan amcazadesi Esedüddin'e karşı yürüdüler. Esedüddin Berâş Kalesi'ne çekilmek zorunda kaldı. 792İmam Ahmed savaş yapmadan San'a'ya hâkim oldu. Bunun üzerine el-Melikü'l-Muzaffer San'a'ya hareket etti, onun yaklaştığını haber alan İmam Ahmed şehirden ayrıldı; Esedüddin onu takip ederek esir aldı. el-Melikü'l-Muzaffer 649'da (1251) Ta'ker Kalesi'ni de ele geçirdi.
Esedüddin bir süre sonra el-Melikü'l-Muzaffer'e karşı İmam Ahmed ile iş birliği yaptı ve ona biat etti (650/1252). Hâkimiyet sahasını genişletmek isteyen el-Melikü'l-Muzaffer, üvey annesi ve üvey kardeşleri Mufaddal ile Fâiz'in bulunduğu Dümlüe Kalesi'ni topraklarına kattı.793 Esedüddin tekrar el-Melikü'l-Muzaffer'e itaat arzetti. Bu sırada Emîr Şemseddin Ahmed ile Benî Hamza eşrafı arasında ihtilâf çıktı ve Zey-dîler el-Melikü'l-Muzaffer'den yardım istediler. O da Esedüddin'i onlara yardıma gönderdi. 794Berakış ve Zahir kaleleri Resûlîler'in eline geçti. Emîr Esedüddin ile Emîr Şemseddin, Sa'de'de bulunan İmam Ahmed b. Hüseyin'in üzerine yürüdüler. İmam Ahmed, Seyyid Hasan b. Vehhâs'ı vekil bırakıp kaçtı. Resûlî kuvvetleri Hasan'ı esir aldıktan sonra Zarfta bulunan İmam Ah-med'e karşı yürüyerek onu da bozguna uğrattılar, birçok askerini öldürdüler, bir kısmını esir aldılar. Ahmed b. Yahya da esirler arasındaydı.795Böylece İmam Ahmed b. Hüseyin'in hâkimiyetinde bulunan kuzeydeki toprakların büyük bölümü Resûlîler'in eline geçti.
el-Melikü'l-Muzaffer, Şevval 652'de 796 Mübârizüddin b. Bertâs'i Mekke'ye gönderdi. Fakat Şerîf İbn Ebû Nümey ile İdrîs b. Katâde onu bozguna uğrattılar. Emîr Şemseddin Ahmed, İmam Ahmed b. Hüseyin ile baş edemeyince el-Melikü'l- Muzafferden yardım istedi. O da kendisine yardımda bulundu ve Kahme şehrini ona iktâ etti.797 653"te(1255) Taİz'İ başşehir yaptı. Bu sırada Zeydîler İmam Ahmed b. Hüseyin'e karşı ayaklandılar; yapılan savaşlar sırasında İmam Ahmed Öldürüldü 798 bu sayede el-Melikü'l-Muzaffer de rahat bir nefes aldı. el-Melikü'l-Muzaffer, Esedüddin ile aralarında tekrar anlaşmazlık çıkınca onu San'a'dan uzaklaştırıp Muharrem 658'de 799 şehre girdi. Bir süre burada kaldıktan sonra Ale-müddin Sencer eş-Şa'bî'yi San'a'da görevlendirerek şehirden ayrıldı. el-Melikü'l-Muzaffer ile ilişkisi iyice bozulan Esedüddin, Benî Hâtim'den aracılık etmesini istedi. Ayrıca sultana mektup gönderip af ve eman diledi. el-Melikü'l-Muzaffer onun huzuruna gelmesini kabul etti, ancak San'a Valisi Şemseddin Ali b. Yahya ile birlikte huzura çıktıklarında her ikisini de tevkif ettirip hapse attırdı. Esedüddin'in ölümüyle800 el-Melikü'l-Muzaffer kaypak bir politika izleyen bir hanedan mensubundan kurtulmuş oldu. İmam Ahmed b. Hüseyin'in Öldürülmesinden (656/1258) ve halefi Hasan b. Vehhâs'ın 658'de (1260) Benî Hamza tarafından tevkif edilmesinden sonra Zeydîler Benî Hamza'nın liderliğinde ei-Melikü'l-Muzaffer "e itaat arzettiler. Böylece Yemen'de huzur ve sükûn sağlanmış oldu.
