Hediye Disney gezisi
Türkiye’nin en popüler “bizden” kahramanlarından olan “Sizinkiler”in çizgi karekterleri, 1995’ten bu yana da kitaplaştırılarak çocuk gelişimi ve eğitimi dünyasına girdi. Bugüne kadar 15 “Sizinkiler” albümü, 7 süper albüm, 16 boyama kitabı, 4 oyun kitabı, 12 cep kitabı, 5 İngilizce kitap ve 5 Türkçe hikâye kitabı olarak yayınlandı. Müzikali izleyip, biletteki kuponu doldurarak çekilişe katılanlardan 20 çocuk Paris’te Euro Disney’e gitmeye hak kazanacak.
“Tüm çocuklara ulaşacağız”
Galaya katılan “Sizinkiler” çizgi karekterlerinin yaratıcısı karikatürist Salih Memecan, çizdiği karakterleri sahnede izlemenin kendisini çok etkilediğini vurguladı. “Sizinkiler” bant karikatürü aracılığıyla çocuklarla başlayan ilişkisinin kendisini çok etkilediğini ve büyüklere yaptığı çizimlere oranla, çocuklarda daha fazla titizlendiğini belirten Memecan, “Çocuklar hatayı affetmiyor. Karikatürleri çok dikkatli okuyor ve takip ediyor. Hatalı mesajları hemen uyarıyorlar. Çocuklara ulaşmak çok daha önemli” dedi. “Sizinkiler” karikatürlerindeki evin uslu çocuğu “Limon” ile yaramaz arkadaşı “Zeytin” tiplemelerinin tüm çocukların sentezi olduğunu ve bu yüzden de büyük beğeni topladığını belirten Memecan, “Sizinkiler”in oyunla çok daha geniş kitleyle tanışacaklarını anlattı. Memecan, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Oyunu esasında ben yazmadım. Oyunun karakterlerini ben sağladım, konseptini ben sağladım. Oyunu Can Yılmaz yazdı. Çok heyecanlı, öncelikle çok stresli bir iş. Fakat şimdi çok gurur duyduğum, rahatladığım bir olay. ‘Sizinkiler’ benim için çok farklı bir çizim Burada çocuklara ulaşıyorsunuz. Bu çok önemli. Benim en ciddi okurlarım esasında çocuklar. Onları ciddiye almak zorundasınız. Çünkü onlar kırıldı mı kırılıyor. Onlar sizi idare etmiyorlar ve onlar sizi çok ciddiye alıyorlar. Dolayısıyla siz de onları çok ciddiye almak zorundasınız. Bu oyun o bakımdan çok iyi oldu; yani onlara ulaşabilmem, daha kolay ulaşabilmem için. Karakterleri böyle sahnede olunca insan gurur duyuyor, hoşuna gidiyor.”
“Sizinkiler”deki karekterleri canlandırırken yaşamın içinde ne varsa onu değerlendirdiğini anlatan Memecan şöyle konuştu: “Çocuklara hitap etmek çok keyifli bir duygu. Bunu çok ciddi söylüyorum. Büyüklere hitap etmek, yani siyasi karikatür yapmak da hoş ve önemli bir şey ama çocuklara yaptığınız işi beğendirdiğiniz zaman çok büyük bir haz duyuyorsunuz ve daha gerçek.” Memecan, Koç Grubu’nun 80. yılı dolayısıyla böyle bir destek vermesi sayesinde projeyi gerçekleştirebildiklerini belirterek, “Böyle bir oyunu tüm çocukların seyretmesini sağlayacak bu büyüklükteki bir destek çok önemli. Bu bence bir hizmet ve başlangıç yaratacak. Çok önemli bir karar böyle bir oyuna destek olmak. Kendilerine canı gönülden teşekkür ediyorum.”
Çocuk yuvası öğrencilerine özel davet
Koç Holding, İstanbul’daki Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı çocuk yuvası öğrencileri için özel bir gösteri hazırlayarak, 400 çocuğu müzikali izlemek üzere BKM’ye davet etti. Sekiz çocuk yuvasından 400’e yakın çocuğun katıldığı oyun büyük neşe içerisinde geçerken, miniklere Divan’dan çikolata ve SEK’in meyveli sütleri ikram edildi. “Sizinkiler” oyununu izlemeye davet edilen çocuk yuvaları şöyle: Emrullah Turanlı Çocuk Yuvası, Küçükyalı Çocuk Yuvası, Kasımpaşa Çocuk Yuvası, Şeyh Zayed Çocuk Yuvası, Yakacık Çocuk Yuvası, Eyüp Çocuk Yuvası, Bahçelievler Çocuk Yuvası, Fatih Çocuk Yuvası, Göztepe Semiha Şakir Çocuk Yuvası”.
