TüRKİye ve sami Dİlleri



Yüklə 313,34 Kb.
səhifə2/8
tarix18.08.2018
ölçüsü313,34 Kb.
#72173
1   2   3   4   5   6   7   8

Birinci Hata:


Mâide (5), 69. âyet:

Muhakkak ki inananlar, Yahudiler, Sâbi’îler ve Hıristiyanlardan kim Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve güzel amel işlerse, onlar için bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.” (Arberry)12

" إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ هَادُواْ وَالصَّابِؤُونَ وَالنَّصَارَى مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وعَمِلَ صَالِحًا فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ. "

Yukarıdaki âyette gramer hatası bulunmaktadır. “es-Sâbi’ûne” sözcüğü yanlış bir şekilde i‘râb edilmiştir.

Aynı kelime, diğer iki âyette, aynı gramer ortamında doğru şekilde i‘râb edilmiştir.

Bakara (2), 62; " إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ هَادُواْ وَالنَّصَارَى وَالصَّابِئِينَ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ …"

Hacc (22), 17; " إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالصَّابِئِينَ وَالنَّصَارَى وَالْمَجُوسَ …"

Mâide 69. âyette kelimenin “es-Sâbi’ûne”, Bakara 62. ve Hacc 17. âyetlerinde ise “es-Sâbi’îne” olarak yazıldığını müşahede ediyoruz. Son iki âyette “es-Sâbi’ûne” kelimesi doğru bir şekilde i‘râb edilmiştir. Çünkü cümlenin başında bulunan “İnne” lafzı “nasb” adı verilen bir harekeleme şeklini gerekli kılar ve “ya” da “nasb alâmeti” dir. Fakat Mâide 69. âyette “es-Sâbi’ûne”’ye “ref‘” alameti olan vav verilmiştir. Bu sebeple burada sarih bir gramer hatası vardır13.


İkinci Hata:


Nisâ (4), 162. âyet:

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, namazı kılan, zekâtı veren, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlerdir. İşte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.” (Arberry)

" لَكِنِ الرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ مِنْهُمْ وَالْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَالْمُقِيمِينَ الصَّلاَةَ وَالْمُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالْمُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أُوْلَئِكَ سَنُؤْتِيهِمْ أَجْرًا عَظِيمًا "

el-Mukîmîne” kelimesi “el-Mukîmûneşeklinde, cümledeki diğer isimler gibi merfu olmalıydı. Ondan önceki iki isim (الراسخون veالمؤمنون ) ile sonraki isim (والمؤتون) doğru şekilde i‘râb edilmiştir. Bazıları bu kelimenin namazı önemsemek ve methetmek için bu şekilde i‘râb edildiğini iddia etmişlerdir14. Fakat İbnu’l-Hatîb bunun yanlış bir çıkarım olduğunu zikretmektedir15. Bu gibi çıkarımlar mantığa meydan okumak sayılır. Bir kimse dinin esası ve kökü olan imanı değil de; fer’î bir meselesi olan namazı neden önemsesin? Ayrıca bu mantık bir önceki âyetteki i‘râb hatasına uygulanabilir mi? Sâbi’îler’in, inananlardan ve Ehl-i Kitaptan daha önemli olduklarına hükmedebilir miyiz? Ayrıca Sâbi’îler neden diğer âyetlerde değil de sadece bir âyette önemsendiler? Allah bu illetli mantıktan çok yücedir. Bu yüzden bu da sarih bir nahiv hatasıdır16.


Üçüncü Hata:


Tâhâ (20), 63. âyet:

Onlar gizlice dediler ki: ‘Bu ikisi sihirbazdırlar’…” (Arberry)

" قَالُوا إِنْ هَذَانِ لَسَاحِرَانِ … "

Hâzâni” kelimesi “hâzeyni” şeklinde olması gerekirdi.

Hâzâni” kelimesi yanlış bir şekilde i‘râb edilmiştir. Çünkü isim cümlesinin başında bulunan “inne” sözcüğü, ref‘ durumunda bulunan ismi “nasb” eder ve “nasb alameti” de “ya” dır. Bu da üçüncü bir gramer hatasıdır17.

Dördüncü Hata:


Bakara (2), 177. âyet:

İyilik (takva/hayır), yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. Fakat iyilik şudur; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere îman etmek, mal sevgisine rağmen, onu, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolda kalmışlara ve kölelerin kurtuluşuna vermek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermektir. Onlar antlaştıkları zaman sözlerini yerine getirirler ve zorluklar karşısında, darda kaldıklarında ve savaş esnasında sabırlıdırlar…” (Arberry)

" لَيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُواْ وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاء والضَّرَّاء … "

Yukarıdaki âyette beş gramer hatası mevcuttur. Bunlardan dördünde fiilin yanlış sığası kullanılmıştır. Zira cümle “Tuvellû/تولوا” geniş zaman sığası ile başlarken diğer dört fiil geçmiş zaman sığası ile yazılmıştır:

‘Âmana/آمن fiili tu’minû /تؤمنوا ;

‘Âtâ / آتى fiili tu’tû / تؤتوا ;

‘Akâma / أقام fiili tukîmû / تقيموا ;

‘Âtâ / آتى fiili tu’tû / تؤتوا şeklinde olmalıdır.

Yukarıdaki âyet, kelimesi kelimesine tercüme edildiğinde şu şekilde olmalıdır: “İyilik yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir: fakat iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman etmiş (believed) kişidir; ve malını vermiş (gave), …ve namazı kılmış (performed) ve zekatı vermiş (paid) kişidir.” Fakat İngiliz mütercimler sığayı dikkate almışlar ve iman etmiş (believed), vermiş (gave), kılmış (performed) ve vermiş (paid) fillerini düzelterek geniş zamanda yazmışlardır. (Örnek için Arberry, Pickthall, Yusuf Ali ve Rodwell’in tercümelerine bakınız.)

Beşinci hata ise “es-Sâbirîne/الصابرين” kelimesinin yanlış i‘râb edilmesidir. Kendinden önceki “el-Mûfûne/الموفون” kelimesi gibi “es-Sâbirûne/ الصابرون” şeklinde i‘râb edilmesi gerekirdi.


Beşinci Hata:


Âl-i İmrân (3), 59. âyet:

Îsâ’nın durumu, Allah katında, Âdem’in durumu gibidir. Âdem’i topraktan yarattı, sonra ona ‘ol’ dedi, o da hemen oluverdi.” (Arberry)

" إِنَّ مَثَلَ عِيسَى عِندَ اللّهِ كَمَثَلِ آدَمَ خَلَقَهُ مِن تُرَابٍ ثِمَّ قَالَ لَهُ كُن فَيَكُونُ "

Yukarıdaki âyet, kelimesi kelimesine tercüme edildiğinde şu şekilde olmalıdır: “İsâ’nın durumu, Allah katında, Âdem’in durumu gibidir. Âdem’i topraktan yarattı, sonra ona “ol” dedi, o da hemen olur (and he is).” Bu tercüme Pickthall’e aittir. Dikkat edildiğinde “Yekûn/يكون (is)” lafzını Arapçada olduğu şekliyle, geniş zaman sığası ile tercüme etmiştir.

Yekûn/يكون” lafzı (İngilizce’de “is” dir), bir önceki “dedi/قال” fiilinin sığası olan geçmiş zaman sığası ile uyum sağlayabilmesi için “Kâne/كان (was)” olmalıdır. Arberry, Yusuf Ali ve Rodwell Bu durumu tercümelerinde düzeltmişlerdir.


Yüklə 313,34 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin