Chat’in Yüzyüze İletişimde Bulunmayan Sorunları
Yüzyüze iletişimde görme ve duyma temelli kontrol mekanizmalarının chat’te olmayışı iletişimde bazı sorunlar yaratmaktadır. Ayrıca chat’te konuşma ile yazı arasında gidip gelen bir dil kurulması, bu sınırların kimi zaman karşıdaki tarafından kaba/aşırıciddi/sulu/kırıcı olarak algılanabileceği kadar birbirine geçmesi iletişimde sorunlar yaratmaktadır. Ama bazı kullanıcılar chat’te kendilerini günlük yaşamda yüzyüze iletişimde olduğundan daha rahat hissetmektedir. Görüşülen kişilerin chat iletişiminin sorunlarına ilişkin görüşleri aşağıdaki gibidir:
“T: Yüzyüze konuşurken karşındaki insan senin gözlerini, beden dilini anlayabiliyor. “Acaba sohbet ettiğim insanla özel bir şeyler paylaşabilir miyim?” düşüncemi yazışırken saklayabilirim. Ama yüzyüzeyken saklayamıyorsun. Bir de İnternet ortamında hep neşeli şeyler söylenmesi bekleniyor. Üzgün olduğumda bunu saklamak zorunda kalıyorum. Güven ilişkisi pek kurulamıyor aslında. Karşıdakinin doğruyu söylediğinden hiç bir zaman emin olamıyorsun, çünkü kontrol edemiyorsun. Biz kadınlar gerçek yaşamda bir yerde bir erkekle tanıştığımızda iş telefonu dışında ev ve cep telefonlarını verip vermemesi gibi detayları savunma amacıyla geliştiriyoruz zaten. Aynı şekilde evinde bilgisayar olduğu halde seninle evden chat yapmıyorsa evde mutlaka bir sevgilisi ya da karısı vardır. Bana yazarken gülüyor mu, burnunu mu karıştırıyor, trampet mi çalıyor, her şey olabilir. O yüzden yüzyüze olduğundaki güven sağlanamıyor.
O çok uzun süre konuştuğum arkadaşımla konuşurken geceliğimle oturuyordum. Sereserpe, o çok tanığım bir insanın yanındaki utanmazlığı yaşarken, konuşma sırasında eşinin odada olduğunu söyleyince kendimi suçlamaya başladım ve kalkıp üzerime bir şeyler giydim. O benim ne giydiğimi o an bilmiyor ama ben çok utandım.
Chat yaptığım erkekler kadınlar aleyhinde bir şeyler söylediğinde, kadını aşağılayan bir fıkra anlattığında gülmediğimi söyleyerek tepki gösteriyorum zaten. Bayanlar dediğinde şimdiye kadar kimseyi baymadığımı söylüyorum. Bu tür noktalarda zaten tartışma çıkıyor. Bir de feminist olduğunu söyleyince canının istediğiyle yatan kadın oluyorsun onun kafasındaki imaja göre. Feministlerin önüne gelenle yatmadığını anlatmanın kavgasını veriyorsun. Yani bir şekilde bu tartışma mutlaka çıkıyor.
İnternet ortamının iletişimi bozduğunu düşünmüyorum. Türkiye için de olumlu olduğunu düşünüyorum. Ama telefon faturaları yükseliyor. Ayrıca chat'in televizyondan daha çok yalnızlaştırdığını düşünüyorum. Çünkü alışkanlık yapıyor. Televizyon seyrederken yanındakilerle konuşup paylaşabilirsin ama chat'te bilgisayar ve sen tek başınasın. O yüzden aile ilişkilerini zorluyor.
Mahrem konulardan söz ederken, örneğin cinsellikten konuşurken ya da duygularımı derinlemesine anlatmak istediğimde karşımdakine" hadi ben sanal bir kişiyim" diyorum ve duygularımı daha rahat anlatıyorum, sanki gerçek değilmiş gibi. Fakat ben bastırılmış duyguları çok kuvvetli olan bir kuşaktan geldiğim için, iş dokunmanın ötesine geçecek olsa üç yıldız koyup devam etmiyorum. Ama çok rahat olanlar da var. İş ortamında bulunan ya da evli olup evinde kocası ve çocuğuyla ilgilenmek zorunda olan kadınlar benim kadar rahat konuşamıyor. O yüzden sürekli kesintiye uğrayan chat’ten bir şey çıkmıyor.”
“M: Chat yaparken karşındakinin yalnız olup olmadığını bile bilemezsin, karşılıklı güven varsayımına dayanan bir şey. Her ilişki temelinde güveni gereksindiği için ya bunu kendi kafanda tamamlıyorsun ya da belli düzeyde bunu sağladığın insanla sohbet edebilirsin. Ama yine de en basitinden sen ağlarken onun gülmediğini bilemezsin. Yüzyüze ilişkinin pek çok kontrolünden uzaksın. Gözlerine bakamadığın biriyle konuşuyorsun.