“Sınırsız hayal kurmaya çağırıyoruz”
Koç Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Oya Ünlü Kızıl,
Koç Topluluğu’nun 80. yıl kutlamalarında, geleceği kuracak olan çocuklara ve gençlere öncelik verdiklerini belirtti.
Koç Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Oya Ünlü Kızıl, “Sizinkiler-Dünya Kaç Bucak” oyunuyla verilmek istenen mesajı ve oyunun Koç Topluluğu açısından önemini şöyle özetledi: “Biliyorsunuz, Koç Topluluğu’nun her zaman vurguladığı en önde gelen vizyonunu, “Türkiye’nin geleceğine inanıyoruz ve bu gelecek için çalışıyoruz” ilkesi oluşturuyor. Çocuklarımız da Türkiye’nin geleceği. Çocukların eğitimi, zihinsel gelişimi ve onları geleceği düşünen bireyler olarak yetiştirmeyi hedefleyen projeler de bizim için ilk sırada yer alıyor. Koç Topluluğu’nun 80. yıl etkinlikleri kapsamında hayata geçirdiği ilk proje de “Sizinkiler-Dünya Kaç Bucak” müzikali oldu. Bu müzikalle, çocukların hem zihinsel hem de kültürel gelişimlerine katkıda bulunmayı, hayal dünyalarını geliştirmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. 80. yılımızda altını çizdiğimiz diğer bir hedefimiz de “Oyun alanımız dünya” konsepti. 80. yıl kutlamalarında, bugünün ve geleceğin Türkiye’sine armağan ettiğimiz müzikalle çocukları hem dünyayı tanımaya, hem de sınırsız hayaller kurmaya, keyifli bir maceraya katılmaya, kısaca hayallerinin peşinden koşmaya davet ediyoruz. Çünkü hayal gücü, insanın yaşam hedeflerini gerçekleştirmesi, coşkulu ve mutlu bir birey olabilmesi için en gerekli hazinedir. İşte bu yüzden toplumumuzun ilerlemesinde, hayallerini gerçeğe dönüştürmesinde çocuklar bizim için çok değerli. Bu nedenle oyunu olabildiğince çok çocuğa izletelim istiyoruz.
Koç Holding olarak ülke içindeki sosyal sorumluluk projelerimizin yanı sıra Türkiye’yi uluslararası platformda tanıtmayı amaçlayan projelerimize de hız vereceğiz. Yurtdışındaki projeleri Türkiye’nin itibarını artıracak, arzulanan siyasi ve ekonomik gelişmelerin hızlanmasına destek olacak şekilde, bir çatı altında toplamayı planlıyoruz.”
Oya Ünlü Kızıl, 80. yıl kutlamalarında gençlere ve eğitime yönelik de heyecan verici projeler bulunduğunu, bunları da zamanı geldikçe kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.
Koç Holding 80. yılında da eğitim yatırımlarına devam ediyor
İstanbul’da yapılacak Mesleki Eğitim Merkezi ve Sosyal Tesisler Kompleksi’nin Eğitmen Eğitimi Binası’nın yapımı üstlenen Koç Holding, Beyazıt’ta deprem nedeniyle hasar gören bir ilkokulu yeniden inşa ettiriyor. Diyarbakır’da da bir okul tamamen onarılacak
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, İstanbul Valisi Muammer Güler ile iki önemli eğitim projesi için protokol imzaladı.
24 Şubat’ta İstanbul Valiliği’nde düzenlenen törenle imza atılan protokollere göre iki yeni eğitim yuvası Koç Holding tarafından inşa ettirilecek. Koç Holding, protokoller kapsamında İstanbul Sanayi Odası Vakfı (İSOV) tarafından yapımına başlanan ve 2006–2007 Öğretim Yılı’nda hizmete açılacak olan Mesleki Eğitim Merkezi ve Sosyal Tesisler Kompleksi’nin Koç Eğitmen Eğitimi Binası’nın yapımı ve donanımını 1 milyon dolar bağışla tamamen üstleniyor. Bu projeye göre, inşa edilecek Anadolu Meslek Lisesi’nde yaklaşık 500 öğrenci eğitim görecek. Ayrıca, Türkiye’deki tüm meslek lisesi öğretmenlerinin, son teknolojileri ve branşlarındaki gelişmeleri düzenli takip etmeleri için her yıl verilecek eğitimler ve bilimsel çalışmalar Koç Eğitmen Eğitim Binası’nda yürütülecek.
Koç Holding ayrıca, İstanbul Beyazıt’ta deprem sonrası zarar gören bir ilkokulu yıkarak yeniden inşa ettiriyor. Ford Otosan tarafından inşa edilecek iköğretim okulu da 2006–2007 Öğretim Yılı’na yetiştirilecek.
Vehbi Koç Vakfı’nın 2006 yılındaki bir diğer eğitim projesi de Diyarbakır’da yeniden inşa edilecek olan Vehbi Koç İlköğretim Okulu.
Vehbi Koç Vakfı’nın misyonu çerçevesinde, gelişmeye açık üç temel alandan biri olan eğitime yönelik bu üç proje için, Koç Holding ve Vehbi Koç Vakfı önemli miktarda kaynak ayırıyor. Koç Topluluğu, desteklediği diğer eğitim vakıflarının yanı sıra, halen Vehbi Koç Vakfı bünyesinde verdiği burslar ve aynı bünyede hizmet veren Koç İlköğretim Okulu, Lisesi ve Koç Üniversitesi dışında, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan 13 tane ilköğretim okulunu topluluk şirketleri tarafından destekleyerek, eğitim konusunda çalışmalarını da artırarak sürdürüyor. Koç Holding ve Vehbi Koç Vakfı ayrıca, Adıyaman’da geçen yıl Haziran’da temelleri atılan bir üniversite binasını bu yıl hizmete açacak.
Grande Punto rekora koşuyor
Fiat’ın yeni yüzü Grande Punto Türkiye’de piyasaya çıktığı ilk ayda 2 bin adetle satış rekoru kırdı. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, “Bu başarıda Fiat ve Koç Topluluğu arasındaki güçlü işbirliğinin rolü büyüktür” dedi
Türkiye pazarına 15 Şubat tarihinde sunulan Fiat Grande Punto, 15 Mart’ta Akatlar Spor Kompleksi’nde gerçekleştirilen muhteşem bir törenle iş, sanat ve eğlence dünyasının önde gelenleri ile buluştu. Geceye, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Koç Holding CEO’su Bülend Özaydınlı, Fiat Marka Direktörü Luca De Meo ve Tofaş CEO’su Alfredo Altavilla, Koç Topluluğu’nun üst düzey yöneticileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı. Lanse edildiği İtalya, Fransa, Almanya ve İspanya pazarlarında büyük beğeni toplayan Grande Punto, Türkiye’de de rekor satışa ulaştı. Grande Punto, bir ayda 2 bininci siparişini aldı.
Gecede bir konuşma yapan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç “Avrupa’da büyük bir beğeni ile karşılanan Grande Punto’nun Türkiye’de de aynı ilgiyi göreceğine inancım sonsuz” sözleriyle başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu kusursuz aracın, tasarımı, gücü ve güvenlik standartları ile ciddi bir rekabetin sürdüğü otomotiv sektöründe rakiplerinin önüne açık farkla geçeceğine inanıyorum... Koç Topluluğu olarak, pek çok alanda olduğu gibi otomotiv sektöründe de güçlü ve lider konumumuzu pekiştiren verimli bir yıla imza attık. Bu başarıda kuşkusuz Fiat ve Koç Topluluğu arasındaki güçlü işbirliğinin de rolü büyüktür. Türkiye otomotiv sektörünün lider şirketlerinden biri olan Tofaş; Fiat ve Koç birlikteliğinin güçlü markalarından biri olarak bu yıl da gurur kaynağımız oldu. Bu haklı gururun en önemli nedenlerinden biri de, Fiat'ın dünyadaki dört büyük üretim merkezinden birini Tofaş’ın oluşturması ve binek araç segmentinde üretimini her yıl daha da artırmasıdır. Tofaş da otomotiv sektöründe yeni ve dinamik yaklaşımın temsilcisi olarak Türkiye pazarındaki payını her geçen yıl ileriye taşıyor.”