el-Melikü'l-Muzaffer önce Tavaşî Nizâ-meddin Muhtass'ı, ardından Alemüddin Sencer eş-Şa'bî'yi San'a valisi tayin etti. Ülkedeki karışıklıkları giderdikten sonra Şevvalinde 801 Benî Hamza'-nın reisleriyle birlikte hacca giden el-Melikü'l-Muzaffer 660 Saferinde 802 Yemen'e döndü. Fakat ülkedeki huzur ve sükûn çok uzun sürmedi. el-Melikü'l-Muzaffer hacda iken Şerîf Yahya b. Muham-med es-Sirâcî ez-Zeydî 6S6'da (1258) Huzur şehrinde imamlığını ilân edip halktan biat aldı. San'a Valisi Alemüddin Sencer müdahale edince İmam Yahya kaçmak zorunda kaldı. Ardından yakalanıp gözlerine mi! çekildi ve hapsedildi (660/1262). Benî Hamza'nın bir kısmı sultanı desteklerken bir kısmı da şiddetle muhalefet ediyordu. Nitekim İmam Abdullah b. Hamza'nın oğlu Şerîf İzzeddin Muhammed onun yanında yer alırken Sârimüd-din Dâvûd düşmanca bir tavır içindeydi. el-Melikü'l-Muzaffer 661-664 (1262-1266)
yıllarında onunla mücadele etmek zorunda kaldı. Zeydîler'le mücadeleyi sürdüren el-Melikü'l-Muzaffer 666'da 1267-681 Sa'de'ye yürüyüp şehri tahrip etti. Bunun üzerine bütün Zeydîler Sârimüddin'in bayrağı altında toplanıp Resûlî kuvvetlerini bozguna uğrattılar. Ancak Zeydîler San'a'nın işgali konusunda ihtilâfa düşüp dağıldılar. Bunu fırsat bilen sultan San'a Valisi Alemüddin Sencer'i Sa'de'ye gönderip şehri ele geçirdi. 803Benî Hamza tekrar itaat arzetti ve barış yapıldı.804 Sultan 670 (1271-72) yılında Yemen dağlarının kuzeyine akınlar düzenledi.
İmam İbrahim b. Tâceddin Zeydîler'in başına geçerek Resûlî birliklerini bozguna uğrattı. Bazı yerleri ele geçirip San'a'yı tehdit etmeye başladı. Sultan büyük bir ordunun başında harekete geçip San'a civarındaki bir kısım yerleri geri aldı. Daha sonra Alemüddin Sencer, Zeydî topraklarına saldırdı ve birçok kaleyi zaptedip bol miktarda ganimet topladı. Bu mücadele 672 (1273-74) yılında bir antlaşmayla sona erdi.
İmam Emîr Sârimüddin Dâvûd, İzzeddin Muhammed ve diğer eşraf 5 Cemâziyelevvel 674'te 805San'a'ya geldiler ve 15 Cemâziyelevvel'de (6 Kasım) Alemüddin Sencer üzerine yürüdüler. Bunu duyan el-Melikü'l-Muzaffer hemen yardıma koştu ve yapılan savaşta eşraf yenildi. el-Melikü'l-Muzaffer esir düşen İmam Mehdî İbrahim b. Tâceddin'i yanına alıp Taiz'e gitti. İmam Mehdî İbrahim Safer683'te806 hapiste ölünce yerine Mutahhar b. Yahya geçti. Sultan, Zeydîler arasına ihtilâf sokarak onları güçsüz duruma düşürdü ve Ramazan 676'da 807 Zeydîler'e ait kaleleri ele geçirdi. Bundan sonraki iki yıl kısmen huzur içinde geçti. el-Melikü'l-Muzaffer, 28 Receb 678'de 808 Zafâr'ı ele geçirip Emîr Özdemir Sungur'u buraya vali tayin ettikten sonra Hadra-mut ve Şibâm'a yürüyerek buraları da topraklarına kattı (679/1280). Böylece bölgede büyük bir itibar kazanmış oldu.
