Türkiye’de mimara imar karar veriyor
HÜRRİYET Emlak – 15.03.2010
Kaynak: http://www.hurriyetemlak.com/real_estate/emlakyasam/haber_detay.php?cid=10582
Hayata geçirdiği projelerle dikkat çeken Gökhan Avcıoğlu, bugüne kadar; Esma Sultan Yalısı, Kadıköy’deki yeraltı tuvaleti, Beşiktaş Balık Pazarı gibi uluslararası ölçekte önemli pek çok projeye imza attı. “Bizde mimara, imar karar veriyor” diyen Avcıoğlu ile Türkiye’de yapılan işler ve şehircilik kavramı üzerine konuştuk…
*Şehircilik kavramı nedir? Nasıl gelişiyor şehir?
Tek tek binaların biraraya geldiği şey bir kompozisyon oluşturuyor. Şehir dediğimiz şey budur. Son zamanlarda şehircilik konusunda sıkıntımız var. Türkiye’deki alışkanlıklar ve yönetmelikler ve şehri algılayış biçimimiz değişmeye başladı. Mimari açıdan olumlu bir değişme yaşanırken, şehircilik açısından sıkıntılı bir durum olmaya başladı. Ters yönde yani…
*Bu değişim nasıl oldu?
Yürüme özellikli alanlardan çok otomobil ağırlıklı alanların oluşmaya başlamasıyla. Dolayısıyla şehircilik bakımından olumsuz gelişmeler yaşanıyor. Mimarların inşaatçıların memnun olduğu bir durum var. Fakat şehrin memnun olmadığı bir duruma doğru gidiyoruz. Kendi içinde kuratılmış bölgeler gibi yaşayan semtler oluşmaya başladı. Mesela İstanbul içinde dükalıklar gibi.. Ataşehir, Ataköy, Beylikdüzü, Avcılar gibi… Alışveriş için gelinebilecek yerler olmaktan çıkıyorlar. Ataşehir’de gezemezsiniz mesela.
Mimar olarak gidişattan rahatsızız
*Yapılması gereken nedir peki?
Bundan soraki aşamada yapılması gereken şey daha mantıklı şehir planlamaları yapmak. Şu anda, şehirsel düzlemde sorunlar çözülemiyor. Ya da konutlar bir yere yığılıyor ve o bölgede sel oluyor. Dolayısıyla şehircilik anlamında bunların entegrasyonu önemli. Birbirinden çok bağımsız, aynı sokak üzerinde yanyana hareket eden, aslında aynı şeyi söyleyen, sonunda birbirinin ayağına basan projeler olmaya başladı. Biz bilmiyoruz İstanbul’un çevresini kim geliştirdi. Kararlar neye dayanılarak alınıyor? Bunlar ayrı bir tarikat gibiler… Kim bunlar? Ataşehir’i mesela kim planladı bunu bilmiyoruz. Nasıl bir şehir ifade ediyor Ataşehir? Türk yerleşim sistemi midir? Bu soruların cevaplarını merak ediyorum. Biz mimar olarak herşeyin altına imza atıyoruz fakat gidişattan rahatsızız.
*Herşeyi içinde barındıran site konseptine karşısınız sanırım…
İnsanlar günlük hayatlarında ev içindeki ilişkilerinden memnun olsalarda, bütün bunların toplamından sosyal bir çevre yaratılamıyor. sosyal çevre ölmeye başladı. Yani alışveriş merkezi, ev, yatakhane, okul, işyeri arasında geçen ve sadece en kısa varılacak yolu takip etmek, parka bırakmak, almak ve çıkmak. Başka yapılan birşey yok. Aman dışarı çıkmayın projeleri bunlar… İnsanlar şu an için memnunlar bu durumdan. Fakat bir kaç sene sonra bu doygunluğa ulaştıkları zaman mutsuz olacaklar. Dolayısıyla eski şehirlerin yerleşim sistemleri doğru. Altta dükkan, üstte yerleşimin bulunduğu sokak sistemi.
*Mimarlık eğitimi yeterli mi sizce?
Mimarlık eğitiminde iki tane eksik var Türkiye’de. Bir tanesi mimarlık sonuçta sanatla bilim arasında bir konu. Ne sanat ne de bilimsel birşey. Mimar bireyselleştikçe kendisine ait bilgileri farklılıkları yarattıkça, aslında topluma gerçekten bir mimar olarak servis veriyor. Farklı olması içinde genel kültürünün ve yeteneğinin yüksek seviyede olması lazım. Bunu oluşturabilecek olan da eğitim. Bunun da eğitim süresince verilmesi çok zor. Bir diğer eksik ise arazi geliştirmeciliğini öğreten okullar lazım. Bir kaç üniversiteyle konuşuyoruz. Bu konu mimarlık okulu açmaktan daha önemli. Bu bir bilim değil ama bir ilim. Bugüne kadar inşaat sektörünün gelişmesi incelenmeli, tez konusu olmalı. Yurt dışı ve yurt içi işleri masaya yatırılmalı. Çözümlerin yurtdışında arandığı, başka ülkelerde uygulanan yöntemle burası yapılmadığı için, yeni şehir planlamacıları yetiştirilmeli.
*İstanbul’u nasıl buluyorsunuz?
İstanbul çok önemli bir şehir. Bir çok medeniyeti içinde barındıran. Burda herhangi bir şey yapmak heyecan verici. Keşke bu genel şehir kurgusu konusunda da mimari yaptığınız projeler kadar iyi sonuçlar alabilsek. Henüz heyecan yaratabilcek şehir planlarıyla karşı karşıya değiliz. Parselasyon düzeni boğulmuş bir şehir var karşınızda. Sanki planlamada dümdüz bir araziymiş gibi yapılmış. Şehrin eğrileri kullanılarak 3 boyutlu bir tasarım şehirciliği bulunmuyor. Yani şöyle söyleyeyim; belki bizim yaptığımız binalarla küçük güzel sekanslar, sahneler yaratabiliriz. İyi bir kavga, öpüşme veya patlama sahnesi gibi… Mimarimiz kadar şehirciliğimiz konusunda iyi sonuçlar çıkmadı bir kaç kuşaktır. Örneğin, dünyada bahçe duvarı olan gökdelenler Maslak, Levent hattında bulunur. Gökdelenler hava haklarını kullandıkları için yerdeki haklarını yayalara devrederler. Bizdeki gökdelenler ise bahçe duvarıyla çevrili. Sonra oralarda trafik büyük sorun oluyor. Trafikte sıkışanlarda kendileri… Halbuki o bölgenin komple yayaya uygun, altlardan girilen, bekçi kulübeleri olan bariyerler olmayan bir düzene geçmesi lazım. Bunu geliştirmek için bazı planlar yaptık. Değişik katlarda yani herkesin girebileceği katlar site sahiplerinin gireceği katları ayırmak gibi çözümler geliştirilebilir.
Mimarlığa fetişist gözle bakmıyorum
*Projelere yaklaşırkenki prensipleriniz neler?
Öncelikle dikkat ettiğimiz şey insan ve çevre verileri. Bazen bunun hiç olmadığı yerlerle de karşılaşabilirsiniz. İstanbul’un şöyle bir şansı var. Hem eskinin hem yeninin olması nedeniyle bu sorgulamayı en iyi yapabildiğimiz şehirlerden bir tanesi. Hemen yanı başımızda bin 500 yıllık binalar var. Dolayısıyla eski yaşamları kurgulayabiliyorsunuz. Mimarlığa fetişist gözle bakmıyorum. Taşlar, pencereler, mimari .. İçindeki yaşam önemli. Biz mimari grup olarak daha kamusal alanların kullanımı üzerine projelere önem veriyoruz. Hatta bu konuda en çok proje üreten gruplardan bir tanesiyiz. Dolayısıyla bizi sadece konut projeleri yapmak çok doyurmuyor.
*Size göre bir mimarın esas görevi nedir?
Mimarın esas görevi bunlar üzerinde çalışmaktır. Eskiden bu kadar farklı disiplinler yoktu. Mimarlar konutlarla değil kamu projeleriyle ilgilenirlerdi. Halk evini kendi yapardı. ABD’de hala böyle insanlar kendi evlerini kendileri yapıyorlar. Onunda faydası var buna biz mimarsız mimarlık diyoruz. Mimarlara yararlı faydalı kamusal projeler kalıyor. Bizim vizyonumuzda önümüzdeki dönemlerde bu tür projeler var. Mimarlıkta yeterince mimari gruplar olduğunu ve de mimaride de diğer branşlara nazaran iyi projeler çıktığını gözlüyoruz. Ama eksik olan şey şehircilik… Bu ayrı bir tecrübe ve bilgi istiyor.
*Yani bina üretmek işin kolay kısmı…
Evet. Bina işin kolay kısmı. Projelerimizde zaten daha çok bunun üzerine kurulu. Hem bir yandan mesleğimizin eksik kalan kısmına önem veriyoruz hem de mesela bizim şu anda yaptığımız projelerden biri Beşiktaş Balık Pazarı ve Kadıköy’deki tuvalet projesi uluslararası ölçekte bilinen projeler haline geldi. Bu projelerde Türkiye’den daha çok uluslararası ölçeklerde övgü alıyoruz. Bu da bizim için çok önemli.
Başarısız müteahhit herşeyi etkiliyor
*İnşaat sektörünün gelişimini nasıl buluyorsunuz?