Mustafa V. Koç sözlerine şöyle devam etti: “Bulunduğumuz sektörde lider olmak, Topluluk olarak hedeflerimiz içinde en önemlilerinden biri. Fiat-Koç ortaklığından aldığımız güç ve enerji de 2006’da daha büyük hedeflere koşma arzumuzu kamçılıyor. Geniş ölçekte baktığımızda da, Koç-Fiat ortaklığının Türk otomotiv sektörüne sağlayacağı katkı ülke ekonomisinin gelişimine önemli bir etki yapacak ve Topluluk olarak bizi ‘global oyuncu” olma hedefimize bir adım daha yaklaştıracaktır.”
Altavilla da gecede yaptığı konuşmada, “Grande Punto, henüz bir ay gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen Türkiye pazarında da büyük ilgi ve heyecan uyandırmış durumda” dedi.
Koçtaş’ın sekizinci mağazası Kuşadası’nda açıldı
Farklı şehirlerdeki yeni açılan mağazalarla hızlı büyümesini sürdüren Koçtaş, Kuşadası’nda da hizmete girdi. 2 bin metrekarelik alan üzerinde faaliyet gösterecek olan Koçtaş Kuşadası mağazası, geniş ürün yelpazesini Ege Bölgesi’ne uygun fiyatlar ve ödeme koşulları ile sunacak
Koçtaş’ın sekizinci mağazası Kuşadası’nda açıldı. 2 bin metrekarelik alan üzerine kurulu Koçtaş Kuşadası mağazası, evlerini güzelleştirmek isteyenlere çok sayıda seçeneği bir arada sunuyor. Mağazada dekoratif ürünlerden inşaat malzemelerine, ev tekstili ürünlerinden bahçe mobilyalarına, aydınlatma ürünlerinden genç odasına, hazır perdeden halıya, boyaya ve parkeye kadar binlerce ürün yer alıyor.
Koçtaş Genel Müdürü Levent Çakıroğlu, ürün ve hizmetlerini yeni açacakları mağazalar ile Türkiye geneline yaygınlaştırmayı hedeflediklerini belirtti. Çakıroğlu şunları söyledi: “Ürün ve hizmetlerimizi Edremit’in ardından sekizinci mağazamızı açtığımız Kuşadası’na sunuyoruz. Bu bölgede ve çevresinde yaşayanlar, mağazamızda sunacağımız binlerce çeşit ürüne, çok uygun fiyatlar ve ödeme koşullarında sahip olabilecek. Ürünlerimiz ve uzman danışmanlarımızla, evini güzelleştirmek amacıyla mağazamıza gelen ziyaretçilerimizin hayatlarında fark yaratacağımıza inanıyoruz. Yatırımlarımızı, Türk ekonomisindeki güçlü büyüme ivmesi ve Türk insanının modern yaşam standartlarına ulaşma yolunda attığı adımlar paralelinde sürdüreceğiz. Yıl sonuna kadar mağaza sayımızı 10’a, önümüzdeki beş yıl içinde ise 35’e çıkarmayı hedefliyoruz. Böylelikle pazardaki konumumuzu güçlendirecek ve daha fazla evin güzelleşmesine katkıda bulunacağız.”
Koçtaş’ın Kuşadası dışında, İstanbul Kartal ve Şişli’de, İzmir Bornova ve Balçova’da, Antalya, Bodrum ve Edremit’te olmak üzere yedi mağazası bulunuyor. Kuruluş, güçlü yerel tedarik zinciri sayesinde, Türkiye’de tanınmış çok sayıda markanın ürünlerini uygun fiyat ve kolay ödeme avantajıyla tüketicilere sunuyor.
Binlerce ürün Koçtaş mağazalarında
“Arayın Getirelim!” adını verdiği sistem ile telefonla sipariş dönemini başlatan Koçtaş, Türkiye’nin tüm il ve ilçelerine ürün teslimatı yapıyor. Siparişler 0216 454 10 10 numaralı Telefon Sipariş Hattı’ndan ya da Koçtaş’ın web sitesinden kolaylıkla verilebiliyor. Koçtaş’ın “Arayın Getirelim!” sistemi, bilgisayar veya internet bağlantısına sahip olmayan tüketiciler ile Koçtaş Mağazası bulunmayan illerdeki tüketicilere kolaylık sağlıyor.