San'a'dakİ kasrın çökmesi sebebiyle enkaz altında kalan Alemüddin Sencer öldü. 809Bu olay üzerine Sârimüddin Dâvûd San'a'ya yürüdü. Fakat tarihçi Bedreddin Muhammed b. Hatim şehri başarıyla savundu. Sârimüddin 684'te (1285) el-Melikü'l-Muzaffer'e mektup yazıp barış talebinde bulundu. Yapılan antlaşmaya rağmen Sârimüddin çok geçmeden İmam Mutahhar b. Yahya ile iş birliği yaparak el-Meli-kü'1-Muzaffer'e saldırmaya karar verdi. Sultan, oğlu el-Melİkü'1-Vâsik'ın yardımıyla bu tehlikeyi bertaraf etti. Ardından Sâ-rimüddin tekrar barış isteyince hem Sâ-rimüddin hem İmam Mutahhar ile ayrı ayrı barış antlaşmaları imzalandı. Sencer'in ölümünden sonra el-Melikü't-Muzaffer San'a'yı oğlu el-Melikü'1-Vâsİk Nû-reddin'e iktâ etti. San'a 686 (1287) yılına kadar onun İdaresinde kaldı. Ardından burayı diğer oğlu el-Melikü'1-Eşrefe iktâ etti.
Emîr Sârimüddin Davud'un Safer 689'da 810ölümüyle el-Melikü't-Mu-zaffer güçlü bir rakibinden daha kurtulmuş oldu. 693'te tekrar karışıklık çıkınca sultan, oğlu el-Melikü'1-Eşref i San'a'ya gönderdi ve halkı itaat altına aldı. el-Melikü'1-Eşref, Şerîf Ali b. Abdullah ile San'a'da bir barış antlaşması imzaladı.811
el-Melikü'1-Muzaffer bütün Yemen'i oğlu el-Melikü'1-Eşref e verdi ve onu Taiz'de yerleştirip kendisi Seabât'a çekildi. Resû-lîler onun zamanında çok geniş bir alanda hâkimiyet kurdular. el-Melikü'l-Mu-zaffer 13 Ramazan 694'te 812 Seabât'ta vefat etti ve orada defnedildi. Yerine veliaht ilân ettiği oğlu el-Melikü'l-Eşref geçti. el-Melikü't-Muzaf-fer'in ölüm haberini alan İmam Mutahhar b. Yahya, "Küçük Tübba' (Yemen kralı), asrın Muâviye'si, kalemiyle kılıç ve mızraklarımızı parçalayan insan öldü" demiştir.813
el-Melikü'1-Muzaffer asil. cömert, savaşlarda zafer kazanmak için hiçbir masraftan kaçınmayan bir kumandan ve iyi bir devlet adamıydı. Halka karşı çok iyi davranırdı. Moğollar'm Bağdat'ı istilâ edip son Abbasî halifesi Müsta'sım-Billâh'ı katletmelerinden (656/1258) sonra İslâm dünyasının başsız kaldığını düşünüp halifeliğini ilân etti. Çin'den gelen bir heyet oradaki müslümanların sıkıntılarını ve çocuklarını sünnet ettirmelerine engel olunduğunu anlattı. el-Meükü'I-Muzaf-fer, hemen Çin hükümdarına kıymetli hediyelerle birlikte mektup gönderip müslümanların çocuklarını sünnet ettirmelerine izin vermesini istedi, Çin hükümdarı da bu isteğini kabul etti. Ayrıca Memlûk sultanlarıyla da iyi İlişkiler kurarak durumunu güçlendirdi. Abbasî halifesinin öldürülmesinden sonra Kabe'ye ilk defa örtü gönderen de el-Melikü'1-Muzaffer'-dir. İmar faaliyetleriyle de yakından ilgilenen el-Melikü'l-Muzaffer Taiz'de bir medrese (el-Medresetü'1-Muzafferİyye) ve bir cami (Câmiu'l-Muzaffer) yaptırdı. Günümüze kadar ayakta kalan cami hâlâ şehrin en büyük camilerinden biridir. Ayrıca Hays'ta bir hankah, Zafâr'da bir medrese ve Mehcem'de bir cami inşa ettirmiştir.