İnşaat sektörü işsizliği süspanse ettiği için başıboş bir sektör. Kendi iç denetimi olmayan bir sektör. Türkiye’deki inşaat sektörünün organize edilmesi lazım. Mesela Bankacılık Düzenleme Kanunları gibi onlarda da kanunların olması lazım. Bu kadar vahşi bir düzende olmaması lazım. Başarısız bir müteahhit herşeyi kötü yönde etkiliyor. Yapılan işler fazla bireysel ve içe dönük kalıyor.
*Nasıl işler yapılmalı?
Üç kavrama dikkat edilmeli. Bunlar creativite, teknoloji ve business… Creativite şehircilik, teknoloji altyapısı ve bunun doğru şekilde konumlanması business ise hem oturanlara hem gezenlere hem de turizme hizmet etmeli. Öyle birşey olmalı ki insanlar orayı gezmek istemeli, görmek istemeli.
Türkiye’de mimarlık kreativ ağırlıklı
*Türkiyedeki mimarlığı nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’deki mimarlık teknolojk özellikte değil, kreativ ağırlıklı. Malzeme seçmeye, malzeme kompoze etmeye dayalı. Mekan kalitesi ve yapısal strukturel özellikler taşımıyor. Bir yapının teknolojisine de bir yapının ortak mekanlarına da hayranlık duymalısınız. Bu konuda eksiklik var. O da talebin metrekare ağırlıklı gelmesinden kaynaklanıyor. Mimarlıktan bahsedebilmek için ölçülemeyen değerlerden bahsetmeliyiz.
*Nedir bu ölçülemeyen değerler?
Ölçülemeyen değerler matematiğin olmadığı hisler.. Hacimle olur. İnsan minimum 2 metreküpte yaşar. Bu da içine kaç insanın girebileceğini gösterir. Dolayısıyla metrekare söz konusuysa mimarlıktan değilde imardan söz edebiliriz. Mimarlıktan söz etmek için erken. Ayrıca Türkiye’de mimarlara iş ısmarlamanın şeklinde bir yanlışlık var. Talebin inşaatçıdan gelmemesi lazım. Mimar imara karar verir. Türkiye’de ise tam tersi imar mimara karar veriyor.
*Nasıl oluyor?
Türkiye’de mimarın herkes müşterisi olabilir. Bunu kabul ediyoruz. Ancak kamusal alanda mimarın seçilebilmesinin metodları vardır. Mesela yarışmalar… Seçilme kriterlerinin hem kamusal konularda hem de özel sektörde gözden geçirilmesi lazım. Mimarı seçerken yarattığı metrekare ya da fiyatına göre seçilemez. Mezun olan herkes eğer eniştesi inşaatçıysa mimari proje yapabilir diye birşey yok yani. Mimarlıkta kayırma olmamalı. Bilimsel değil enteresan bir iş yani. herhangi bir yere dünyaya bişey ekliyorsun. O ekleme nasıl olmalı eklediğin zaman getirdiği problemler. Rüzgarın gelişini değiştiriyorsun ordaki trafiği değiştiriyorsun. Oraya yeni bir enerji getiriyorsun ya iyi bir enerji ya da kötü bir enerji.. Bu tür yerlerde alternatf yaratmak referenadum yapmak gerekiyor.
Avcıoğlu’nun bazı projeleri
One & Ortaköy
Autopia
ATK Ataköy AVM
Beşiktaş Balık Pazarı
Castlerock
Borusan Müzik ve Sanat Evi
Kazan’ın en yüksek bina projesi
Kuum Hotel Spa & Residences
Kadıköy Yer Altı Tuvaleti
Besiktas Balık Pazarı
Le Cercle D’Orient Açık Alan Düzenlemesi Vedat Semiz Evi (Exploded House) ODTÜ AR-GE (Silicon) Yapısı Plastikos Ercüment Uçan Evi (Sloped House)
Tekstilbank Yönetim Binası Skyscraper Konsept Projesi Ramp House NYC The Hill Japon Bahçesi Konsept Projesi
Avcıoğlu’nun ödülleri
ODTÜ Teknokent Ar-Ge Binası Yarışması, 4. Ödül, ÇİMSA Kent Mobilyaları Yarışması, 2. Ödül, Tekstilbank Genel Müdürlük Binası Mimari Proje Yarışması, 1. Ödül İzmir Adnan Menderes Havaalanı Yeni Dış Hatlar Terminal Binası ve Katlı Otoparkı Yarışması, 2. Mansiyon, TED Ankara Koleji Yerleşkesi Yarışması, 1. Ödül, Konkur AŞ “Ahşap Ev” Mimari Fikir Yarışması, Büyük Ödül, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Bina Kompleksi Mimari Proje Yarışması, 1. Mansiyon, Ulusal Mimarlık Ödülleri, Yapı Dalı - Başarı Ödülü, (Kadıköy Yer Altı Tuvaleti, 1998)
Dostları ilə paylaş: |