Antalya’da Talya devri yeniden başlayacak
Antalya’nın ilk beş yıldızlı oteli Divan Talya, özellikle bir şehir oteli olarak Antalyalılara ve kongre turizmine yönelik bir dizi projeye imza atacak. Divan Antalya Talya Müdürü Murat Gün sorularımızı yanıtladı
“En son yaptığımız Divan A.Ş.’ nin vizyon ve misyon toplantısında, oteller kısmı olarak 2010 yılına kadar 25 yeni otel hedefi konuldu”
Divan Antalya Talya kentin en eski beş yıldızlı oteli. Bu anlamda Divan Talya’nın Antalya’da nasıl bir misyonu var? Divan Talya’da ne gibi değişiklikler ve yatırımlar planlıyorsunuz?
Divan Talya Antalya’nın ilk beş yıldızlı oteli. Bu yüzden Antalya turizmine referans verilirken Talya öncesi ve Talya sonrası diye tanımlamalara bile rastlıyoruz. Hem Antalya halkı için, hem de burada turizmle ilgilenen herkes için çok önemli bir yeri var Talya’nın.
Divan Grubu 2006’da 50. yılını kutluyor. Talya da burada ilk olmanın avantajları ve dezavantajlarını yaşıyor. İlk olduğunuz zaman eski ama yaşlı oluyorsunuz. Talya 1975’de yapılmış. Birkaç renovasyon görmüş ancak en son renovasyon 1988 senesinde yapılmış. Bu yıl içinde altıncı katı tamamen yenileyeceğiz. Ayrıca diğer katlarda da, oda koridorlarındaki halılar ve duvar kâğıtları değişecek. Otelin bütün televizyonları değişiyor. Altıncı katta ve diğer süitlerde, bir de corner room’larda LCD televizyonlar gelecek. Diğerleri Beko’nun 55 ekran otel tipi televizyonu olacak. Fitnes’ta ve spa’da yeni bir işletmecimiz var. Onunla beraber bir yatırım da orada yapacağız. Aletlerin yenilenmesi, yerin biraz daha güzelleştirilmesi sağlanacak. Ondan sonra, otelin dışı bayağı iyi bir tamirat görecek bu sezon. Bizim amacımız, Talya’ya yalnızca turistleri değil, Antalyalıları çekmek. Zaten bu grup eskiden beri Talya’ya geliyor. Biz bu kitleyi daha da genişletmek istiyoruz.
Antalyalılar Talya’yı nasıl görüyor? Gün içinde otelin sosyal aktiviteleri oluyor mu? Bu yönde yeni yatırımlar düşünüyor musunuz?
Amacımız Antalyalı bir ev kadınının da aktivite merkezi haline getirmek Talya’yı. Fitnes’a, akşamüstü oturmaya, havuza girmeye Talya’ya getirtmeye çalışıyoruz. Normalde bizim müşteri profilimize bakıldığı zaman, 20–25 yıldır düzenli olarak Talya’ya gelen turistleri görüyoruz. Biz artık, biraz da gençleşmek istiyoruz. Ayrıca bizim konum olarak bir özelliğimiz var. Biz bir şehir oteliyiz de. O yüzden aslında büyümek istediğimiz segmenti de toplantılar ve işadamları oluşturuyor. O yüzden hamlelerimizi o müşteri profilini memnun edecek, onlara çekici gelebilecek şekilde yavaş yavaş değiştirmek istiyoruz. Bu yüzden de toplantılar bizim için çok önemli. Kongre ve Konferans Merkezi gerçekten kapasitesiyle belki Antalya’da en iyi lokasyonlardan biri. Tur operatörleriyle diyalogları geliştirerek, otele daha çok gelir getirebilecek toplantı segmentinde büyümek istiyoruz. Kongre ve Konferans Merkezi 1500 kapasiteli konferanslar için çok önemli bir kompleks. Antalya’daki akademi ve iş çevrelerinin toplantılarının burada yapılmasını planlıyoruz. Hedefimizi bunun üzerine inşa ettik.
Divan Oteli denince müşteri ne beklemeli?
Divan Oteli denince, bizim misyonumuz misafirlerimize en üstün hizmeti vererek onların beklentilerini aşmak ve hayat boyu Divan keyfini onlara sunabilmek. Divan deyince tabii ilk başta akla keyif ve bir tat geliyor, Divan tadı geliyor. O yüzden misafirlerimize de sunmak istediğimiz; keyifli tatlarla beklentileri daha da aşmak. Gerçekten, Divan’ın da kendini yenilemesi lazım. 50. yıla girerken önemli bir miras devralındı. Biz de bu mirası daha da ileriye götürerek misafirlerimizin önüne çok daha yeni ürünlerle, yeni servislerle, yenilenmiş ürünlerle çıkacağız.
