b- Borsa rayicinde muvazaa olduğu anlaşılırsa alış bedeli,
c- Borsa rayicinin bulunmadığı durumlarda ise MB tarafından ilan edilen kurlar ile değerlenir (V.U.K. Mad.280).
Ülkemizde henüz yabancı paraların alım ve satım işlemlerinin gerçekleştirildiği bir kambiyo borsası bulunmadığından, yabancı paraların değerlenmesinde, Maliye Bakanlığı’nca ilan edilen kurlar esas alınır.
130 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Maliye Bakanlığı’nca kur tespit ve ilan edilmediği sürece, T.C. Merkez Bankasınca (TCMB) tespit ve ilan edilen döviz alış kurlarının değerlemede esas alınacağı belirlemesi yapılmıştır.
Yabancı paraların değerlemesinde;
Yabancı paraların değerlemesinde;
Efektif yabancı paraların değerlemesinde efektif alış kurunun, efektif alış kuru yoksa döviz alış kurunun,
Döviz cinsinden yabancı paralar içinse, döviz alış kurunun uygulanması gerekmektedir (V.U.K.G.T. Sıra No:283).
Efektif cinsinden yabancı paralar ifadesinden nakit olarak şirket aktifinde yer alan yabancı paralar; döviz cinsinden yabancı paralar ifadesinden ise yabancı para cinsinden bono, çek, poliçe gibi nakdi (efektif) olmayan yabancı para cinsinden kıymetler anlaşılmalıdır.
Finansal kiralama işlemlerinde oluşan kur farklarına Mali İdare’nin bakışı ise şu şekildedir;
Finansal kiralama işlemlerinde oluşan kur farklarına Mali İdare’nin bakışı ise şu şekildedir;
“... finansal kiralama yoluyla edinilen kıymetlere ilişkin olarak kiralama süresi içinde sözleşmeye istinaden yabancı para üzerinden yapılan kira ödemelerinin değerlemesi sonucu ortaya çıkan kur farklarının, finansal kiralama konusu kıymetin maliyetine intikal ettirilmesi ve maliyete eklenen bu farkların ilgili kıymetin amortisman süresi içinde itfa edilmesi gerekir..." (İVDB 30.04.2005 tarih ve 19635 sayılı mukteza)
“... yabancı para cinsinden yapılan finansal kiralama sözleşmelerinde kiracının sözleşme tarihinden sonra oluşan anapara kur farkları ile kiracı tarafından ödenen faizlerin ilgili kıymetin maliyetine intikal ettirilmesi ve maliyete eklenen bu farkların ilgili kıymetin amortisman süresi içinde itfa edilmesi gerekmektedir." (İVDB 05.07.2006 tarih ve 5049 sayılı mukteza)
Kurumlar vergisi mükelleflerince, câri vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar vergisi oranında (%20) geçici vergi ödenecektir.
Kurumlar vergisi mükelleflerince, câri vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar vergisi oranında (%20) geçici vergi ödenecektir.
Geçici vergi, ilgili hesap döneminin üçer aylık dönemleri itibariyle beyan edilecektir. Buna göre, bir hesap dönemi ile ilgili olarak 4 ayrı geçici vergi dönemi söz konusudur.
Tam mükellef kurumlar için geçerli olan esaslar, dar mükellef kurumlara da aynen uygulanacaktır. Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci suretiyle faaliyet gösteren dar mükellefiyete tabi kurumların ticari ve zirai kazançları üzerinden aynı esaslarla geçici vergi ödenecektir.
Geçici vergi dönemleri üçer aylık olmakla birlikte, beyan edilecek kazancın hesaplanmasında 3, 6, 9 ve 12 aylık mali tablolar esas alınacaktır. Örneğin, üçüncü döneme ilişkin geçici vergi; Ocak-Eylül dönemine ilişkin olarak çıkarılacak 9 aylık mali tablolara göre bulunan kazanç üzerinden hesaplanan vergiden, birinci ve ikinci dönemlerde ödenmesi gereken geçici vergilerin indirilmesiyle bulunacaktır.
Geçici vergi dönemleri üçer aylık olmakla birlikte, beyan edilecek kazancın hesaplanmasında 3, 6, 9 ve 12 aylık mali tablolar esas alınacaktır. Örneğin, üçüncü döneme ilişkin geçici vergi; Ocak-Eylül dönemine ilişkin olarak çıkarılacak 9 aylık mali tablolara göre bulunan kazanç üzerinden hesaplanan vergiden, birinci ve ikinci dönemlerde ödenmesi gereken geçici vergilerin indirilmesiyle bulunacaktır.
Geçici vergi, üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın ondördüncü günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine beyan edilir ve onyedinci günü akşamına kadar ödenir.
Mükellefler geçici vergiye tabi kazançlarının tespitinde, söz konusu kazançlarını yıllık beyanname ile beyan etmeleri halinde yararlanabilecekleri tüm indirim ve istisnaları dikkate alabileceklerdir.
Geçici vergilendirme dönemi içinde elde edilen gelir üzerinden kesinti yoluyla ödenmiş vergiler varsa bu vergilerin, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarlarından mahsubu mümkün bulunmaktadır.
Geçici vergilendirme dönemi içinde elde edilen gelir üzerinden kesinti yoluyla ödenmiş vergiler varsa bu vergilerin, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarlarından mahsubu mümkün bulunmaktadır.
Bununla birlikte, ilgili hesap dönemine ilişkin tahakkuk ettirilen geçici verginin sadece ödenen kısmı, yıllık kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.
Mahsup edilecek vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olması halinde, bu durum vergi dairesince mükellefe yazı ile bildirilecektir. Fazla olan bu tutar, öncelikle mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilecektir. Arta kalan bir miktar olması halinde, mükellefin söz konusu yazıyı tebellüğ tarihinden itibaren bir yıl içinde başvurması şartıyla kendisine nakden iade edilecek olup; bu süre içinde başvurmayanların bu farktan doğan alacakları düşecektir.