Devrin âlimleri arasında yer alan el-Me-likü'l-Muzaffertıp, hadis, eğlence, yazı ve yazı malzemeleri konusunda çeşitli eserler kaleme almıştır. Bunlardan bazıları şunlardır: Erba'ûne hadisen, el-Muh-teric fîfünûni'ş-şunc, el-cİkdü'n-nefîs fî müfâkeheti'î-celîs el-Metâlib fî tesyîri'n-neyyireyn ve harekâtı'J-kevâkib, el-Beyân fî keşfi cilmİ't-tıb li'l-'ayân 814Bazı kaynaklarda el-M elikü'l-Muzaffer'e nisbet edilen el-Miftemed fî mütredâti't-tıh adlı eser 815 oğlu el-Melikü'1-Eşref e aittir.816
Bibliyografya :
İbn Hatim, es-Simtü'l-ğM'ş-şemen fî ahbâ-ri'l-mülûk mine'l-Ğuz bi'l-Yemen: The Ayyü-bids and Earty Rasüüds in the Yemen (nşr. G. R.Smith),London 1974,1, 241-568; EbiTI-Fidâ, el-Muhtaşar fi ahbâri'l-beşer, İstanbul 1286, IV, 34; Abdülbâki b. Abdülmecîd el-Yemânî, Târ'ı-hu'i-Yemen (nşr. Mustafa Hicâzî), Beyrut 1985, s. 88-100; İbn Kesîr. el-Bidâye, XIII, 341; Ali b. Hasan el-Hazrecî, e(-c£/fcüdü7-/üJ/üJıyye(nşr. M. Besyûnî Asel), Kahire 1329/1911,1, 83-284; Kalkaşendî, Şubhu'l-a'şâ^, 31; Yahya b. Hüseyin es-San'ânî, Ğâyetü'l-emanî ft ahbâri'l-kut-rİ'l-Yemânî(nşr. Saîd Abdülfettâh Âşûr), Kahire 1388/1968, bk. İndeks; Târîhu'd-deuteti'r-Re-sûliyye ft'l-Yemen (nşr. Abdullah Muhammed el-Habeşî],San'a 1405/1984;S. L. Pooi, Düuet-i İstâmiyye ftrc. Halil Edhem), İstanbul 1345/ 1927, s. 130-131; Serkîs, Mu'cem, II, 1417-1418; Ahmed HüseyinŞerefeddİn, el-Yemen*ab-re't-tânh, Âbidîn 1384/1964, s. 222-223; Abdullah Muhammed el-Habeşî. Mü'eltefâtü hük-kâmi'l-Yemen, Wiesbaden 1979, s. 54-56, 58; M. Abdülâl Ahmed, Benû Resul ve Benû Tâhir ue 'alâkatü 'l-Yemen el-hâriciyye fî 'ahdi/ı imâ, İskenderiye 1980, s. 117-162; Bosworth,/s/âm Devletleri Tarihi, s. 97-98; Ziriklî, el-A'lâm (Fet-hullah), Vlll, 243-244; A. el-Shami - R. B. Ser-jeant, "Regional Literatüre: The Yemen", V\£>-basid Belies-Lettres(ed. |. Ashtiany v.dğr |. Cam-bridge 1990, s. 461-468; Hüseyin Abdullah el-Ömerî, "Benû Resul", el-Mevsû'atü'l-Yemeniy-ye, Beyrut 1412/1992, ], 173-174, a.mlf.."Yûsuf b. 'Ömer b. cAlî er-Resûlî", a.e., W, 1036; R. Smith - V. Porter, "The Rasulİds in Dhofar in theVIl"'-VIIItlVXIII-XIVıhCenturies", JRAS.sy. 1 (1988), s. 27-31, 33; G. R. Smith. "Rasülids", E!2 (İng.), VIi], 455; a.mlf., "Tacİzz", a.e., X, 118; Rebf Hâmid Halîfe, "Tirâzü'l-meskukâtı'r-Resûliyye", e/-/7df/,Vİ]/2, San'a 1989, s. 44-47; Abdul Ali, "The Rasülids of Yemen: A Power of International Signifîcance", Hi, XIX/4 (1996). s. 19-20; R. Strothmann, "Zeydiye", İA, XIII, 550. Abdülkekim Özaydin
Dostları ilə paylaş: |