Otelcilikte gelinen ellinci yılda hedefleriniz nelerdir?
En son yaptığımız Divan A.Ş’nin vizyon ve misyon toplantısında, oteller kısmı olarak 2010 yılına kadar 25 yeni otel diye bir hedef konuldu. 25 otel de, otellerin binalarına yatırım yapmayarak Divan City modelinde olduğu gibi “management contract”larla büyümek. Yani bir kira bedeli karşılığı sadece otellerin yönetimini alarak, başka yatırımcıların otellerini işletmek hedefi koyduk. Bunun çerçevede Ankara City Eylül ayında
Güniz Sokak’ta açılacak. Ondan sonra da üstünde çalıştığımız birçok proje var. İstanbul Anadolu tarafında bir otel planlanıyor. Ayrıca ekonomisi düzelen, iyi olan, hareketli Anadolu şehirlerinde, Gaziantep, Denizli gibi yerlerde de, İzmir’de, Kıbrıs’ta da projelerimiz var. Tabii ki buradaki hedef de işadamları. Çünkü operasyonel marjlara da baktığımız zaman bizim için avantajlı olan o; yani en çok kâr gördüğümüz oteller; mesela Divan City çok başarılı. Yatırımımızın az olduğu, ancak kârın yüksek olduğu oteller. Yani büyüme resort tipinde değil de şehir otelciliğinde olacak; hedef o.
Antalya Divan Talya
Divan Antalya Talya, hem kentin merkezinde yer alan hem de deniz kenarında "özel plajı" olan, Antalya'nın ilk ve tek beş yıldızlı oteli. Körfeze hakim bir falez üstünde yükselen Divan Antalya Talya, Bey Dağları'nın eşsiz manzarasına karşı mükemmel konumu ile büyüleyici bir atmosfer içinde yer alıyor. Divan Antalya Talya sadece beş Yıldızlı bir otel değil; kongre, konferans ve incentive programlarından en yüksek verimin alındığı, iş dünyasının seçkin buluşma adreslerinin başında geliyor. Talya 22 yıllık yerel ve ulusal deneyim birikimi ile Antalya ve çevresine benzersiz fırsatlar sunuyor. Divan Antalya Talya Oteli Kongre ve Konferans Merkezi üstün profesyonel anlayışı ve detayları önemseyen dikkatiyle 2000'li yılların teknolojisini de sunuyor.
Arstil ve Arçelik’te plaza mağazacılığına doğru
Antalya Arçelik ve Arstil Bayii Topaylar Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sami Topay, beyaz eşya, elektronik, mobilya ve diğer tüm ev ihtiyaçlarını karşılayacak bir plaza kurduklarını belirtti. Topay, inşa ettirdikleri plaza ve Antalya ekonomisi hakkındaki sorularımızı yanıtladı
“Yurtdışına gittiğiniz zaman beyaz eşya satan mağazalar genelde mobilya, ev tekstilinin tamamını birlikte pazarlayabiliyorlar. Zaman içerisinde Avrupa ile uyum sağlayabileceğimize göre biz de mecburen katlı mağazacılığa geçmek zorundayız.”
İlk mağzanızı ne zaman açtınız?
İlk mağazamı 1990’da Çalı’da açtım. 90 metrekare bir mağazaydı. İki yıl içinde yetmemeye başladı ve asma kat eklettik. Asma kattan sonra birinci kattaki daireyi aldık, orayı kattık ama yine yetmedi. Sonuç olarak 1994 krizi geldi. Bu kriz esnasında yanılmıyorsam tüm bayiler küçülmek durumunda kaldı. Biz ise yüzde 40 büyümüşüz. Bunun üzerine bize ikinci bir mağazayı vermeyi uygun gördüler. Soğuksu’da bir mağaza açtım. Aradan iki yıl geçti, 1996 yılında merkezdeki mağazayı açtık. Ama buradaki mağazayı ben üçüncü bir mağaza olarak istedim. 2004 yılında da aynı dükkanın ikizini aldık. Şu anda bulunduğumuz yer iki dükkandır. Şu andaki kullanım alanımız aşağı yukarı 900 metrekarenin üzerindedir, 1000 metrekareye yakındır.
Ne zaman şirket oldunuz?