Günlük sohbetler ediyoruz ama sürekli günlük sohbet beni sıkıyor biraz. Anılar, çocukluk gibi şeyler de konuşuyoruz. İnsanlar günlük yaşamda olduğundan daha rahat oluyor genellikle. Gündeminde ne varsa onu konuşabiliyorsun. Ciddi şeyler de konuşuluyor, karşı taraf eğer sende güven sağlayan biriyse duygusal bir sorunundan da sözedebilirsin. Böyle durumlarda iki taraflı bir duygu hissediyorsun. Bir yandan hiç tanımadığın birine fazla açılma korkusu var, ama aynı zamanda hiç tanımadığın birine açılmak aslında belli anlamlarda daha kolay. Hayatında ciddi bir sorunun varsa chat yapmak biraz günlük tutmak gibi oluyor. Belli saatlerde görüştüğün birileri varsa ister istemez her şeyi anlatabiliyorsun. Aşk, iş, evle ilgili bir sorun, hayatın genel anlamına dair şeyler konuşuyoruz. Özel şeyleri daha soyutlama düzeyinde anlatıyorsun ama hissiyatını paylaşıyorsun. Son günlerde chat yapmanın günlük tutmaya benzediğini düşünüyorum çünkü senin bir yere kaydetmeyeceğin ayrıntıları da konuşmuş oluyorsun. Evdeki musluğun bozulması, dışarıda başına gelen komik ya da üzücü bir olay ya da izlediğin bir film gibi.”
“B: Normal hayatta tanımadığım insanlarla değil, tanıyıp da chat yaptığım insanlarla chat ortamında konuşurken bazı yanlış anlamalar daha çok oluyor. Gerek iş ortamından gerek diğer arkadaşlarımla konuşurken kullanacağım ifadenin vurgusu olmadığı için ifade etmek istediğin şey başka anlamlara taşınabiliyor. Bir şeyi dümdüz yazıp smiley- :) işaretini koymazsan gergin bir ifade yaratılabiliyor.”
“C: Chat'te jest ve mimikleri işaretlerle verebiliyorsun ama yanlış anlamalar da başıma geldi. Ben konuştuğumdan daha iyi yazıyorum. Chat’te konuşma dilini kullanıyorsun ama zaman zaman tartarak daha etkileyici, parlak cümleler kuruyorsun. Ama bu ilk zamanlarda ağa düşürene kadar oluyor.”
Gerçek Kişilikler mi Konuşuyor Sanal Olanlar mı?
Robins, siber alan ve sanal gerçeklik olarak tanımlanan yeni teknolojik ortamların iç ve dış dünyalar arasındaki sınırları belirsizleştirdiğini ve bu ikisinin bir ve aynı olduğu yanılsamasını yarattığını öne sürmektedir (Robins’ten aktaran Sayar:67).
Görüşme yapılan kişilerin tamamı chat yaparken bir takma isim (nick name) kullanmaktadır. H’nin nick’i çok sevdiği bir müzisyenin ismi iken M’ninki edebiyatta ünlü bir kadın kahramanın ismidir. Chat yaparken gerçek isimlerini gizleseler bile gerçek kişilkleriyle sohbet etmektedirler. Görüşme yapılan kişilerin chat yaparken tercih ettikleri “gerçek” ya da “sanal” olma haline ilişkin görüşleri şöyledir:
“M: Şimdiye kadar ismimi söylediğim iki kişi var. Spesifik bilgiler vermiyorum ama çocukluğuma ilişkin bir olayı da doğru anlatıyorum. Yalan söylemiyorum, ama bazen bazı bilgileri vermiyorum.”
“B: Güvenlik amacıyla gerçek adımı değil nick name kullanıyorum. Listemdeki birkaç kişiye gerçek ismimi, ne yaptığımı açıkladım. Chat’te ben neysem, düşüncem neyse onu yansıtıyorum ama kendini olduğu gibi yansıtmayan bir çok modeli biliyorum. Yakın erkek arkadaşlarımdan birinin bayan kimliğiyle girip erkeklerle dalga geçtiğini biliyorum. Ama benim aklıma hiç böyle bir şey yapmak gelmedi. Chat yapmak amacıyla net'e girmeye pek vaktim yok aslında, belki onun için hiç böyle bir şey de yapmadım.”
“T: İlk zamanlar ismimi saklıyordum, daha sonra bunun anlamsız olduğuna karar verdim. İlk aklıma gelen nick’i seçtim.”
“C: Kendi kimliğimle konuşuyorum, gizlenmeye, başka bir kimlik yaratmaya gerek duymuyorum. Zaten infomda tüm bilgilerim bulunuyor.”
Dostları ilə paylaş: |