1992 yılında. Biz üç kardeşiz, üç mağazamız var. Her mağazayla birimiz ilgileniyor. Ama bunun yanında devamlı olarak mağazaları genişletme hesabına yöneldik. Burayı aşağı yukarı 1000 metrekareye çıkardık. Ayrıca Arstil’i satmaya başladık. Şu anda burada sergiliyoruz mobilyaları. Beyaz eşya sektörü ve mobilya, ikisi bir arada olunca katlı mağazacılık lazım. Şu anda Çallı’da sekiz katlı bir plaza yaptırıyoruz.
Mobilya ve beyaz eşya için sekiz katlı bir plaza kuruyorsunuz. Nasıl bir satış ve nasıl bir sergi sistemi bekliyorsunuz? Nasıl bir sistem kurmayı planlıyorsunuz?
Ben Çallı’daki ilk Arçelik mağazasını aldığım zaman, o zaman tek mağazaya sahiptim. Arçelik’in yanı sıra tencere ve tava gibi mutfak eşyaları da pazarlıyordum. O yıl içerisinde Türkiye’de en fazla satan perakende bayi bizmişiz. Arçelik Genel Müdürü Gündüz Özdemir ya da diğer yönetici arkadaşlar da, “Bir evde ne lazımsa tamamını biz verelim bayilere” sistemini güdüyorlar. Dolayısıyla onlar bu zihniyet yapısında ise biz de bunlara yönelip altyapıyı yapmamız lazım. Şu anda benim edindiğim izlenim, Arstil’in yanı sıra mutfak eşyasına girecekler, halıya girecekler yani eve ne lazımsa müşteriye hemen hemen hepsini vereceğiz. Yani çeyiz için bize gelinecek ve bir eve gerekli olan her şey alınıp çıkılacak.
Biz ayrıca, 1999’da ilk defa bir toplantıda mobilya gündeme getirilince, 10 katlı bir bina satın aldık. Sekiz katlı binamızın yanı sıra 10 katlı binayı da plaza olarak çalıştırmayı planlıyoruz. Arstil satacak olanların geniş mağazaya sahip olmadıktan sonra başarı şansları yoktur. Çünkü konsepte uygun geniş mağazaları olacak, geniş nakitleri olacak ve bu işe ayıracak vakitleri ile personelleri olacak.
Antalya’da yılda ne kadar mal satılıyor? Büyüme potansiyelini nasıl görüyorsunuz?
Çok yeni bir istatistikî araştırmada, yanılmıyorsam 2015 yılında Antalya nüfusunu 6 milyon olarak tahmin ediyorlar. Şu anda 1.5-2 milyon arasında, Türkiye’de en fazla büyüyen şehir olmaya aday. Türkiye’nin turizm yatırımı olarak gözbebeği olan bir yer. Dolayısıyla genç nesil turizmi seviyor. Rahat iş bulurum diyerek de Antalya’yı tercih sebebi yapıyorlar. Aileden birkaç kişi geldiği zaman, ailenin tamamının Antalya’ya taşınma olasılığı da yüksek; ki bunu görüyoruz. Dolayısıyla büyüyen bir şehir. İş potansiyeli olduğu, nüfus da arttığı sürece de bizim de satışlarımız mutlaka artacaktır.
Plazalaşma sürecindeki hedefiniz ne? Hangi malları satmak ve ne kadarlık dönem için hedef çizdiniz kendinize?
Yurtdışına gittiğiniz zaman görüyorsunuz; beyaz eşya satan mağazalar genelde mobilya ve ev tekstilinin tamamını birlikte pazarlayabiliyorlar. Zaman içerisinde Avrupa ile uyum sağlayabileceğimize göre biz de mecburen katlı mağazacılığa geçmek zorundayız. Şu anda bizim tüm yatırımlarımız o yönde. Yani belirli bir zaman içerisinde katlı mağazacılık ihtiyacı olduğu anda, biz açıkta kalmayacağız. Bizim yatırımlarımız tamamen o yöne doğru şekillendi. Önümüzdeki dönemde elektronik ve beyaz eşya daha fazla gelişecek. Çünkü geçmiş dönemlerde biz cironun yüzde 80’ini beyaz eşyadan yaparken yüzde 20’sini elektronikten yapıyorduk. Şu anda elektronik rakamı yüzde 40’a yaklaştı. Bir de elektroniği yenileme hızı çok daha fazla. Benim kafamdan geçen olay, mağazanın belirli bir kısmını tamamen elektroniğe ayırmak, her şeyi sergilemek.
Koç Topluluğu ile ilişkinizi soralım. Koç Holding’in bayisi olmak ne demek?
Koç amblemi Türkiye’de hakikaten ayrı bir standarttır. Bana göre ayrı bir üst kimliktir. Bugün şirketten gelen arkadaşlara da aynı şeyi söylerim; bizim dışarıdaki Arçelik levhasını kaldırın, Topaylar ismi o kadar etkili olmayabilir ama Arçelik’in altında Topaylar çok etkilidir. Bizim için önemli olan oradaki levhadır. O da Koç’un bir nimetidir.
Yıllık satış rakamlarınızı verebilir misiniz?
Perakendede Antalya pazarının aşağı yukarı yüzde 26-27’si bize ait. Antalya’da toplamda 21 bayiyizdir. 21 bayinin üç tanesi zaten bize ait. Pazarda da yüzde 26-27 düzeyinde paya sahibiz. Hedefimiz yüzde 30’u yakalamak.
Onların evi okulda
VKV Koç Özel Lisesi’nde uzun bir aradan sonra yeniden faaliyete geçen yedi gün yatılı programı, özellikle İstanbul dışından gelen öğrenciler için büyük bir avantaj. Öğrenciler bu sayede yedi gün boyunca sadece arkadaşlarıyla birlikte olmakla kalmıyor, aynı zamanda derslerinde de daha başarılı oluyorlar
Yedi gün yatılı öğrenciler de uygulamadan son derece memnunlar. Yatılı olmanın hem arkadaşlığı pekiştirdiğini hem de pek çok avantajı beraberinde getirdiğini düşünüyorlar
Vehbi Koç Vakfı Koç Özel Lisesi’nde geçmiş yıllarda faaliyet gösteren yedi gün yatılı programı bu öğretim yılı başından itibaren yeniden hayata geçirildi. Özellikle İstanbul dışından gelen öğrenciler için büyük bir avantaj sağlayan bu sistem, öğrencilerin haftanın yedi günü okulda kalabilmesine olanak sağlıyor. Toplam 129 yatılı öğrencinin eğitim gördüğü Koç Özel Lisesi’nde bu yıl eğitim gören yedi gün yatılı öğrenci sayısı 23. Okulda halen dört yatakhane bloku var. İki blokta ikişer kişilik, iki blokta da dörder kişilik odalar var. Öğrenciler genelde sınıf seviyelerine göre konaklıyorlar. Kızlar ve erkekler olmak üzere lise hazırlık, dokuzuncu ve onucu sınıflar birer blokta, 11 ve 12. sınıflar da ikişer kişilik odaların olduğu diğer bloklarda yer alıyor. Üniversite sınavına hazırlananların daha sakin bir ortamda kalmaları için böyle bir yerleşim uygulanıyor.
Yedi gün yatılı öğrenciler, öğrenim yılı boyunca neredeyse tüm zamanlarını okulda geçirdikleri için, okul dışı faaliyetlerle ilgili kimi çalışmalar da yapılıyor. Yatılı Müdür Yardımcısı Erkan Güçtekin, okul içindeki spor tesisleri ve kütüphane gibi sosyal tesislerin hafta sonu belli saatlerde öğrencilerin kullanımı için açıldığını belirtti ve şunları söyledi: “Sayımızın şu anda 23 olmasına karşın, evci çıkanlar ya da dershaneye gidenler olduğu için bazı hafta sonları okulda 12-13 kişi kalıyor. Bu nedenle topluca bir etkinlik yapmamız, örneğin hafta içinde yatılı öğrencilerle düzenlediğimiz turnuvaları hafta sonuna taşımamız pek mümkün olmuyor. Ancak öğrencilerden özellikle kültürel aktivitelere katılmak konusunda önemli bir talep var. Bize son derece yakın olduğu için Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’ndeki aktiviteleri kaçırmamaya, spor karşılaşmalarını izlemeye çalışıyoruz”.
Her öğretim yılı başında; Koç Özel Lisesi’ne yeni gelen yatılı öğrenciler için bir oryantasyon turu yapılıyor. Bu tur çerçevesinde öğrenciler İstanbul’un neredeyse her yerini gezip tanıyorlar. Önümüzdeki yıl hayata geçecek önemli bir proje de mentorluk. Bu proje çerçevesinde üst sınıfların yeni gelen öğrencilere mentorluk yapmasını planlanıyor. Yeni bir yatılı öğrenci geldiğinde mentoru belli olacak ve mentor yeni öğrenciye bir yıl boyunca her konuda destek olacak.
Dostları ilə paylaş: |